DÜNYA DENİZ TİCARETİ 6 TRİLYON DOLARA ULAŞTIDünya Deniz Ticaretinin ülkelerin ekonomisinde öncü lokomotif olması ve içinde 40.000 girişimcinin rol aldığı, 6 trilyon Amerikan Dolarına ulaşan bir sermaye hareketi ile ilişkilenen yapısıyla dünya deniz ticareti, günümüzde lojistik zincirin en önemli taşımacılık halkası durumuna gelmiştir. Türkiye’de Denizcilik idaresi olan Denizcilik Müsteşarlığı’nın üç genel müdürlüğünden birisi olan Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü bu derece önemli ve büyük bir sektörde deniz taşımacılığımızın ve deniz ticaret filomuzun gelişimine yönelik olarak, dünya deniz ticaretindeki gelişmeleri takip ederek ülkemizin bu potansiyelden daha çok pay alabilmesine olanak sağlayacak stratejik araştırmaları ve mevzuat düzenlemelerini yapan, idari uygulamaları yürüten bir kuruluş konumundadır. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünün başında hem denizci, hem de akademisyen kimliğiyle ön plana çıkan Doç. Dr. Kaptan Özkan Poyraz bulunmakta. Kendisiyle Türk Denizcilik Filosunu ve ülkemize katkısını konuştuk.Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünün görevleri nelerdir?Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, ülkemizdeki gemi ve yük hareketleriyle ilgili tüm istatistikleri ve ayrıca gemi sicillerini sicil liman başkanlıklarımız aracılığı ile tutmaktadır. Amacımız bu elektronik ortamda ve gerçek zamanda tutuğumuz bu bilgileri sadece derlemek değil, bilimsel analitik modeller ve yazılımlar kullanarak stratejik tahminlerde de bulunmak. Sistemin kurulmasıyla gelecek on yılda limanlarının hinterlandındaki ve transit taşımalardaki gelişimleri, filo kapasitelerini, ÖTV’siz yakıt örneğinde olduğu gibi sektöre ve yurttaşlarımıza sağlanan teşviklerin geri dönüşündeki doğrudan ve dolaylı faydaları modelleyerek tahmin edebileceğiz. Sayın Poyraz; ÖTV’siz yakıtta son durum Nedir?ÖTV’si sıfırlanmış yakıt uygulamalarını Maliye ile birlikte biz yürütüyoruz. Deniz Ticaret Odası da faaliyeti denetim ve kayıt altında tutmak yönüyle bizlere destek oluyor. Bu kapsamda, 2004 yılı içerisinde % 50-55’ lik kısmı kamu kuruluşlarınca kullanılmak üzere yaklaşık 241.000 ton yakıt verildi ve toplam olarak 190 trilyon TL ÖTV tahsil edilmeyerek sektör desteklendi. Yapılmayan ücret artışları ve indirimler dikkate alındığında, vatandaşa sağlanan destek miktarının yaklaşık 93 Trilyon TL’ olduğunu tahmin ediyoruz. Bu uygulamayla, kabotaj hattında çalışan yük ve yolcu gemisi işletmeciliği için maliyetlerin azalmasına bağlı olarak orta ve uzun vadede yatırım ve istihdam şeklinde katma değer sağlanacak. Yakında ihalesine çıkacak olduğumuz iki yeni fizibilite çalışması ile Akdeniz ve Karadeniz çanağında envanteri elimizde bulunmayan yük ve yolcu taşımaları ile baskın yük parsiyellerinin ortaya çıkarılmasını, uygun bir koster tipinin belirlenmesini hedefliyoruz. Ayrıca karayolu ile deniz yolu arasında mesafe ve doluluk parametrelerine bağlı olarak maliyet analizi dayanaklı karşılaştırmalar yaparak girişimcileri yeni hatlar da önereceğiz. ÖTV’siz yakıt ve hazır proje, sanıyorum artık devletin yapabileceği teşviklerin sınırları bunlar. Şimdi sıra girişimcilerde. Sektöründe uyguladığınız açılımlar nelerdir? Denizcilik Türkiye’de mevzuat açısından en çok liberalleşen sektör konumundadır. Son bir yıl içinde denizcilik sektörü olabilecek tüm limitler zorlanarak desteklendi ve bununla da kalınmayıp yasal düzenlemelerle serbestleştirildi. Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanununda yapılan değişiklik ile yurtdışından ithal edilecek gemilerde bu sicile kaydolabilmek için aranan tonaj sınırı 12.000 DWT’dan 3.000 DWT’ a, yolcu gemileri ile özel maksatlı/özel yapılı gemilerde ise 499 GRT’dan 300 GRT’a indirildi. 2581 Sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliklerle ithal edilen gemilere sağlanan muafiyetlerde tüm tonaj sınırlamaları kaldırıldı. Finans kuruluşlarının denizcilik sektörüne güveni ne konumda?Bir gemi finansmanının Türk Ticaret Kanununun (TTK) bazı maddelerinde değişiklik yapılarak, Türk Bayraklı gemilerin yurt dışında yabancılara satılabilme konularında kolaylaştırma sağlandı. Bu olay bir anlamda Uluslar arası finans kuruluşlarının sektöre güveni tazelenmiş oldu. Önceden Türk Ticaret Kanunu Alman normlarından türetilmiş bir yapıya sahip olmakla birlikte günün uluslararası ticari gereklerine uyumsuz bölümlere de sahipti. Türkiye’de dost ilişkilerini kullanmak suretiyle bir geminin yurtdışında haczedilmesi veya satışını önlemek veya geciktirmek mümkündü. Birinci derece ipotek alacağının önüne birtakım firklift alacaklar geçirerek yapılan bu tür engellemeler kreditörler ile armatörlerin arasında güveni ortadan kaldırmıştı. Yeni düzenlemeler ile gemi finansmanının önündeki engeller kaldırılmış ve bayraktan kaçış engellenmiş oldu. Türk bayrağı bugün, tutulma oranı %6’ların altına düşmüş, vergisiz uluslar arası sicili olan, gemi finansmanın önündeki engeller kaldırılmış bir bayrak konumuna gelmiştir. Ancak çok genç filolara sahip bazı armatörlerimizin hala yabancı bayrak altında çalıştığını görüyoruz. Onlara “dönün artık bu güzel iklimlere” çağrısında bulunuyorum. DenizHaber.Com