Boğazlara zorunlu kılavuzluk...

Uluslar arası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Seyir Güvenliği Alt Komitesi (NAV); 50. oturumunda Avustralya ve Papua Yeni Gine tarafından Great Barrier Reef’te mevcut bulunan zorunlu kılavuzluk sistemi’nin kapsamının Torres Boğazı’nı da içine alacak şekilde genişletilmesi konusunda verilen teklifi görüşmüştü.

Görüşme sonucunda komite, Torres Boğazında bir zorunlu kılavuzluk sisteminin operasyonsal olarak uygulanabilir olduğu; böyle bir zorunlu kılavuzluk sisteminin deniz çevresinin korunması açısından büyük ölçüde yararlı olacağı konusunda fikir birliğine varmıştı.

Ancak toplantılar esnasında bazı üye ülkeler konunun hukuk boyutuna dikkat çekmişler ve uluslar arası trafiğe açık boğazlarda zorunlu kılavuzluk sistemi uygulanmasının açık bir yasal altyapısı olmadığını iddia etmişlerdi.

Bunun neticesinde NAV Alt Komitesi; bir üst düzey Komite olan Deniz Çevresini Koruma (MEPC) Komitesi’ne çağrıda bulunarak; uluslar arası trafiğe açık boğazlarda zorunlu kılavuzluk sisteminin hukuksal boyutunu incelemek üzere IMO Hukuk Komitesi’ni (LEG) görevlendirmesini talep etmişti.

Hukuk Komitesi; 25-29 Ekim 2004 Tarihleri arasında Londra’da yaptığı toplantıda bu konuyu ele aldı.

Toplantıda Avustralya ve Papua Yeni Gine Torres Boğazı’na zorunlu kılavuzluk sistemi getirilmesi gerektiğini anlattılar.

Megabahis TimesNewRoman; mso-fareast-language: TR">

Toplantıda kıyı ülkelerinin duyarlı deniz alanlarının korunması için zorunlu kılavuzluk sistemi oluşturmalarının gerekli olduğu kabul edildi.

Bazı ülkeler, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin zorunlu kılavuzluğu engelleyici yahut kısıtlayıcı bir hükmünün bulunmadığına değinerek; zorunlu kılavuzluğun yasal olareak IMO tarafından ilan edilebileceğini dile getirdiler.

Buna karşılık; bir kısım ülke delegasyonu ise müdahalesiz geçişin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi tarafından getirilmiş seyir özgürlüğü kavramının en kritik unsuru olduğunu dile getirdiler. Bu ülkeler; BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin kanunlar ve mevzuatın uygulamada transit geçiş hakkının bozulması, kısıtlanması veya engellenmesi anlamıma gelecek hükümler içeremeyeceğine ilişkin maddelerine değinerek; kılavuzluğun zorunlu hale getirilmesinin kılavuz kaptan almayacak bir gemiye bir tür kısıtlama getirilmesi anlamına geleceğini belirttiler.

Konunun daha fazla incelenmeye muhtaç olduğu da Hukuk Komitesinde dile getirilen görüşler arasında yer aldı. Bu görüşü dile getirenler; konunun bir sonraki Hukuk Komitesi Toplantısında daha detaylı incelenmesini önerdiler.

Hukuk Komitesi; sonuç olarak Uluslar arası trafikte kullanılan boğazlarda zorunlu kılavuzluk sistemi kurulmasının hukuksal zemini olup olmadığı konusunda ikiye ayrıldı ve bu konuda bir karar veremedi.

AB Konseyi ve Parlamentosu daha etkin kaza soruşturmaları için anlaşmaya vardı