İnovasyon çalışmaları, çağdaş teknolojiye uyum, AR-GE, dışa açılım, sosyal güvenlik sisteminde iyileştirme girişimleri, rekabet gücünün arttırılarak ihracatın hızlandırılması ve yeni yatırımlarla istihdamın önünün açılması, sektörde istikrar ve güven orta

İnovasyon çalışmaları, çağdaş teknolojiye uyum, AR-GE, dışa açılım, sosyal güvenlik sisteminde iyileştirme girişimleri, rekabet gücünün arttırılarak ihracatın hızlandırılması ve yeni yatırımlarla istihdamın önünün açılması, sektörde istikrar ve güven ortamını yaratıp, disipline edecektir.

Nitelikli iş gücüne duyulan yoğun talebin, günün koşullarına uygun kriterler kapsamında karşılanarak üretim saflarında yerini alması, verimdeki dalgalanmaları ve baskıcı sonuçlarını en alt seviyelere çekecektir.

Küresel maskeli balo krizinin kötü ruhlu kralının yarattığı fırtınada sığınacak liman bulmakta zorlanan ve azgın dalgaların tam ortasında kalan denizcilik sektörümüzün komodor teknesi, risk yönetiminde ve direnme gücündeki yetersizliği ile su almaya başlayarak batma tehlikesi geçirmiştir. Meteorolojik verileri takip etmeyen kaptanın teknesi her an değişebilecek hava şartlarının olumsuz etkilerine teslim olabilir. Bu nedenle denizcilik sektörümüzdeki bütün kuruluşların Dünya denizlerindeki gelişmeleri her yönüyle izlemeli ve incelemeye alarak geniş bir gözlem ağı kurmalıdır.

Denizciliğimizin, evrensel vizyonun sahip olduğu kültür şemsiyesi altında kurumsallaşmada yaşadığı sorunların başında, sektörler arasındaki dayanışma, işbirliği, paylaşım ve gerektiğinde birlikte karar alabilme yeteneğinden yoksun oluşu gelmektedir. Daha birçok etken olmasına karşın, öncelikli olarak bu olguların yeşermesinin gerekliliği kesinlikle bilinmelidir.

Denizcilik sektörümüz bilgi ve teknolojiyi üretirken, sosyal güvenlik yasalarının çıkmasında Devlet ile iş birliği içinde olmalıdır. Dünya denizlerindeki ticari payını arttırırken bunun nedenlerini de unutmamalıdır. Üretilen bilgilerin ve keşfedilen yeni teknolojilerin, kullanım alanlarına doğru verilerle yönlendirilmesi ve verimli kullanılması, sektörün psikodinamizmini motive ederek, sosyal performansını optimum seviyelere ulaştıracak ve girişimci ruhunu canlandıracaktır.

Ulusal denizcilik prodüktivitemizin ekonomik değerlerinin kendi içindeki dönüşümlerinde verimliliğin artması, oluşan yeni sermaye birikiminin nasıl yönlendirildiği ve değerlendirildiği ile ilişkilidir. İzlenecek olan çağdaş içerikli yönetim anlayışındaki uygulamalarla da, iş sağlığı ve güvenliğinde inanılmaz gelişmeler yaşanacaktır.

Ulusal denizcilik sanayi ve teknolojimizde sürdürülebilir katılımcı politikaların başarılı olabilmesi için, çevreci ve sosyal güvenlik içerikli üretim ekonomisinin sürekli canlı tutulmasının önemini anlamak zorundayız. Aksi durumda ise, küreselliği evrensel boyutlara taşımaya hazırlanan salyalı ağızları ile dişlerini gıcırdatan dış güç aktörlerinin, denizlerde yarattığı anaforların içinde döne döne mitolojik efsanelere karışır gideriz.