İzmir Alsancak Limanı’nın yabancılara satılmak istenmesine tepkiler sürüyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, “İzmir aslında bir şehir değil, bir liman şehri. İzmir’de limanın olmaması demek, İzmir’in bitmesi demek” dedi. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise özelleştirme kararı alınması durumunda şeffaf ve kamuoyuna açık bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi.

Yusuf Öztürk ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesi hakkındaki görüşünü paylaştı. 

ÖZTÜRK: LİMANIN OLAMAMASI DEMEK, İZMİR’İN BİTMESİ DEMEK

Başkan Yusuf Öztürk, “İzmir aslında bir şehir değil, bir liman şehri. Bunu unutmamak lazım. Efes önemli bir limandı. Efes’in denizle olan bağlantısı kesilince Efes bitti. İzmir’inde limanın olamaması demek, İzmir’in bitmesi demek. Çok eskiden de İzmir limanı önemliydi. Osmanlı’nın dışa açılan kapısı İzmir limanıydı. İzmir limanının kapasitesi 1 milyon. Bu rakam önemli bir rakam. İzmir limanı, uzunluk ve genişlik olarak baktığımızda günümüzde Ege’nin birinci limanı Türkiye’nin ise ikinci limanı boyutunda. Her türlü yük ve yolcuya hizmet edebilen bir liman. Sadece bir konuda uzmanlaşmış bir liman değil. Devlet limanı olduğundan tarifelerde örnek teşkil edilen bir liman. Birçok liman İzmir limanı tarifesine göre ayarlar kendilerini. İzmir limanı her geçen gün kan kaybediyor. Alsancak Limanı tek başına Türkiye’nin yüzde 30’unu üstleniyordu. Bugün ise sekizinci sıraya düşmüş vaziyette. Her türlü yolcuyu ve yükü endeksleyebilen tek yer İzmir Alsancak Limanı” diyerek limanın verimli hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

KESTELLİ’DEN ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise özelleştirilme ile ilgili önerilerini açıkladı. Kestelli, “İzmir limanındaki iş hacminin gerilemesinin önlenmesi ve eski öneminin korunması amacıyla hem yatırıma ihtiyacı olduğu hem de dünya deniz taşımacılığındaki yeni trendlere göre aksiyon alacak şekilde yönetilmeye ihtiyacı olduğu kesin. Bu işlemin özelleştirilerek mi, yoksa mevcut yapı korunarak mı yapılacağına ilişkin tartışmaların neden olacağı zaman kaybının bu güzel şehre ve ekonomisine zarar vereceğini limanın sorunlarının çözümü noktasında bizleri doğru yere götürmeyeceğini düşünüyorum. Öncelikle süreci izlememiz gerektiği ve gerek yöntem gerek yatırım maliyeti gerekse işletme modeli ile ilgili detaylar açıklandıktan sonra net görüş bildirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Özelleştirme kararı alınması durumunda da bunun şeffaf ve kamuoyuna açık bir şekilde yapılmasının ve kentin ilgili bileşenlerinin de sürece dahil edilmesinin en uygun yöntem olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Editör: Nermin İstikbal