Yüksek Yargı'da Çatlak Büyüyor

YSK’nın, kapatılan Giresun’un Kovanlık Belediyesi’nin başvurusunu sonuçlandıran Danıştay kararına dayanarak, kapatılan 862 belde belediyesine yerel seçime girme izni vermesi yüksek yargıyı birbirine düşürdü.

Başbakan Erdoğan da Danıştay’ı eleştirerek, "Türkiye’de ikinci bir Anayasa Mahkemesi çıktı" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı da bir açıklamayla, YSK’nın beldelere seçim izni veren Danıştay kararına tepki gösterdi.

Açıklamada, Danıştay ve YSK, Anayasa Mahkemesi kararını değiştirmekle ve ihlal etmekle suçlandı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ise açıklamanın başkanın kendi görüşü olduğunu ve katılmadığını söyledi.

Bu sabah açıklama yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt'ün açıklamalarını değerlendirdi.

Kapatılan beldelerin seçime girmesine ilişkin soruları yanıtlayan Kılıç,"Biz yasının iptal başvurusu ile ilgili kararı verdik. Bununla ilgili geçici maddenin bir kısım bölümü iptal edildi bir bölümü de reddedildi. Anayasaya aykırı görüldü.Bu 6'ya 5 oy çokluğu ile alınmış karardır.Bu kararda 6 arkadaşımızın ne demek istediğini bir kez daha kamuoyunu duyurmak istedik.Yapılan dünkü açıklama 6 arkadaşın onayı, istediği doğrultusunda yapıldı.Yalnız başıma yaptığım bir açıklama değildir.Biz mahkeme başkanı ve üyeleri olarak verdiğimiz kararın arkasında durmak durumundayız.Karar mahkememizin iradesi dışında noktaya götürülmüşse bunu kamuoyuna açıklamak bizim görevimizdir.Kurumlar arasında bir kavga olmaz.Her kurumun görev alanı vardır."

 

Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün açıklamasıyla ilgili "Sayın başkanvekili zaten karşı görüşteydi. Osman Bey'in bu konudan haberdar olmaması normal" dedi.

 

YSK'nın kararının dün öğlen saatlerinde geldiğini ifade eden Kılıç, "Açıklamanın akşam vakitlerinde olması tesadüftür." diye konuştu.

Danıştay ’devam’ kararı verdi

Danıştay 8. Dairesi: Kapatılan Giresun’un Bulancak İlçesi’ne bağlı Kovanlık Belediyesi’nin açtığı dava üzerine beldelerin tüzel kişiliklerinin devam ettiğine hükmetti. 8. Daire kararında "Anayasa Mahkemesi kararında, genelgenin dayanağı 5747 sayılı yasanın geçici 1. maddenin (1) numaralı fıkrasının, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar yönünden iptaline karar verildiğinden, dava açan Belediyelerin tüzel kişiliklerinin devam ettiği tartışmasızdır’’ denildi.

Seçim Kurulu yolu açtı

Nüfusu 2 binin altına düştüğü için kapatılması öngörülen belde belediyelerinin 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimlere belde olarak katılmalarının yolunu açtı. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen Adrese Dayalı Nüfus Sayımı sonuçlarına Danıştay kararında öngörülen süre içinde iptal davası açan, 5747 Sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 22 Mart 2008’den önce nüfusu 2 binin üzerine çıkan ve turizm öncelikli yöreler listesinde olduğu saptanan belde belediyelerinin bu seçime katılabilecekleri kararlaştırıldı. Dava açan beldelerle ilgili
Danıştay kararında öngörülen süre içinde dava açıldığına dair belgelerin Yüksek Seçim Kurulu’na verilmesi gerektiği de belirtildi.

Anayasa Mahkemesi bu duruma ne dedi

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan kapatılan belde belediyelerinin dava açmalarına ilişkin yapılan açıklamada, ''Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uyulmaması ya da mahkemenin öngörmediği bir sonuç çıkarılması Anayasa'nın 153. maddesinin ihlal edilmesi sonucunu doğurur'' denildi.
Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararına yer verilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 
''Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayım sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar için, Anayasa Mahkemesi kararının gerekçe bölümünde yasal sürenin başlangıç tarihi aynen 'Adrese Dayalı Nüfus sayım sonuçlarının, ilgili belediyelere yazılı olarak bildirilmediği, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı dikkate alındığında, ilgili belediyelerin kendilerine ilişkin nüfus sonuçlarında en geç 5747 sayılı yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı 22 Mart 2008 tarihi itibariyle haberdar olduklarının ve idari dava açma sürelerinin de bu tarih itibariyle başlayacağının kabulü gerekir' biçiminde tespit edilmiştir.
Mahkememizin bu çok açık gerekçesine rağmen, kapatılan belde belediyelerinin dava açmalarına ilişkin yasal sürelerinin başlangıç tarihi 5747 sayılı yasanın yayımlandığı 22 Mart 2008 tarihi yerine Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının yayımlandığı 6 Aralık 2008 günü esas alınacak şekilde değerlendirilerek, Mahkeme kararımızın değiştirilmesine yol açan bir sonuca ulaşılmıştır. 
Kapatılan belde belediyelerinin dava açma sürelerine ilişkin alınan ve kamuoyuna yansıyan kararlar Anayasa Mahkemesinin ulaştığı sonucu yansıtmamaktadır. Anılan kararlar Anayasaya uygun görülerek iptal edilmeyen ve kapatılan belde belediyelerinin de tümünün seçime katılmalarına olanak sağlayacak bir sonuca yol açmıştır.
Anayasa'nın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve tüm yargı organlarını bağlayacağı kuşkusuzdur. Bu bağlayıcılığa karşın Anayasa Mahkemesinin kararlarına uyulmaması ya da mahkemenin öngörmediği bir sonuç çıkarılması Anayasa'nın 153. maddesinin ihlal (gözardı) edilmesi sonucu doğurur. Hukuk devletinde herkesin Anayasa'da öngörülen ilkelere uygun davranma ve hukuku üstün tutma zorunluluğu vardır.''Resim

"Anayasa Mahkemmesinin açıklaması heyet kararı değil"

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, yapılan açıklamanın, ''heyet kararı olmadığını'' ve ''açıklamada yer alan değerlendirmelere katılmadığını'' söyledi.
Paksüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yüksek Mahkemeden akşam saatlerinde yapılan açıklamayı değerlendirdi.
Açıklamanın Anayasa Mahkemesinin tüm üyelerinin onayı ile hazırlanmış bir açıklama olmadığını belirten Paksüt, ''Başkanlığın açıklaması heyet kararı değildir. Değerlendirmelere katılmıyorum'' dedi.

Editör: TE Bilişim