İhracata Dönük Üretim Stratejisi“İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu” hakkındaki 2011/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi  06.09.2011 tarih ve 28046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. 2011/11 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde; 2023 yılına yön

İhracata Dönük Üretim Stratejisi

“İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu” hakkındaki 2011/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi  06.09.2011 tarih ve 28046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.

2011/11 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde; 2023 yılına yönelik 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılabilmesi için, öncelikle ülkemiz imalat sanayii ile hizmet üretim potansiyelinin ihracat odaklı olarak değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi gerektiği vurgulanarak, tüm sektörlerde ihracat hedeflerine uygun, ortak politikalar geliştirilerek sürdürülebilir ihracat artışının sağlanması, ihracatta pazar ve ürün çeşitlendirmesi, ihracata dönük üretim teknolojilerinin geliştirilerek yurt içinde üretilen katma değerin artırılmasının yakın gelecekte ulaşılması öngörülen hedefler arasında yer aldığı belirtiliyor.

Bakanlıklarda meydana gelen isim ve görev değişiklikleri nedeniyle 2010/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile oluşturulan İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu 2011/11 sayılı Genelge’nin yürürlüğe girmesinden sonra Ekonomi Bakanı’nın başkanlığında; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının müsteşar düzeyinde; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) başkan düzeyinde; Türkiye İhracat Kredi Bankasının (Türk Eximbank) ise Genel Müdür düzeyinde katılımıyla çalışmalarına devam edecek ve ihtiyaç duyulması halinde ilgili diğer bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum ve meslek kuruluşlarının temsilcilerinin de Kurul çalışmalarına katılımı, Kurul Başkanı tarafından değerlendirilebilecek.

2011/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile yürürlükten kaldırılan 2010/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi, İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu’nun Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Devlet Bakanının başkanlığında toplanmasını öngörüyordu.

Yapılan bu değişiklikle birlikte, İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu başkanlığı görevi Ekonomi Bakanlığı’na geçerken, Ulaştırma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da kurula dahil edildi.

 

Yerli Ürün Stratejisi  

“Yerli Ürün Kullanılması” hakkındaki 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi de 06.09.2011 tarih ve 28046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.

2011/13 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde;

Tasarruf ve rekabet ilkelerine uygun hareket edilmesi kaydıyla, ülkemiz ihtiyaçlarının yerli ürünlerden karşılanması ekonomimiz açısından büyük önem taşıdığı,

Bu çerçevede, mevzuatımızda yerli ürün kullanımına yönelik mevcut hükümlerin uygulanmasına özen gösterilmesine ilave olarak, kamu kurum ve kuruluşlarınca gerçekleştirilecek mal alımlarına ilişkin uygulamalarda;

1)      Teknik şartnamelerde Türkiye’de üretilen ürünlerin teklif edilmesini engelleyen düzenlemelerin yapılmaması,

2)      Kamu ihale mevzuatına aykırı olarak, isteklilerin ithal ürün ya da belirli bir ülkenin malını teklif etmesine yönelik düzenlemelerin yapılmaması,

3)      Ürünlere ilişkin olarak yabancı belgelendirme kuruluşları tarafından düzenlenen ve zorunlu olmayan belgelerin ihale dokümanlarında aranmaması,

4)      İthal ürün teklif eden isteklilerin yurt dışında mal teslim edebilmelerine imkan tanınması durumunda, teslim yeri, navlun, gümrük ve vergi giderleri gibi unsurların tekliflerin değerlendirilmesinde nasıl dikkate alınacağına dair ihale dokümanlarında düzenlemelerin yapılması,

5)      İthal ürün teklif eden isteklilere mal tesliminden önce akreditif açılarak ön ödeme yapılmasına imkan tanınması durumunda, Türkiye’de üretilen ürünleri teklif eden isteklilere de avans ödemesi yapılmasına yönelik ihale dokümanlarında düzenleme yapılması,

hususlarının dikkate alınarak, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisinden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesini ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermeleri talimatı en üst düzeyden verilmiş oldu.

 

"Yerli Ağır Sanayi Hamlesi"

Son günlerde kamuoyunun gündemine gelen bazı gelişmeler, Türkiye’de “ağır sanayi hamlesi” için çalışmaların hızlanacağı izlenimi veriyor.  

Özellikle Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanı Sn. Nihat ERGÜN’ün “yerli otomobil” üretimine yönelik açıklaması ve Milli Savunma Bakanı Sn. İsmet YILMAZ’ın “savunma sanayii %100 yerli olacak” açıklaması bu izlenimi güçlendiriyor.

Diğer taraftan yıl sonuna kadar çıkacağı belirtilen “Teşvik Yasası” ise önümüzdeki süreçte “reel sektörün” yani fiili üretimin daha fazla desteklenmek istendiğinin sinyalini veriyor.

 

Denizcilik Endüstrisinin Önemi 

Denizcilik endüstrisi, bünyesinde barındırdığı birçok alt sektörün üretken ve emek yoğun yapısı nedeniyle tarih sahnesinde sanayileşmenin ve iktisadi kalkınmanın itici gücü olarak rol almış ve özellikle  atıl işgücünü harekete geçirmede stratejik bir kaynak olarak kullanılmıştır. 

Ülkemizin 9. Kalkınma Planı ile paralellik gösterir şekilde son zamanlarda yaşanan gelişmeler, kamu sektöründe olduğu gibi özel sektörde de ithalat ve ithal ikame anlayışından yerli ürün kullanımı ve ihracata dönük üretim anlayışına geçişi makul kılıyor.

Günümüzde küresel ticaretin % 85-90’ı deniz yoluyla yapılıyor.Türk deniz ticaret filosunun küresel ve bölgesel rekabet gücünün yükseltilmesi ve dış ticaret taşımalarındaki payının arttırılması bu açıdan önem arz ediyor. İhtiyaç duyulan filo yenileme projesinin yüksek yerli katkı oranıyla hayata geçirilebilmesi için ise en azından gemi diesellerinin ve navigasyon sistemlerinin yerli üretim olması gerekiyor. Benzer gereklilik, askeri sebeplerden dolayı savaş gemileri için de geçerlidir.

Bu nedenle, yaşanan gelişmeler aslında denizcilik sektörünü de çok yakından ilgilendiriyor.

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından çıkarılan kurallar (MARPOL EK-6, ECDİS vb.) sadece kağıt üzerinde kalmıyor, yeni teçhizat ve teknolojileri de beraberinde getiriyor. Denizcilik endüstrisi güçlü olan ülkeler için bu durum avantaj ve fırsat oluştururken, denizcilik endüstrisi zayıf olan ülkeler için dezavantaj ve kayıp anlamına geliyor.

İthal gemi teçhizatının tedariki sırasında yaşanan gecikmeler, gemi inşa süresinin uzamasına neden olabiliyor. Hızın, rekabetin önemli bir bileşeni olduğu günümüz konjonktüründe, bu bile dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması ve yerli üretimin teşvik edilmesi için yeterli bir sebeptir. 

 

Denizcilik Endüstrisinin Gelişimi İçin Projeler

Söz konusu küresel konjontür karşısında denizcilik endüstrisinin geliştirilmesine yönelik yenilikçi proje ve fikirlerin üretilmesi ülkemizin faydasınadır.

Bu anlayışla 4 yıldan beri kaleme aldığımız makalelerimizde; askeri ve ticari gemilerin yüksek yerli katkıyla tasarımı ve inşası için tersanelerimizde “ithal ikame montaj” anlayışından “yüksek katma değerli üretim” anlayışına geçilmesi gerektiğini, denizcilik endüstrisinin dışa bağımlılığını % 15-20 oranında azaltacak olan gemi diesel motor üretimine yönelik geliştirdiğimiz “TÜLOMSAŞ Gemi Motoru Üretim Projesi”ni, girdi faktörlerinde iyileştirmeler yaparak tersanelerin toplam üretkenliğinin arttırmaya yönelik geliştirdiğimiz “Verimlilik Teşvik Projesi (VTP)”ni, ülkemizin 9. Kalkınma Planı, yıllık ve orta vadeli programları, sanayi politikaları ve gemi inşa özel ihtisas komisyonu raporları, vb. gibi stratejik dokümanlarla uyumlu olacak şekilde geliştirdiğimiz ve adına “Modernizasyon ve 3 Eksenli Kalkınma Modeli” dediğimiz ilerleme modelini anlatıyoruz.

Bu projeleri, IMO kuralları karşısında güçlü bir denizcilik endüstrisi kurmak ve Türk gemi sanayinin küresel rekabet gücünü yükseltebilmek için üretiyoruz.

Ülkemizde yerli ağır sanayi oluşturma çalışmalarının arttığı ve reel sektörün daha fazla desteklenmesinin öngörüldüğü şu dönemde, 2011/11 ve 2011/13 Sayılı Başbakanlık Genelgeleri ile ortaya konulan yerli ürün kullanımı ve ihracata dönük üretim stratejilerinin, adı geçen projelerimizin yerindeliğini ve uygunluğunu teyit eder nitelikte oluşu, şüphesiz günü geldiğinde hayata geçirilmelerini de kolaylaştıracaktır.