Uzmanlar, gölün birkaç yıl içinde tamamen ortadan kalkabileceğini ifade ederken, bu duruma sebep olarak kuraklık, yanlış sulama politikaları ve göle dökülen ırmaklardaki kalkınma ve baraj projelerini gösterdi.

İran'ın en önemli turizm alanlarından biri olan gölün bugün tuzla kaplı bir toprak parçasına dönüşmüş olması, geçimini buralarda tekne turları düzenleyerek kazanan yöre halkına da büyük bir darbe vurmuş durumda.

Bunlardan biri olan Kemal Sedat, iki yıl öncesine kadar badem ve üzüm tarımından elde ettiği gelirini, tekne turlarıyla desteklediğini belirterek, “Göl kuruduğundan beri her 10 dakikada bir durup pervaneyi temizlemem gerekiyor. Turistler böyle sıkıcı bir yolculuk yapmak istemiyor” dedi. Sedat, sonuçta kuraklık yüzünden turları sona erdirmek zorunda kaldığını söyledi.

LİMANLAR KAPATILDI

Gölün en derin yeri şu an 2 metre civarında. Yetkililer Nisan ayında bu durumun tehlikeli olabileceği gerekçesiyle Gülmanhane limanını kapattı. Şerefhane ve İslami limanlarının akıbeti de aynı oldu.

Suların çekilmesiyle bölgedeki oteller de büyük zarar görürken, yatırımcılar yeni otel projelerini de askıya aldı.

Turizmin yanı sıra gölde yaşanan kuruma İran'ın kuzeybatısındaki tarım faaliyetlerini de riske atıyor zira zaman zaman fırtınalar gölden kalkan tuzları tarlalara taşıyabiliyor. Birçok çiftçi, yüzyıllar boyunca elma, üzüm, ceviz, badem, soğan, patates, aromatik bitki çayları ve şekerlemesiyle ünlenen bölgenin geleceği hakkında endişelerini dile getiriyor.

"ÜÇ-BEŞ YIL İÇİNDE TAMAMEN KURUYACAK"

Geçtiğimiz ay Urumiye milletvekili Selman Zakir, “şu anki gidişatla, bir tuz tsunamisi riskinin arttığını” belirtmişti. Zakir, gölün üç ile beş yıl içinde kuruyacağı konusunda uyarıda bulunurken ortaya çıkacak 8 ile 10 milyar ton ağırlığındaki tuzun milyonlarca kişinin hayatını riske atacağını belirtti. Zakir'in bu tahmini çevre bakanlığı bölge direktörü Hasan Abbasnejad tarafından da desteklendi.

Resmi raporlarda Urumiye Gölü'nde yaşanan bu felaketin sorumlusu genel olarak gölü besleyen ırmaklardaki yanlış sulama uygulamaları olarak gösteriliyor. Göllerdeki kurumayla ilgili ilk işaretler 1990'larda ortaya çıkmakla birlikte o günden bu yana hükümet Urumiye'yi besleyen nehirler üzerine 35 yeni baraj inşa etti. Önümüzdeki birkaç yıl içinde 10 yeni barajdan daha söz ediliyor.

AHMEDİNEJAD BATI'YI SUÇLUYOR

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, geçtiğimiz hafta, İran'ın orta kesiminde bulunan bir baraj açılışında yaptığı konuşmada ülkede yaşanan kuraklıktan dolayı Batılı ülkeleri suçlamıştı.

IRNA haber ajansının bildirdiğine göre Ahmedinejad, "Geçen yıl Avrupalılar sahip oldukları özel teknoloji ile yağışlı bulutları boşaltarak aralarında İran'ın da bulunduğu bölge ülkelerine ulaşmasını engelledi. Bulutlar, batıdan doğuya doğru hareket ettiğinden bu işlem sonucu İran'da yağış yağmadı" demişti.

Türkiye ve İran'dan başlayarak Doğu Asya'ya kadar uzanan bölgede önümüzdeki 30 yıl içinde kuraklık olacağını bildiren adını vermediği "Batılı bir politikacı"nın sözlerini hatırlatan İran Cumhurbaşkanı, "Bu makaleyi yazan Batılı politikacı, su konusunda uzman biri değildi. Bu da makalenin bilimsel çalışma olmadığını ve tasarlanmış bir öngörü ve plan olduğunu gösteriyor" diye konuşmuştu.

AVRUPA'DA DA DURUM KÖTÜ

Öte yandan kuraklık sadece İran'ı değil Avrupa'yı ve ABD'yi de tehdit ediyor.

Avrupa'nın ve hatta birçok Afrika ülkesinin tahıl üreticisi konumundaki Fransa'da yaşanan kuraklık tahıl fiyatlarının yükselmesine neden olurken, Almanya ve ABD'de de benzer durumlar yaşanıyor.

 

 

Editör: TE Bilişim