03.12.2010, 13:21
23688
Üniversite Kurulmaz, Üniversite Olunur
Sektörün okulu olur mu başlıklı yazıma gelen yorumlardan Sayın eski Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Şalcı beyefendinin ÜNİVERSİTE KURULMAZ ÜNİVERSİTE OLUNUR sözünü çok önemsediğimi belirtmek isterim. Kendilerini hayatım süresince hiç görmedim hiçbir tanışıklığımız da bulunmamaktadır. Dost un arkadaşın desteği değildir gösterdikleri teveccüh.
Yaşamda ki duruşu yorumuna yansıyan İbrahim Mazman kardeşimin geniş bir gönlü olduğunu bir çok kişiden daha iyi ben bilirim..ABD de çok başarılı olmuş örnek gösterilecek bir Türk iş adamıdır kendisi..Deniz Haber kendisi ile mutlaka röportaj yapmalı..Yaşadıklarından özellikle genç kardeşlerimizin öğreneceği çok şey var.
Cem Mohan kardeşimin söylediklerine kulak verin..Kendisi yüzlerce kardeşimize burs verdirmek için çırpınan bir arkadaşımızdır..
Ben ve sayıları oldukça fazla Denizcilik Fakültesi mezunu arkadaşımız fırsat olduğu sürece her okul da Piri Reis dahil hizmete varız. Hali hazırda bir çoğumuz benzeri hizmeti vermiyor mu zaten? Piri Reis Üniversitesinin kuruluşunda hizmeti geçen insanların arasında eleştirsem de sevdiğim kişiler bulunmaktadır. Onlara da bu bağlamda yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Bir çok Denizcilik Fakültesi mezunu arkadaşım da aynı desteği gösterir. Göstermiştir de. Benim söylediğim öz olarak şu; sektörün okulu olmaz. Burası sektörün okulu derseniz bir den fazla okulun olduğu ülkede denizcilik eğitimini ayrıştırırsınız. DTO her denizcinin odasıdır.. Öyle de kalmalıdır. DTO hiç bir okulla organik bağ kurmamalı. Ayrımcılığı körüklersiniz. Akademik eğitim ancak bilim adamlarının yapabileceği ciddi bir iştir. Param var yaparımla olmaz bu iş. Para işin bir yanıdır. O kadar. Ama esası değildir. Esası üniversitenin bilimsel alt yapısını oluşturacak orayı üniversite olduracak bilgi ve bilim sahibi insanlardır. Ve günün sonunda Üniversite kültürünün yerleşmesi, yeşermesi ve yaşamasıdır esas olan. O yüzden de bilgi alışverişi ve sosyal dayanışma özellikle denizcilik gibi çok fazla eğitmenin olmadığı bir sektörde şarttır. O açıdan YDO\Denizcilik Fakültesi mezunu eğitmenlere ve mezunlarına büyük sorumluluk düşmektedir. O camianın eski bir camia olması babıyla yetişmiş üyesi çoktur. Bu yetişmiş insanları hiçbir ayrım yapmadan bütün okullarda hizmete çağırmak korkmaksa evet ben korkuyorum.
Eyüp Can isimli arkadaşımız da nefret kelimesini kullanmış; nefret çok güçlü bir kelimedir sevgili kardeşim. Karşındakinin kötülüğünü ve mutsuzluğunu istemeyi anlatır. Herkesin birbirine ihtiyacı olan bu sektörde ortak amaç ülkeye hizmet ise kimse kimsenin düşmanı olamaz ve kimse kimseden nefret edemez. Kimsenin böyle bir keyfiyeti ve hakkı da olamaz. Yeter ki öncelikler doğru belirlensin. Ve bu önceliğin adı Türkiye olsun.. Tabii ki tartışacağız.Tartışmak kimseyi kimseye düşman yapmamalı..
Sorunları yazmak, eleştirmek kolay. Denizcilik eğitiminde öncelikle kaliteyi sağlamak açısından çözüm ne diye soran olabilir düşüncesi ile kendi düşüncemi aşağıda belirtiyorum;
Madem denizcilik okullarımız liseler dahil bu kadar arttı ve tartışmalar dönüp dolaşıp kolaydan ehliyet nasıl alınır konusunda tıkanıyor o zaman bütün Denizcilik okullarının ihtiyaçlarının belirlendiği bir merkez oluşturulmalı düşüncesindeyim. Ve bu çok seslilik değil de her kafadan sesin çıktığı ortam biraz durulsun. Burası denizcilik eğitim ve dayanışma merkezi gibi bir yer olabilir. Özellikle okulların birbirine eğitim ve eğitimle ilgili araç ve gereçleri alıp verebileceği, eğitmen açıklarında geçici de olsa birbirlerine yardımcı olacakları , ehliyet sorunlarının (Lise-Yüksek Okul-Fakülte) bir standarda bağlanabileceği gerektiğinde birbirlerine maddi destek de bulunacakları gibi işlevleri olan bir merkez olabilir . Şeffaf bir merkez. Çalışmaları, verileri, bulguları kamu oyuyla açık seçik paylaşılan bir merkez. Denizcilik eğitimin de ortak aklın oluşturulduğu bir araştırma merkezi görevini yerine getirecek bir yer. Akademisyenlerin, denizcilik eğitimine emek vermiş , kafa yormuş , bilgili, tecrübeli insanların görev alacağı bir yer. Ayrıca istihdam ile ilgili planlar, mecburi hizmetlerin şekli v.s. de bu merkezden planlanabilir. Böyle bir merkezin temel amacı son tahlil de denizcilik eğitiminin çıtasını yükseltmek, denizcilik eğitimine standart getirmek ve Türkiye de kaliteli, bilgili, çok iyi eğitim almış denizcilerin yetişmesine öncülük etmek olmalıdır. Denizcilik eğitimin de eğitimin seviyesi yani kalitesi bu işin önceliği olmalıdır. Türkiye de ki denizciler Barbaros un torunu olmaya yakışır şekilde yetişmelidir. Türkiye ucuz ve kalitesiz, kolaydan her düzeyde ehliyet alabilen denizcilerin yetiştiği bir ülke olarak tanınmamalıdır. Tam tersine kaliteli ve maliyeti hiçbir zaman optimum noktasının altına düşmeyen çok iyi yetişmiş denizciler olmalıdır. Türk denizcileri eğitim seviyesi yüksek işi bilen denizciler olarak tanınmalıdırlar. Bunun için standartlar çok ama çok iyi belirlenmelidir. Yoksa bir daha da zor düzeltiriz bu imajı. Lisans eğitimi denizcilik eğitiminin Kaptan pilotu olarak kalmalıdır..Bunun tartışmak bile kabul edilemez..Lisans eğitimini dışladığımız kolaydan ehliyet anlayışı günü kurtarmak anlamında kulağa hoş gelse de çok açık ve inanarak söylüyorum orta vade de sektörün sonu olur..Yabancı yetişmiş elemanlara teslim olur sektör..
Öğrenci ya da yeni mezun genç denizci kardeşlerime son bir şey daha söylemek istiyorum ; tüm bu tartışmalara kulaklarınızı tıkayabildiğiniz kadar tıkayıp kendinizi öyle bir yetiştirin ki öncelik kendi sektörümüz olsa dahi dünyanın her ülkesinde her bandıralı gemisin de çalışabilecek donanım da olun. Olur a kendi sektörümüz ün zabitan ihtiyacı fazlasıyla karşılanır da iş bulamazsanız iş sahanız tüm dünya olsun ve siz ülkenize gelir getirmeye faydalı olmaya devam edin. O zaman gerçek denizci olursunuz. Dünya da sahipsiz kara parçası yoktur. Ama kıta sahanlığı dışında denizler okyanuslar herkesindir. Denizci de ekmeğini yediği deniz gibi olmalıdır; sınırsız ve özgür. Bu da akıl ve bilimin ışığında aldığınız eğitimle olur. Başka bir yolu ve rotası yok bunun..
Sevgiler herkese
Yaşamda ki duruşu yorumuna yansıyan İbrahim Mazman kardeşimin geniş bir gönlü olduğunu bir çok kişiden daha iyi ben bilirim..ABD de çok başarılı olmuş örnek gösterilecek bir Türk iş adamıdır kendisi..Deniz Haber kendisi ile mutlaka röportaj yapmalı..Yaşadıklarından özellikle genç kardeşlerimizin öğreneceği çok şey var.
Cem Mohan kardeşimin söylediklerine kulak verin..Kendisi yüzlerce kardeşimize burs verdirmek için çırpınan bir arkadaşımızdır..
Ben ve sayıları oldukça fazla Denizcilik Fakültesi mezunu arkadaşımız fırsat olduğu sürece her okul da Piri Reis dahil hizmete varız. Hali hazırda bir çoğumuz benzeri hizmeti vermiyor mu zaten? Piri Reis Üniversitesinin kuruluşunda hizmeti geçen insanların arasında eleştirsem de sevdiğim kişiler bulunmaktadır. Onlara da bu bağlamda yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Bir çok Denizcilik Fakültesi mezunu arkadaşım da aynı desteği gösterir. Göstermiştir de. Benim söylediğim öz olarak şu; sektörün okulu olmaz. Burası sektörün okulu derseniz bir den fazla okulun olduğu ülkede denizcilik eğitimini ayrıştırırsınız. DTO her denizcinin odasıdır.. Öyle de kalmalıdır. DTO hiç bir okulla organik bağ kurmamalı. Ayrımcılığı körüklersiniz. Akademik eğitim ancak bilim adamlarının yapabileceği ciddi bir iştir. Param var yaparımla olmaz bu iş. Para işin bir yanıdır. O kadar. Ama esası değildir. Esası üniversitenin bilimsel alt yapısını oluşturacak orayı üniversite olduracak bilgi ve bilim sahibi insanlardır. Ve günün sonunda Üniversite kültürünün yerleşmesi, yeşermesi ve yaşamasıdır esas olan. O yüzden de bilgi alışverişi ve sosyal dayanışma özellikle denizcilik gibi çok fazla eğitmenin olmadığı bir sektörde şarttır. O açıdan YDO\Denizcilik Fakültesi mezunu eğitmenlere ve mezunlarına büyük sorumluluk düşmektedir. O camianın eski bir camia olması babıyla yetişmiş üyesi çoktur. Bu yetişmiş insanları hiçbir ayrım yapmadan bütün okullarda hizmete çağırmak korkmaksa evet ben korkuyorum.
Eyüp Can isimli arkadaşımız da nefret kelimesini kullanmış; nefret çok güçlü bir kelimedir sevgili kardeşim. Karşındakinin kötülüğünü ve mutsuzluğunu istemeyi anlatır. Herkesin birbirine ihtiyacı olan bu sektörde ortak amaç ülkeye hizmet ise kimse kimsenin düşmanı olamaz ve kimse kimseden nefret edemez. Kimsenin böyle bir keyfiyeti ve hakkı da olamaz. Yeter ki öncelikler doğru belirlensin. Ve bu önceliğin adı Türkiye olsun.. Tabii ki tartışacağız.Tartışmak kimseyi kimseye düşman yapmamalı..
Sorunları yazmak, eleştirmek kolay. Denizcilik eğitiminde öncelikle kaliteyi sağlamak açısından çözüm ne diye soran olabilir düşüncesi ile kendi düşüncemi aşağıda belirtiyorum;
Madem denizcilik okullarımız liseler dahil bu kadar arttı ve tartışmalar dönüp dolaşıp kolaydan ehliyet nasıl alınır konusunda tıkanıyor o zaman bütün Denizcilik okullarının ihtiyaçlarının belirlendiği bir merkez oluşturulmalı düşüncesindeyim. Ve bu çok seslilik değil de her kafadan sesin çıktığı ortam biraz durulsun. Burası denizcilik eğitim ve dayanışma merkezi gibi bir yer olabilir. Özellikle okulların birbirine eğitim ve eğitimle ilgili araç ve gereçleri alıp verebileceği, eğitmen açıklarında geçici de olsa birbirlerine yardımcı olacakları , ehliyet sorunlarının (Lise-Yüksek Okul-Fakülte) bir standarda bağlanabileceği gerektiğinde birbirlerine maddi destek de bulunacakları gibi işlevleri olan bir merkez olabilir . Şeffaf bir merkez. Çalışmaları, verileri, bulguları kamu oyuyla açık seçik paylaşılan bir merkez. Denizcilik eğitimin de ortak aklın oluşturulduğu bir araştırma merkezi görevini yerine getirecek bir yer. Akademisyenlerin, denizcilik eğitimine emek vermiş , kafa yormuş , bilgili, tecrübeli insanların görev alacağı bir yer. Ayrıca istihdam ile ilgili planlar, mecburi hizmetlerin şekli v.s. de bu merkezden planlanabilir. Böyle bir merkezin temel amacı son tahlil de denizcilik eğitiminin çıtasını yükseltmek, denizcilik eğitimine standart getirmek ve Türkiye de kaliteli, bilgili, çok iyi eğitim almış denizcilerin yetişmesine öncülük etmek olmalıdır. Denizcilik eğitimin de eğitimin seviyesi yani kalitesi bu işin önceliği olmalıdır. Türkiye de ki denizciler Barbaros un torunu olmaya yakışır şekilde yetişmelidir. Türkiye ucuz ve kalitesiz, kolaydan her düzeyde ehliyet alabilen denizcilerin yetiştiği bir ülke olarak tanınmamalıdır. Tam tersine kaliteli ve maliyeti hiçbir zaman optimum noktasının altına düşmeyen çok iyi yetişmiş denizciler olmalıdır. Türk denizcileri eğitim seviyesi yüksek işi bilen denizciler olarak tanınmalıdırlar. Bunun için standartlar çok ama çok iyi belirlenmelidir. Yoksa bir daha da zor düzeltiriz bu imajı. Lisans eğitimi denizcilik eğitiminin Kaptan pilotu olarak kalmalıdır..Bunun tartışmak bile kabul edilemez..Lisans eğitimini dışladığımız kolaydan ehliyet anlayışı günü kurtarmak anlamında kulağa hoş gelse de çok açık ve inanarak söylüyorum orta vade de sektörün sonu olur..Yabancı yetişmiş elemanlara teslim olur sektör..
Öğrenci ya da yeni mezun genç denizci kardeşlerime son bir şey daha söylemek istiyorum ; tüm bu tartışmalara kulaklarınızı tıkayabildiğiniz kadar tıkayıp kendinizi öyle bir yetiştirin ki öncelik kendi sektörümüz olsa dahi dünyanın her ülkesinde her bandıralı gemisin de çalışabilecek donanım da olun. Olur a kendi sektörümüz ün zabitan ihtiyacı fazlasıyla karşılanır da iş bulamazsanız iş sahanız tüm dünya olsun ve siz ülkenize gelir getirmeye faydalı olmaya devam edin. O zaman gerçek denizci olursunuz. Dünya da sahipsiz kara parçası yoktur. Ama kıta sahanlığı dışında denizler okyanuslar herkesindir. Denizci de ekmeğini yediği deniz gibi olmalıdır; sınırsız ve özgür. Bu da akıl ve bilimin ışığında aldığınız eğitimle olur. Başka bir yolu ve rotası yok bunun..
Sevgiler herkese
25
az bulutlu
Namaz Vakti
10 Ağustos 2022
İmsak | 04:22 | ||
Güneş | 06:02 | ||
Öğle | 13:15 | ||
İkindi | 17:06 | ||
Akşam | 20:18 | ||
Yatsı | 21:50 |
Ülkemizdeki denizcilik eğitimi ve müfredatını beyenmiyorum ve yetersiz hatta haddinden fazla akademik buluyorum.Fizik ,kimya,elektronik,teknik resim vs dersler ile kafa ütülemektense mesleğe yönelik pratik dersler ve her sene staj yaparak deniz hayatına uyum esas olmalıdır.
DTO Odası üyeleri meclis toplantılarında fikirleri açıkca söyleyebilmeli.
Son Meclis Toplantısında Sn. Ferit Biren'in Akademik çalışma ile ilgili ince sözlerine YÖNETİM Olumlu bir cevap verebilmeliydi.
Bilgi Fizanda olsada gidin öğrenin hepimizin bildiğidir.
Uluslararası ve yabancıların çok beğendiği bir konferansda, yabancılar DTO nun katılmamasını anlamlı buldular.
Bilmemek ayıp değildir. Ama bilmediğini bilmemek çok ayıptır. Siz bu konularda hiçbir şey bilmiyorsunuz. Önce bilgi ve sonra fikir sahibi olmayı öğrenmelisiniz. Dünyadaki Denizcilik Üniversitelerinin ders müfredat planlarına bakarsanız ne demek istediğimi öğrenirsiniz.Artık eskiden olduğu gibi "alaylı" değil, "mektepli" kaptanlar yetiştiriliyor. Matematik, Fizik, Kimya' ya gerek yok ne demek !. Vah vah, Allah akıl fikir versin. Sizin mantığınızla "Kaptan" değil, birilerinin dediği gibi "kamyon şöförü" bile yetiştirilemez. Gün gelicek; aynen Tıpta olduğu gibi branşlaşma Denizciliktede görülecek. Konteyner Gemisi Kaptanı, LNG Gemisi Kaptanı, Kimyasal Tanker Gemisi Kaptanı, Yolcu Gemisi Kaptanı, v.d. ayrı ayrı programlar ile eğitim görecekler.
bunun sonumu gelir toprağın altında anlatırsın bizim okulumuz eniyisiydi diye.başka okul açma sınlar diyede du edersiniz..sayın editörler hakaret içermeyen bu yorumu lütfen yayınlayında şu okul muhabbeti yapanlar belki utanır...saygılarımla
Sevgiler
Kemal Murat Güler