Dünya petrol devi 19 şirketin yöneticilerinin katıldığı boğazlardaki tanker trafiğinin yarattığı risklerle ilgili toplantıda, ‘Dolmabahçe Sarayı’na tanker çarparsa maliyeti ne olur’ sorusu gündeme geldi. Bu soruya Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “İstanbul’da böylesi bir felaketin maliyetini nasıl hesap edeceğiz. Dolmabahçe Sarayı’na paha biçilemez” dedi.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı’nın evsahipliğinde aralarında Exxon, Eni, Chevron, Shell ve Socar’ında bulunduğu dünya petrol devi 19 şirketin CEO ve üst düzey yöneticilerinin İstanbul’da gönüllü olarak katıldığı toplantıya, ‘Dolmabahçe Sarayı’na tanker çarparsa maliyeti ne olur’ sorusu damgasını vurdu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun bu soruya verdiği yanıt ise, “İstanbul’da böylesi bir felaketin maliyetini nasıl hesap edeceğiz. Dolmabahçe Sarayı’na paha biçilemez” şeklinde oldu.


Değeri paha biçilemez

Türkiye’nin dünya petrol devi BP’nin Meksika Körfezi’nde neden olduğu çevre felaketinden ilham alarak boğazlardaki tanker trafiğinin yarattığı riskleri azaltmak amacıyla başlatılan sürecin ilk toplantısı “Tanker ile petrol taşımacılığının Marmara ve İstanbul ile Çanakkale boğazları açısından çevresel riskleri ve bu risklerin önlenmesi” konusunda oldu. Bu toplantının ardından gazetecilere bilgi veren Veysel Eroğlu, şöyle konuştu: “Katılımcılardan ‘Dolmabahçe’ye tanker çarparsa ne olur’ sorusu geldi. İstanbul’da böylesi bir felaketin maliyetini nasıl hesap edeceğiz. Dolmabahçe veya Beylerbeyi Sarayı’na yakın bir kaza olduğu zaman veya yüzlerce insan öldüğünde maliyeti nasıl hesaplayacağız? Sadece su ürünleri veya hava değil, aynı zamanda tarihi eserler, kültürel varlıklar da büyük bir risk altında. Bunların maliyeti mukayese edilemez.”


Boru hattı daha ucuz

Artık boğazlardaki tanker trafiğinin yarattığı risklerin ciddi olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, şunları dile getirdi: “Risk faktörünü ortaya koyduğunuzda, boru hattı ile taşıma daha ekonomik olur, risk faktörünü düşünmezseniz deniz taşımacılığı daha ekonomik görünebilir. Dünyada artık çevre faktörleri öne çıkıyor. Burada insanların hayatı söz konusu. Bu konuda alınması gereken önlemler bu toplantılarda tam olarak ortaya konmadı ama gündeme gelecektir. Katılan paydaşlar, burada büyük risk olduğunu, birtakım tedbirler alınması gerektiğini ve alternatifler üzerinde çalışılması gerektiğini ifade etmişlerdir.”


Kimseye ‘Geçme’ demiyoruz

Boğazlarda bazı önlemlere ihtiyaç duyulduğunu anlatan Yıldız, “Burada biz herhangi bir gemiye ‘Buradan geçemezsiniz’ demiyoruz. Toplantı bunun üzerine kurulu değil. Montrö Anlaşmasının yenilenmesi görüşü ve gayreti içinde değiliz” dedi. Yıldız, şöyle konuştu: “Biraz geriye doğru baktığımızda Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı İstanbul ve Çanakkale boğazlarının yükünü 50 milyon ton almıştı. Eğer yapılmamış olsaydı şu anda boğazlardan günde 18 değil 24-25 tanker geçiyor olacaktı. Biz Montrö Anlaşması’na bağlı bir ülkeyiz. Anlaşmanın bize verdiği haklar olduğu gibi uluslararası arenaya verdiği haklar da var.  Bu çözüm yolları biraz olgunlaştığı için de bu toplantıyı yaptık.”

90 derecelik 8 viraj var boğazları genişletemeyiz

İSTANBUL Boğazı’nın dünyanın en zorlu su yollarından biri olduğunu kaydeden Taner Yıldız şöyle devam etti: “Biz, boğazları genişletemeyiz, coğrafyasından kaynaklanan bir kısım zorluklar var. Dünyadaki en önemli su yollarından bir tanesi olan bu boğazın 90 derecelik 8 tane önemli virajı var. 7 mile kadar düşen hızla seyreden tankerlerin ve gemilerin burada tek taraflı tek yönlü trafiğini izliyoruz, ama önceden iki yönlü işliyordu bu trafik. Hepimiz 8 bin 500 yıllık İstanbul’un tarihi, kültürel ve tabii güzellikleriyle donatılı olduğunu biliyoruz. Tabi ki bunu söylemek için illaki de bir Türk vatandaşı olmaya gerek yok, her birimiz buna şahidiz. O yüzden yine hep beraber bunu koruyup kollamak durumundayız.”

Kimler katıldı

ABD ve İngiltere’nin yanı sıra bazı büyük petrol şirketleriyle sivil toplum kuruluşlarının kabul ettikleri güvenlik ve insan hakları ile ilgili Gönüllü İlkeler Kağıdı’ndan esinlenilerek, Dışişleri Bakanlığı’nca Türk boğazlarından petrol taşımacılığı hakkında bir “Gönüllü İlkeler” kağıdının da kaleme alındığı toplantıya, 19 şirketin CEO ve üst düzey yöneticileri katıldı. Katılımcılar arasında öne çıkan bazı isimler ve şirketler şöyle: “Chevron Başkan Yardımcısı Ian MacDonald ile birlikte şirketin 5 üst düzey yönecisi, Eni Portfolyo Yönetimi Başkan Yardımcısı Daniele De Giovanni ve şirketin 4 üst düzey yöneticisi, Exxon Mobil Uluslararası Hükümet İlişkileri Danışmanı Stevi Mann ve Hazar Bölgesi sorumlusu Kevin Callahan, SOCAR Trading SA CEO’su Valery GolovushkinBP Türkiye Başkan Yardımcısı Can Suphi, Glencore International AG Selçuk Çetin, Gunvor International B.V., KazMunayGaz National Company CEO’su Nurtas Nuribekoviç Şmanov, Lukoil, Royal Dutch Shell Company, Rosneft, Sovcomflot, Total, Trafigura, Vitol Holding.”

Yıldız: Temel sorunlarda uzlaştık 3-4 yılda sonuç alırız

ENERJİ ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaklaşık 20 petrol üreticisi ve petrol taşıyıcısı firma ile bir araya geldikleri toplantılarda temel problemler üzerinde mutabık kalındığını belirti. Yıldız, “Bu bir dosyadır. Bu dosya açılmıştır ve mutlaka çözüme kavuşturulacaktır. Boğazlardaki mevcut durum artık sürdürülemez bir düzeye geldi. Bizim riski en aza indirmemiz lazım” diye konuştu. Yıldız, alternatif by-pass boru hatları önermeden böyle bir toplantıyı düzenleyemeyeceklerine dikkat çekerken, “Biz alternatif çözüm yollarını olgunlaştırmadan, yani Burgaz-Dedeağaç ve Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projelerini hayata geçirmeden buradaki geçişleri düzenleyerek bazı önlemler almayı düşünüyoruz. ” dedi.


Yıldız, İstanbul Boğazı’ndaki trafiğin ulaştığı rakamlara bakıldığında artık sürdürülebilir olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Şu anda İstanbul’dan yılda yaklaşık 150 milyon tonu geçen bir yük var ve bunun 100 milyon tonu aşkın olan kısmının petrol ve ürünleriyle alakalı olduğunu biliyoruz. Bugün, Türkiye’nin önemli ham petrol boru hattı projelerinden bir tanesi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıdır. 50 milyon ton kapasitesi var. Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattının kapasitesi de yaklaşık 70 milyon ton. Düşünün ki İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçen ham petrol ve türevi maddelerin toplamı iki boru hattı kadar. 1990’lı yıllarda hemen hemen tek boru hattından geçen petrol kadardı. Şimdi iki petrol boru hattından geçen kadar. Bu seviyede devam ettiği takdirde 3 boru hattından geçen kadar boğazlar meşgul edilecek.”

 

Editör: TE Bilişim