SU

Bugünlerde İstanbul’da su şurası toplantısı yapılmakta. 30 sene sonrası için tedbirler şimdiden alınmaya başlanıyor. Bence 2 ana konusu olması lazım bu projenin. Birincisi yeni su kaynakları yaratmak. İkincisi su sarfiyatını minimuma indirmek. Bunun için halkı bilinçlendirmek lazım. Ayrıca az kullanandan az, çok kullanandan çok para almak da sayılabilir. Buradaki hedef suyu tasarruflu kullanmaya milleti alıştırmaktır.

Gemideki su kullanımında bize fatura kesilmeyecek ama daha tasarruflu olmalıyız. İlk önce şunu kendi kafamıza ve de amiri olduğumuz personelimizin kafasına sokmalıyız. Burası otel değil. Buraya sadece bir iş yeri diye de bakamazsınız. Burası bizim evimiz, hepimizin çabaları ve fedakârlıklarıyla bu teknemizi yürüteceğiz. Yürüttüğümüz müddetçe ayakta kalırız, yoksa batarız. Baştan pazarlığımızı yapalım da ona göre gemiye gelin. Şayet görevimizin bilincinde olursak işlerimiz çok kolaylaşır.

Gemi bir limandan kalktığı vakit yakıtıyla, suyuyla, kumanyasıyla, yüküyle, bakımlı makinesiyle, safety malzemeleriyle ve de geçerli sertifikalarıyla hazırdır. Deniz dilinde buna “Sea worthiness” denir. Türkçesi “Denize elverişli gemi”.

Bunlardan bazıları vardır ki eksikliğinde gemi kalkmaz. Eksik sertifikayla o limandan kalkmanıza izin verirler mi?

Vermezler.

Şayet öbür limana yetecek yakıtınız yoksa yakıt (bunker) almadan da kalkamazsınız, yağlama yağları (lubricating oil) almadan da. Şimdi sıra suya geliyor dikkat. Yeterli olmayan suyla kalkabilirsiniz. “İdare edin, bulmaya çalışıyoruz ”derler.

Geçmiş zaman, sevgili ağabeyimin hatırını kırmayarak 15 gün için kaptansızlıktan kalkamayan 140 bin tonluk bir tankere İskenderun’da katılmıştım. Gemi demirde bazı sorunlardan ötürü oldukça beklemiş. Kalkma vakti geldi, gemide su yok. Su gemisi yok. Sefer, İskenderiye’den hamulemizi (bazı terimleri mahsustan kullanıyorum onları yaşatmak için. Yüke hamule dendiğini duymuş muydunuz?) alıp Aliağa’ya götüreceğiz. Ben de Aliağa’da ayrılacağım ama ne macera ne macera? Bizim hayatımız macera zaten, ne güzel? Maceralı bir mesleğimiz var. Biz suya dönelim tekrar. İskenderun’da su alamadık. Oradan gittik Mersin’e sırf su almak için. Maalesef orada da alamadık. Gemi kalkar mı?. Kalkar.

Yakıtsız, sertifikasız ve hatta 1 personeli eksik kalkamayan gemi, susuz kalkıyormuş gördüğünüz gibi. İskenderiye (Alexanderia) şuracıkta, 1 günlük mesafede suyu orada veririz idare edin dediler.

Okyanusa açılmıyoruz, hoş bazen okyanusa açılmak daha avantajlıdır ya, ana makine çalıştığında eva poreyter deniz suyundan tatlı su yaptığı için. Büyük gemilerimizde eva olmasına karşın koster tipi küçük tonajlı gemilerimizde bu tertibat yoktur. Bazen gemiler uzun süre demirde kaldıkları yerde suları tükenince kalkıp orada tur atıp su yaparlar ama bu öyle sık yapılan bir uygulama değildir.

10 ton su yapmak için 10 ton yakıt harcanır mı?

Çok zorda kalırsanız ve elinizde fazla yakıt varsa harcanır. Bir gün gelecek su petrolden daha kıymetli olacak. 1 günlük mesafeye eva’nın yaptığı suyla idare ettik. Maalesef İskenderiye’de de su yok. Demek biz bu seferi susuz yapacağız. Siz şahsi ihtiyaçlarınızdan fedakârlık yaparak banyo yapmazsınız, çamaşır yıkamazsınız ama makinenin de suya ihtiyacı oluyor. Ondan böyle bir istekte bulunamazsınız. Biliyorsunuz çok icatlar harp zamanında bulunmuştur. Çare aramıştır insanlar ve de neler neler bulduklarını şöyle etrafınıza baktığınızda çok iyi görürsünüz.

Bana bir “adana” ısmarlayarak şu olumsuz sefere katılmama sebep olan Adanalı çarkçıbaşı devre yaparak jeneratörün çalışmasından az da olsa yetecek kadar su elde etti de, o şekilde seferi çevirebildik.

Gemilerin susuz kalmaları sık karşılaşılan bir durumdur. Armatör olsun, kiracı olsun, ekonomik düşünürler. Şayet alacağınız su, yük miktarınızı azaltıyorsa su tanklarınızı full kapasiteyle doldurup kalkamazsınız. Kira sözleşmelerinde gemide bulundurulacak maksimum su da yazılıdır. Fazla su kadar eksik yük aldığınızda kiracı bunun hesabını sorar.

İşini bilen kuvvetli bir kiracıysa 100 ton fazla aldığınız suyun karşılığında 100 ton yükün navlununu armatörden tahsil eder. Şayet gemiyi armatör kendi hesabına çalıştırıyorsa daha rahat hareket edebilirsiniz, geminin çalışmayan veya az su yapan eva’sından gideceğiniz yerde su olmadığından armatöre bilgi vererek su tanklarınızı doldurabilirsiniz.

Gemiyi kiralayan, geminin dört dörtlük denize elverişli olduğunu kabul eder. Şayet deadweight’inizi doldurmayan yük olursa istediğiniz kadar su alabilirsiniz ama başka şeyleri de hesaba katmak şartıyla.

Mesela parası?

Bu yazıları okuyacak zabitler ilerde kaptan olmayacaklar mı?

Bu bilgiler aklınızda bulunsun hata yapmanızı önler. Peki, suyun tonu kaç paradır ki? Güzel soru da eksik soru. Dünyanın çeşitli yerlerindeki su fiyatlarını yazar mısınız?

Şimdi oldu. Bilgisayarınıza port guide tutar gibi gittiğiniz limanlarda o andaki taşıdığınız rütbenin gözlüğüyle neler görüyorsanız yazın. Su fiyatlarını, nasıl ikmal yapıldığını da yazın ilerde faydasını görürsünüz.

Norveç fiyortlarında dağlardan akan şarıl şarıl tertemiz doğa suyu gemilere bedava verilir. Yalnız hortum bağlama (connection) parası olarak 50 dolar alırlar. Rusya, Ukrayna limanlarında rüşvet konuşur. Acenteye usulen 10- 20 ton yazdırırsınız, sonra gemiye su vermeye gelen görevliyle anlaşırsınız tonu 1-2 dolara kadar düşebilir. Medeni ülkelerde suyun fiyatı 2-5 dolar arasında değişir. Basra körfezi limanlarında 20 dolara kadar çıkar. Bir de suyun temizliği var herhalde. Hastalığın, fakirliğin, pisliğin kol gezdiği yerlerde zorunlu olmadıkça su almamaya bakın.

Misal olarak Afrika limanlarını yazabiliriz. Kaptanımızın uyanık olması gerekir. Nasılsa tahliye limanından su alırım mantığıyla hareket ederse açıkta kalabilirsiniz. Her limanda su olacak diye de bir kaide yok. Bazı sefer talimatlarında kiracı bu uyarıyı yapabilir. O zaman yükleme limanından kalkmadan tedarikli kalkarsınız. Bazen 3 tane uğrak limanınız olur, acenteleri bellidir. Hepsine ufak bir mesaj göndererek bilgi alabilirsiniz. Tabii bunlar Kaptanın görevleri. Ama siz o limana daha evvel gitmiş ve yoklukları görmüş olabilirsiniz. O zaman hiç durmayın bilginizi süvarinizle paylaşın.

Madem bu konuya girdik su hakkında söyleyebileceklerimizin hepsini söyleyelim. Özellikle demirde beklemenin fazla olduğu ve de tahliye veya yüklemenin demirde yapıldığı, birazda geri kalmış yerlerin limanlarında geminin kalış süresi devamlı hesaplanan veya deklere edilen gün sayısından fazla olur.

Bu konuda Libya Tripoli limanında günlerce bekleyen kosterlerimizi konuştursak ne ilginç hikâyeler dinleriz. Başlangıçta su tankları full olsa dahi, bir gün gelecek o da bitecektir. Bu gibi durumlarda gemi limana varır varmaz su tankları dolu olsa da kısıtlama başlanır. Kısıntı dediğimiz, suyu az, tazyiksiz vermek değil, günün belli saatlerinde açmak şeklinde olur.

Kosterlerde bu kısıtlama başarılı olsa da büyük gemilerimizde tersi olur. Kısıtlama yapıldığında, görülmüştür ki normal zamandan daha fazla su gitmeye başlar. Bu biraz paradox gibi görünse de düzensiz beslenip yemeyerek rejim yapanların şişmanlamasına benzer.

Ortalıkta kıtlık var sinyali alan vücut genlerimiz, savunmaya geçerek az alınan gıdanın bile bir miktarını daha kıtlık günleri için yağa dönüştürüp stoklar ve böylece şişmanlar. Öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Gemide de kısıntı başlayınca gereksiz yere çamaşırlar yıkanır, su rezervleri alınır vs. Demek kural ilk önce personelimizi bilinçlendirmek ve eğitmek olmalıdır.

Eğer durumunuz çok vahimse, suları, örneğin yemek saatlerinde yarımşar saat açmak bile çözüm getirmez, o zaman hepten kapatır, ihtiyacı olanlara bazen makine dairesinden, bazen aşçıhaneden kovayla su almalarına izin verirsiniz.

Hindistan’da demirde 1 ay sıra beklediğimizde suyumuz bitmiş, yine jeneratörden su yaparak o suyun bir miktarını yüksekte bulunan havuz platformuna koyduğumuz varillerin içini hortumla doldurarak banyo ihtiyacımızı sağlıyorduk. Varillerin üzerine de zabitan ve personel yazmıştık. Esir kamplarını konu alan filmlerde de bu görüntüler vardı. Su kısıntısı yapmaktayken bazen zabitan eşlerini saçları ıslak görmez miyiz? İşte bu olmuyor. Sanki Kaptanımız sucu başı, kendi zevkine su verdirmiyor. İlk önce “Suları idareli kullanalım” uyarısı gelir.

Herkes kendisine dikkat edecek. Musluğu fazla açmayacağız. Elimizi yıkadıktan sonra musluğun iyicene kapalı olduğundan emin olacağız. 2 parça çamaşır için çamaşır makinesini kullanmayacağız. Çamaşırlarımızın birikmesini bekleyeceğiz. Banyo yaparken her sefer kaldığımızın yarısı sürede yıkanmaya gayret gösterip yine suyu fazla açmayacağız, özellikle sabunlanma süreci içinde sicim gibi akan suyla daha iyi sabunlanırsınız.

Makineden hidrafor devamlı kontrol edilecek. Hidraforun sürekli çalışması demek, bir yerde açık musluk veya kaçak var demektir. Genelde 2 su tankı alttan birbirine iştiraklidir ve birinden su alındığında öbürü de bileşik kaplardan dolayı eksilir. Su kısıtlaması olmasa da iştiraki kapatıp bu tankları belli sürelerle münavebeli çalıştırmak daha isabetli olacaktır.

Yine bir gemide işçiler için kapısı güverteye açılan dışarıdaki tuvaletin musluğu açık kalıyor, aradaki iştirak de açık olduğundan ve de hidroforun sürekli çalışması aşağıda görevli olan yağcının dikkatinden kaçtığından bütün suyu sabaha kadar yarı yarıya bitiriyor. Anlattığım bu olayları birebir yaşadım.  Herhalde bu mesleği yapan sizler de bu anlattıklarımdan gereken dersleri alıyorsunuzdur. 1 şişe whisky veya 1 karton sigaraya 10 dolar veriyorsunuz. 12 pet şişe suyunu 3-5 dolar arasında değişen fiyatlarıyla satın alıp içmiyorsunuz. Ayda 10 doları sağlığınız için veremiyorsunuz. Her ne kadar sular temiz olsa da bidayette kaç yerden geçip gemi tankına geliyor, devrelerden dolaşıp bardağınıza konuyor. Denize çıktığınızda tavsiyem içmek için şişe suyu kullanmanızdır. Arkas gibi bazı duyarlı şirketler personeline içme suyu parası ödetmez. 20 litrelik plastik bidonlarda gemiye ikmal yapar.

Bu konunun bizi doğrudan etkileyen kısmı “Gemide su” hakkında genç kaptan adaylarını bilgilendirmektir. Zabitken pek önemsemedikleri konunun tam sorumlusu yani kaptan olduklarında bu yazdığımız bilgiler de davranışlarına  ışık tutacaktır.

3.kaptansınız, şirketinizin kaptan devir teslim formunu siz dolduruyorsunuz. Hiç rastladınız mı günlük su sarfiyatı şu kadar, tank kapasitesi bu kadar, eva kapasitesi bu kadar diye bir not?

Kaptan devir teslim notları çok önemlidir.

Belki bir gün bir devir teslim raporumuzu bir makalemizin konusu yaparız.