Acaba siyaset yapılabilecek en kolay işlerden birimi dir? Onun için mi çoğumuz fikir sahibiyizdir bu konuda.?.Yoksa siyaset yaşamımızın direk için de olduğundan kaçınılmaz hakkımız mı dır fikir sahibi olmak..? Büyük bir gazetecinin dediği gibi bilgi sahib

Acaba siyaset yapılabilecek en kolay işlerden birimi dir? Onun için mi çoğumuz fikir sahibiyizdir bu konuda.?.Yoksa siyaset yaşamımızın direk için de olduğundan kaçınılmaz hakkımız mı dır fikir sahibi olmak..?
 
Büyük bir gazetecinin dediği gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmuyor mu gerçekten? Apartmanının önünden geçen kaldırımın 5 yılda 3 kere sökülüp yapılmasını eleştirmek için bilgi sahibi mi olmak gerekir.?.Ya da aynı siyasi düşünceye sahip olan partilerin aynı parti kimliği altında bulunmalarının doğru olduğunu işaret etmek için derin bir  siyasi bilgiyle mi donanmak gerekiyor ? Ya da ülkenin eğitimden sağlığa, sağlıktan  ulaşıma ve en önemlisi işsizliğe kadar sorunları dağ gibi önümüzde dururken nelerin kavgasının yapıldığını görüp böyüklerimizin bir bildiği varki tepişiyorlar  demek mi  gerekir.? Nasıl olsa bilgimiz yok ya..Niye fikir yürütecez bu konuda.?.Bırakalım çok bilen renkli basın köşe tutanları yazsın..Biz de inanalım.. Onlar her şeyi bilir..
 
Tabii burda şunu söylemeliyim, bilgi sahibi - fikir sahibi baglantısına işaret eden rahmetli yazar bu lafı halk küçümsensin diye söylememişti mutlaka..Tam tersi yarı bilen aydınlaraydı bu lafı..Bunun altını çizeyim..
 
Ama bugün siyaset, bir şeyler bilen ya da bildiğinden çok bilmiş görünen, halkın ürettiğinin onda biri kadar üretemeyip ben  bilirimle toplumda etkin olmaya çalışan çevrelerin kurduğu statukocu yapı ile bunların yarattıgı halktan kopuk açık alanı iyi değerlendiren karşıtları arasında kilitlenmiştir..Hikaye budur..Özellikle eli kalem tutan şehirli ya da kent kültürü almış kesim kendini siyasi arenadan uzak tuttugu sürece bu iki duvar arası siyaset kuramsal yaşamına devam edecektir..Bu kampları yumuşatacak kesim kentli kesimdir..Tabii ki her kesimden siyasete katılım olacaktır..Tamamıyla kent kültüründen yoksun siyaset maalesef  kaba, kırıcı , fırsatçı ve uzlaşmadan uzak rotasında yıkıp dökerek yoluna devam edecektir...Siyasetin bu anlamda mutlaka yeni açılımlara ihtiyacı vardır....
 
 
Evet fikir ve bilgi iç içe birbirinden ayrılmaz kabuk ve meyvesi gibidir..Bilgisiz fikir içi boş cevize benzer..Bunun içini doldurma fırsatı bugün dünden daha fazladır..Umarız gelecek nesil bunları görür..Bilişim çağı bunun için müthiş bir fırsat bana göre..
 
                                                                      II
Yazımızın ikinci bölümünde Denizcilik Dünyamıza dönelim isterseniz; Kurslarla Uzak Yol ehliyetlerinin verilmemesi konusunda Anayasa Mahkemesinin kararı yerindedir..Sadece YDO-Denizcilik Fakültesi ve diğer Fakülte mezunu arkadaşlarımızın  değil Meslek Lisesi mezunu arkadaşlarımızın da mesleki hakları kurtulmuştur..Armatör arkadaşlarım bana hemen kızmasınlar..Ben Meslek Lisesi Egitimini ve dolayısı ile Denizcilik Meslek Liselerini hep savunmuşumdur. Meslek Eğitimini ülkemizin hem gecikmiş hem de kaçınılmaz ihtiyacı olarak görmüşümdür..Üretimde ve gelişmede mutlak yeri olan bir atılım oldugunu söylemişimdir..Hala da söylüyorum..
 
Denizcilik Meslek Liselerini kuran ve bu konuda yardımı olan herkese bu ülke minettar kalacaktır..Bugün bu okulların mezun ettiği insanların hepsinin bir anda denizi bıraktıgını düşünün..Onların ve meslek liselerinin eğitiminin önemini o zaman anlarsınız..Ya bu insanların  aldıkları eğitimle bugün ailelerine orta sınıf seviyesinde hayat yaşattıklarını düşünürseniz hadisenin ne oldugunu anlarsınız..Meslek Lisesi hadisesi  büyüktür..Bunu kurslara indirgeyerek küçültmeyelim..
 
Deniz ve denizcinin sorunları derken hep Kaptan, Baş Mühendis, Armatör, zabitan sorunlarını konuşuruz...Hiç kamarotları, yagcıları, aşçıları, siliceleri, gemicileri, elimiz ayağımız olan reisleri konuşmayız...Hayatlarını denizin kucağında geçiren sizin benim gibi çocuk çoluklarını hülasa sevdiklerini arkalarında bırakıp ekmek kavgasına çıkan bu denizcilerin durumu nedir?
 
Acaba asıl bu meslek gurupları için de bir kaç haftalık kurslar yerine 1 senelik meslek eğitimleri için düzenleme yapılamaz mı? Öncelikle  daha kaliteli ve de daha üretken bir meslek gurubu yaratılır.İkincisi  denizde ki yaşam daha çekilir hala gelir..Üçüncüsü de bu arkadaşlarımızın aldığı eğitimle denizde eğitimsiz insan çalışamaz parolası ile seviye yükseltilir..
                                                         III
Son olarak tanker sahibi armatörlerimizin P&I poliçelerinde NON PERSISTENT CARGO WARRANTY CLAUSE VE CHAPTER 17. NON TOXIC CARGO     ile ilgili clause lara dikkat etmelerini önereceğim..Bazen teminatınızın içinde olmayan yükleri taşıyan donatan durumuna düşmemek için bu klozlara çok dikkat edin..
 
Sevgiler herkese