Bir hafta arayla önce Balıkesir Manyas Gölü, sonra Gemlik Körfezi’nde meydana gelen 5.2’lik depremler, büyük Marmara depreminin habercisi mi, yoksa bölgedeki gerilimi azaltan yararlı depremler mi? Bu soruya yanıt veren uzmanların neredeyse tamamı beklenen büyük Marmara Depremi ile bu depremler arasında bir ilişki olmadığını açıkladı. Hatta bu depremlerin farklı fay hattında gerçekleştiğini belirterek, bölgedeki stresi boşalttığı için iyi bile olduğunu söyledi. Ancak bir uzman farklı görüş açıkladı. İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, meslektaşlarının aksine, Balıkesir ve Gemlik depremlerinin büyük Marmara depreminin ayak sesleri olduğunu söyledi. Biz de Naci Görür ile görüştük ve neden böyle bir açıklama yaptığını sorduk. Naci Hoca da depremin ayak seslerini detaylarıyla anlattı...

Balıkesir ve Gemlik depremleri büyük depremin habercisi diyorsunuz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

Bilimsel verilere dayanıyorum. Çünkü 1999’dan beri deprem üzerine çok sayıda çalışma yaptım ve yapmaya devam ediyorum. Ama ne halkımız ne de yöneticilerimiz bilime güvenmediği için, küçük depremlerden sonra teselli sözleriyle rahatlayabiliyorlar. Yüzbinlerce insanın ölümüne neden olacak büyük deprem, bu küçük depremlerle ‘ben geliyorum’ diyor.

Aksi görüşler var ama. Bölgedeki aşırı stresin, bu küçük depremlerle boşaldığını söylüyorlar...

Böyle bir şey yok. Bu bölge 365 gün, bu büyüklükteki depremlerle beşik gibi sallansa bile yine de ordaki stresi boşaltamaz. Bu küçük depremlerden sonra hemen büyük bir deprem olacak ya da bunlar büyük depremin öncü sarsıntıları demiyorum. Ben diyorum ki bu küçük depremler, Marmara’daki stresin arttığını gösteren, büyük depremin ayak sesleri.

Fay kolları farklı ama tabaka aynı
Ama depremler Kuzey Anadolu Fay hattının farklı kolları üzerinde oldu. Biri diğerini etkileyebilir mi?

Elbette farklı kolları üzerinde oldu. Bunu ben de söylüyorum. Büyük depremi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolunda bekliyoruz. Bu depremler bu fayın güneyinde kalıyor. Ancak burada önemli olan nokta şu; Bolu’nun doğusundan gelen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üç ayrı kolu var. Bu faylar birbirine paralel, doğu batı uzanımlı. 1999’daki Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Adapazarı-İzmit arasındaki kolda, Körfez’in denize açıldığı yere kadar 135 kilometrelik bir kırık oluştu. Bu fayın güneyindeki blok 5.5 metre batıya doğru kaydı. Bu da Marmara’nın altındaki kabuğu yükledi. Bu kabuk stres altına girdi ve gerilmeye başladı. Her yıl 2.5 cm hareket ediyor. Bu hareket de Marmara’yı zorluyor, stres biriktiriyor.

Son zamanlarda olan küçük depremler bu stresi boşaltmaz mı?

Hayır. Bu küçük depremler stres boşaltıyor ama devede kulak diyebileceğimiz kadar. Yine söylüyorum, bu depremlerden 365 gün olsa bile, buradaki stresi boşaltmaya yetmez. Stres birikimiyle, Marmara’nın altındaki kabuk Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzeyi boyunca kırılacak. Asıl gerilimin olduğu hat da bu. Bu hat Adalar’ın güneyi ile Tekirdağ arasındaki deniz altındaki fay. Bu kırılacak. Bu kırıldığı takdirde 7.6 büyüklüğünde bir deprem olacak.

Stres enerjisi o kadar artmış ki Peki Balıkesir ve Gemlik’teki depremlerin, büyük depremin sinyalleri olduğu sonucuna nasıl ulaşıyorsunuz?

Burada biriken stres enerjisi Marmara’nın çevresini de zorluyor. Balıkesir ve Gemlik’teki depremler bu enerji birikimi ve zorlanmanın eserleri olarak ortaya çıkıyor. Buradaki stres enerjisi o kadar artmış ki, bu depremler yaşanıyor. Daha somut bir örnekle şöyle anlatayım; Bir tahta masaya çok ağır bir baskı uyguladığınızı düşünün. Masa bu baskıya bir süre sonra dayanamayarak kırılır. Ancak kırılmadan önce, masada bazı çatlaklar oluşturur. İşte bu küçük depremler, masadaki çatlaklar. Sonuçta masa büyük bir gürültüyle kırılır. İşte bu da büyük Marmara depremi olacak.

Gemlik aktif faylarla dolu
Siz bir kaç ay önce Gemlik hakkında Ukrayna gemisi ile araştırma yaptınız. Araştırmanızın sonuçları nedir?

Gemlik Körfezi’nin altının aktif faylarla dolu olduğunu gördük. Bu hatlardaki depremlerin Kuzey Anadolu Fayı’nın orta ve güney koluna ait sarsıntılar olduğunu belirledik. Oradaki faylar aktif. Yani bu küçük depremler beklenmeyen depremler değil...

Büyük deprem 1999 depremi kadar büyük etki yaratacak mı?

Çok daha fazla olacak. Çünkü Gölcük depreminde bile Avcılar’da insanlar öldü. 7.6 büyüklüğünde bir deprem olmasını bekliyoruz. Bu deprem fayın bulunduğu yerden 10 km’lik bir alanı etkileyecek.

Sadece İstanbul’u etkilemeyecek mi yani?

Hayır sadece İstanbul değil. İstanbul’un sahil şeridi (Tuzla, Pendik, Kartal, Küçükçekmece, Avcılar, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri) hatta Kocaeli, Yalova, Adapazarı da etkilenir. Onlar biz depremi atlattık diye düşünüp rahatlamasınlar.

30 yıl nasıl hesaplanıyor? Büyük deprem ne zaman olacak?

30 yıl içinde büyük depremin her an olabilme ihtimali yüzde 60. Bunu 1999’dan beri söylüyoruz.

Nasıl hesaplıyorsunuz?

Bu hesaplama iki ayrı yöntemle yapılıyor. Birincisi tarihsel depremlerin hangi aralıklarla olduğunu inceleyerek tespit edebilirsiniz. Örneğin Marmara Denizi’nde meydana gelen büyük depremlerin tarihlerine baktığınızda; 1509’daki Kıyamet-i Kübra diye anılan İstanbul depremi, 1719, 1754, 1766 Mayıs, 1766 Ağustos ve 1894 depremleri ile 1999’daki Gölcük ve Düzce depremleri. Bunlardan depremlerin tekrarlanma aralıklarının 140-280 yıl arasında değiştiği anlaşılıyor. İkinci yöntem ise, stres transferi adı verilen bilimsel bir hesaplama yöntemi. Bu hesaplama ’rijit’ (sert) bir cismin belirli bir baskı ya da yük altında, ne kadar bir sürede kırılacağını ortaya çıkarıyor. Stres transferinin ne şekilde ve ne kadar bir sürede başka bir alanda oluştuğunu belirleyebiliyorsunuz. Tamamiyle bilimsel olan bu yöntem, Rahmetli Aykut Barka’ya aittir ve uluslararası bilimsel bir dergide de yayımlanmıştı.

FEVERAN EDİYORUM KİMSE DUYMUYOR

“Ne halkımız, ne de hükümet yetkilileri bilime güvenmediği için, sözlerimizi kimse ciddiye almıyor. Başbakanlık’ta yapılan deprem zirvesinde 6 klasör rapor sunduk. Kararlar alındı ama hiçbiri uygulanmadı. Öyle bir noktaya geldim ki, artık fevri konuşuyorum. Çünkü bu duyarsızlık karşısında feveran ediyorum. İnsanlar nasıl bu kadar rahat anlayamıyorum. Deprem geliyor, depreme dayanıklı konutlar istiyoruz diye protesto gösterisi yapan, yürüyen kimse yok. Ben kendi adıma korkuyorum.”

Kaynak: Vatan Gazetesi

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim