Türk denizciliğinin ilklerle anılan ismi: Suay Umut

Dünya Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Suay Umut, Lloyd’s List’in Türkiye’de düzenlediği ödül töreninde aldığı ‘Ömürboyu Başarı Ödülü’ ile denizcilikteki saygın geçmişini taçlandırdı.

Sektörde birçok ilkte onun imzası var. O, yurtdışına sipariş veren ilk Türk armatörü. Çoğunlukla Karadeniz orijinli sektörün İstanbul kanadını temsil ediyor. Denizle tanışıklığı gemi makine mühendisi olarak mezun olduğu Yüksek Denizcilik Okulu’ndan (YDO) geliyor. Uluslararası Tanker Sahipleri Birliği’nde (INTERTANKO) 14 kişilik Executive Committe’deki tek Türk üye. Çalıştıkları İsveçli Broström’ü satın alan A.P Moeller Maersk’in 240 tankerlik dev filosunda 1 mayıstan itibaren onun da tankerleri var.

Bu hafta dünya denizcilerinin en fazla aşina olduğu saygıdeğer Türklerden birini, Dünya Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Suay Umut’u konuk ettik sütunlarımıza...

Yurtdışına sipariş veren ilk Türk armatörüsünüz. Son birkaç yılda da siparişlerinizin olduğu biliniyor. Kriz döneminde de bu durum, ‘ateşten gömlek giymek’le ifade edilebilir. Uzakdoğu’ya siparişlerinizin durumu ne olacak? Gelişmeler nedir?

Uzakdoğu’daki siparişlerimiz devam ediyor. Şu anda 8 siparişimiz var. İptal girişiminde bulunmadık. Ancak, iki ayrı tersaneye verdiğimiz siparişlerden birer tanesini geciktirmek için anlaştık. Birisi 12 ay, diğeri de 16 ay ötelendi. Genelde hiçbir tersane iptale sıcak değildir.  Parayı yaksanız da, bu kez hukuki problemler ortaya çıkar. Bu nedenle iyi niyetle çözüm yolu aramak gerekir. Onlar da biliyor ki, iptaller duyulursa, tamamen boşta kalacaklar. Çünkü, yeni sipariş yok. Bugün 10 tankerden oluşan yaklaşık 410.000 dwt’lik bir filoya sahibiz. Siparişteki tankerler ile birlikte 2010 senesi sonu itibarı ile  toplam 1 milyon 190 bin dwt’lik bir filoya ulaşacağız.

Piyasalardaki düşüş, kuruyüke yatırımı cazip hale getirdi. Siz de riski dağıtmak adına böyle bir tasarrufa gider misiniz?

Bence kuruyük, henüz cazip hale gelmedi. Şu anda geçici olarak stoklarının azalması nedeniyle Çin’in alımları hızlandırmasından dolayı kuruyükçüler, kendilerini koruyabilecek bir seviyeye çıktılar. Ama, bunun devamlı olacağı kanısında değilim. Bu markette zaman zaman yükselme ve alçalmalar yaşanacaktır. Kuruyüke yatırımı düşünmüyorum. Çok seneler önce 3 adet 65 bin dwt’lik panamax gemi çalıştırmıştım. 1998’de benzer bir kriz oldu, o yıl onları elden çıkardım. Ama, ben her zaman için tankerciyim.

Türk tersanelerinde inşa ettiğiniz gemileri sattınız mı, yoksa işletiyor musunuz? Tersanelerimize siparişleriniz sürecek mi?

Türk tersanelerine siparişlerin şu anda devam edeceğini düşünmüyorum. 8 gemi bitti. Bunlardan üçünü karşılıklı çalıştıracağımız firmaya peşinen satmıştık. Dolayısıyla, onlarla beraber 6 tanesi çalışıyor. Sonraki iki gemiyi satmak üzere yapmıştık. Birini sattık. İkincisi yeni çıktı, ilk seferini yapıyor. Satış konusunda piyasada özel tanıdığımız kişilerle temaslarımız sürüyor. Ama, piyasanın çok düşük olması nedeniyle, bizim de işletme imkanımız varken işletiyoruz.

Gemileriniz spotta mı, time charter’da mı? Hangi firmalarla çalışıyorsunuz?

Son zamanlarda çok miktarda yeni siparişe girdik. 36 yıldır piyasadayız. Eskiden siparişlerimiz çok fazla değilken ve tek cidarlı gemiler varken spot çalıştırırdık. Siparişler fazlalaşıp, yük ağırlaşınca kendimizi emniyete almak durumunda kaldık. Bundan önce İsveçli Broström ile çalışırdık. Broström’ü, A.P Moeller Maersk şirketi satın alınca, 1 Mayıs itibariyle Maersk ile çalışmaya başladık. Bizim gemiler de dahil edildiğinde grubun içinde 240 tanker olacak. Dolayısıyla dünya piyasasına hakim çok büyük bir grup oluştu.

Megayat inşasında da önemli bir atılım gerçekleştirdiniz. Kriz, Ursa Tersanesi’ne teğet geçiyor mu? Sezon başlarken yat sektöründe durum nedir?

Parası çok olan insanın kayıpları, parası olmayanlara göre daha fazla. Dolayısıyla, global kriz yatçılığı da negatif etkiledi. Eğer kriz olmasaydı, çok güzel siparişler alıyorduk. Ama, maalesef krizle birlikte hepsi sona erdi. Fakat, yeni sezonla birlikte kapımızı çalanların sayısı arttı. Ancak daha kesinleşmiş bir sipariş yok. Öte yandan, olmadığı da daha iyi. Çünkü, kriz var nasıl olsa sıkışıklardır düşüncesiyle çok ucuz fiyatlar teklif ediliyor. Biz de ona yanaşmıyoruz. Dayanabildiğimiz kadar dayanıp, piyasa yükseldikten sonra satış şartlarının oluşacağına inanıyoruz. Dünyada mega yat yapan tersane sayısı 10’u geçmiyor. Biz 70 metre üzerinde tekne yapıyoruz. Sadece işçilik bize ait. İç ve dış dizaynerlerin tamamı yabancı. Bu piyasanın alıcısı da, imalatçısı da seçicidir. Şu anda almak isteseniz sanırım dünyada 7-8 adet tekne bulursunuz, Dünya Yatçılık da bunun içinde.

Türk denizciliği genelde babadan oğla geçer ve Karadeniz orijinli bir yapıya sahiptir. Fakat, siz ezberi bozdunuz ve dünya piyasasında saygın bir yer edindiniz. Lloyd’s List’in ödül töreninde aldığınız ‘Ömürboyu Başarı Ödülü’ de bunu teyit eder nitelikte. Bu işin sırrı ne?

Karadenizli olmak ayrı bir iftihar meselesi ama ben bir İstanbul çocuğuyum. Denizin içinde büyüdüm. Denizcilik Fakültesi’nin görüntüsü, şartları bana da cazip geldi. Böylece denizciliğe de girmiş bulundum. 4 yıl kadar denizde çalıştım. Sonra, istek üzerine Ankara’ya Petrol Ofisi’ne geçtim. Ankara’da 7 sene kalıp, genel müdür muavinliğine kadar yükseldiğim halde, devlet dairesi zihniyetinden sıkıldım. Çünkü, her hükümet değişikliğinde tüm kadrolar da yenileniyordu. Bunun bana göre olmadığına karar verip, Londra’ya gittim. 1973’te Ganmount Limited”i kurdum. Bugün adı “Ganship International Ltd.” olan Londra’daki bu şirket, 1985’de Türkiye’de kurulan Dünya Denizcilik ve Tic. AŞ’nin Londra temsilciliğini yapmaktadır.

Enerjinize hayranım. İşinize olan tutkunuzu da görüyorum. Ama, özellikle son bir yılda yaşananlar çalışma şevkinizi kırdı mı? Yönetimi kızınıza kanalize edip, ertelediklerinizi gerçekleştirmek için bir tarih belirlediniz mi?

Kriz, elbette ki her insana tesir eder. Ama, kriz benim enerjimi yok etmedi, aksine çoğalttı. Çünkü, geçmişte de 2 büyük, bir de küçük kriz geçirmiştim. Diğerleri sadece navluna tesir ettiği için şimdiki krizden farklıydı. Çünkü, o zaman bankalar etraftaydı, kredi problemi yaşanmıyordu. Yalnızca navlunlar düşmüştü. Yaşanan global bir kriz olduğu için, bunu atlatmak biraz daha uzun zaman alacak gibi gözüküyor.

İşlerin bir kısmı zaten dağıtılmış durumda. Dünya Denizcilik kurumsallaşmasını tamamlamış bir şirkettir. Herkesin otoritesi ve imza yetkisi vardır. Benim etkili olduğum alan, beynelmilel piyasayı tanımamdan kaynaklanan avantajımdan dolayı kontak kurmadadır. Alım satımlarda karar veririm. Yurt içinde ve dışında 36 yıldır piyasada olduğum için ziyaretlerde herkes beni görmek ister. Yani bulunmam gereken yerlerde firma menfaatleri adına yine bulunmayı sürdüreceğim. 

Geçtiğimiz günlerde bazı denizcilik şirketlerinden “korsanla mücadele için mürettebatı silahlandıralım” önerisi geldi. Siz, Uluslararası Tanker Sahipleri Birliği’nde (INTERTANKO) 14 kişilik Executive Committe’deki tek Türk üyesiniz. Intertanko, silahlanma önerisine nasıl bakıyor?

Mürettebatın silahla donatılmasına Intertanko olarak kesinlikle karşıyız. Orada tüm dünya milletlerinin de görev aldığı bir donanma var. Onlar gidip korsanları öldürmeye teşebbüs etmiyor, siz onların yapmadığını yapmak için gemide silah bulunduracaksınız... Peki, sonra ne olacak? Gemide en ufak bir anlaşmazlıkta insanlar birbirini öldürür. Suçluluğunu armatör mü üstlenecek, kaptan mı? Bunun hukuki durumunu iyi gözden geçirmek gerekir. Orada bir kaza dahi olsa, bu döner dolaşır armatöre gelir. Silahlanmaya tamamen karşıyız. Yapılması gereken donanmanın daha iyi örgütlenmesidir.

Editör: TE Bilişim