Tunus'ta mahsur kalan denizcinin eşi isyan etti; 'Eşimin ölüsünü değil, dirisini istiyorum!'

Çalıştıkları Türk gemisi borcu nedeniyle Tunus’ta bağlanınca 4 denizci mahsur kaldı. 11 aydır çalmadık kapı bırakmadıklarını anlatan Şükran Demir ‘Eşimin sağlık problemleri var. Ölmesini mi bekliyorlar, neden yollamıyorlar?’ diyerek yetkililere sitem etti

Tunus’ta mahsur kalan 4 Türk denizciden biri olan Selami Demir’in eşi Aydınlık’a konuştu. Şükran Demir, “Eşimin ölüsünü değil dirisini istiyorum. Türkiye’ye getirilmesi için illa ölmesi mi gerekiyor” diyerek yetkililere sitem etti. HCB Denizcilik şirketine ait Bekir Hacıbekiroğlu adlı Türk bayraklı gemi, borcu nedeniyle 2015 yılının Nisan ayında Tunus’un Sousse Limanı’nda bağlandı. Bu süreçten sonra gemide çalışan 4 Türk denizci kaderine terk edildi. Tunus makamları, gemide bulunması gereken asgari personel sayısının 4 olması gerektiğini ve personelin gemiden ayrılabilmesi için gemi sahibi tarafından Tunus’a 4 yeni personel gönderilmesinin şart koşulduğunu söyledi. Ancak şirket yetkilileri bununla ilgili hiçbir adım atmadı. Çalmadık kapı bırakmayan denizcilerin aylardır sesini duyan olmadı. Diğer yandan aileler de Türkiye’de seferber oldu. Durumu yazılı olarak bakanlıklara ileten aileler ilgili kurumlardan da tatmin edici yanıt alamayınca isyan etti.

YETKİLİLERE SESLENDİ: ÇARE BULUN!

Mahsur kalan denizcilerden Selami Demir’in eşi Şükran Demir, yetkililerin çözüm üretememesinden yakınarak, “Neden çözüm üretilmiyor? İlla televizyona mı çıkmamız gerekiyor? Sağlığı bozulup bir olay yaşanmadan eşim Türkiye’ye gelemeyecek mi?” diye sordu. Eşinin tansiyon problemi olduğunu söyleyen Demir, “Eşim Selami’nin kalple ilgili sorunu var. Ayrıca kendisinin şekeri de var. 1 yıldır bu sıkıntılar çıktı. Ölmesini mi bekliyorlar, neden yollamıyorlar? Eşimin ölüsünü değil dirisini istiyorum” dedi. Yetkililere de seslenen Şükran Demir, “Dışişleri, İçişleri ve Çalışma bakanlıklarını bunun gibi işler için başımıza koyduk. Bir çare bulsunlar” ifadelerini kullandı.

‘KURU EKMEKLE KARIN DOYURUYOR’

Sağlık problemi olan eşinin zor şartlar altında yaşamaya çalıştığını belirten Şükran Demir, şunları söyledi: “Geçen görüştüğümüzde ‘Ne yapıyorsun’ dedim. Eşim ‘Ekmek arası yaptım, yiyorum’ dedi. ‘Yine mi ekmek arası yedin? Tansiyonun çıkacak’ dedim. Selami ‘Başka bir şey yok’ dedi. ‘Çorba yapın’ dedim. ‘Gemide hiçbir şey yok’ dedi. Anlayacağınız kuru ekmekle karnını doyuruyor. Zaman zaman gemide su bile olmuyormuş. Geçen gemilerden yoğurt, peynir gibi şeyler istiyorlarmış. Onu da insafa gelen, merhametli olanlar veriyormuş. Kaptan ‘Geçen gemilerden git yiyecek iste’ diyormuş. Gitmeyenlere ise ‘Sen bu akşam yemek istemedin, sana yemek yok’ diyormuş. Ben ‘Kaptanım’ diyormuş. Her yerin bir büyüğü vardır, doğru. Ama eziyet etmesine gerek var mı? Bir insan kamarasında yatıyorsa kapısını çalıp ‘Kalk geçen gemiden yemek al’ diyemezsin.”

‘DÖNEN BAŞKA DOLAPLAR VAR’

Şirketin iflas erteleme istediğini hatırlatan Selami Demir’in küçük oğlu Serkan Demir de şu iddialarda bulundu: “Şirket, iflas erteleme ayağına akıllılık yapmaya çalışıyor. Hem geminin şerrinden hem de personel borçlarından kurtulacaklar ama bir yandan da gemiyi almaya çalışıyorlar. Sen gemiyi alamıyorsan, bırak gemiyi personeller kurtulsun, maaşları ödensin. Ama adam inatla gemiyi bırakmıyor. Gemiyi bırakmıyorsan borcunu öde, gemi senin olsun. Orada dönen başka oyunlar var diye düşünüyorum.”

YETKİLİLER ÇÖZÜM ÜRETMİYOR

Denizcilerden Selami Demir’in büyük oğlu Yakup Demir de bugüne kadar çalmadık kapı bırakmamış. Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) 6 kez başvurmuş, 4 kez de Cumhurbaşkanlığı başvuru sayfasına yazmış. Ancak bir sonuç alamamış. En son Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı’na da yazılı müracaatta bulunduğunu söyleyen Yakup Demir, şöyle konuştu: “Ama tüm kurumlar halen şirketin oraya adam göndermesi gerektiğinden bahsediyor. Fakat bu işlemlerin gerçekleşmesi için çözüm üreten veya şirkete, şirketten sorumlu yetkililere, şirketi idaresinden sorumlu kayyuma herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Ama şirket yetkilileri ise, ‘Davalı olduğumuz taraf Arap. Bu bizim rotamızı daraltmaktadır. Eğer bu gemi Avrupa ülkesi veya herhangi bir limanda kalsaydı bu personeller evindeydi. Fakat Tunus Hükümeti illa adam gelecek diye ısrar ediyor. İnsan hakları yok, adalet yok hiçbir şeyin olmadığı yerde elimizden ancak bu kadarı geliyor. Siz babanız ve gemi personeliyle konuşun. Biz onların yerine bekçi gönderelim veya Türk devletinden yardım alarak 1 kişiye indirelim’ diyor.”
Kaynak:Aydınlık
Editör: TE Bilişim