2009 Eylül ayında hazırlanarak imzaya açılan ve denizcilik sektörü için büyük önem arz eden Rotterdam Kuralları, Hamburg Kuralları’nın aksine taşıyanı koruma altına alıyor.

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantı Salonu’nda düzenlenen bir seminerle Rotterdam Kuralları masaya yatırıldı. “İMEAK Deniz Ticaret Odası Hukuk Müşaviri Prof. Dr. Fehmi Ülgener ve Maersk Denizcilik A.Ş. tarafından düzenlenen “Roterdam Kuralları, Kapsamı ve Deniz Taşımacılığındaki Muhtemel Etkileri” konulu seminere, Maersk Shipping Kıdemli Genel Müdürü Kim Chalmer Rasmussen’in yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi de katıldı.


fehmi-ulgener.gif

Toplantıda Rotterdam Kuralları hakkında katılımcıları bilgilendiren Prof.Dr.Fehmi Ülgener, limandan limana taşımalar kadar, içinde deniz safhası barındırmakta olan multi modal olarak tanımladığımız kapıdan kapıya taşımaları da kapsayacak modern bir konvansiyon olan Roterdam Kurallarının özellikle armatörler için büyük önem taşıdığını dile getirdi.  Rotterdam Kurallarının ana konu olarak taşıyanın sorumluluğunu ortaya koyduğunu ifade eden Ülgener, “Biz Rotterdam Kuralları’nı kabul etmesek bile, bu konu armatörlerimizin sürekli karşısına çıkacak. Her ne kadar çok geniş bir sahayı kapsasa da Roterdam Kuralları’nın ana konusu, taşıyanın sorumluluğudur.  Taşıyanın sorumluluğu,  ‘Door to Door’ prensibi üzerine kurulmuş, yepyeni modern bir kavram. Gencimiz, orta yaşlımız, hepimizin meslek hayatları boyunca bundan sonra muhatap olacakları bir düzen bu.  Dolayısıyla bunu eninde sonunda hepimizin öğrenmesi gerekiyor” şeklinde konuşu.

Lahey’in modern versiyonu, Rotterdam

kim-maersk.gif

 

Konuşmasında özellikle taşıyanın sorumluluğu konusuna vurgu yapan Ülgener, konuyla ilgili Lahey, Hamburg ve Rotterdam kurallarını karşılaştırarak şunları kaydetti: “Taşıyanın sorumluluğu hep bir sorun olarak karşımıza çıktı. Lahey Kuralları’nda amaç sorumluluk sınırlarını belirlemek, taşıyanın sorumluluk sınırlarını emredici bir şekilde belirlemek ve bu emredicilik sınırlarının dışına çıkıldığı takdirde, emredicilik sınırının dışına çıkıldığı ölçüde konvansiyon hükümlerini devreye sokmak. Daha sonra ise herkesin aslında nefret ettiği, bir türlü uygulama alanı bulamamış, ölü doğmuş bir konvansiyon olan Hamburg Kuralları ortaya çıkıyor. Bu konvansiyon, yükle ilgili tamamen taşıtan tarafa yönelik. Fakat Lahey de çağın gerekliliklerine cevap veremediği için yük taşıtanları hala dertli. Lahey’de armatör lehine olan çok sayıda hüküm bulunuyor. İşte Rotterdam Kuralları tam da bu noktada devreye giriyor. Bir bakıma hem ‘Door to Door’ olan hem de Lahey Kuralları’nı modernize eden,  ama aynı zamanda Lahey’de çok tepki çeken bir takım hususları da törpüleyen ve her iki tarafı da daha iyi dengeleyen uluslararası bir konvansiyon olarak karşımıza çıkıyor. Rotterdam Kuralları’nda taşıyanın karine olarak kusurlu bulunmadığı öngörülüyor.”
Editör: TE Bilişim