Günde birkaç banka soyar gibi para kazanan armatör

Vahap Munyar/Hürriyet

ALMANYA’nın Flensburg kenti... Adını kentten alan Flensburger Tersanesi... UN Ro-Ro’nun 42 milyon Euro’ya yaptırdığı 8’inci gemi ‘Marmara’yı denize indirme töreni var...

193 metre uzunluğundaki 240 TIR kapasiteli gemi, UN Ro-Ro’nun ortaklarını, eşleriyle birlikte Flensburger Tersanesi’nde buluşturuyor.

Flensburg’lu çok sayıda öğrencinin ellerindeki Türk bayraklarıyla törene katılmaları, herkesi duygulandırıyor.

Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan da, denizcilik sektörünü temsilen kürsüde yerini alıyor. Kalkavan, Flensburger Tersanesi’nin sahibi Henning Oldendorf’u övüyor:

‘Sayın Oldendorf, gerçek anlamda bir başarı öyküsü. Kendisini yıllardır izliyoruz. Dünyada 170 gemisi dolaşıyor. İşleri o kadar iyi ki, birkaç bankayı her gün soymak gibi... Flensburger Tersanesi’ni aldıktan sonra çok başarılı bir noktaya getirdi. Avrupa’nın en başarılı tersaneleri arasında yerini aldı. Biz de kendilerinden üç yıldır know-how alıyoruz.’

Kalkavan
, Oldendorf’un kazancıyla ilgili ‘banka soymak’ benzetmesinden, bankaların mutsuzluğuna geçiyor:

‘Sayın Oldendorf’un çalıştığı tüm bankacılar mutsuz. Çünkü, çok iyi para kazanıp, tersanenin tüm banka borçlarını kapattı.’

Kalkavan
, sözünü yeni gemiyle ilgili şu dilekle noktalıyor:
‘Allah başını karadan, kıçını boradan esirgesin. Allah selamet versin...’

Metin Kalkavan
’ın Oldendorf’la ilgili, ‘Hergün birçak banka soyar gibi kazanıyor’ sözü, töreni izleyenlerin dikkatini çekiyor.

Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding Genel Koordinatörü Erol Soylu, bu sözün ‘tercümesi’ni şöyle yapıyor:
‘Dünya denizcilik sektöründe işler çok iyi. Şu anda neredeyse Betvole kumar gibi kazandırıyor. Tabiri caizse bire dört kazanç var. Bu durum özellikle kuru yük gemileri için geçerli. Gemi fiyatları da çok arttı. Bunda çelik fiyatlarının da etkisi var.’

Bu ortamda UN Ro-Ro da filo büyütüyor. 8’inci gemi denize inerken, UN Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy, Tamer Türker gibi yönetim kurulu üyelerini yanına alıp, Oldendorf’la pazarlık yapıyor.

Son pazarlığa UN Ro-Ro tarafı 44 milyon Euro’yla oturuyor, Oldendorf, ‘Çelik fiyatları çok arttı, 52 milyon Euro’dan aşağı olmaz’ diye diretiyor.

Ulusoy, 2008’de teslim edilecek iki yeni gemi için anlaşma noktasını esprili anlatıyor:
‘İngiluzce de bilmeyrum ya, ben adamla (Oldendorf’u kastediyor) opüşup durayrum. Üçuncu opüşumde ben anlaştuk sanayrum, adam oralı değul. Neysa, sonunda 96 milyon Oroya (Euro) iki gemu içun anlaştuk.’

UN Ro-Ro’nun iki yeni gemisinin tesliminin 2008’e sarkması, dünyada tersanelerin doluluğundan kaynaklanıyor. Aynı yoğunluk Türkiye’de de gözleniyor, siparişler 2007-2008’e uzamış bulunuyor...

Saffet Ulusoy, ‘Kendi işlerunde birbirinun gözunu oyacak gibu rekabet eden ortaklarımizla dunyada ro-ro işinda bir numara olacağuz’ diyor.

‘Banka soyar gibi kazanç’la bu hedef hiç de uzak görünmüyor.

Ancak, ‘armatörün banka soyması’ benzetmesi, ister istemez geçmiş yıllarda Emlakbank’ın sırtına binen ‘denizci yükü’nü hatırlatıyor...

Bilmem başka hatırlayanlar da var mı?

Editör: TE Bilişim