Ali Deniz Eraydın’ın konuşmasından sonra söz alan Recep Düzgit, Eraydın’a tepki göstererek bel altı konuştuğunu ve bunu ispatlaması gerekiyor. Recep Düzgit, “Eğer bu ithamlarını ispatlamazsan şerefsizsin sen. Böyle yalanlarla, iftiralarla bir daha bu şekilde yalan konuşursan sana bu kürsüden haddini bildiririm” şeklinde sert bir çıkış yaptı.

Recep Düzgit’in konuşması şöyle:

Erol yücel beyin az önce önerisi oldu 1 Temmuz Kabotaj Bayramı ile Altın Çıpa Ödül Töreni’nin birleştirilmesiyle ilgili, odaların görev ve faaliyetleri mevzuatı incelendiğinde odaların Türkiye’de yüksek derece vergi ödeyen, döviz kazancı sağlayan üyelerine ödül törenleri yapması, bunları yayınlaması, istatistiklerini tutması zaten tanımların içinde yazar bunu da birçok oda yapar. Bizler daha eski zamanlarda bizim odamızda yapılırdı. Aslında olması gereken, Altın Çıpa kendi başına bir başarıdır. Birinci törenden beri desteklemişimdir. Sonra başarılı olduktan sonra değil. Bu sene de zirve yapmıştır. İnşallah ileriye doğru, daha da başarılarını artırarak sürdürür. Bu seneki konseptindeki değişikliği beğendim.

DTO’nun yapması gereken 1 Temmuzda yüksek derecede döviz kazancı sağlayanlara, kurumlar vergisi sıralamasına girenlere ödül vermektir. Önceden bunu yapıyorduk, nedense artık yapmıyoruz. İnşallah yeni dönemlerde bunlar yapılır.

Öncelikle seçim dönemi, tarihi belli oldu bugün. Çok üzülerek söylüyorum ki, önümüzdeki dönemde DTO meclis ve komite yapısında bugüne kadar ettiğimiz şikayetler değişmeyecek. Seçimi kim alırsa alsın, hiçbir şey değişmeyecek. Şuan yaz dönemi bitti. Eylül ayındayız, üstelik seçim var. Çoğunluk sağlanamadı dediler, gittim baktım 55-56 olmuş. Demek ki çoğunluk sağlandı dediler ama yarısı yok meclisin. Fakat bugünlerde herkes “beni arıyor beni yaz, meclis üyesi olmazsam hayatta olmaz…” Ya sonra? Dolayısıyla laf çok, mühim olan işi kim yapıyor. İş yapmak önemlidir. Burası Deniz Ticaret Odası, burası iş çıkarma yeridir. Adı üstünde, sevsek de sevmesek de ticaret odası. Ticaret üstüne işlerin konuşulacağı, geliştirileceği yerdir. Başka şeyleri severseniz başka kulüplere üye olabilirsiniz. Ayrıca buraya seçilerek geliyoruz ve hakkını vermek lazım. Hakkını vermeyecek kişilerinden buralar oluşmamalı. Bile bile aynı yanlışlar yapılmamalı. Fakat bu bugün mümkün değil. Zaten zorlamalarla oluşturulmuş komiteler var. Nace kodlarına rağmen hala düzeltilmemiş içleri var. Çok net size söyleyeyim, ben özeleştiri yapmayı çok iyi bilen biriyim. Dört tane gemi acenteliği komitesi var. Öyle bir komite var ki, adı gemi acenteliği komitesi ama içinde gemi acentesi yetki belgesi olan bir ya da iki üye var. Acente olabilirsin, gemi acenteliği komitesi adı nerden çıktı. Adam bir tane tekne almış, gemi acenteliği için firma kurmuş, gemi acenteliğinde üye. Bunun gibi çok yanlış var. Burada herkese sorumluluk düşüyor. Bunu kimseyi suçlamak için söylemiyorum. Bu odada konuşuyoruz, fark ediyoruz aslında ama seçim dönemi, seçim geçene kadar konuşuluyor, sonra seçim bitiyor bir sonraki seçime kadar böyle devam ediyor. Bu sefer de bununla ilgili meslek komiteleri çalışmaz oluyor. Çalışmaz adamın o konuyla ilgisi yok. Zaten ilgisi olmadığı için gelmeyenler de çok. Odanın çalışmasıdır esas olan, gerizi laf-ı güzaf.

Burayı kim çalıştıracak, kim nasıl yapacak? Kişilerin şirketleri arasında ticari sorunlar olabilir. Onları buralara getirmeyin. Sizin aranızdaki sorunlar buralarda çözülmez. Bahsettiğimiz kişi bizim bir önceki meclis üyemiz. Diğer tarafa aday olmasaydı yine bizim meclis üyemiz olacaktı. Siz bugün burada oturuyorsanız sizin adınıza Metin Bey’in yaptığı ankete ben ve hatırladığım kadarıyla Koray Bey yazdığı için buradasınız. Biz sizi tanıdığımız için yazmadık. Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı olduğunuz için burada olmanız yakışık alır diye düşündük. Bu tip odaları oluştururken, bunu herkes yaptı, o yüzden biz 1999’da da yola çıktık. Eşimiz dostumuz akrabamız diyerek kişilere göre yaparsanız olmuyor. Pozitif ilerleme sağlayamıyoruz. Ankara en çok bunu eleştiriyor. Ya siz birlik beraberlik diyorsunuz 7 kişi bir araya geliyorsunuz kapıdan çıkarken biri kafasını kapıdan içeri sokuyor bir öncekilerden birini eleştiriyor. Bundan inşallah kurtuluruz. O yüzden Metin Başkan çok güzel bir sunumla başladı, ben o sunumu daha önce izlemiştim. Birçok arkadaşıma da tavsiye ettim.

40 yaşında ben bunu öğrenmiştim, daha önce hiç öyle düşünmüyordum. Kişilerin ne dediğini çok önemi yok. Acaba o dediğini yapıyor mu? Önemli olan budur. Eğer dediğiyle yaptığı arasında bir uyum varsa güzel. Dediklerimiz lafta kalıyorsa o zaman orada bir sıkıntı var. Dolayısıyla ben şunu bilmek istiyorum. Az önceki konuşmanın yapılmasından siz içeriği kelime kelime bilmiyor olabilirsiniz başkanım. Sizin Deniz Bey’in konuşmasından haberiniz var mıydı? Çünkü yalan söylemediğinizi biz biliyoruz, defalarca kez söylediniz ama ben siz cevap vermeden şunu söyleyeyim, ben bu sorumun cevabını biliyorum.

Bu oda seçimleriyle ilgili bir şeyi karıştırıyoruz. Deniz Ticaret Odası kimsenin şirketi değildir. Biz burada hiçbir şirkete karşı kimse bir harekette değil. Herkesin kendi şirketi var. Burası kanunla kurulmuş bir oda. Seçimi var. Bunun bu şekilde algılanması yanlış. Acemi insanlar, öbür taraf bu tarafa düşman diyor. Yok böyle bir şey. Biz 1999’da beraberdik. Biz müsaade de almadan çıktık yola. Ama seçimden bir ay sonra meclise önerge vermişim. Bazı konularda ne yapabilir şeklinde görüşlerimi yazmışım. Benim derdim bir koltuğa oturmak değildi. Ben eğer böyle bir derdi olan biri olsam, Deniz Ticaret Odası hayatımda başkanlık divanı üyeliği devam ederken istifa etmezdim. İstifa ettim ve yine odamda çalışmalara devam ettim. Komitemde çalışmalara devam ettim. Ankara’ya gün geldi beraber gittik, beraber çalıştık. Ben bunun bozulmasını istemiyorum. Ama buna sebep olacak ilişkileri, özellikle bu işin yöneticisi pozisyonundaki kişiler engellemeli. Piri Reis Üniversitesi ile ilgili bir şeyler konuşuluyor. Bir bilgi vereyim. Ufak yanılmalar olabilir. Deniz Ticaret Odası’nın bu seneki bütçesi 85 milyon TL’dir. Bu paranın yaklaşık yüzde 80’i Türk limanlarına gelen yabancı bayraklı gemilerden alınan oda aidat payıdır. İki türevi vardır. İkisi de neticede aynı. Başka bir odada böyle bir kalem yoktur. Diğer odalar gelir vergisinden bir kalem alır. Bu oran binde 4’tür. Bunun binde 5’e çıkartılması meclis onayıyla oldu. Piri Reis’e kaynak aktarımının çok daha fazla olması gerektiğini düşünenler arasındayım. O günden sonra odanın geliri 35 milyon civarından 85 milyon civarına geldi. Üniversite odanın gurur projesidir. Sonuna kadar desteklenecektir. O yüzden üniversiteyi daha sık görmeliyiz. Elimizden gelen ne destek varsa yaptık.

Kendim dahil biz sektörün bir kısmına dokunabiliyoruz. Bizim daha çok dokunma imkanımız var. Hem gemi acentesiyiz, boğazdan geçen gemileri tanıyoruz, hem eskiyiz, ikmal yapan işin içindeyiz. Fakat çok net bir bilgi veriyim, burası sektörün büyük bir kısmından kopmuş durumda. Ben hiçbir zaman KOSDER Derneği’nin üyesi olmadım. Odek’in de olmadım, Bader’in de olmadım. Davet de almadım. Herhalde aykırı olarak biliniyorduk.  Mesela demin bahsedildi, suçlama yapıldı. Bence savcılığa gidilse suç oluşacak bir durum var. Kendisi (Ali Deniz Eraydın) KOSDER üyesi olduğunu söylüyor. Sen bildiğin yere niye üye oluyorsun? Olmazsın yani? Böyle bir şeye yer yok. Eğer seçim propagandaları bunlara dayandırılıyorsa ben de şahsınıza söylüyorum siz de zaten baştan kaybetmişsiniz. Sizin seçim propagandanız iftiralara dayanıyorsa siz baştan kaybetmişsiniz. Demin bu arkadaş burada konuştu ya, konuşmasının hafifliğini ölçmeniz için size bir şey söyleyeceğim. Çok iyi bildiğim 5 firma var. Bunlara efendim Recep Bey de var demiş ama Rıdvan Bey demiş. Bize de bunu belediye başkanı söyledi. 15 Temmuz gecesi Zeyport Limanı’na bir sahil güvenlik botu yanaşıyor. Biz bunu 2-3 ay sonra öğrendik. Zeytinburnu Belediye Başkanı geldi toplantımıza, dedi ki 15 Temmuz gecesi buraya bir tekne yanaşmış, haberiniz var mı? Liman müdürü haberim yok dedi. Onu dışarı davet ettik. Başkan dedi ki, ben biliyorum yanaşmış. Öylemi? Öyle. Tamam. Tekrar çağırdık müdürü, o sıra öğrenmişler kapıdan da bir araç girmiş sahil güvenlik botu bizden yakıt almış dedi. O bot söylenene göre İzmit’ten bazı generallerin kaçırılmasında kullanılmış. Ben icra kurulu başkanı olduğum için Yunanistan’ın Lipsa adasından o botun yakıtını almasına kadar yakıtını organize eden kişiymişim. Bunu söyleyebilecek kadar… Kardeşim bunlar ihtiyacın varsa sen git başka yere. Deniz Ticaret Odası’nda yapılacak işler değil bunlar. Yazıklar olsun. Şerefsizsin sen. Ben seni Sayın Erol Yücel’i, Rıdvan Kartal’ı önceden de uyardım. Yapma boş boş konuşma. Zeyport Limanı’nın kurulduğu günden beri muhasebe işlerini yapan Rıdvan Bey’in eski elemanıdır. Ender Kurtoğlu. İkinci kişi Rıdvan Kurtal’dır. Yazıklar olsun. Biz bunlar için mi geldik buraya? Biz seçimin sonucu ne olursa olsun camia için çalışacağız. Senin barçların Kumkapı’da tüzüğe aykırı bir şekilde duruyorsa onun da yazısını bakanlığa yazan kişiyim ben. Yoksa sen her seferde Beylikdüzü’ne gidiyordun. İmzasını atan da metin Kalkavan’dır. Sen kendi konunun dışında ne yaptın onu anlat. Bu saatten sonra bu kürsüde yalan konuşanı gerçeklerle konuştuğuna pişman ederim.

İbrahim Kocamış - 7DENİZ

Editör: TE Bilişim