Domino etkisinin yarattığı müthiş çöküş

Sabahın ilk çalışma saatlerinde umutla yeni bir güne başlarken böyle karamsar başlık olur mu!

Gazetelerin üçüncü sayfalarından, gün boyu devam eden TV haberlerine dek, millet karanlık, felaket içeren haberlerle yeni bir güne başlamak zorunda mı...Bu haberler insanın içini karartmaz mı...

Umutlarla yüklü, insanı yaşama bağlayan haberler nerede... Oysa bencil, çıkarcı, acımasız ve sadece kendi cebini doldurmak kısır döngüsünün yarattığı küresel kriz, Okyanus ötesinden dalga dalga yayılarak nice ülkeleri, insanları daha da fakirleştirdi, nice sanayiler yok oldu, iflas etti.

Üretim, ancak ulaşımla devam eder. Üretim yavaşlarsa, ulaşım araçları da işsiz kalır. Konu deniz ise ulaşım araçlarını üreten gemi inşa tersaneleri, gemileri meydana getiren tüm yan sanayiler işsiz kalır...Yaşadığımız tablonun dünya denizlerindeki gerçekleri böyle.
Zaman zaman bitmesini dilesem de, birbiri ardından gelen nice gençlerimizin denizcilik firmalarından ayrılmak zorumda kalış mesajlarını alıyorum.

On dört yıllık hizmetinden sonra ayrılmak noktasına geldiği gün, Nihal Cincik'in mesajında ise hüznü daha artıran bir şiir vardı.Sözlerine John Masefield'ın "Deniz Tutkusu" adlı şiirinden bir alıntı ile son vererek herkese bir kez daha hoşçakalın diyor ve bu ayrılığı şöyle anlatıyordu;

Ben yeniden denizlere açılmalıyım,
Denizle gök arasında yapayalnız kalmalıyım,
Yüksek bir gemi ve yol gösteren bir yıldız tek isteğim
Dümenin gıcırtısı , rüzgarın şarkısı ve beyaz yelkenin sallanışı ile
Suları örten buğuyu ve uzaktan söken şafağı seyretmek bütün zevkim .
Evet ben yeniden denizlere açılmalıyım......
 
Raporlar umut vermiyor

Daha geçen senenin sonunda yayınlanan bir rapor "Müthiş bir Çöküş" ü özetliyordu. Raporda şöyle denilmekteydi;"Dünya ekonomisinin nasıl vahim bir durumda olduğunu görmek için ille de bir bankanın iflasına veya bir veya birkaç firmanın iflas ettiğine bakarak karar vermek gerçek tabloyu ortaya koyamaz. Asıl tablo dünya deniz ticaretinde neler olup bittiğini görmekle mümkündür.

Dünya genelinde üretim vahim şekilde düşmüştür. Tüketici pazarlardan çekilmeye devam ediyor.Böyle olunca dünya denizlerinde taşınacak mal hacmi inanılmaz oranlarda aşağılara indiği içindir ki hemen her tip gemi taşımacılığı atıl hale gelmeye başlamıştır. Bu tablo salt denizcilik firmalarının durumunu değil, dünyanın nasıl bir ekonomik felaketin içersine doğru gittiğini göstermektedir. "
 
Taşıma yapmayan zaten zarar ediyor

Düzenli hat şirketleri tüm sefer programlarını resmen kısırlaştırarak azaltmalarına rağmen, daha fazla konteynerli yük taşımacılığı yapan daha fazla zarar ediyor. Taşımayarak gemilerini seferden alanlar ise zaten zarar ediyorlar. Heriki şekilde de finansal sonuçlar tamamiyle hayal kırıklığı haline dönüşmüş durumda. Neticede taşıyan daha çok zarar ediyor,taşımayan ise zaten zarar ediyor!

Meydana gelen felaket zincirinin yaratanların asıl sorumlularının yıllardır kendi ülkelerinde sanayi üretimini Çin'e kaydırarak, "Daha ucuz işçi ve daha az vergi" hırsıyla tüm dünya ekonomilerini neredeyse Çin'e bağlamış olmalarından ileri geldiği hatırlatılarak, "Bu yüzdendir ki dünya deniz ticaret yollarındaki rotalar bile neredeyse Çin-Avrupa ve Çin-ABD haline gelmişti. Böylesine uzun taşımalar için ise daha büyük kapasiteli gemilere ihtiyaç doğdu. Bu gemilerin yanaşabileceği limanlar yetersiz kalınca, limanlara milyarca dolarlık yatırımlar kaçınılmaz oldu. Şimdi bu limanlar boş ve o büyük teu kapasiteli gemilere yeterli yük de yok."

Rapordan aktardığım bu bölümü geçtiğimiz haftalarda haber yapısında ve daha kapsamlı olarak sayfalarımıza almıştım.
 
Yeni inşa gemi siparişleri yüzde 98 azaldı

Clarkson Araştırma Kurumu tarafından açıklanan verilere göre ocak 2009 ayında dünya çapında 6.35 milyon dwt gemi inşaası tamamlandı ve buna karşılık 387,500 dwt yeni inşa gemi siparişi verildi. Yeni inşa siparişleri bir önceki aya göre yüzde 12, bir önceki yıla göre ise yüzde 98 azaldı.

Kıtalararası deniz yoluyla yapılan meyve, sebze, balık ürünleri, yarı dondurulmuş veya dondurulmuş her türlü bozulabilir gıda ticaretinde müthiş bir gerileme var. Böyle olunca bu ürünleri taşıyan özellikleri gemiler olan Reefer denilen soğuk hava donanımlı gemilerden oluşan 1,407 Reefer geminin 342 ‘si iki aydır işsiz! Bu, reefer sektöründeki filonun yüzde 25'si işsiz kalmış durumda..Değil ki filoda 2007'de 1,437 reefer tip gemi vardı. Bu toplamın yüzde 2'si zaten hurdaya gitti.

Laid-up bir denizcilik deyimi.İş bulamayan gemi, armatörün kararıyla korunaklı bir koyda seferden alınmış halde çoğunlukla bir şamandıraya bağlı olarak yatıyor.

Durum şöyle; gemiyi çalıştıranlar daha fazla zarar ediyor. Pazar araştırmaları çalıştırmak yerine bağlamayı tercih eden armatörlük firmalarının arttığını göstermekte. Lloyd's MIU verilerine göre Mart ayı ilk günlerinde bağlamış olan Capesize tanker sayısı 34'dü. Bu rakam Capesize tip dünya filosunun yüzde 3'ü oluyor.Bağlamış olan Panamax tip tanker sayısı 74. Yani dünya panamaz tanker filosunun yüzde 5'i Laid-up.. Bu sayı artıyor.

Genel veri olarak belirtirsek;14,916,779 dwt'luk 484 kuru dökmeyük gemisi ekonomiden ve ticaretten çekilmiştir ve durdukları yerde en az da zarar etmektedirler.

Almanya'nın konteyner gemilerinden oluşan filosuyla en güçlü armatörlük firmasının sahibi Claus- Peter Offen, gelecek üç yıl boyunca konteyner gemilerinin yoğun şekilde bağlamaya devam edeceğini ifade etmektedir. Bunun anlamı maalesef dünya ekonomisi düzeltmeyecek demektir ki, inşallah dediği gibi olmasın!

Halen 1 milyon teu'luk konteyner gemisinin hizmet dışıdır . Yani işsiz kaldığından dolayı bağlı olduğunu hatırlatan Claus- Peter Offen, bu toplamın bu yıl sonuna kadar bir misli artacağını, 2010 sonunda ise üç misli olacağını açıklamaktadır.Bu değerlendirmesini Hamburg'daki 8. Gemi Finansmanı konferansı sırasında yapmıştır.

Claus- Peter Offen'e göre 2011 yılı sonunda dünya konteyner filosunun yüzde 25'I yük bulamayacağından dolayı bir yerlerde Laid-up olacaktır.

Tersanelere verilmiş konteyner gemisi inşa siparişlerinin yüzde 10-15'i iptal edilecek ve mevcut gemilerin yüzde 1-2'si hurdaya gidecektir.

Offen'e göre tersanelerdeki 3,000 teu üzerindeki 750 konteyner gemisinden 150'si sadece spekülatif amaçlarla sipariş edilmiştir. Bu çok düşündürücü bir tablodur.Spekülatif yatırımlar ve siparişler gibi önlerini görmeyen, sadece politik amaçlarla yüzlerce tersane yeri tahsis eden ve kurdelesini kesen yönetimler, yatırımcıları da, o bölgeleri de hüsrana uğratacaklardır. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde birçok gemi inşa tersanesi batacak veya doğmadan silinip gidecektir.

Editör: TE Bilişim