Murat Kıran: Savaş gemisi yaptık sırada petrol gemisi var

Enerji Bakanı Yıldız, sismik gemisinin petrol arama sonuçlarına göre petrolle ilgili her türlü gemi siparişini bize vereceğini söyledi. Gözümüz bunda.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bizim sayemizde çıktı. Çok riskli bir alanda çalışıyoruz. Tersanelerde ölümlerin olmaması için her tedbiri alıyoruz

O da denizcilik sektöründe çalışan çoğu armatör ya da yatırımcı gibi Rizeli. Kıran Holding’in kurucusu Turgut Kıran’ın firmada ayrı iş yapan 5 oğlundan biri Şirkette teknik alandan sorumlu yönetim kurulu üyesi. Bunun yanında asıl bir başka misyonu var ki, çok önemli.

Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin (GİSBİR) 2 yıldan bu yana başkanlığını üstleniyor. Genç, hırslı ve Türkiye’nin gemicilikte dünya ülkeleri arasında “birinci lig”e çıkması için azimle çalışıyor. Murat Kıran’dan söz ediyorum. Bayram da olsa her denizci gibi gemi tepelerinde dolaşıyor.

 Tuzla’daki tersanelerde ne olup bitiyor, an be an izliyor. Gemi inşa sektöründe arkadaşlarıyla birlikte gözünü çok yükseklere dikmiş. Türkiye’nin “Savaş gemisi” yapımında çok yol aldığını, sırada petrol çıkarma gemileri başta olmak üzere rekabet gücü yüksek niş alanlara doğru ilerlediğimizi söylüyor.

 Gelin bu bayram, gemilerimizi, denizleri konuşalım. 2023’te 10 milyar dolarlık gemi ihracat hedeflerine nasıl ulaşabileceğimizi Murat Kıran’dan dinleyelim.

21 YILDIR DENiZLERDE

Kaç yıldan bu yana denizcilik sektöründesiniz?

 21 dolu sene bitti. Şu anda 40 yaşındayım, 19 yaşında başladım. Babam Turgut Bey, denizciliğe başlamadan önce tornacıydı. Babamın 1973 yıllarında bıraktığı ama sahibi olmaya devam ettiği torna atölyesi vardır Topkapı’da. İşe orada başladım. Babam, çok kıymetli bir tornacıydı. Türkiye’de plastik enjeksiyon makinesinin ilk icadını 1961’de yapmış mesela.

 Türkiye, plastik üretimiyle de babam sayesinde tanışmış. O yıllarda araba lastiği fabrikaları açılmış. Pirelli, Goodyear gibi. Bu firmaların yurtdışından getirdiği bazı malzemeler varmış, burada imal edilemediği için.

 Onları da babam üretmiş ve ABD’ye gidecek büyük paralar burada kalmış. Babamın torna atölyesi o zamanlar Türkiye’nin en büyük atölyesiydi. 1972’nin sonunda ise babam ilk gemisini Deniz Nakliyat’ın ihalesinde aldı. Acemilik o gemiyle ustalığa dönüştü. Şimdi 20-30 gemimiz bulunuyor.

Avrupalı tersanelerin işini almak pahalıya patladı

Tersanelerdeki ölümlü iş kazalarında dram son buldu mu?

İşçi ölümlerine farklı açılardan bakmak lazım. Gemi inşa sanayi, belki de sektörün en ağır sanayicisidir. Madencilikte çalışmaktan bile daha ağırdır. A riski grubundadır. 2000’den 2008’deki krize kadar Avrupalı armatörlerin kendi ülkelerinde çok pahalı olduğu için Türkiye’ye verdiği çok sayıda siparişle gemi inşasındaki hızlı yükseliş, daha sonra batının biraz gözüne battı. Çünkü batılı tersanelerin ekmeğini elinden aldık. Savunma sanayimizin MİLGEM projeleri kararları çıkınca da herkesi ürküttük.

Tamam da ölümü savunamayız değil mi?

 Bazı gerçekler var ama. 2002 - 2012 SGK istatistiklerini açıp bakın. Tam 10 sene boyunca Türkiye’de ölümlü işçi kazalarının sayısı, 16 bin 801 kişi. Bizim sektörde sadece 44 kişi ölmüş. Diğer 16 bin 760 kişi ölmüşken neden sadece tersaneler gündeme geldi?

Koç ihaleyi yeniden alabilir

Biz artık rahatlıkla savaş gemisi yapabiliyoruz değil mi?

Şu anda 6 firma savunma sanayinden belge almış durumda. Mesela, Dearsan yaptığı karakol botu gemilerini teslim etti. Aynı firma Türkmenistan deniz kuvvetlerine 8 gemilik paketten iki tanesini yaptı. Bunlar da yine karakol botu. Sahil güvenlik kurtarma gemisi yaptı, iki tanesini teslim etti 2 tanesini de edecek. Koç’un RMK firması, MİLGEM projesi dahilinde Heybeliada gemisini yaptı, Büyükada gemisini de yapacak.

Peki, MİLGEM projesinin son etabında yapılan ihale neden iptal edildi?

 Henüz bu kesin değil ama iptal olursa da dünyanın sonu gelmez. Yeniden ihale açılır, RMK tekrar alabilir, başkası da alabilir. O 6 tersaneden birisi alacaktır. Çok ciddi kazanımlar elde ettik. Bunlar milyarlarca dolarlarla ifade edilen projeler. ABD’nin bir “Yarasa” uçağı 5 milyar dolar.

Haliç’te gerçek tarih yansıtılmalı

Haliç ve çevresiyle ilgili ihale yapıldı. Sizin hayalinizde nasıl bir proje var?

 Bence bulunmaz bir cennet orası. Haliç gibi konumu olan bir başka yer yok. Marina olacakmış. Çok güzel olur, yakışır da. Ama markalar gelecek, alışveriş merkezi yapılacak gibi konular abartılırsa o zaman bence biraz konu amacını aşar. Mağazacılık olacaksa 1400’lü yılların ortamı da verilmeli. Araç girmeyecek şekilde, sokak sokak yürüyerek gezilebilecek o tuğla duvarlardan yapılardan tarihi dokuyla uyum sağlanabilmeli. Fettah Tamince vizyonu olan bir işadamıdır. Yakışmayan bir şey yapacağına inanmıyorum. Başbakanımız’ın İstanbul hassasiyetini, aşkını da biliyoruz. O da düşüncelerini söyleyecektir.

İhracat tamirle 2 milyarı bulur

Sizce bu yıl gemi inşa sektörü ihracatta hangi rakamlara ulaşabilir?

Gemi ihracatı 2008’de en top seviyedeydi 2.8 milyar dolar oldu. Geçen sene 1.1 milyar dolar civarında kapattı. Bu yılın ilk 6 ayında da 1.2 milyar doları geçecek. Tamirle birlikte gemi işinden yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ihracatı yakalayabiliriz. 2023’te 10 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz.

Yasa sayemizde çıktı

Günümüze geldiğimizde en son durum nedir?

Çok güzel şeyler oldu bir anlamda. Gemi siparişlerinin bir anda kesilmesi sektörün oturup toparlanmasına fırsat verdi. İş Sağlığı ve Güvenliği yasası ile üzerimizde oluşan baskılarla bir ara kantarın topuzu kaçtı ve tersanelerde kim varsa hapse atılmaya başlandı. Bunların nasıl olduğunu, kazaların niye olduğuyla ilgili tespitler yaptık. Ne gibi önlemler alabiliriz, devamlı masaya yatırdık.

Oturup şapkayı önünüze koyup düşündünüz ve dersler mi çıkardınız?

Sanayi kendisini bu işe adadı. 2012’de bildiğiniz gibi İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası onaylandı. Bu yasa onaylandığında TOBB’un bakanlar nezdindeki toplantısına katıldım. Herkes yasaya itiraz ederken, gemi sanayi sektörünün başkanı olarak çıkıp dedim ki, “Biz bu yasanın yanındayız.” Çünkü biz zaten o yasadaki uygulamaları çoktan geçmiş, yapmıştık.

Yeter ki petrol çıksın

Tersanelerde yeni yol haritası nasıl çiziliyor?

Tersanesini çevirebilenler tamire yöneldiler. Bu arada niş işlere çok yöneldik. Enerji gemileri, savunma sanayinin gemileri, platform destek gemileri, römorkörler, ufak ebatlarda ama pahada eder gemilere yöneldik. Gene Batı ülkelerine ama off shore gemilere yani deniz üstü petrol arama ve çıkarma sanayine yöneldik. Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi nedeniyle her sene 100 milyar doların üzerinde bir rakam off shore business’a ayrılıyor.

Biz bu işleri yapabiliyor muyuz?

Henüz yapamıyoruz. Bizden referans isteniyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ı Tuzla’da ağırladık. MİLGEM’le (Milli Gemi Projesi) ilgili bizi de bilgilendirdi. Son alınan sismik gemi araştırmalarına devam ediyor. “Bu araştırmaların sonunda siparişlerimizi vereceğiz, hiç merak etmeyin’”dedi, bizi çok rahatlattı. Yeter ki, petrol bulunsun, bize yapacak çok iş var.

Korsanlıklar ilgi çekmediği için biraz duruldu

Sizin sektörün uzak denizlerdeki en büyük problemi korsanlıklar. Mesela Somalili korsanlarla nasıl başa çıkabiliyorsunuz? Korsanlık devam ediyor ama eskisi gibi ilgi çekmiyor. Ekipler kuruldu, korsanları ciddi öldürdüler. Biraz duruldu. Başka bir tarafıda var işin. Sigorta sektörü de bu iş ten çok nemalandı. Ekstra primler alındı. Belki bir gün bitecek. Bizim gemilerimizede atak oldu ama çıkmayı başaramadılar.

Editör: TE Bilişim