Rusya yurt dışı askeri deniz filolarını kuruyor
 

Rusya birkaç yıl sonra Yemen, Suriye ve Libiya'da askeri deniz filolarını kurmuş olacak. Rusya deniz kuvvetleri merkezinden yapılan açıklamaya göre askeri deniz üsleri Sokotra adasında, Tartus ve Tripoli limanlarında konuşlandırılacak. Bu mesele hakkında siyasi karar artık kabul edildi. Sistemin oluşturulmasında maksat Rusya'nın güvenliğini tehdit eden mevcut ve muhtemel tehlikeleri "uzak mesafeden" önlemektir.

SSCB döneminde Sovyet filosu bu tür askeri deniz üslerine sahip idi: Kamram (Vietnam), Sokotra adası (Yemen) ve Tartus (Suriye). 1991 yılından sonra filolarımız belirtilen bölgeleri terk etti. Sadece Tartus'ta az sayıda askeri görevlilerimiz kaldı. Kara deniz filosundan buraya her sekiz ayda biri birilerini değişmek kaydıyla ustalar gelmekteydi. Askeri üssün tekrar oluşturulmasına -üssün maddi, teknik esasının kurulması - geçen sene başlandı.

Resmi Moskova ile Hanoi arasında 1981'de imzalanan anlaşmaya göre Kamran askeri deniz üssünde filo gemi ve sualtılar için limana sahip oluyordu. Ayrıca alt yapı için gerekli olan malzemelerin bulunduğu 30 hangar ve her türlü askeri uçağın kullanabileceği uçak pisti bulunmakta idi. Kamran, Rusya deniz kuvvetleri için çok önemli bir yere sahip idi ve kilit rol oynamaktaydı. Çünkü sadece Kamran'da bulunan savaş gemilerinin Hint okyanusuna çıkışı bulunmakta idi. Ordu her yıl kira ücreti olarak 300 milyon dolar ödemekte idi.

Yemen adası Sokotra ise Hindistan ile Pakistan arasında çıkan savaş dolayısıyla SSCB'nin deniz kuvvetlerinin sekizinci (Hint) saha komutanlığı (eskadrilya) sürekli bulunduğu üs idi. Üs 1971'de kurulmuştu. Belirtilen dönemde içerisinde denizaltıların da bulunduğu saha komutanlığı olayları takip etmek maksadıyla Arap denizine gönderilmişti. Ayrıca başka bir görevi de Fars körfezindeki gelişmeleri takip etmek idi.

Şu anda Tartus'ta bulunan maddi teknik teminat merkezi Rusya deniz kuvvetlerinin Ak denizdeki tek merkezidir. Orası SSCB deniz kuvvetlerinin beşinci saha komutanlığını  gemi ile temin etmek ve gemileri tamir etmek maksadıyla 1980'li yıllarda kuruldu.

Eskiden filoların yerleştirilmesi için askeri üslerin bulunması meselesi oldukça zor bir mesele idi. Bunu anlamak için dönemin olaylarına göz atmamız gerekiyor. 1962 Karaip krizi döneminde SSCB yöneticileri askeri siyasi hedeflerini gerçekleştirmekten çok uzak
olduklarını anladılar. Ancak daha 1963'de Sovyet deniz kuvvetleri deniz ve okyanuslarda küresek varlığını sürdürebilmesi için yeterince askeri gemi ve uçaklara sahip idi.

Deniz kuvvetlerinin dünya okyanusunda söz sahibi olabilmesi için üslere ihtiyacı bulunmakta idi. İlk aşamada dost ülkelerin hava alanlarının ve alt yapılarının kullanılması meselesi gündeme geldi. Ancak sadece bu tür bir önlem yeterli değildi. Hatta yapay adaların oluşturulması meselesi de gündeme getirildi. Devletlerarası anlaşmalara göre maddi teknik teminat merkezleri oluşturuldu, eskiden mevcut olanlar ise yenilendi. Çeşitli dönemde kullanılan merkezler şunlar idi: Dahlak (Etiopya), Sokotra ve Aden (Yemen), Kamran (Vietnam), Luanda (Angola), Konakri (Gviney), Latakiya ve Tartus (Suriye), Split ve Tivat (Yugoslavya), İskenderiye ve Mersa-Matruh (Mısır), Tripoli ve Tobruk (Libiya), Bizerta ve Sfaks (Tunus).

Ak denizde filonun gücünün artırılması için ilk adımların Arnavutluk limanlarında atılması için ilk düşünceler 1961'de ortaya atıldı. Ancak belirtilen dönemde Sovyetlerle Arnavutluk arasındaki ilişkiler kötüleşti ve acil olarak ülkenin limanlarından gemilerin tamamı çıkarıldı.

Bölgede SSCB deniz kuvvetlerinin sürekli bulunması meselesine 1967'de tekrar bakıldı. O zaman Akdeniz'e çıkarılacak beşinci saha komutanlığı oluşturulmuştu. Başlangıçta beşinci saha komutanlığı Mısır'ın Said ve İskenderiye, Suriye'nin Tartus ve Latakiya limanlarında konuşlandırıldı. Bazı dönemlerde beşinci saha kuvvetlerinde bulunan gemilerin sayısı seksene kadar çıktı. Bununla beraber bağımsız bir üs bulunmamaktaydı. Sovyet deniz kuvvetleri ne Akdeniz ne de Hint okyanusunda kendisine ait bir üsse sahip değildi. Bunun için de 1968'de "Priliv-2" tatbikatı düzenlendi. Tatbikata Kuzey filosunun B-95 ve B-98 denizaltıları katıldı. Denizaltıların tatbikatı (veya deneyleri) yirmi iki ay sürdü. Bu arada üç ayda bir Vladivostok'ta tamir edilmekte idiler. Denizaltılar toplam 35 bin mil mesafe kat ettiler. Zor şartlar altında önlerine koyulmuş hedefleri başarı ile tamamladıktan sonra kuzey kutbuna geri döndüler.

Atlas okyanusu 1960'lı yılların ortasında 1980'li yılların ortasına kadar Sovyet deniz kuvvetleri için ikinci ev görevini yaptı. Orada Kuzey ve Baltık filolarının askeri gemileri bulunmakta idi. 1970'li yıllarda sadece Küba'ya - Havana ve Syenfuegos - 29 harekat düzenlediler. Hatta Meksika körfezinde de faaliyetler gözden geçirildi. Neredeyse tüm harekatlarda en an 1-2 denizaltı da bulunmakta idi. Karib havzasında ortalama kırk gün bulunuldu. En uzun bulunma süresi ise 90 gün oldu.

Ancak Atlas okyanusundaki üsler zor şartlar altında bulunmakta idi. Küba'nın Syenfueogos limanında Sovyet deniz kuvvetlerine gerekli malzemelerin bulunduğu bir bölge ayrılmıştı. Orada tamir merkezleri de oluşturuldu. Konakri (Guinea) limanında ise maddi teknik tehcizat birimi bulunmakta idi. Orası Kuzey filosunun tahcizat gemileri ile desteklenmekteydi. Sovyet askeri gemileri Atlas okyanusunun güneyinde Luanda'yı (Angola) kullanmakta idi. Maalesef zamanlar bu üslerden geri çekildik.

Ancak her sorunun bir çözümü bulunmaktadır. Sovyet deniz kuvvetlerine ait gemilerin desteklenmesi için okyanusta özel bir sistem oluşturuldu. Orası manevra bölgesi görevini yerine getirmekte idi. Gemilerin techizatı, korunması ve teknik açıdan desteklenmesi oradan yapılmaktaydı. Bu tür bir sistemin mevcutluğu Sovyet gemilerinin aylarca denizde - üslerinden uzakta - bulunmasını sağlıyordu. Orada savaş hazırlığının sürekliliğinin temin edilmesi için gerekli koşullar oluşturulmuştu. Bu tür bölgeler kısa bir süre içerisinde kuruluyor ve geliştiriliyordu.

Sovyet deniz kuvvetlerinin yıllık savaş hazırlığına getirilmiş 45 denizaltısı, 60 askeri gemisi ve 40 yardımcı gemisi bulunmakta idi. Filoların hava kuvvetleri savaş hazırlıklarını sürdürebilmek için 2500'den fazla uçuş yapıyordu. Atlas okyanusunda, Hint okyanusunda ve Akdeniz'de bulunan deniz piyadeleri de savaşa hazır durumda idi. Deniz kuvvetlerine ait keşfiyat uçakları sürekli Küba, Vietnam, Libiya ve Suriye'ye inişler yapmaktaydılar. Yemen Adeni'nde bulunan Sovyet deniz kuvvetlerine ait uçaklar ABD'nin Diego-Garcia üssü gibi güneydoğunun en uzak noktalarına da ulaşabiliyorlardı. Vietnam Kamran'ında sürekli deniz kuvvetlerine ait 20-25 gemi, 40 savaş uçağı, füze taşıyıcılar ve keşfiyat uçakları bulunmakta idi. Tüm bunlar gerekli olduğunda karşı tarafın Honkong'tan Malezya'ya kadar mevcut filolarını tehdit edebilirdi.

Şu anda Rusya'nın dünya okyanusunun çeşitli noktalarındaki mevcutluğu süreklilik arz etmemektedir. Örneğin Somali deniz korsanlarına karşı bizim gemilerin yardımına başvurulabiliyor. Bizi Venezuella'ya da davet ettiler. Ancak orada da uzun bir süre kalabileceğimiz iddia edilemez. Hatta Suriye ve Yemen de bu konuda çekimser kalmaktadır.

Yurt dışında askeri üsse sahip olmak demek önemli maddi harcamaları da gözönünde tutmak demektir. Ancak şayet Rusya gerçekten bir dünya devleti olmak istiyorsa o zaman yurt dışında askeri üslere sahip olması gerekiyor. Bu Rusya'nın politik çıkarlarına uygundur. Sokatra'da Somali korsanlarına karşı çıkabilmesi, Kamran'da petrol kaynaklarının korunabilmesi, Tartus'ta en canlı geniz yollarının kontrolde tutulabilmesi için gereklidir.

Bizim filolarımızın bu ülkelere ne zaman yerleşeceğini tahmin etmek oldukça zordur. Ancak şayet bunu yapmazsak kaybımız kazancımızdan fazla olacak. Rusya deniz kuvvetlerinin uzak denizlerde bulunmasını milli çıkarlarımız gerektirmektedir. Bu aynı zamanda 10 yıl, 20 yıl sonra da önümüze çıkacak jeopolitik bir ihtiyaçtır.

Vladimir Anohin/ Pravda

Dünya Bülteni için çeviren: İbrahim Ali

Editör: TE Bilişim