İnşaattan gıdaya birçok alanda olan Başaran Holding’in kompozit tekne üreten şirketi CMB, Avrupa’nın en iyi dizayn ödülünü aldı. Şirketin sahibi Hüseyin Başaran, Katarlı bir müşteriyle 72 metrelik tekne için pazarlık halinde.

Yatçılık, inşaat, turizm, finans, enerji ve gıda iş kollarında faaliyet gösteren Başaran Holding’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Başaran’la Kemerburgaz’daki merkezlerinde buluştuk. Hüseyin Başaran tipik bir Karadeniz insanı. Yerinde duramıyor, çok hızlı konuşuyor. Hayat hikayesini, projelerini daldan dala atlayarak anlatıyor. Başaran, ailenin 3’üncü kuşak temsilcisi. Dededen kalma fındık işini büyüten ve şirketlerinin çatısı altına yeni iş kolları ekleyip, bu iş kollarında da zoru başaran biri. Deniz tutkusu ve tekne sevdası Başaran’ı ‘yatçı’ da yapmış.

Hayatımın parası!

Başaran CMB adlı şirketinde ürettiği kompozit teknelerle kısa sürede Avrupa’nın en iyisi ödüllerini topladı. Amerika, İtalya, Fransa, Hollanda’dan şirketlerin katıldığı International Yacht Awards’ta 2012 yılında ilk yaptığı Mina adlı teknesiyle dereceye giren CMB, Avrupa’nın ‘en iyi dizayn’ ödülünü de aldı. Hüseyin Başaran inşaat sektöründe de Fikirtepe’de de kentsel dönüşüm kapsamında yeni projelere adım atıyor. Finans şirketi ise hızla büyüyor. Son olarak aldığı Bodrum Ramada Oteli’yle de turizm alanında yeni atılımlara hazırlanıyor.

- Fındık aile işiniz...

Öyle. Dedemden kaldı. Ben de dedeme çok düşkündüm. Ailenin tek çocuğuyum ama şımarık büyütülmedim. 7 yaşındayken rahmetli dedem yaz tatillerinde beni hale götürürdü. Sebze halinden limon alırdık kasayla, o limonları bana verir, ben de pazarda satardım. Dedem tüm kazancı bana verirdi.

- İhracat yapıyorsunuz. Fındık üretiminiz ne kadar?

20 bin ton fındık işliyoruz. 100 milyon dolara kadar ihracat yapıyoruz. Yüzde 90’ı Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Büyük dondurma ve çikolata fabrikaları müşterimiz. Çok büyük markalar ve market zincirleri bizden alıyor fındıklarını.
Tersane kurdum

- Bu işle başladınız ama şu anda farklı iş kollarında şirketleriniz var. Nasıl büyüdünüz?

Gürcistan sınır kapısı açılınca oralarda ne iş yapabiliriz diye gittim. Girişimci bir yanım var. Oradan yukarı Rus sınırına kadar gezdim. O dönemde hayatımın parasını kazandım. Yıl 1989. Türkiye’ye ilk ithal kömürü getirdim. O dönem çok da ihtiyaç vardı. Daha sonra külçe alüminyum, bakır getirdim. Karşılığında para da vermedim. Malum biliyorsunuz o zamanlar o bölge için her şey çok zordu. Onlara şeker götürdüm, baklagil, makarna götürdüm. O dönem çok iyi iş yaptım. Ve o kazançla fındık fabrikamı tamamen yeniledim. Organize Sanayi Bölgesi’ne taşıdık üretim tesisimizi.

- Turizm ve yatçılık işine nasıl girdiniz?

Turizm işine merak sardım. Hep otel bakıyordum. Trabzon çocuğu olduğum için de denize çok meraklıyım. Hayalim hep bir tekne sahibi olmaktı. O dönemde Antalya’da bir tersane ile anlaşıp kendime tekne yaptırmaya kalktım. İş güzel başladı. Ben Antalya’ya gidiyorum bir gün kalıp dönüyorum, tekne üzerinde 50 adam çalışıyor, bir yığın para veriyorum ama iş bitmiyor. Ben orada ancak bir gün kaldığım için kandırılıyormuşum. Kaptanımı yolladım kontrol etsin diye. Kaptan ‘Abi sen gittikten sonra kimse çalışmıyor’ dedi. Ben o sinirle gidip bir tersane kurdum. 160-200 kişi çalışan bir tersanem oldu şimdi. Ben o tekneyi 6 ayda bitirdim ama 2 tekne yapmış gibi para harcadım. İşi de öğrendim.

- Yaptığınız tekneler dergilere kapak olmuş, ödüller almışsınız. Nasıl bir hedef koymuştunuz kendinize?

Ben bu işe en iyilere girdim. Her şeyin en iyisi olsun istedim. Canım yandığı için özenli davrandım. 47 metrelik bir tekne yaptık. Kompozit tekne bu. Şu an 2 teknemiz yüzüyor. 3 tekne de yapılıyor. İki tekne de ödül aldı. Gurur duyduğum bir iş oldu.

Hayatımın parası!

- Kimler aldı?

Biri bir Türk’e biri de bir İngiliz’e satıldı. Kimlerin aldığını etik bulmadığım için söylemiyorum. Şu an yapılmakta olan teknelerden biri de Araplar’a satıldı. Hepsi 46-47 metre. Avrupa’nın en büyük kompozit tekneleri bunlar. Bu fiber değil, farklı bir malzeme. Kırılmaya dayanıklı ve korozyon yok. Asla çürümüyor. Yapılan teknelerden biri boşta, diğeri opsiyonlu.

- Fiyatları ne kadar?

Biri 17.5 milyon euroya, biri 14.5 milyon euroya satıldı. Biri de 16.5 milyon euroya opsiyonlu. Bir müşteri 72 metrelik tekne istiyor. Onla pazarlık halindeyiz. Proje hazır. Katarlı bir müşteri.

- Teknelerin içi de özel olmalı. Ne tür ayrıntılar var?

Altın kapı kolları var. Ama bildiğin Arap işi iş değil. Belçikalı bir marka, Fendi koltuklar var. Kumaşlar Amerika’dan geldi, yanmaz uçak malzemeleri kullanıyoruz. Teknenin spası, jimnastik salonu, sinema salonu var. 60 ton mazot alıyor, durmadan Amerika’ya gidebiliyor. Çok memnunuz bu işten. Türkiye’nin gururu olduk. Daha da büyüteceğim işi.

- Türkiye’de Avrupa’ya göre maliyetler düşük ama marka olmak konusunda sıkıntı var...

Haklısınız. Ama biz yeniyiz bu işte ve kısa zamanda iyi yol alıyoruz. Avrupa’da 25-30 milyon euro arasında bu tekneler. Bizde fiyatlar Avrupa’ya göre çok uygun. O yüzden de Arap ve Rus müşteriler artık Avrupa markalarını değil, bizleri tercih etmeye başladı.

OTELLERİ EŞİM DEKORE EDİYOR

HÜSEYİN Başaran, ailesi ve hobileri hakkında şu bilgileri verdi: “Kızım Mina benimle çalışmaya başladı. Oğlum Can okuyor, o daha küçük. Eşim de dekorasyonla uğraşıyor. Otellerimizi eşim dekore ediyor. Her fırsat bulduğumda yüzerim. Denizi çok seviyorum. Dalıyorum. Balık tutarım. Yaz kış denize girerim. Yemek yapmayı çok severim. Ahtapot ızgaram çok meşhurdur.”

Fikirtepe’ye 4 bin konut yapacak

- Sizin inşaat şirketiniz de var. Kentsel dönüşüm projelerini değerlendiriyorsunuz. Fikirtepe’de nasıl bir proje gerçekleştireceksiniz?

Fikirtepe’de 4 ada aldık kentsel dönüşüm projesi kapsamında 4 bin konut yapacağız. Projelerimiz hazır. Başladıktan sonra 18 ayda bitireceğiz. Metrekaresi 5 bin dolardan başlayacak fiyatlarla satılacak.

- Bu rakam yüksek değil mi?

İnanın değer kazanacak o bölge. Kooperatif binası gibi yapmayacağız, çok güzel bir proje hazırladık. Satışlara yakında başlayacağız. İsimleri Mina Towers.

- Enerji şirketi de kurdunuz. Yenilenebilir enerji üzerine mi çalışacaksınız?

Konya’da güneş enerjisi için başvuru yaptık. Arazimiz var. Hazırız. İzin geldiğinde 20 Megawatt’lık kurulum yapacağız.

- Bir Karadenizli olarak bölgedeki HES yatırımlarına ne diyorsunuz? Çevre mahvoldu...

HES’lere karşıyım. Ben Karadeniz çocuğuyum. Ben o derelerde balık avlardım, şu an durum çok üzücü. Suların akış yönleri değişmiş. Çok yazık oldu.

Ramada uyardı, Araplar için alkolsüz restoran koydu

- Bodrum Ramada Oteli’ni açtınız bu yaz? Turizme girmek için iyi bir sezon değildi. Nasıl geçti ilk yılınız?

Ben turizm sektörünü uzun zamandır kovalıyordum. Otel bakıyordum. Bodrum The Marmara satılık dediler. Almaya karar verdim. Hemen yanındaki araziyi de aldık. Ramada ile anlaştık. Çok yeniledik oteli. Bu yıl ne yalan söyleyim iyi geçmedi. Ama biz 12 ay açığız. Konferans salonumuz kongreler için çok uygun. Kışın da rezervasyonlar iyi.

- Yeni otel yatırımlarınız olacak mı?

Trabzon’da 360 odalı otel yapıyoruz. Ramada Plaza oldu orası da. Ramada Grubu’yla iyi anlaştık. 2015 yılbaşına oteli açmayı düşünüyoruz. Suşi de götürüyoruz Trabzon’a Lübnan lokantası da yapıyoruz. Ramada bizi uyardı, ‘Otelin köşesine alkolsüz restoran yapın’ dedi. Araplar çok geliyormuş ve aileleriyle içkili restoranlara gitmedikleri için odalarında yemek yiyorlarmış. Bunu da düşünerek bir de alkolsüz restoran açıyoruz otelin içinde. İstanbul’da da bakıyorum. Otel de 35-40 milyon euroya çıkacak. NATO Afganistan’daki tesislerini kapıyor, askerler Trabzon’a çekiliyor. Otel daha bitmeden NATO yetkililerinden teklifler aldık.

- Trabzon’da başka yatırım planlıyor musunuz?

Trabzon’da limanı olan bir yatırım içindeyim. ÇED raporunu bekliyorum. 200 milyon dolarlık bir yatırım planlıyorum.
Editör: TE Bilişim