Kasım Ayı Gurur Madalyası'nı almaya hak kazanan Ferahnaz adlı geminin sahibi Çakıroğlu Denizcilikle Kozyatağındaki Binalarında şirketleri ve sahip oldukları gemiler üzerinden sohbet ettik.Çakıroğlu Denizcilik Genel Müdürü Mustafa Çakıroğlu, Finanstan sorumlu Ferahnaz Çakıroğlu İsmailçebi, Gemi kiralama Müdürü Hüseyin Çebi ve Operasyon Sorumlusu Kaptan Mahmut Özgür'le 17 Aralıkta yaptığımız söyleşinin detayları şu şekilde:

 Şirketiniz Çakıroğlu Denizcilikle ilgili bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Mustafa Çakıroğlu:Tabii, Aslına bakarsanız denizcilik sektöründe henüz çok yeniyiz. İlk gemimizi 2009 yılında aldık. Öncesinde biz kömür ithalatı ile uğraşıyorduk. Bunu da kostel kiralayarak yapmaktaydık. Yaşadığımız deneyimlerden sonra neden biz de bir gemi alıp kendi gemimizle taşımayalım fikri oluştu ve nihayetinde 2009 yılında 1300 tonluk Mustafa Amca isimli ilk gemimizi aldık. Ardından 2010 yılında aldığımız 1600 tonluk Emine Anne adlı gemi ikinci gemimiz oldu. Emine Anne de bu ayki Gurur Madalyasına aday gemiler arasında. Son gemimizi ise 2011 Mart ayında aldık. O ise Kasım ayı Gurur Madalyasını Almaya hak kazanan Ferahnaz (4750 ton).  Aslında bizim işimiz gereği kömür için gittiğimiz limanlar sığ limanlar, o yüzden bu yıl içinde üç ile beş ton arasında bir nehir gemisi alma planımız mevcut.

 Gemilerinizi liman devleti kontrolüne hazırlamak için özel bir hazırlık çalışmanız veya şirket politikanız var mı?

Mahmut Özgür: Bir hazırlık sürecimiz var, fakat bu daha çok eğitim şeklinde. Denizcilik kuralları ve konvensiyonları yakından takip ediyoruz. ISM sitemini iyi bilmek ve bunu iyi işletebilmek çok önemli. Keza gemilerimize iyi bakıyoruz. Çünkü bu kontrollerde ilk intiba çok önemli. Karşılamadan tutun, geminin temiz, bakımlı olması, port state'in iyi ağırlanması kontrol için önemli detaylar. Çünkü denetmen daha ilk bakışta geminin bakımlı olduğunu ve kurallara uyulduğunu hissetmeli. Bunun yanı sıra belki de en önemli etmen kaptan ve mürettebat.

Peki mürettebat nasıl hazırlanıyor?

Öncelikle dediğim gibi bu kontrollerin kilit noktalarından birini kaptan ve mürettebat oluşturmakta. Mürettebatın kalifiye ve iyi eğitilmiş olması çok önemli, aynı şekilde kaptanında. Örneğin yabancı dil-İngilizce- faktörü önemli. Denetmenle rahat bir şekilde konuşabilme ve onun ne dediğini, sorularını anlayabilmeli. Bu yüzden bünyemizdeki kaptanlarla uzun süreli çalışıyoruz. Mürettebatımızı ISM talim periyotlarından geçiriyoruz.  

Ayrıca tüm mürettebatın motivasyonu bizim için çok önemli. Bu yüzden onları malzeme, kumanya ve maaşlarda, onların motivasyonunu düşürecek hiç bir eksikle karşılaştırmamaya çalışıyoruz. Onlarla sürekli iletişim halindeyiz. Belki bu yüzden mürettebat gemilerini kendi gemileriymişçesine benimsiyor. Keza biz de onları... Çünkü nihayetinde bu bir ekip çalışması.

Liman Devleti Kontrollerinde zorlanıyor musunuz?

Hüseyin Çebi: Tabii ki zorlanıyoruz. Çünkü siz ne kadar hazırlıklı olursanız olun, denetmen hata ya da kusur arayabilir. Çok fazla kural var ve denetmenin sadece kusur aramak için bir denetim yapmayması gerekli. Yani denetmenin zihniyeti önemli.Ayrıca artık ön surveyler çok iyi. Daha önceleri ön surveylerde eksiklerin abartılması durumu söz konusuydu. Fakat artık bu durum değişti. Ön surveylerin daha iyi olmasının bir sonucu olarak artık uluslararası kurallara daha çok aşinayız. Aslında Türkiye 'Beyaz Liste'ye geçtikten sonra kontroller daha uzun aralıklarla yapılıyor. Bizler de diğer beyaz listedeki ülkelerin karşılaştıkları sorunlarla karşılaşıyoruz.

Hangi ülkeler daha çok sıkıntı çıkartıyor?

Mahmut Özgür: Özellikle İspanya'da yapılan denetimler gerçekten çok zorlayıcı. Zaten bu bilinen, duyurusu yapılan bir vaka. İspanya'nın bütçe açığından ötürü bir nevi bütçe açığının kapanmasına yardımcı olmak amaçlı böyle bir stratejisi var. Bunu yanı sıra Yunanistan limalarındaki kontroller de her zaman sıkıntılı olmuştur. 

Karadeniz ülkelerinde kontrolden geçmek kolay mı? Bu ülke limanlarında söylendiği gibi rüşvet işliyor mu? 

Hüseyin Çebi: Kesinlikle rüşvet uygulanıyor. Fakat bu tüm Karadeniz ülkeleri için değil, Black Sea Memorandum ülkeleri için geçerli bir durum. Örneğin Ukrayna, Rusya gibi ülkelerde bu kontroller sadece para üzerine kurulu hatta neredeyse tarifeli. Dediğim gibi Paris MoU ya dahil olan Karadeniz ülkeleri var Bulgaristan ve Romanya gibi. Onları tenzih ederek söylüyorum. 

Son olarak DenizHaber'in 'Gurur Madalyası' uygulamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

 Genel Müdür Mustafa Çakıroğlu: Gurur Madalyası teşvik edici bir proje. Bu sektörde olan tüm işletmeler için şirketlerin gemilerine daha fazla özen göstermesini sağlar. Türkiye'de böyle uygulamalar az olduğu için doğru bir  proje diye düşünmekteyim...

 

Editör: TE Bilişim