BUTİK TERSANECİLİK YAPIYORUZ

Türk Denizcilik sektörünün şu dönemdeki yükselen trendi Gemi İnşa sanayi oldu. Son yıllarda Gemi İnşa Sanayindeki yükseliş, Türk ekonomisine yılda yaklaşık 2 milyar dolar katma değer sağlıyor.

Türk Gemi İnşa Sanayinin % 90’ını oluşturan Tersaneler; İstanbul Tuzla Bölgesinde faaliyet gösteriyor. Türk tersanecileri Deniz Ticaret Odası’nda temsil edilmenin dışında kendi mekanizmalarını oluşturdukları Gemi İnşa Sanayicileri Birliğinde organize oluyorlar.

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Meclis Başkanı Kenan Torlak 1952 İstanbul doğumlu. Rize’de ağaç tekneler yaparak sektöre giren ve 4 göbekten tersaneci olan Torlak ailesi gemi inşa sanayinde 150 yıldır hizmet veriyor. Torlaklar;Türkiye’de özel sektör olarak ilk Çelik tekneyi 1967 yılında İpragaz firmasına yapan ve Gemi İnşa sanayine bir çok ilkleri yapan öncü bir şirket konumundalar.

Gemi İnşa Sanayiciler Birliği Meclis Başkanı Kenan Torlak’la Türk tersaneciliğinin durumunu konuştuk.

Sayın Torlak; Dünya Gemi İnşa Sanayindeki Yükselişin sebebi Nedir?

Özellikle Uzakdoğu’ da ki bütün tersaneler tam kapasite ile çalışıyorlar. Dünyadaki tüm tersaneler 2009 yılına kadar dolu durumda. Bunun en büyük sebebi Solas ve Klas kuruluşlarının son dönemde yeni kurallar getirmesi Dünya Ticaret Filolarının  yenilenmesine yol açtı. Dünya Denizcilik Örgütünde alınan kararlar Denizcilik sektöründe yeni gemi yapımına doğru hızlı bir yöneliş meydana getirdi. Eski gemilere yapılacak yeni kurallar maliyetin yükselmesine neden olduğundan dolayı eski gemiler hurdaya çıkarıldı. Gemi işletmecileri ve Armatörler yeni gemi sipariş vermeye başladılar. Uzakdoğu’da Gemi teslimleri 2012 yılına kadar uzanıyor.

Tersaneciliğin yükselişinin İkinci büyük nedeni ise Denizcilik sektöründeki navlunların yüksek seyretmesinden kaynaklanıyor. Bu navlun fiyatlarının yüksekliği yeni gemilerin yapılmasına yol açtı.

Türk Gemi İnşa Sanayinin Dünyadaki konumu nedir?

Son yıllarda Türk tersaneciliği büyük bir atılım içerisindedir. Bizim tersanelerde Uzakdoğu’daki gibi 2009 yılına kadar doludur. Özellikle son iki yılda Kimyasal Tankerlere yoğun talep vardır. Bu konuda dünya ile rekabet ortamını yakalamış durumdayız. Kimyasal tanker yapımında kalite ve fiyat bakımından dünyanın en iyisiyiz. Onun içindir ki yabancı Tanker işletmecileri 3 bin ile 18 bin DWT’luk kimyasal tankerlerinin yapımında Türk tersanecilerini tercih etmektedir. Yaptığımız Kimyasal Tankerlerin % 65’ini Avrupa Birliği Ülkelerine satıyoruz.

Sayın Torlak Küçük tonajlı gemi yapıyoruz. Ancak Büyük tonajlı gemi yapamıyoruz Neden?

Türkiye’de tersane yerleri belli. Şu an itibariyle bazı tersanelerimiz 40 bin DWT’a kadar gemi yapmaya başlamışlardır. Ancak Büyük tonajlı gemi yapabilmek için tersane alanlarının olması Holiganbet gerekmektedir. Denizcilik Müsteşarlığının yeni tersane alanları belirledi. Bu alanlara yatırımlar başladı. Fakat Büyük Tonajlı gemileri yapmak önemli değil, önemli olan bu işin büyük oyuncuları olan Kore Çin ve Japonya ile fiyatta rekabet etmek lazım. Bu ülkelerin Tersanecilerine Devlet desteği var. Ancak bizde bu olay yok. Destek olmadığı zaman Büyük tonajlı gemi yapımında Uzakdoğu ile rekabet edemeyiz. Türk tersaneciliği bu anlamda, uluslar arası arenada Butik Tersanecilik yapmaktadır.

Türk Gemi İnşa sanayisinin ekonomiye katkısı ne boyutta?

Türk Gemi İnşa Sanayinin 2004 yılında 2 milyar dolara yakın Türk ekonomisine katkı sağlamıştır. 2005 yılında beklentimiz %50 artarak 3 milyar dolara ulaşmaktır. Tersanelerimizde yapılan her geminin % 24’ü parasal olarak devlete gitmektedir. İstihdam sağlama konusunda sadece Tuzla tersaneler bölgesinde çalışan kalifiye eleman sayısı 85 bini bulmaktadır. Türkiye’de büyük bir işsizlik var ancak Tuzla tersaneler bölgesinde çalıştıracak kalifiye eleman bulamıyoruz. Devletin bu konuda bir çalışma yapması lazım. Devlet veya belediyeler kalifiye eleman yetiştirsin biz burada istihdam sağlayabiliriz.

Yeni yapılan tersanelerin çevreyi ve denizi kirlettiği iddia ediliyor. Siz gerçekten çevreyi  kirletiyor musunuz?

Yatırımcı Türk Sanayicisinin önündeki en büyük engel bürokrasi ve bu çevreci örgütlerdir. Bir tersane yapabilmek için ilk önce denizin yakınında olmak lazım. Dağın başına tersane yapacak halimiz yok. Yapılan arıtma tesisleri ile oluşabilecek kirliliği önlüyoruz. denizi ilk önce tersaneciler korumaktadır. Çünkü bizler denizden ekmek yiyoruz. Bakın buna bir örnek vermek gerekirse Kendi şirketimin kanalıyla yeni tersane alanlarından Tirebolu’da bir tersane yeri bulduk. Ancak bürokratik engeller yüzünden 9 aydır yatırım yapamıyoruz. Bölgeye yaklaşık 20 milyon dolar yatırım yapıp bölgedeki işsizliğe de bir çare olacaktı. Fakat önümüzdeki engeller bizleri bıktırıyor. Şu anda “olsa da olur, olmasa da olur” noktasına geldik.

Gemi İnşacılarının en çok bekledikleri Yalova’daki tersane bölgesi ne durumda?

Yalova’daki Topçular-Hersek arasındaki 4 km’lik sahil kesimi Denizcilik Müsteşarlığı tarafından yeni tersane alanı olarak belirlenmişti. Ancak Sayın Başbakan’a yanlış bilgi aktarılarak o bölgenin Turizm alanı olduğu söylendi. O bölge Turizm alanı değil şu anda o bölgede fabrikalar bulunuyor. Sonra biz sayın başbakana durumu arz ettik. Olumlu gelişmeler oldu. Sahil şeridinin sığ olmasından dolayı deniz doldurularak büyük bir alan kazanılabilir. Çevresel ve İmar planı hazırlanıyor. Bu işlemler bittikten sonra Yalova Tersane bölgesinde kapasitesi büyük, teknolojisi yüksek tersanelerimiz faaliyete geçeçektir.

Not:Bu Ropörtaj; Akşam Gazetesi Seyir Defteri Köşesinde 25 Nisan 2005 tarihinde yayınlanmıştır.

http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/04/25/yazidizi/yazidizi1.html

DenizHaber.Com-Özel

Editör: TE Bilişim