Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonların sürdüğü Sur ilçesine yürüyüş çağrısında bulunmasına ilişkin, "Günlerdir Sur’da çağrı yapılıyor, yok efendim oraya gidilecekmiş de yürüyeceklermiş de. Yani, bunların meselesi, herhangi bir şekilde ülkede huzur olması değil, aksine teröristlerle işbirliği yaparak Türkiye’yi kaosa sürüklemek. İzin vermeyiz. Orada tek bir silahlı birey kalmayıncaya kadar gerekli çalışmalar yürütülecek" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu, gerçekleştirilen başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonların sürdüğü Sur ilçesine yürüyüş çağrısında bulunmasına" ilişkin sorusuna Davutoğlu, "Kimin elinde silah varsa, nerede olursa olsun o silahı bırakıncaya kadar bütün güvenlik birimlerimiz tarafımızca talimatlandırılmıştır. Bazı sokağa çıkma yasaklarının uzun sürmesi, hiçbir şekilde teröre bulaşmamış vatandaşlarımızın zarar görmemesi için alınan tedbirdir. Diyarbakır’da, Sur’da her gün valimiz bizimle de istişare ederek hepimiz çağrıda bulunuyoruz, diyoruz ki içeride olanlar kim kalmışsa çıksınlar ve sivil vatandaşsa zaten çıkabilirler yok suça bulaşmış kişilerse teslim olsunlar. Bizim operasyon yapma gibi bu anlamda adım atmamız gibi birşey söz konusu değil" karşılığını verdi.
Demirtaş’ın 6-7 Ekim olaylarında provokatif bir dil kullandığını herkesin bildiğini belirten Davutoğlu, "Nasıl son dönemlerde halkı isyana teşvik ettiğini herkes biliyor Ankara saldırısında ve daha nice olayda daha olayın faili tetkik edilirken, canlarımız sokakta yatarken devleti katil diye tanımladığı biliniyor, bunların hepsi Demirtaş’ın sicilidir. Şimdi de Sur’da, Diyarbakır’da provakatif açıklamalarına devam ediyor. Bunların ağzından hiç silahları bırakın biz siyaset yapıyoruz, elinize niye silah alıyorsunuz, bizim siyasetimizi neden lekeliyorsunuz dediklerini duydunuz mu? Günlerdir Sur’da çağrı yapılıyor, yok efendim oraya gidilecekmiş de yürüyeceklermiş de. Yani, bunların meselesi, herhangi bir şekilde ülkede huzur olması değil, aksine teröristlerle işbirliği yaparak Türkiye’yi kaosa sürüklemek. İzin vermeyiz. Orada tek bir silahlı birey kalmayıncaya kadar gerekli çalışmalar yürütülecek. Bunlar teslim oldukları anda da mesele bitmiştir" diye konuştu.
"KAOS ÇIKARMAK İSTEYEN DEMİRTAŞ ZİHNİYETİ"
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Kimse burada teröristlerin yanında durarak. Biz bunu yapmak zorunda kaldık, neden biliyor musunuz? Diyarbakırlı vatandaşlarımız bize başvurdular. Bu teröristler evlerinizin kapılarını açık bırakacaksınız şeklinde ifade edecek şeklinde Sur’daki vatandaşlarımızı baskı altına almışlardı. Onun için Sur’daki vatandaşlar, namusumuzu koruyun diye devlete başvurdular. Bilinsin ki Sur’daki her vatandaşımızın hayatını, şerefini, namusunu korumaya kararlıyız. Burada teröristlerinin yanında durarak, oraları silah odağı yapan bir anlayışı temsil eden Demirtaş’ın söz söyleme hakkı yok. Söyleyecekse bir söz, silahlarınızı bırakın diye çağrıda bulunsun. Dün İçişleri Bakanımıza da söyledim, oradan çıkışlar kolaylaştırılacak, teslim olmak isteyen herkes adalete teslim edilecek. Son az bir yer kaldı, Sur’da terörden arındırılması gereken. Bu operasyon tamamlanacak. Demirtaş, dönmüş bizi de katliamcı olmakla suçluyor, biz de onu da herkes tanır. Tek bir vatandaşımızın tek bir sç teli için nasıl yüreğimizin kavrulduğunu herkes bilir. Bütün bu kaybolan canlardan tek sorumlu, Türkiye’de kaos zihniyeti çıkarmak isteyen Demirtaş zihniyetidir."
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARI
Milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin soruya Davutoğlu, "Herkes TBMM’de istediği fikri ifade eder ama dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak kimsenin suç işleme hakkı yoktur. Bu çerçevede, gereken hukuki süreci takip edeceğiz. Kimse dokunulmazlıkları istismar ederek, 29 canımızı almış bir teröristin cenazesine katılma hakkına sahip değildir, dünyada bunun da örneği olamaz" karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mustafa Akış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AYM’ye tepkisinin kişisel konumlanma değil, devletin ve hükümetin başı sıfatıyla yapılmış bir açıklama olduğunu söyledi. Neler söyleyeceksiniz?" sorusunu Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımızın başdanışmanının açıklaması bana gelmiş değil. O anlamda bürokratik birinin, varsa böyle bir açıklama cevap verme gibi bir tutum için girmem. Türkiye’de devletin nihai başı anlamında Cumhurbaşkanı yetkileri, hükümetin başı anlamında da Başbakan yetkileri herkes tarafından bilinir. Yerleşmiş bir siyasi gelenek var. Bunların tartışılması doğru görmem. Bir Başbakanın bir bürokratın üzerinde yorum yapmasını da doğru görmem" şeklinde cevap verdi.
ANAYASA ÇALIŞMALARI
Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa çalışmaları kapsamında TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yazdığı mektuba verdiği cevaba ilişkin soru üzerine Davutoğlu, "(Mektup) Cevabımızı ilettim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun mektubunda gördüğüm kadarıyla bir dayatma söz konusu. Uzlaşı dediğiniz kaşı tarafa bir şey dikte etmeden uzlaşmaya hazır olmak demektir. Biz, açık bir tutum sergiledim. Bizim tutumumuz Başkanlık Sistemi tercihimiz. Siz parlamenter sistemi tercih ediyorsanız, modelinizi getirin biz de getirelim ve fikir olarak oturup bunları konuşalım. Hiçbir önşart koymayalım, arkadaşlarımız bunları tartışsın. Önemli olan bir anayasanın ruhudur. Anayasanın ruhunda anlaşırsak iskeletinin ne olacağını da halka sorarız. Bunlarda mutabık kalmadan önce formu belirleyelim. Biz, her şeyi konuşuruz. Benim siyaset anlayışımda da konuşmaktan çekindiğim hiçbir konum olmadı" diye konuştu.
Davutoğlu, mektubun Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a gönderildiğini ve CHP’nin katı tutumundan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Milletvekilleri ile Meclis’te yaptığı görüşmelerin ’dokunulmazlıklar’ konulu olduğunun söylendiği yönündeki iddialara değinen Davutoğlu, "Benim milletvekillerimizle görüşmelerinin dokunulmazlıklar olduğu söyleniyor. Hayır. Ben milletvekillerimizin kanaatlerine her zaman önem verdim. Bu sefer grupları küçülterek, 10-15 kişilik gruplarla Meclis’te dün gece yarısına kadar süren görüşmeler yaptık. Türkiye’nin geneli ile ilgili talepler, siyasi çalışmaları dinliyorum. Bütün milletvekillerimizle bugün ve en geç önümüzdeki hafta gerçekleştireceğim" ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine ise Davutoğlu, "Tek taraflı olarak Meclis’i feshetme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesi gibi bir husus da bizim yaptığımız çalışmalarda yoktur. Böyle bir şey aramızda da tartışılmamıştır. Bunlar hep başkanlık sistemi üzerinde bir şüphe uyandırmak için üretilen spekülatif haberlerdir" dedi.
Toplantı öncesi ’Asrın Projesi’ olarak nitelendirilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında Su Temini ve Yönetimine İlişkin Hükümetlerarası Anlaşma imzalandı.
Kaynak: iha