Küresel kriz ile birlikte piyaslardaki hareketler üzerine yürütülen tahminlerde pek çok farklı etken baskın olmaya başladı. ABD, Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği'nden gelen makroekonomik göstergeler bir araya gelip öngörülere rehberlik ediyor. Dolayısıyla kriz öncesi dönemde tek başlarına piyasaların gidişatı konusunda fikir verebilen Baltık kuru yük endeksi (BDI) ve Volatilite Endeksi (VIX) gibi göstergeler son dönemlerde fazla dikkate alınmıyor. Bugün Baltık endeksi 1940, VIX ise 25 puan seviyelerinde seyrediyor.
Gerileme nedenleri farklı
Özellikle Baltık endeksinde 26 Mayıs'tan bu yana önlenemez bir düşüş var. Bloomberg'in yaptığı hesaplamalara göre bu son altı yılın en uzun süren düşüş trendi olarak öne çıkıyor. Ayrıca endeks son bir yılın en düşük seviyesinde. Ancak 2008‘de benzer hareketler gazete manşetlerine çıkarken şimdi gazete sayfalarında kendisine zor yer buluyor. Yatırımcı da Baltık endeksi düştüğü ya da VIX endeksi sert yükselişler yaşadığı için paniğe kapılmıyor. Oysa ki kuru emtia ürünlerinin gemi ile taşınma maliyetlerini ölçen Baltık kuru yük endeksi 2008 ortalarında 11.709 puanla zirvedeyken yıl sonunda, krizin tepe yaptığı dönemde yüzde 93 gerilemiş ve 663 puana kadar inmişti. VIX endeksi de aynı dönemde 20 puan seviyelerinden bir anda fırlayarak 80 puanı aşmış ve rekor kırmıştı. Her iki endekste de aynı dönemde gerçekleşen bu sert hareketler gündemin ortasına bomba gibi düşmüştü.
Aslında bunun da bir nedeni var. Baltık endeksinde yaşanan gerileme sadece taşımacılık faaliyelerinin azaldığı, yani emria talebinin düştüğü anlamına gelmiyor. Aynı zamanda bakır, kömür, tahıl gibi kuru emtia taşımaya uygun gemi sayısının arttığına da işaret edebiliyor. Ya da endeksteki düşüş sanayi üretiminin çöktüğünü, gelişen ve gelişmiş ekonomilerde büyümenin durduğunu değil bazı limanların geçici olarak kapandığını, yakıt maliyetlerinde değişim olduğunu gösterebiliyor.Aynı durum VIX endeksi için de geçerli. Piyasalarda oynaklığa işaret eden bu "korku" endeksi artık tek başına yatırımlara yön verebilecek durumda değil. Çünkü dünya ekonomisinin lokomotifi ülkelerden gelen makroekonomik veriler kimi zaman VIX endeksinin seyrinden çok daha fazla etkili olabiliyor. Her ne kadar "VIX endeksi de bu veriler doğrultusunda hereket ediyor" denilecek olsa da çok zaman endeks ile piyasalar arasında eşit oranda hareket görülmüyor. Örneğin VIX, krizin tepe yaptığı dönemler olan 7-15 Ekim 2008 aralığında sadece yüzde 25 yükselirken Dow Jones endeksi günde 464 puan yükseldi ya da düştü, 7 Ekim ile 15 Ekim arasındaki puan farkı ise 2 bin 241 oldu. Ancak bu yıl, en belirgin oynaklığını gösterdiği mayıs başında VIX 3 hafta öncesine göre yüzde 75 yükseldi ama Dow Jones'da bir haftada gerçekleşen oynama sadece 404 puan oldu.
Belirleyici veri çok
Baltık ve VIX endekslerinin piyasaya yön verememe durumunun en önemli nedeni ise pek çok verinin bir arada gelerek yatırımcılara daha sağlıklı değerlendirme fırsatı sunması. Yani VIX endeksi hızla yükselirken ABD'de istihdama dair olumlu bir veri ya da Avrupa'da borç krizindeki ülkelerin gerçekleştirdikleri başarılı tahvil ihraçları yatırımcıya umut aşılıyor. Ya da gelişen Çin'in büyüme beklentisi aşağı yönlü revize edilse bile ihracat ya da üretiminde görülen artış yatırımcının alıma geçmesini sağlıyor. Kısacası eski adetler krizle birlikte tamamen yenilenen küresel ekonomik ortamda artık geçerliliğini korumuyor.
Editör: TE Bilişim