Hep Arayana, küçük bir iyi haberimiz var !

Küresel finans krizi geçen yıl sadece para dolaşımını değil mal dolaşımım da vurdu.

Emtia fiyatlarındaki şok düşüşler, kredi limitlerinin daralması, dünya ticaretini önemli ölçüde kısıtladı. Dünya denizlerinde yük taşıyan gemi mercekle aranır hale geldi.

İrili ufaklı bütün gemiler geçen yılın haziran ayından itibaren neredeyse demirledikleri limanlardan ya da açık denizlerden çıkamadılar.

Fakat son bir aydır bu kötü gidişle ilgili artık iyi haberler gelmeye başladı. 1985 yılında kurulan Londra merkezli kuru yük fiyat endeksi Baltic Dry Index ( BDI ), son birkaç haftadır başlayan yükselişini devam ettiriyor.

1985 yılından bu yana en düşük seviyesini ise 5 Aralık 2008'de 663 olarak gören endeks, geçen hafta tarihinde görülmemiş günlük sıçramalar yaparak 9 Şubat 2009'da bin 815 seviyesine ulaştı.

Yılbaşından itibaren yüzde 135. 2 artan endeks, sadece 26 Ekonomist 15 Şubat 2009 Dünya ticaretindeki en önemli göstergelerden biri olarak kabul edilen kuru yük fiyat endeksi ( Baltic Dry lndexBDI ), umut verici sıçramalar yapmaya başladı.

Dünya ekonomik kamuoyunun yakından izlediği bu sıçramalar, kimine göre krizin dipten dönmeye başladığını gösteriyor.

Kimileri ise " Henüz erken " diyor. Yine de BDI endeksinin, 1985 yılından bu yana en düşük seviyesi olan 663'ü Aralık2008'de gördükten sonra, bugün 2. 000 puana yükselmesi bunca karamsar haber arasında 'küçük' de olsa iyi bir haber.

Şubat ayında ise yüzde 70 arttı. Spot piyasada capesize (büyük tonajlı gemiler) gemiler için ortalama günlük navlun oranları da aylardan sonra 34 bin dolar seviyesine gelmeyi başardı.

İşte Çin yeniden devrede

Peki bu hızlı yükselişin nedeni ne ? Ve bu artışı nasıl okumak gerekiyor.

Öncelikle endeksin böyle hızlı çıkışının alünda capesize gemilerine olan talebin yeniden artmaya başlamasının yattığını vurgulamak gerekiyor.

Birkaç haftadır BDI'nde devam eden yükselişin nedeninin Çin'in cevher ithalatı olduğu belirtiliyor. Özellikle geçen yıl yüklü miktarda demir, çelik ve kömür ithalatı yapan, ancak stokları kullanan Çin, Ortadoğu ve Arap ülkelerinin yeniden stok yapmak için ithalatlarını arürdığı belirtiliyor. Çin'in bu ithalat ile öncelikle kendi pazarı için üretim yapması, ardından da ABD ve Avrupa'daki gelişmelere paralel bir ihracata başlaması bekleniyor.

Deniz ticaretindeki beklentilere göre Çin, bu alımlarına şubat ayı boyunca devam edecek. Marttan sonra kuru yük endeksinin seyrinin ne olacağı ise büyük bir soru işareti.

Risk ABD ve AB'de hareket yok

Baltic Dry Index ( BDI ), özellikle büyük tonajlı gemi sahibi olan armatörlerin ve sektörün yakından izlediği bir endeks. 2008 yılında krize hazırlıksız yakalanan denizcilik sektörü, bu endeksteki en düşük değeri, geçen aralık ayında 663 puanla gördü. Geçen haftalarda ise endeks yükselmeye başladı ve 2055 seviyelerine çıktı. BDI endeksinin en düşük noktasında'capesize'denilen büyük tonajlı gemilerde navlun fiyatı günlük 3 bin dolara düşmüştü. Bugün 2000 seviyelerine yükselen endeksle birlikte navlun yeniden 35 bin dolar civarına yükseldi. Endeksteki bu artışın nedeni ise Çin. Çin, elindeki demir, çelik ve kömür stoğunu kullanmış durumda. Dolayısıyla yeniden ithalata başladı. Brezilya'dan ve daha az oranda Avustralya'dan Çin limanlarına, çoğu demir cevheri olarak yük taşınmaya başladı. Çin'de demir stoklarının bitmeye yüz tutması, üretimin hareketlendiğine dair bir işaret. ABD ve Avrupa pazarında ise henüz bir hareketlenme yok.

Sanki navlun fiyatları artıyor

Denizcilik sektöründe yaşanan bu gelişmeler, kimileri tarafından ekonominin canlanma işareti olarak yorumlanırken, tam tersine iş dünyasının boşu boşuna ümitlendirilmemesi gerektiğini düşünenler de var. Sektördeki kritik soru, bu artışın devam edip etmeyeceği yönünde...

İstanbul Denizcilik ArGe Danışmanlık'ın yönetim kurulu başkanı Salih Zeki Çakır, bu konuda şunları söylüyor : " Denizcilik sektöründe bu düşüşü göremediğimiz için herkes özeleştiri yapıyor. Denizde navlunlarda 2009 ikinci yarısı itibariyle bir düşüş bekliyorduk. Fakat bu düşüş, yeni inşa edilmiş gemilerin devreye girmesiyle oluşacaktı. Finarısal krizi kimse hesaba katmadı. Herkes hazırlıksız yakalandı. 2008'de navlunlar çok iyiydi. Şimdi 35 bin dolar günlüğü olan geminin 2008 Haziran'da getirişi 200 bin dolardı " diyor.

İyi: Büyük tonajda düzelme

Sektörde navlunun artmasıyla birlikte olumlu bir hava yaşandığını kaydeden Çakır, "Şimdi böyle bir olumlu hava var. Bunun ne kadar süreceğini anlamaya çalışıyoruz. Bir de hala 2008'de yapılmış yatırımların geri dönüşünü garantileyecek düzeyde değil. Daha da artması lazım " diyor. Capesize gemilerinin yarattığı bu büyüklük elbette ki bir ekonomik faaliyetin sonucu. Navlunların artması ve düşmesi bir sonuç. Son haftalarda endekste yaşanan artış, negatiften pozitife doğru giden bir artış. Sektördeki birçok isme göre şu anda özellikle büyük tonajda umut verici işaretler var. Çünkü 150 bin ton ve üzeri için son haftalarda oluşan navlun ücretleri krizden çıkış olarak algılanıyor. Yeni getiriler, bu tonajda faaliyet gösteren armatörlere, giderlerini karşılayıp biraz da taksit yaptıkları yatırımın geri ödemesini sağlayabilecek bir seviye olarak değerlendiriliyor.

Zor: İthalat artacak

BDI'daki artışın Çin, Japonya, Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki stokların erimesiyle başladığını söylemiştik. Çin ve kuru yükte fazla ithalat yapan ülkelerden biri de Japonya. Kriz öncesinde 2008'in ilk yarısında Çin, Arap ve Ortadoğu ülkeleri, emtia fiyatları daha da artacak diye yoğun bir ithalat yapmıştı. Herkes bulduğu malı almaya başladı. Navlunları o dönemde birden yükselten de bu neden olmuştu. Türkiye dahil birçok ülke stok yapü. Hurdaya yatırım yapıldı. Mala hücum dönemi yaşandı. Dünya bu anlamda birçok uzmana göre manipüle edildi. Ve herkes pahalı stoklarla yakalandı krize. Ardından navlunlar dip yaptı.
 
 
Şimdi bu ülkelerin yeniden ithalat yapmaya başlaması ekonomik bir canlanmanın habercisi olarak görülüyor. Çin ile ilgili haberlerde Çin ekonomisinin yüzde 7. 5 gibi bir oranda büyüyeceği söyleniyor. Ve aldığımız bilgilere göre Çin, olimpiyatlar öncesinde kapatmış olduğu bazı demir çelik tesislerini, fırınlarını tekrar çalıştırmaya başlamış.

Vaka: Türkiye'de canlanma yok

Ancak dünyadaki canlanmanın ABD ve Avrupa'daki ekonomik paketlere ve gelişmelere bağlı olduğunu düşünenler, Çin'deki canlanmanın tek başına bir anlam ifade etmeyeceği görüşünde.

Polaris Denizcilik Genel Müdürü Levent Akson, endeksteki yükselişin sadece Çin'in ithalatı artırmasına bağlanmaması gerektiğini, dünya genelinde bir hareketlenme olduğunu söylüyor. Akson, görüşlerini şöyle açıklıyor : " Şu anda dünya deniz ticaret filosunda kuru yükte geçen hafta başından itibaren yüzde 25-30 arası bir artış var. Kuru yük deniz ticaretinde bir hareketlenme var. Ülkelerin hem ithalatı hem de ihracatı var. Ancak bunu 10 günlük bir hareketlenmeyle canlanmaya yormak biraz erken olabilir. Türkiye'de henüz bir canlanma yok. Ancak bu artış, Türkiye'deki 30 ile 80 bin ton arasında gemileri olan armatörler için sevindirici bir gelişme. "

Ama Nisanda yeni sıkıntı

Endeksin hızlı artışı, büyük tonajlı dökme yük gemilerine endeksleniyor. Bu endeksin ani olarak yukarı çıkıyor olması ise tüm dünyada deniz ticareti artıyor anlamına gelmiyor. Örneğin, konteyner ve tankerlerde benzer hareket henüz gözlenmiyor. Bilgi Üniversitesi Sermaye Piyasaları Koordinatörü olan Prof. Dr. Oral Erdoğan, denizcilik sektörünü yakından izleyen biri isim. Erdoğan'a göre, ithalattaki bu artış mart sonu nisan başlarında azalabilir.

Erdoğan, " Türkiye gemi inşa sanayine yoğun yatırım yaptı. 92 tane faal, tersanelerde de yapımı süren 62 tane gemiyle krize yakalandı. Bu kadar yatırıma girilen bir alanda dünyada gemi talebi hızla düştüğü için tersanelerin atıl kalma tehlikesinin yanı sıra, gemilerin daha inşa halindeyken yarım kalma olasılığı konuşuluyor. Çin kaynaklı canlanma, şu anda Avrupa'da canlanma olmadığı için bir etki yapmayacaktır. Önümüzdeki günlerde Avrupa ve ABD'nin aldığı tedbirler işe yararsa konteynır gemileri için de bir canlanma bekliyoruz " diyor. Peki Çin ve diğer ülkelerden kaynaklanan, kısa süreli olduğu düşünülen bu canlanma, Türk deniz ticaretine olumlu yansıyacak mı ? Erdoğan, sorumuzu şöyle yanıtlıyor ve yatırımcılara birkaç öneri sunuyor : " Evet, tabii ki canlanma getirecek. Bir ay içerisinde Türk denizcileri bu canlanmadan dolayı doğrudan sipariş alabilirse, siparişlerini sağlam sözleşmelere bağlayarak alsınlar. Bunun avantajını kullanabilirler. Bazı yatırımcılar Türkiye'de şu an dolaşmaktadır. Uygun gemi maliyetini bulsalar yatırımı düşünüyorlar. " 

Röportaj: "KURU YÜKTEN SONRA SIRA KONTEYNIRA GELİR "

Arkas Holding, Türkiye'nin en büyük gemi taşımacılığı şirketlerinden biri. Özellikle konteyner taşımacılığında etkin olan holdingin armatörlük şirketi EMES ( East Mediterian Express Service ) Genel Müdürü Can Atalay ile son gelişmeleri ve geleceğe ilişkin beklentilerini konuştuk.

Dünyada kuru yükün tersine şu an konteynır taşımacılığında olumlu bir yükselme yaşanmadığını fakat her zaman önce kuru yükün, sonra da konteynır taşımacılığının canlandığını anımsatan Atalay şöyle devam ediyor :

" Endeks arttı, çünkü stoklar bitti. Son üç aydır kimse alım yapmıyordu. Herkes beklemeye girmişti. Şimdi stok alımı başladı. Aynca kuru yükte mecburi yapılan taşımalar da var. Şu an göreceli olarak endeksin arttığını düşünüyoruz. Bu canlanma Türkiye'ye yansır mı, yansımaz mı ? Uzun dönemli bir yorum yapmak için biraz beklemek gerekiyor. Bizim konteynır taşımacılığımız var. Baltık endeksi açık yükler içindir. Konteynırda şu an için bir canlanma yok. Ama konteynır kuru yükü takip eder. Dolayısıyla konteynırda da bir canlanma olabilir. Endeksteki artsın sürekliliği gerekir. Bir ay makul düzeylerde kalması gerekiyor. Endeksin düşmesinin nedeni alımların durmasıydı. Neticede hayat durmadı ve devam ediyor. Alım yapma zamanı geldi artık. Bu kez büyük tonajlarda değil de daha küçük tonajlarda alıyor herkes. Hem stok maliyeti olmasın hem de bir defada çok büyük paralar ödemeyelim diye. Azar azar arttı endeks bu noktaya geldi. Ama dediğim gibi daha erken. Konteynır için daha bir canlanma görülmüyor. "
 
 

Editör: TE Bilişim