"Bizimle yola çıkan hiçbir firmayı yarı yolda bırakmadık"

Kriz sürecinde Türk bankacılığının dünyanın en sağlam sistemlerinden birisine sahip olduğunun ispatlandığına işaret eden Recep Baştuğ "Denizcilik sektörü bu krizi Türk bankacılığı sayesinde olması gerekenden daha az hasarla geçirmektedir. Biz Garanti Bankası olarak gücümüzü Türk denizcilik sektörüyle paylaştık" dedi.
 
Garanti Bankası Ticari Bankacılık Pazarlama Koordinatörü Recep Baştuğ , "Eğer Türk bankacılığı bu kadar sağlam ve denizcilik sektörüne bu kadar anlayışlı davranmasaydı, bugün Türk gemi inşa sanayisi daha farklı sorunlarla karşılaşabilirdi" dedi.

Recep Baştuğ değerlendirmesine şöyle devam etti; "Garanti olarak çalıştığımız denizcilik firmalarından krizden pay almamış olanı yok! Büyük ya da küçük herkes bir şekilde olumsuz olarak etkilendi. Bu kadar büyük sıkıntıların yaşandığı bir sektörde bankaların firmalara karşı hukuki yöntemlere başvurduğu bir durum şu ana kadar görülmemiştir. Bankalar genel çerçevede firmaları üzecek hiçbir şey yapmadı. Bu çok önemli bir gerçektir."

Sektörde istenmeyen bazı hadiselerin gerçekleştiğini kaydeden Baştuğ "Bu kadar büyük rakamın içinde daha ileri gidilmesi kaçınılmaz hale gelmiş birkaç olay olabilir. Bu da olağan karşılanmalıdır. Ama yüzde1'lik bir durum 99'luk bir gerçeği değiştirmez. Biz Garanti Bankası olarak beraber çalıştığımız firmalarımızla bugüne kadar ihtilaflı hale düşmedik, bundan sonra da düşmeyi beklemiyoruz" dedi.

Yaklaşık bir buçuk yıldan beri sektörde yaprak kıpırdamadığını kaydeden Baştuğ, bu zor dönemde sektörün en büyük dayanma direncinin, başta Garanti Bankası olmak üzere sektöre destek olan Türk bankaları tarafından sağlandığını kaydetti.
 
Ciddi bir gemi satışı beklemiyoruz

 Sektörün nereye gideceği henüz belli olmadığını belirten Baştuğ, "2010 yılında ciddi bir gemi satışı beklemiyoruz. Çünkü geminin satılabilmesi için finansman bacağının çözülmesi lazım. Uluslararası finans sektöründe gemi kredisi veren bankalar 2010 yılında 2009 yılından farklı bir durumda olmayacaklar. Görüyoruz ki, alıcı var, ama finansman yok! Dolayısıyla gemi satılamıyor. Gemi satılamayınca da bu düğümlenmiş yumağın çözülmesi imkânsız hale geliyor. Burada post finansman kullanımı hem gemiyi yapan firma tarafında, hem de gemiyi satın alacak firmalar açısından değerlendirilmeli. Temennimiz 2010 senesinde, gemi kredisi veren uluslararası bankalarının yavaş da olsa yeniden post finansman piyasasına girmesidir. Çünkü biranda bütün portföyün satılma şansı da yok. Ama her firmanın bir iki gemi sattığı bir ortamda sorun daha kolay çözülebilir... Ancak 2010'un sonundan önce böyle bir hareketin başlayacağını görmüyoruz, sadece ümit ediyoruz" diye konuştu.
 
Bankamız hiçbir projeyi durdurmadı

 "Toplam gemi maliyetinin % 10-20'lik kısmının bittiği, alıcısı belirsiz gemilerden bazıları, yatırımcı firmalar tarafından durdurulmuştur. Bizimle çalışan firmalara ait 7-8 projeyi firma, bizimle mutabık kalarak bu şekilde durdurmuştur..Projenin devamı halinde öz kaynak koyulmasında yaşanacak sıkıntı-belirsizlikler ortak menfaat gereği firmaların bu projeleri durdurması sonucunu doğurmuştur" diyen Baştuğ, bankalarının bu firmalara gereken kolaylığı sağladığını ifade ederek ekledi "Ancak % 60-70 bitme oranına yaklaşmış gemilerin tamamlanması için firmalara banka olarak, bazı durumlarda, orijinal taahhütlerimizi aşarak kullandırımlar yapıp gemilerin bitirilmesini sağladık. Bir buçuk yıldır kriz var. Kızağa konmamış, projesi durdurulmuş gemiler var. Ama geçen yıl kızakta olup bu yıl denizde olan gemiler de var.Bu bilinmesini istediğimiz çok önemli bir gerçektir. Bankamız tek tarafli olarak hiçbir projeyi durdurmadı. Sırf bu gemiler kızakta kalmasın, denize insin, tamamlansın ve hizmete girsinler diye gerekenleri fazlasıyla yerine getirdi"
Sektörün 2003'lerden başlayıp 2009 başlarına kadar gelen sürede önemli kazançlar sağladığına dikkat çeken Baştuğ, "O dönemde sektörün bütün oyuncuları çok önemli kazançlar elde etti. Bu gelirlerin bazıları farklı sektör/yatırımlara kanalize edildi. Şu an bu yatırımların bazılarının satılıp ana sektöre para enjekte edilmesi elzem hale gelmiştir. Ancak sektörde bu eğilim maalesef çok yaygın değil. Birkaç firma dışında özkaynak artırmaya yönelik kayda değer bir gelişim olmadı" dedi.
Hiçbir şey yapmadan, banka finansmanıyla krizin geçmesini bekleyen firmaların 2010 yılında kendilerinden bekleneni yapması gerektiğini söyleyen Baştuğ "Firmaların özkaynak açığı giderek artıyor. 2010 yılında gemi satışı anlamında olumlu yönde bir hareket beklenmiyor. Böyle bir ortamda bu sistemin çalışabilmesi için dışarıdan bir sıcak para akışı sağlanması lazım. Bu paranın sisteme daha fazla banka finansmanı olarak girmemesi gerekmektedir. Bu sebeple firmaların gemi satışlarında çok yüksek karları beklememeleri, maliyetler, piyasa fiyatı ve diğer etkenleri de göz önünde alarak doğru satış fiyatını belirlemeleri gerekiyor" diye konuştu.

Baştuğ, bunun yanında sektördeki armatörlerin, tersanelerin, tedarikçilerin, taşeronların ve diğer oyuncuların birbirlerine karşı hareketlerinde de kontrollü olmaları olumsuz sonuçların yaşanmaması adına önemli olduğunu ifade eden Baştuğ, "Firmaların mali verileri ile destekler şekilde şeffaf olmaları gerekiyor. Ayrıca farklı kanallardaki bilgilerin birbirini destekler nitelikte olması gerekmektedir. Bu karşılıklı ilişkinin sağlığı ve geleceği açısından finansal sistem için çok önemli bir nokta" dedi.

Denizde olmayan bir geminin ne bankaya ne firmalara faydasının olmadığını aktaran Baştuğ, "Bu gemilerin bitirilmesi hem banka hem de firmanın önceliğidir. Kriz yönetimi konusunda herkesin ciddi bir mücadele içinde olduğunu, fakat her noktadan aynı performansı alamadığımızı ifade etmek durumundayım" diye konuştu.
 
7 yılda 4.5 milyar dolar

 "Bugüne kadar Garanti Bankası sektörü ciddi anlamda destekledi, desteklemeye de devam edecek. Ama firmalarımızın içinde bulundukları durum ve görünen belli riskler, ileri vadede daha büyük sıkıntılar yaratma potansiyeli taşımaktadır. Firmaların bankacılık kayıtlarında herhangi bir olumsuzluklarının olmaması gerekiyor, böyle bir olumsuz kaydın bulunması 2011'de açılacak olan bir post finansman piyasasından bu firmaların yararlanamama riskini doğurmaktadır. Zaten dışarıda kredi vermek için çok sayıda banka olmayacak ve bunlar, müşteri seçecekler. O zaman 2010'de krizi layıkıyla yönetemeyen bazı firmalarımız krizin etkisinin azaldığı, bittiği süreçte kendi krizini uzatır hale geleceklerdir. Onun içindir ki, çok dikkatli olmaları lazım" diyen Baştuğ, Garanti Bankası'nın 2003 yılından bu yana sektöre 4.5 milyar dolar tutarında finansman sağladığını belirtti. Baştuğ, "Garanti Bankası olarak taahhütlerimizin tamamını yerine getirip halen 80'e yakın gemi inşa projesini yürütmekteyiz. Bunlara ilave olarak son dönemde özellikle kontratlı işlemler, askeri projeler finansmanını sağladığımız ana konuları teşkil etmektedir. Sektörün yaratacağı nitelikli iş alanlarına benzer yaklaşımlarımız devam edecektir" ifadelerini kullandı. 

‘Türk denizciliğinin en güvenli limanıyız'

 Garanti Bankası'nın Türk denizciliğinin en güvenli limanı olduğunu söylediklerini belirten Baştuğ, "Biz hiçbir firmamızı yarı yolda bırakmadık . Vadeleri geldiğinde , kredilerini ödeyemeyen müşterilerimize erteleme imkanı sağladık, şartları revize ettik. Yine bu dönemde Garanti Bankası ile çalışma isteği içinde olan pek çok firma ile görüştük, doğru projelere kredi verdik ancak doğal olarak, çok seçici olduk, başka banka riski satın almak istemedik.. Hala da bu konudaki tavrımızda bir değişim yok..Önceliğimiz portföyümüzdeki firmalar olacak. Bazen beklentilerin yönü kaybedilmektedir.. Bazı sektör temsilcileri devletten bekleyeceklerini bankalardan beklemeye başladı. Bu yaklaşımı çok doğru bulmuyoruz.
Kuşkusuz devletin de yapması gerekenler var. Bugün Almanya, Japonya ,Çin, Kore gibi ülkelerde sektörle ilgili yapılanları görüyoruz. Buna benzer olumlu uygulamaların ülkemizde de gerçekleştirildiğini görmek isteriz" dedi.

Editör: TE Bilişim