Hüsnü Çöllü: "Özel Sektör Başardı Sıra Hükümette"

CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, gemi inşada yakalanan başarının esasında özel sektörün başarısı olduğunu, şimdi kriz ortamında sıranın devlette olduğunu söyledi.

DenizHaber.Com Avrasya Boat Sho esnasında fuardaki standımızda CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü ile bir röportaj gerçekleştirdik.

CHP'nin denizci milletvekili Hüsnü Çöllü bize yaşam öyküsünü anlattı, sonra da krizden denizcilik politikalarına kadar pek çok konuda görüşlerini bizimle paylaştı.

İlgiyle okuyacağınıza inandığımız bu röportajın ilk bölümünü bugün yayınlıyoruz. İkinci bölümü ise yarın sizlere sunacağız.

HÜSNÜ ÇÖLLÜ RÖPORTAJI-I. Bölüm

DenizHaber: Efendim  kendinizden söz eder misiniz denizcilik, işleriniz ve  millevekilliğine  giden süreçten bahsedebilir misiniz?

Hüsnü Çöllü: İstanbul teknik Üniversitesi Mezunuyum. İnşaat Mühendisiyim.İnşaat mühendisi olmama rağmen denizcilik benim liseden beri beklide Antalyalı olmamdan deniz sevgisi deniz sporları ile ilgili deniz aşinalığı başladı.Üniversite hayatımı bitirdikten ve mühendis olarak mezun olduktan ve  kısa bir süre bu meslekte çalıştıktan sonra kendimi bir biçimde denizcilikle ilgili ne yapabilirim şeklinde sorgulamaya başladım Tabii Antalya da  İstanbul da ki gibi imkanlar maalesef yok o dönemde gelişen sektörü dikkate alarak deniz malzemeleri ticaretine atıldım.

Uzun yıllar önce deniz malzemeleri ticaretine başladıktan sonra derken bir teknenin bir yatın a dan z ye bütün donanımı motoru aksesuarı malzemesini kapsayacak şekilde denizciliği  ticaret boyutunda yaşamaya başlarken 1989 yılı sonunda denizciliğin yönetimsel boyutuna adım attım. Bu da şöyle başladı 1989 yılı Kasım ayında Antalya deniz ticaret odası yönetim kuruluna seçildim.4 yıl 1993 yılı sonuna kadar yönetim kurulu üyeliği derken 1993 yılı seçimlerinde ise Antalya Deniz Ticaret Odası Başkanlığını üstlendim. Bu süreç  bu görev yaklaşık 13-14 yıl devam etti. Vekilliğe kadar aralıksız devam etti.Onun ardından son süreçte  bir 5 yıl kadarda İstanbul Deniz Ticaret Odası meclisinde görev yaptım.Meclisten odalar birliğine delegelik ve onur duyduğum  Odalar birliği deniz ticaret odaları  konseyine seçildim.Odalar birliğindeki konsey üyeliğini  aynı zamanda Antalya Deniz Ticaret odası Başkanlığı ile birlikte yürüttüm.

Tabii bu süreç işin ticari boyutundaki benim performansımı bir kenara bırakırsak ki o ayrı bir konu, yönetimsel  boyutta bana çok büyük bir tecrübe kazandırdı.Denizciliğin her boyutta gelişmesi için gösterilecek güzel bir çabaydı bu.Tabii bu aynı zaman da bir ekip işiydi. İstanbul da ki tecrübelerim çok değerliydi. Ekip işi derken de şunun altını çizmek istiyorum ; Bundan 7 veya sekiz yıl önce  İstanbul  DTO da deniz turizmi çalışma gurubunu kurduk. Bu  neydi ?   Tamamiyle  armatörlerden oluşan DTO’ nun  katkısıyla deniz turizminin teşvik edilmesi tanımının  yapılması, marina yatırımlarının desteklenmesi, yat  işletmelerinin daha gelişmesi  ve bunların yatırım ve işletme sürecindeki sorunları ile ilgileniyordu.

Kruvaziyer turizminin Türkiye de oturması ı beraberinde deniz sporları denilen su sporları ve dalış faaliyetlerinde de Türkiye’nin ivme kazanması adına birçok çalışmalar yapılıyordu. Tabii bu çalışmaları resmi bir temele oturtulması içinde deniz ticaret odası bu saydığım konu başlıkların da meslek komitelerini kurdu.

Biz İstanbul da komitelerinin kurulması için telkinde bulunduk. o gün ki yönetimde Cengiz  Kaptanoğlu  yönetimdeydi kurulması yönünde deniz ticaret odası deniz kültürünün de sahibi düşüncesinden yola çıkarak sağ olsunlar bu ihtiyacı bu boşluğu görerek destek oldular ve  bu komiteler kuruldu. Bu sahipliğin sorumluluğunu da bu çalışma gurubuna verildi.

"Muhalefet milletvekillerinin ana görevi denetleme"

DenizHaber: Bu gurup ne şekilde oluşmuştur?

Hüsnü Çöllü: Deniz turizminde bu 4 şube Antalya Marmaris Bodrum Fethiye başkanları  ile  az önce saydığım 5 konunun kapsamı içinde çalışan bir çalışma gurubuydu bu. Bu işlerle ilgili yılardır çok güzel çalışmalar yapıldı.Yönetmelikler çıkarılma sürecinde  sorunların tespit edilip hem sorunları sektörel  bazda hem de temsilcilerin konumu  gereği bölgesel bazda  tespit ediliyordu.bu şekilde güzel bir güç birliği ile sorunlar tespit edilip Ankara da bunların çözümü ele alınmaktaydı.

Bu çalışmalar beni nereye taşıdı?

Sizinde bildiğiniz gibi 22 temmuz genel seçimlerinde  CHP Antalya 2. Sıradan aday oldum ve milletvekili seçildim.1,5 seneyi aşan bir süredir de TBMM de milletin vekili olarak çalışmalarda bulunuyorum. Her ne kadar denizcilik konusundaki deneyimim bir çok konuda güzel sonuçlar almama katkıda bulunsa da tabii sorumluluğum gereği sadece denizcilik değil ülkemizi ilgilendiren tüm konularda da ciddi bir çalışma sergilediğime inanıyorum.  

Özellikle muhalefet milletvekillerinin ana görevi olan denetleme görevi .  Bu konuda ciddi sayıda soru önergesi yönelterek toplumun her kesiminden bir çok sektörü  ilgilendirecek  konularda soru önergeleri yönelterek meclisin halkın kamuoyunun dikkatini  bu konulara çektim.  Ve gelen yanıtları da kamuoyuyla basınla paylaşarak varsa olumsuzlukları halkın gözünün önüne sergilemiş oluyorum. Çözümler üretilmesi konusunda da iktidara baskı oluşturduk. Faydasını da gördük. 

"Deniz cezaları yasasında Kemal Yardımcı'dan yardım istedim"

Tabii bu soru önergeleri ve denetleme görevinin yanı sırada  iki kanunda aktif çalışmam oldu . Mutlulukla söylüyorum bir tanesi temmuzda yasallaşan deniz cezaları ile ilgili yasa.  Deniz cezalarının en küçük bir  aksaklık ta örneğin deniz fenerinin yanmaması bir cankurtaran simidinin üzerinde bir harfin eksik olmasında bile 5 bin lira kadar verilen cezalar benim hazırladığım  bu yasayla; tabii burada  mütevazi olmamak lazım her ne kadar işi dikkatle takip edip  deniz ticaret odasından gelen tecrübem ile ikili ilişkilerim nedeniylede hükümetle ve ilgili müsteşarlıkla kurduğum yakın diyalogla ve bir ekip çalışması sonucu bu yasayı hazırladık .

Yasa tüm partilerin  ortak katılımı ile olsa da muhalefet partisinin yasa teklifi geçmez düşüncesi ile belki Sayın  Kemal YARDIMCI beyden rica ettim  . Onun da birebir yazması sonucunda ortak bir yasa gibi çıkmış oldu . Çok keyifle söylüyorum bunu 17 maddelik yasayı 18 dakikada herkesin oybirliği ile geçirdik. 2. Kanun teklifim yine aynı şekilde AKP den bu biçimde destek aldığım Motorlu Taşıt Vergilerinin kaldırılması ile ilgili yasa . Onu da aynı tarihlerde hatta daha önce yazmıştık bir türlü yasallaşmadı . Yaz tatili girdi. Bu fuara yetiştirmeye çalıştım. yetiştiremedik  Ama dün akşam (20 şubat )aldığım bir bilgiyle önümüzdeki hafta yasanın gündeme geleceği duyumunu aldım . Yasanın geçeceğine eminim çünkü komisyondan sorunsuz geçmişti. Sektörü gerçekten mutlu edecek çok önemli bir bir yasa bu.

Şöyle diyeyim amatör denizciliği yakından ilgilendiren bir bölümünü sizlerle paylaşayım; yasanın asıl amacı hem amatör denizciliği teşvik etmek,hem de yabancı bayrağa kaçışı bir anlamda önlemektir. Amatör denizciliği teşvik derken biliyorsunuz deniz taşıtlarında kara taşıtlarına uygulananın 8 katı kadar MTV uygulanıyor.Ve bu sezonluk kullanımı da düşünecek olursak 40 katı kadar oluyor.bu yeni yasa da 5metrenin altında ki yani 6 metreye kadar olan tüm tekneler MTV  den muaf. Onun dışındakilerde 5 le 9 metre arası 200 lira 9-12 arası 400 lira gibi rakamlar olacaktır. Bu inanıyorum ki küçük ölçekli denize gönül veren kişilerin rahatlıkla tekne sahibi olmasına katkıda bulunacaktır.

"Ülkemizin en önemli sorunu ekonomi"

DenizHaber: Kriz ne durumda.? Denizcilik sektörü krizden nasıl etkilendi? Şu ana kadar hükümetçe ne tür tedbirler alındı?hangi tedbirler düşünüldü hangileri hayata geçirildi? Örneğin eximbank kredilerinden sözediliyordu.

Hüsnü Çöllü: Hemen söyleyeyim kriz derken denizcilikteki krize değinmeden önce genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak; bu dünyada bir finansal kriz olarak yaşandı ve yaşanmakta. Ama ülkemizde finans krizinin yanında birde ekonomik kriz var. Biz bunu katmerli yaşıyoruz demektir.ekonomik kriz finas krizinden çok daha farklı bir boyutta.

Tabii Türkiye’mizin  genel ekonomik yapısına baktığımız zaman genel anlamda ciddi olarak kendisini sorgulaması ekonomisini sorgulaması gerekiyor.Yani meydanlarda muhalefetin çıkışlarını değerlendirmek yerine ki  farkındaysanız hep birilerine suç veya hata buluyor ama asla ülkemizi yakından ilgilendiren hiçbir konuya değinmiyor.Ülkemizin en önemli sorunu ekonomi. Bunu çok basit bir şekilde birkaç rakamla ekonominin ne kadar kötü olduğunu anlatayım . Türkiye’nin  Cumhuriyetin ilanından  2002 yılına kadar geçen 82 yıllık süreçteki dış borcu 220 milyar dolardı.Ama bu 82 yılda ülkemizin alt yapısı yapıldı yolları barajları  tüpraşı  petkimi  yapıldı. Son altı yılda   ise 220 milyar borcumuz  500 milyar. dolara çıktı. Bunun yanında bir çok özelleştirme yapılarak 82 yılda yapılanlar satılıp parası harcandı. Peki bu paralar nereye gitti ? Paranın büyük bir kısmı faize gitti. Türkiye şu anda dolara en yüksek faizi ödeyen ülkesi durumundadır.Dünyanın bir çok ülkesi gibi sıcak para kullandık evet ama  Yunanistan %4,5  mısır %7,2 ile borçlanırken  biz %17,4 faizle borçlandık.Bu normal bir insanın yaşamında tefecinin eline düşmesine benziyor.Geçen 6 yılda 200 milyar dolar faiz ödemişiz. Bu çok büyük bir rakam .

Denizciliğe gelecek olursak, özellikle taşımacılık boyutuna  geleceğiz . Son 5 yılda Dünya ticaretinde korkunç bir büyüme olmuştu. Artan finans bolluğuna ve finanstan öte ortalıkta dönen kağıtlarla  elle tutulamayan bir finans bolluğu nedeniyle ticarette ciddi bir patlama olmuştu. Tabii ticaret nedir üretilen emtianın dünyanın çeşitli yerlerine satılması dağıtılması.

Tabii taşıma sürecinde de en ekonomik taşıma deniz taşımacılığı. Bu patlamanın ardından birden ortaya çıkan bu finans krizi 1 ay öncesi rakamları söylüyorum dünyadaki taşıma kapasitesini %93 oranında düşürdü.yani 6 ay önce 100 gemi yük taşırken 7 gemiye düştü.  Dünya ticareti azalmadı durdu. Bununla birlikte navlun ücretleri de azaldı. Bir geminin navlun ücreti 100 lira ise bu 20 liraya kadar düştü. Buna rağmen yük bulamaz noktaya geldi.

Tabii bu yükün düşmesi de gemi inşada çok ciddi gerilemeyi de beraberinde getirdi.çok büyük adetlerde iptaller yaşandı.Dış ülkelerin 10 milyar dolarlık siparişleri iptal edildi. İç piyasadanda1,5 milyar dolarlık bir yatırım krizle birlikte tehlikeye girdi. Bu durumda olması gereken şuydu denizciliği sadece armatörün yada o konuya gönül vermiş tersanecinin işi olarak değil istihdam yönünden de bakmak lazım.

Denizcilik konusu taşımacılık filosu bir ülkenin stratejik bir konusudur aynı zamanda bir savaş bir olumsuzluk halinde sizin kendi filonuz elinizde olmadığı zaman sizin yüklerinizi hiç kimse taşımaz. O nedenle çok sağlam güçlü bir filoya sahip olmamız gerek.bu nedenle bu sıkıntı içerisinde ki denizcilik sektörünün kurtulması adına hükümetin alması gereken bir dizi önlemler vardı.önümüzdeki hafta izlerseniz mecliste bu yasa çıkarken 20 dakika canlı konuşmam olacak orda da dile getireceğim  bunları. Bu kriz denizci tabiri ile tam borda dan bize çarptı. Bu sektörün bu önemi düşünülerek bir an önce diğer sektörle de olması gereken gibi tedbirlerin alınması gerek.

"Ekonomik koordinasyon kurulu kararları gecikti"

DenizHaber:  Nasıl tedbirler bunlar ?

Hüsnü Çöllü: Yaklaşık 1 ay önce Ekonomik Koordinasyon  Kurulu  toplantısında denizcilik ve ulaştırma gündeme alındı. O toplantıya bende gittim. Ama toplantıya usul gereği girmeyip daha önceden ilgili 5 bakanla bir ön görüşme yaptık. Görüşmede bize aktardıkları ve bizi mutlu edende denizcilik sektörü için bir takım tedbirlerin alınacağı kısa sürede bunların hayata geçirileceği ve bunun da organizasyonunun Ulaştırma Bakanı Sayın Binali YILDIRIM'ın kontrolünde olacağı ve kurulacak heyet tarafından bu planların atılacak adımların tespit edileceğini belirttiler. Bir hafta sonra da bize yani denizcilikle ilgili 3 milletvekili (ben MHP den Ali TORLAK, AKP  den Kemal YARDIMCI)  bunlara Bakanlar kurulundan onaylanmadan önce  bilgi aktaracaklarını söylediler. Ama aradan 1 ay geçti.Ne ekonomik koordinasyon kurulu bir karar aldı nede karar almaya ümit teşkil edecek bir gelişme oldu. Tabii alınacak kararlar atılacak adımlar parayla olacak şeyler. Büyük bir ihtimalle İMF bekleniyor. Sizin geliriniz olmazsa istihdam yaratamazsanız üretemezseniz neyi satacaksınız.

Bu fuarla ilgili görüşüme gelirsek...

"Deniz turizminde sıkıntı var ama kriz yok"

DenizHaber: Evet fuarla ilgili değişik görüşler var kimisi diyor özellikle değeri 100 bin avro civarında yat satanlar durum iyi ama hiç satamadığını ve kötü geçtiğini söyleyenlerde var sizin görüşünüz ve gözleminiz nedir?

Hüsnü Çöllü: Fuarla ilgili yorumumu milletvekili yönetici kimliğimle değil de bizzat ticaretini yapan biri olarak yapacağım .Bir kere bu kadar olumsuz tabloya rağmen umutla heyecanla buradaki hollerin dolu olması beni çok mutlu etti. Sektörün yatırımcılarının bu enerjiyi kaybetmemiş olması güzel Ama şu da yanıltmasın bizim sektör burada sergilenen tüm ürünlerin satıldığı kesimlerin bu dönemleri zaten durgun dönemleri .Mevsim olarak. Bizler henüz krizi hissetmedik kriz durgun dönemimize denk geldi.Sezonumuz bizim ekimde biter.Mart ayında hareketlenmeye başlar.Marttan sonra hareketlenme göremezsek o zaman sektörde ciddi kırılma ve çöküşler yaşanır.Bu sektörün birkaç boyutu var.Bir halk daha küçük ölçekli kayık sandal balıkçı keyifçi tarzı kişilerin tercihi var birde özel teknelerin büyük motor yatların tüketicileri var. Birde bu işi ticaret olarak yapan bizim mavi yolculuk gibi o tür ticari yönü ile ilgili olanlar var. Bunların hepsine ayrı ayrı bakmak lazım.İşin ticari boyutuna baktığımız teknelerin durumunda kayda değer bir düşüş olacağını sanmıyorum.Çünkü bunlar turizmle doğru orantılı.Türkiye’nin turizmi çok olsa %10-15 ancak düşer diye tahmin ediyorum.ama büyük tekne boyutunda bu hissedilebilir.15 metrenin üzerindeki özel teknelerde hissedilebilir.Parası cebinde olan kişi yatırımcı ki parası var yok değil onu kullanmak istemez.Ne olacağını göremeyeceği için.

Ticari işletmeler, spor işletmeleri bunlardada sıkıntı az olur. Turizme yönelik olarak çalışan kesimde turizm düşmedikten sonra bir sıkıntı yaşanmaz.Ama muhakkakki bir %10-15 kadar gerileme yaşanacaktır.Ama bu gerileme %20 ye kadar olmaz inşallah diyorum çünkü bu sektörde sezon, 4 aydır .

Ülkemiz için deniz turizminin gelişmesi güzel bir görüntü.  Her şeye rağmen durumumuzun bu konuda iyi olduğunu düşünüyorum. Ben satışlarıda gözlemliyorum. İnsanların beklentileri fazla büyük olmamakla birlikte kriz ortamında çok daha kötü olabileceği öngörüleri düşünceleri vardı. Ona rağmen o kadar mutsuz değiller.

DenizHaber:  Yabancı alıcılar yokmuş.Geçen yıllarda İtalyadan Rusyadan ve diğer Avrupa ülkelerinden alıcılar oluyormuş onların bu fuara gelmediği söyleniyor.

Hüsnü Çöllü: Çok doğru dış ülkelerde de çok ciddi bir şekilde finans krizi var.

"Binali Yıldırım'ın Deniz Sektörüne Ayıracak Az Enerjisi Var"

DenizHaber:  Peki denizcilik idaresini başarılı buluyormusunuz? Eksiklikler var mı, varsa  neler sizce?

Hüsnü Çöllü:  Evet Denizcilik Müsteşarlığının Ulaştırma Bakanlığının bütçesi mecliste konuşulurken  ben bir görüşümü dile getirdim. Ekip gayretli evet. Denizcilik Müsteşarlığı olarak ve beraberinde işletmeler genel müdürlüğü olsun  bunların hepsi çok gayretli.Şu eleştiriyi getirdim sayın Bakana  sayın Bakanın denizcilik konusundaki uzmanlığını, performansını bilgi birikimini biliyorum. Çünkü ben Genel Müdürlük sürecinden tanıyorum.Oda başkanlığı yaptığım sürelerden yıllardır tanıyorum. Siyası kimliğimin ötesinde şu an oda başkanlığı süresince tanıdığım bir çok bakan vekil var. O perfonmansını bilgi birikimini bildiğim için Sayın Bakanımız Binali YILDIRIM’ın şu an denizcilik sektörüne ayırdığı enerjinin çok az kaldığını düşünüyorum. Kıskanmıyorum takdirle karşılıyorum ama Sayın Bakanımızın hava yoluna, iletişim, telekominıkasyon sektörüne ayırdığı enerji ve bilgi birikimini zamanını neden benim denizyoluma ayırmıyor ? Neden benim demiryoluma ayırmıyor? Demiryolu benim inşaat mühendisi olmam nedeniyle yakından takip ettiğim bir konu.Şu an konumuz değil ama bu konulardada birkaç önergem olmuştu. Denizcilik müsteşarlığı konusunda şu eleştiriyi yapmıştım gerçi hoşlanmamışlardı ama bunun bir yasası olması gerektiğini hatta denizcilik Bakanlığı olmalı.CHP olarak buna çok önem verdiğimizi söylüyorum.Parti programımız da denizciliğe çok önemli bir yer ayrılmıştır. Şöyle olmasını dilerim ben denizcilik müsteşarlığı bir plan program çerçevesinde hakikaten 5 yıllık 10 yıllık 20 yıllık hedeflerinin konularak; biz işte marina yatırımlarını şu noktaya getireceğiz ,yat işletmeciliğinde şu noktayı hedefliyoruz,Türk Bayraklı gemi filosunda şu noktaya geleceğiz bunun için şunları  yapacağız şeklinde daha planlı daha proje kapsamında çalışmalarla gidilmesi gerekiyordu. Bu anlamda yetersiz kalındığını düşünüyorum.Sayın Bakana çok ciddi bir eleştirimde oldu. Mesela şu çok önemlidir bir yasa değişikliği yapıldı.yasa değişikliğinde satılan limanların parasının karayolları yapımında harcanması adına karar alındı.ben orda feryat ettim. Liman satış gelirlerinin denizciliğe yatırım olarak kullanılması gerektiğini söyledim.Eleştirimde işte bu konuda oldu.Karayoluda Ulaştırma bakanlığı sorumluluğundadır .Tabiiki benim karayollarımda demiryollarımda yapılsın onarılsın dünya standartlarının altında kalmasın ama liman satışından gelen parayla değil.  Ay önce durum ne kadar iyiydi . Deniz filomuz iyi durumdayd, artmıştı kapasitemiz gelişti gemi inşa sanayimiz dünya 4.sü durumuna yükselmişti. Bu durumu Ulaştırma Bakanlığının perfonmansı değilde daha çok özel sektörün yaşanan gelişmeyi çok iyi yakalaması ve bu gelişmeye ayak uydurma becerisi nedeniyle olmuştur şeklinde değerlendiriyorum.Özel sektörün önünü açarak katkı sağlayarak bu gemi yapılmasına olanak sağlanmadı. Bu özel sektörün gemi inşa sektörünün başarısıdır. Şu an işte devletin ortada olması gerekir kriz ortamında sağlayacağı katkılarla ama bunu göremiyoruz.

Sayın Hüsnü Çöllü ile yapmış olduğumuz röportajın ikinci bölümü için TIKLAYINIZ...

Editör: TE Bilişim