Rüzgarların savurduğu denizlerin gökyüzüne sığınan dalgalarının sessizce sarılıp okşadığı beyaz tenli yaz bulutlarının sevgi dolu bakışları arasından Olympos sahiline yağmur olup serpilişini izlemek bizleri yepyeni düşler alemine sürüklüyor...Cineviz lima

Rüzgarların savurduğu denizlerin gökyüzüne sığınan dalgalarının sessizce sarılıp okşadığı beyaz tenli yaz bulutlarının sevgi dolu bakışları arasından Olympos sahiline yağmur olup serpilişini izlemek bizleri yepyeni düşler alemine sürüklüyor...

Cineviz limanının altındaki sazak koyundan demir alıp rotayı efsane kent Olympos'a çeviriyoruz. Yirmi dakika sonra yüzlerce metre uzunluğundaki plaj ile karşımıza çıkıyor. Plajın güney kanadındaki dik kayalık dağ, arsız sarmaşıklar gibi dolanan yemyeşil yabani bitkiler ve bodur ağaçlar ile kaplanmış. Müthiş bir görüntü selinin içinde dolaşıyoruz. Küçük ama gösterişli kaya dağın hemen yamacında başlayan plaj ve onu yalnız bırakmayan mas mavi sular hepimizi çok etkiliyor.

Plajın kayalık bölümüne funda demir diyerek kıçtan kara oluyoruz.

Lodos giderek sertleşiyor, tam zamanında gelmişiz .

Rüzgar alıyoruz ama plaj önünde dalga yok.

Güneş sönmekte olan kor alev gibi ağır ağır Olympos dağlarının tepelerine çökerek güne elveda demeye hazırlanıyor.

Ardından sanki eriyormuş gibi kaybolup gidiyor.

Etrafa çöken sessizlik ve huzur dolu hava hepimizi duygulandırıp etkisi altına alıyor. Sanki her yerde mitolojik tanrılarla ve Olympos lu insanlarla karşılaşacakmışız gibi bir his uyanıyor içimizde. Bu duygu insanı çok heyecanlandırıyor.

Karanlığın gölgesinde kıç güvertede oturmuş yazımı yazarken, karşımdaki kartal bakışlı dağın zirvesine taç gibi oturmuş ayın oluşturduğu görüntüyü hayranlıkla seyrediyorum. Teknedeki bütün turistler mutlu ve keyif içinde doğanın inanılmaz güzelliğini seyrediyorlar.

Çok geçmeden dolunayın sapsarı olmuş parlak ışıkları nehir gibi akarcasına Olympos plajına ulaşıyor. Her yer birden aydınlanıyor. Gecenin sessizliği plaja gelen onlarca insanın sesleriyle biranda bozuluyor.

Beklenmeyen bunca misafir geceyi plajda geçirmek, dolunayı ve sabahleyin Güneşin denizden doğuşunu izlemek için sahilde bir battaniye üzerine uzanıp seyre dalıyor.

Dolunayın dağlarının tepelerinden süzülerek denize ulaşan parlak ışıklarının suyun üstünde oluşturduğu gümüş rengi ışıltı yolu turistleri çok etkilemiş gibi.

Çok geçmeden herkes Ay ışığı yolunda yüzmek için denize atlıyor.


Görkemli bir doğanın özenerek yaratılıp Olympos'a armağan edildiği, Akdeniz'in bu cennet köşesinde böylesine huzur dolu bir gece geçirmek çok özel ve ayrıcalıklı olsa gerek. Geçmişin izleriyle bu kadar yakın olmak insanı çok duygulandırıyor.

Zaman ilerledikçe hava sakinleşiyor. Sanırım Posedion bütün gücünü gösterip bize dingin bir deniz armağan etmenin mutluluğu içinde. İnanın burada insanın uykusu gelmiyor,sanki büyülenmiş gibisiniz.

Gün ağarmaya başladığında sahildeki otların, çeşit çeşit bitkinin ve zakkumların enfes kokuları çevreye yayılıyor.

Bu mis kokulu havayı solurken Güneşin kocaman lav topu gibi denizden doğuşunu izlemek hepimizin yüreklerinde yepyeni yaşam sevinci uyandırıyor.

Kızıla boyanmış ufkun derinliklerinde seyre dalmış,Akdeniz'in Ay ışığı yolunda sessizce uyuyan efsane kent Olympos'un ruhunu selamlıyoruz.