Denizler ve okyanuslar yeryüzünün üçte ikisini kaplarlar. Bu oran yaklaşık 369 milyon metrekarelik bir alan demektir. Uçsuz bucaksız mavi dünyanın suları binlerce canlının yaşamlarına ev sahipliği yapar. Ayrıca insanoğlunun hem besin hemde enerji kayn

Denizler ve okyanuslar yeryüzünün üçte ikisini kaplarlar. Bu oran yaklaşık 369 milyon metrekarelik bir alan demektir. Uçsuz bucaksız mavi dünyanın suları binlerce canlının yaşamlarına ev sahipliği yapar. Ayrıca insanoğlunun hem besin hemde enerji kaynaklarının önemli bir bölümünü oluşturur. Yaşamın var olabilmesi için gerekli olan suyun ana arteridir. Havaya bırakmış oldukları yoğun nem nedeniyle yağmur, kar ve dolunun oluşmasını sağlayarak iklimlerin var oluşunda etkin rol oynarlar. Dünya'ya Güneş ışınları ile ulaşan ısının %75' i yine okyanuslar tarafından tutulur.

Okyanusların yüzeylerinden en derin çukurlarına kadar uzanan her derinliğinde birbirinden gizemli ve ayrıcalıklı yaşamlar milyonlarca yıldır süregelmektedir. Deniz canlılarının önemli besin zincirlerinden birini oluşturan mikroskobik bitkiler (planktonlar) fotosentez sırasında Güneş ışınlarını kullanarak atmosferdeki oksijenin %70' ni üretirler. Sahip oldukları akıntıların karmaşık yapısı su altındaki muhteşem bir canlılığın yaşam izlerini tarihin derinliklerinden insanoğlunun hizmetine sunar.

Özellikle son elli yıl içinde okyanuslar ve denizler küresel güç odaklı ulusların bilimsel araştırma merkezleri konumuna gelmiştir. En son teknoloji harikası araçlar kullanılarak gerçekleştirilen bu araştırmalar ile okyanusların sırları keşfedilmeye çalışılmaktadır.

Yeryüzünde çıkarılan petrolün yaklaşık üçte biri deniz alanlarından sağlanır. Bilim adamları  yenilenebilir enerji kaynakları için araştırmalarını okyanuslara ve denizlere çevirmişlerdir. Akıntıların, gel-gitlerin ve dalgaların gücününden yararlanmayı amaçlayan bu projeler ile temiz enerji üretimi hedeflenmektedir. Okyanus Termal Enerji Dönüşümü programı ile okyanuslarda birikmiş olan ısının kullanılması düşünülmektedir. Gel-git barajları, dalga jenaratörleri ve devasa tribünler ile elde edilecek enerji insanoğlunun bu alandaki vizyonunu değiştirecektir. Umarım bu yeni anlayış çevre bilincinin daha çok güçlenmesine fırsat yaratır.

Yeryüzündeki tüm canlıların yaşamı için bu kadar çok önemli olan okyanusları ve denizleri çöplük gibi kullanmaktan vazgeçmek zorundayız. Buralarda oluşan çevre felaketleri geri dönüşümü olmayan yıkımlara neden olmakta ve ekolojik dengeleri inanılmaz boyutlarda tahrib etmektedir. Her yıl ortalama 3,5 milyon ton petrol tankerler ve başka dış etkenler yoluyla denizlere karışmaktadır. Bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre 2050 yılına kadar yeryüzünde ısı 2-3 derece artacak ve denizlerin seviyesi 30 cm. kadar yükselecektir. Bunu sonucunda insanoğlu önemli iklim değişkliklerinin yaratacağı doğa olaylarının sonuçlarına katlanmak durumunda kalacaktır.

Çocuklarımıza ve gelecek nesillere temiz bir Dünya bırakmak istiyorsak daha çok geç olmadan neler yapılması gerektiğinin farkındalığına varmalıyız.

Kapt. Ünal BENLİALPER