Nazım Hİkmet Türk Vatandaşı OluyorÜnlü şair Nazım Hikmet'e yeniden Türk vatandaşlığı yolu açıldı. Bakanlar Kurulu, Nazım Hikmet'i 1951 yılında vatandaşlıktan çıkaran kararı ortadan kaldırdı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Doğru bir iş yaptığımızı düşünüyorum" dedi. Cemil Çiçek, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Bugün bizim Nazım Hikmet'le ilgili aldığımız karar Türkiye'nin 1951 yılında almış olduğu kararın kaldırılmasından ibarettir. Evvela bu konu bugün gerçekleşmiş oldu. Mezar konusu evet Türkiye'de zaman zaman tartışılıyor onlara bir bakmak lazım. Gelmesinde fayda var mıdır yok mudur ailesi ne der bu tek başına Türkiye'nin hükümetin vereceği bir karar değil. Ailesi vardır onlara da bakmak lazım ama Türkiye bugün önemli bir kararı almıştır. Meseleyi o çerçevede değerlendirelim. Ondan sonrasına da hep beraber eğer faydalı olacaksa çünkü Türk vatandaşıdır artık bu kararın yayımlanmasıyla birlikte gelmesinde de bir sakınca yoktur bizim yönümüzden. Biz olaya olumlu bakarız." Nazım Hikmet'in vatandaşlık hayali olup olmadığı bilinmiyor. ama vasiyet şiirinde mezarının nerede olmasını istediğini yazmıştı. işte o şiir.Vasiyet Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu'da bi köy mezarlığına gömün beni, Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörle türküler geçsin alt başından mezarlığın seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, tarlalar ortamalı, kanallarda su, ne kuraklık, ne candarma korkusu. Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz, toprağın altında yatar upuzun çürür kara dallar gibi ölüler, toprağın altında sağır, kör, dilsiz. Ama bu türküleri söylemişim ben, daha onlar düzülmeden duymuşum yanık benzin kokusunu traktörlerin resmi bile çizilmeden. Komşulara gelince, şehit Ayşe'yle ırgat Osman, çektiler büyük hasreti sağlıklarında belki farkında bile olmadan. Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, öylece gibi de görünüyor Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani. NAZIM HİKMET (1953)