MARMARA’NIN ÜÇ GÜLÜ  TRAK, SUS VE MARAKAZ 1938 yılına kadar Denizyolları İşletmemizin ihtiyacı olan tüm gemiler 2. el olarak satın alınmıştır. Cumhuriyet’in ilanı ile büyük bir atılım içerisine giren Türkiye ihtiyacı olan gemileri kullanacağı hatların iht

MARMARA’NIN ÜÇ GÜLÜ  TRAK, SUS VE MARAKAZ

1938 yılına kadar Denizyolları İşletmemizin ihtiyacı olan tüm gemiler 2. el olarak satın alınmıştır. Cumhuriyet’in ilanı ile büyük bir atılım içerisine giren Türkiye ihtiyacı olan gemileri kullanacağı hatların ihtiyacına göre. Almanya Kiel’elde  Fried Krup firmasına üç adet gemi inşa ettirmek için bir anlaşma imzaladı bu gemilere Trak, Sus, ve Marakas isimleri verilmiştir. 75 metre boyunda 11 metre eninde saatte 19 mil hız yapabilen 1414 Grostonluk teknelerdir.

 

 

 

 Bu gemilerden ilk önce Trak gelmiştir.  1938 Mayıs’ında kardeşlerinden Sus Ağustos 1938 Marakas ise Kasım 1938 tarihinde Denizyolları İşletmesi bünyesine katılmışlardır

Trak vapuru 01 Mayıs 1938 tarihinde inşa edildiği Kiel’den hareket ederek 18 Mayıs 1938 tarihinde İstanbul’a gelmiştir. 21 Mayıs 1938 tarihinde ise üst düzey bürokratlar ile İstanbul’un ileri gelenlerden oluşan yolcularla Mudanya’ya ilk seferini yapmıştır.  ilk seferi ile ilgili olarak Merhum Gazeteci Celal Ergun'un "Güzel Trak'ın İlk Seferi" başlıklı yazısında o seferi söyle anlatmaktadır. şöyle anlatılıyordu: ' "Aylardan beri bütün Marmara mıntıkası halkının beklediği Trak nihayet geçen hafta geldi.

 

 

 

 

 

 Kaptan Nedim Cemşid

Dörtte üçü denizle çevrilmiş Türkiye Cumhuriyeti halkı için bundan daha mes'ut bir hadise olamaz. Çünkü ecdadı denizci olan bir milletin elbette deniz filolarına muhabbet ve sevgisi aşikârdır. Misal mi istiyorsunuz?.. Sabahları Kadıköy'den gelirken vapur daha köprüye yanaşmadan halkın hücum edercesine Trak'ın bulunduğu tarafa koşması ve herkesin yüzünde sevinç âsarının görülmesi yetişmezse, Pazar günü Galata'dan kalkarken binlerce halkın yaşa nidaları ve alkışları zannedersem Türk milletinin denizciliğe olan merbutiyyetini [bağlılığını] ispat eder. Türk denizcidir. Evet! Geçenlerde limanlarımızdan birine giden donanmamızı gezmek için gelen halkın hepsini alamıyan kumandana ağlıyarak yalvaran, Yavuzu görmek için donanma ianesi [para yardımı] olarak 300 lira vermeyi kabul eden ve yine Yavuz'un dağıttığı rozetlere iane vermek isteyen ve sonra da uğradığı her limanda, merkezden ta şehrin ortalarına kadar takı zaferler, halılar seren millet donanmayı, denizi ve vapuru seviyor demektir. O bunun hakkıdır da... İlk seferi için Galata limanından yola çıkmıştır Trak gemisi... Mudanya'ya yapılacak bu ilk seferin yolcuları arasında Denizbank Genel Müdürü Yusuf Ziya Öniş, Amiral Şükrü Okan, Deniz Ticaret Müdürü Müfit Necdet ile üniversite dekanları, hocalar, bürokratlar, diplomatlar ve onların eşleri de vardır."22 Mayıs pazar günü program mucibince saat 8,45 geçe İstiklâl marşı ile rıhtımda biriken binlerce halkın alkışları arasında hareket ettik. Bizim hareketimizle beraber limanda bulunan bütün vapurlar Türk Deniz Ticaret filosunun bu ilk yeni ve gelin kadar zarif ve süslü gemisini düdük çalarak selâmlıyorlardı. Hareketimizle limandan çıkışımız pek ani oldu. Şöyle bir gemiyi gezdim; her köşede bir neş'e, her salonda bir canlılık, kimi makine dairesini geziyor, kimi sür'atini tetkik ediyor, kimisi güverteye çıkmış denizin mavi köpüklerine bakıyor. Bir ara bu geminin bahtiyar süvarisi Kenan Özeş’le karşılaştım. Dünya gemilerinin en genci Trak hakkında bazı malûmat istedim. Bütün denizcilere has nezaketle ricamı kabul ederek anlattılar. Vapur en son teknik icaplara göre yapılmıştır; sür'ati saatte 19 mildir. Makinasının devir sür'ati 250 dir. Makine 18 mille çalıştığı zaman 3600 ve 19 mille çalıştığı zaman da 4000 beygir kuvvetindedir. Makine türbin ve kazanın tazyiki 15 atmosferdir. Yani 350 libre tazyik demektir. Dümen çok iyi oturtulduğu için geminin manevra kabiliyeti de o nispette kolaydır. Kazana gelince su boruludur. Başka gemilerin hazırlanması arasında çok fark vardır. Meselâ bizim gemi yarım saatte sefere hazır bir vaziyete gelebilir. Halbuki diğer gemiler 12 saatte ancak hazırlanabilirler. Vapurun telefon merkezi, telsiz tertibatı, yangın ihbar cihazları, otomatik iskandil âleti, sahille mesafeyi ölçen âlet vardır ki bu âlet sisli havalarda çok işe yarar. Bundan başka geminin en mühim ihtiyacı olan hava ve sıcak, soğuk su tertibatı vardır."  Süvari Kenan Özeş’e teşekkür ederek ayrıldım. Deniz çarşaf gibi, 18 mille seyreden vapurumuzun arkada bıraktığı köpüklere bakıyorum. Denizyolları'nın son Mudanya seferini yapan emektar Ülgen vapuruna yetişiyoruz ve her iki tarafın mütekabil selâmları arasında uzaklaşıyoruz. Bir aralık Denizbank Umum Müdürü Yusuf Ziya Öniş'in vapuru dolaştığı ve bütün davetlilerin ayrı ayrı hatırını sorarak ellerini sıktığını gördüm. Arkadan bir arkadaş sesleniyor: Armutlu göründü. Hakikaten soluma bakıyorum memleketimizin bu şirin ve yemyeşil ağaçlıklı köyü nazarlarla ne kadar hoş görünüyor. Biraz sonra Mudanya iskelesi ve kalabalık bir halk kitlesi... Mudanya iskelesi bu özel gün için bayraklar ve defne dalları ile donatılmıştı. Otomobil ve otobüslerle gelen Bursalılar iskelede gemileri Trak'ı beklemekteydi... Trak ile gelen konuklar otobüs ile Bursa'ya geçtiler, İstanbul’dan Mudanya'ya iki saatte gelen Trak yolcuları, 36 kilometrelik yolu bir saate yakın bir sürede aldılar böylece. Çelikpalas'da konakladıktan sonra Bursa'da Yeşil Camii'i, Sümerbank Merinos Fabrikası'nı ziyaret ettiler. Ve akşam saatlerinde tekrar İstanbul'a döndüler.” Trak vapurunun filoya katılışı muhteşem olmuştu filodan ayrılışı ise bir o kadar acı ve hüzünlü olmuştur. 18 Ocak 1944 tarihinde Bandırma’dan Gelibolu’ya Asker götürmüştü. Akşama doğru İstanbul’a dönmek için hareket eden gemi yolda aldığı bir telsiz emri ile tekrar Bandırma’ya rotasını çevirir hava hızla kötüleşir gece yarısına doğru görüş mesafesi sıfıra yakındır. Bu şartlar altında gemi fazla gidemez. Saat 23,55’te (Aya Andrea kayalıklarına) Fener Adası kayalıklarına bindirir. Trak 18 Ocağı 19 Ocağa bağlayan 1944 gecesinde ilk imdat sinyalini Trak kayalıklara bindirmiş 5–10 dakikada su alan Trak yan yatmış batma tehlikesi arz etmiştir. Bunun üzerine Suvari Mahmut Nedim Cemşit Gemiyi terk emri verip kayalıklara çıkılmasını istemiştir.  Artık facia başlamıştır. İstanbul’dan Alemdar Sus Bandırma’dan Çanakkale vapurları kaza yerine yollansa da havanın kar yağışlı fırtınalı ve karanlık oluşu personelin kurtarılmasını engellemiştir. Gemiyi terk sırasında veya kayalıklara tırmandıktan sonra soğuktan ölen personel çok kayıp vermiştir. Kazazedelerin ilk kurtarılışı fenerdeki bekçinin ve kardeşi Sus vapurunun sandallarının ulaşmasıyla başlamış kurtarılan kazazedeler Sus’a alınmışlardır

 

 

19 OCAK 1944 GÜNÜ BATAN TRAK GEMİSİNİN HAYATINI KAYBEDENLER

S.No

Görevi

Sicil No

Adı ve Soyadı

Durumu

1

Kaptan

557

Nedim CEMŞİT

   Bandırma'da Defnedilmiştir

2

2.Kaptan

1851

Arif TURAN

    Bandırma'da Defnedilmiştir

3

Baş Makinist

706

Sabri DENGİZ

Bandırma'da Defnedilmiştir.

4

3.Makinist

790

Osman DALGAKIRAN

Bandırma'da Defnedilmiştir

5

Gemici

3171

OsmanYETKİNER

Bandırma'da Defnedilmiştir.

6

Yağcı

391

Ali Alaca

Bandırma'da Defnedilmiştir.

7

Yağcı

2609

Rüştü ARMAĞAN

Bandırma'da Defnedilmiştir.

8

Ateşci

1040

Vahap Sarı

Bandırma'da Defnedilmiştir.

9

Ateşci

2943

Mevlüt ESER

Bandırma'da Defnedilmiştir.

10

Ateşci

2300

Kerim DİNÇ

Bandırma'da Defnedilmiştir.

11

Kömürcü

2674

Mustafa BİLEN

Bandırma'da Defnedilmiştir.

12

Kömürcü

2574

Celal ABACI

Bandırma'da Defnedilmiştir.

13

Telsiz Memuru

1511

Muzaffer EROL

Bandırma'da Defnedilmiştir

14

Katip

1429

Sadri AKKKUZU

Bandırma'da Defnedilmiştir.

15

Kamara Memuru

2307

Abdullah KELEŞOĞLU

Bandırma'da Defnedilmiştir.

16

Kamorot

1860

Necmi TOKER

Bandırma'da Defnedilmiştir.

17

Kamorot

1195

Hakkı KALPAK

Gaip Olmuştur.

18

Kamorot

1285

Osman KAYNAR

Bandırma'da Defnedilmiştir.

19

Baş Aşcı

100

Celal KUROĞLU

Bandırma'da Defnedilmiştir.

20

3.Aşcı

386

Ziya DURUSOY

Bandırma'da Defnedilmiştir.

21

Sağlık Memuru

864

Murat İNCE

Bandırma'da Defnedilmiştir.

22

Kantinci

 

Mustafa

Bandırma'da Defnedilmiştir.

23

Kantinci

 

Hayri

Bandırma'da Defnedilmiştir.

24

As Topçu Eri

 

Mustafa

Bandırma'da Defnedilmiştir.

 

 

 

 

 

Bu kazada gemide bulunan 46 personel ile 2 askerden 23 gemici ve bir asker hayatını kaybetmiştir bunlardan 19'nin cesedi bulunmuştur. Bu cesetler 21 Ocak 1944 Cuma günü üst düzel bürokratlar ile halkın katıldığı törenle Bandırma'da Deniz Yollarının o zamanki tabirle şehitler mezarlığında (şimdiki tabirle eski mezarlıkta) aldığı mezar yerlerine Toprağa verilmiştir. Kalan beş kişi dördünün cesedi daha sonra bulunmuş ve Bandırma’da mazarlığa defnedilmiştir. Cesedi bulunanlardan bir tanesi de Kaptan Mahmut Nedim Cemşit’tir cesedi Silivri sahilinde bulunmuştur. Bir kişi ise Gaip olmuştur.

 

18 Ocak 1944’de gerçekleşen Trak faciasını ne yazık ki bu gün hatırlayan birkaç kişi vardır onlarda bu kazada hayatını kaybeden kişilerin yakınları. 69 yıl önce geçekleşen bu kazada batan Trak Ayaandrea kayalıkları önünde Marmara da yatıyor. Onu deniz gözlerimizden gizliyor. Ama şehitler için bu böyle olmamalı onların anısı mutlaka yaşatılmalıdır..

Kardeşleri Sus ve Marakas vapurları İstanbul’dan özellikle Gemlik’e, ve Mudanya’ya, sefer yaptı 1965 yılında her ikisi de büyük bakımdan geçerek kazanları kömür yerine fueloil’e çevrildi. Her canlı gibi gemilerinde bir ömrü vardır. Her ikisi de 1973 yılında önce kadro dışı bırakıldı ve sonra Ekim ayında Ege Denizcilik Şirketine satıldı. Bu gemileri satın alan Ege Denizcilik bu gemileri yenileyip İzmir’de Yunan adalarına sefer yapmayı planlarken 1974 yılında meydana gelen Kıbrıs Harekâtı nedeniyle Türkiye –Yunanistan ilişkileri dondurulunca bu gemileri çalıştırmak hayalden öteye gidemedi ve gemiler her geminin yaşadığı o hazin sonu yaşayarak Aliağa’da söküldü.

Denizyolları İşletmesi’nin İstanbul acentesinde çalışan bir büyüğüm bana yıllar önce şu olayı anlatmıştı. Acente’de Marmara hattı biletini satan bankodayım bir kişi geldi bana Mudanya’ya hangi gemi gidiyor diye sordu bende Sus dedim adam kenara çekildi aradan iki ,üç dakika geçmişti ki aynı soruyu yine sonra Mudanya’ya hangi gemi gidiyor diye ben yine Sus dedim adam kenara çekildi.yine iki üç dakika sonra bana aynı soruyu sordu ama biraz sertçe Mudanya’ya hangi gemi gidiyor ben yine Sus dedim adam bana dönerek kardeşim ben sana geminin adını soruyorum sen bana ha bire  Sus diyip duruyorsun geminin ismini söylemek bu kadar mı zor deyince ben kendisine anladığınız anlamda Sus demedim ben geminin adı Sus dedim sinirleri tamam boşalan adam kahkahalar atarak bankonun önünden ayrılmıştı. Yıllar öncesinden aklımda kalan bir anekdottu.  

Yıllar öncesinde İstiklal Cadeesinde Fransıs konsolosluğun önünde bir kişi şiir kitapları satıyordu bu kitaplar içinde de yayınlanan birkaç şiiri büyükçe bir kâğıda yazarak demir parmaklıklarına asmıştı. Bu şiirlerden birisini çok beğenmiştin her geçişimde mutlaka durur tekrar tekrar okurdum şair Durmuş Dede’nin ir Marakas gemisi ile yazdığı duygu dolu şiiri.


İlk önce İstanbul türküleri girdi kalbime
Sonra İstanbul hasreti İstanbul şehri
İstanbul bereketi
İstanbul sultanlar memleketi

Ne zaman İstanbul geçse kalbimden
İstanbul tüter burnumda İstanbul büyür gözlerimde
Tam kırk yıl önce beni İstanbul’a getiren gemi
Bilmem şimdi hala seferde mi?

Bir gece yarısı İstanbul ışıklarını o gemiden seyrediyordum
O gemi dumanları buğulu buğulu yüreğime siniyordu
İstanbul rıhtımında bir hemşeri görsem
Gurbet acılarım diniyordu

İstanbul’un bütün semtlerinde hemşeri aradım
Kırk yıldır İstanbul’un bir semtine bile doyamadım
Marakaz tam kırk yıl önce beni İstanbul’a getiren ilk gemi
Marakaz bilmem şimdi hala seferde mi?