Türkiye’nin kurtuluşu kombine taşımacılıkta

Lojistik hizmeti sunan firmaların tüm taşıma modlarını kapsayan ‘kombine taşımacılık sistemine’ geçiş yapması gerektiğini savunan Demiryolu Taşımacılar Derneği (DTD) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öz, dünya ile rekabetin bu sistemle mümkün olacağını söyledi.

Yük taşımacılığında Türkiye’de demiryolun, taşıma modları arasındaki payının zayıf kaldığını vurgulayan Öz, “Taşıma modları arasındaki payların Avrupa’daki modlar gibi birbirine yakın olması lazım. Türkiye’de maalesef şu anda karayolu taşımacılığının payı yüzde 91. Avrupa’da ise bu rakam yüzde 55-60’larda. Yüzde 20 deniz ve yüzde 20 de demiryolu.  Bizim de Türkiye’de bu modları yakınlaştırmamız lazım. Birbirine rakip değil birbirini destekleyen modlar olması lazım. Bizim dernek olarak kuruluş amacımız da bu” şeklinde konuştu.

UND ve UTİKAD üyelerini eğitecek

Türkiye’nin demiryolu eğitimi konusunda çok açığı olduğunu söyleyen Öz, “Üniversitelerde lojistik eğitimi var ancak, Anadolu Üniversitesi dışında demiryolunu anlatan bir müfredat yok. Biz de bu açığı kapatmak adına dernek olarak demiryolu eğitimi konusuna ağırlık verdik” dedi. Öz derneğin eğitim konusu ile ilgili yürüttüğü çalışmalar için şunları kaydetti: “Demiryolu eğitimi konusunda UND ve UTİKAD ile görüşmeler yaptık. Biliyorsunuz UND’nin üyeleri karayolu taşımacılığı yapan firmalar. Ancak yeni oluşan trende göre demiryolu departmanı kuran ve kurmak isteyen firmalar var.  Biz de zaten bunu savunuyoruz. Diyoruz ki, şirket bir lojistik firması ise denizyolunu da yapsın demiryolunu da yapsın. Yani kombine taşımacılık denen sistemi yapsın. Çünkü Türkiye’nin kurtuluşu bu sistemde. TCDD’de 35 yıllık deneyimi bulunan ve Anadolu Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan  derneğimiz genel müdürü Yaşar Rota, bunun için bir eğitim programı hazırladı.Eğitim bir tek dernek üyelerimize olmasın diye bunu UND,UTIKAD  üyelerine de vermek istedik. Şimdi kullanmıyorlarsa bile demiryolunu ileride kullanabilecek eğitimi alsınlar istedik.  Ayrıca dernek olarak üniversitelerle bir araya gelmeye başladık. Bundan sonrada sık sık bir araya geleceğiz.  Üniversitelere demiryolu müfredatı ile ilgili katkı yapacağız. Türkiye’de demiryolu gelişsin diye her şeyi yapmaya hazırız.  UND bize eğitim salonlarını açtı. Seminerler önümüzdeki seneye başlayacak.   Demiryolu eğitimi konusundaki bu ihtiyacı birilerinin kapatması gerekiyor.  Bu eğitimlerle çalışan firma sahipleri de hem demiryolunu görmüş olacak hem de taşımanın hangi vagonlarla yapılabildiğini görecek. Sonuçta bir lojistik zincir, bir işbirliği oluşturulacaksa bir kombine taşımacılık ortaya çıkacaksa karayolunu, demiryolunu ve denizyolunu bilen kişilerin o zinciri oluşturabilmeleri çok doğaldır.  Bu zincirin içinde eksik olan demiryolunu tamamlamak istiyoruz.  Tek bir modu bilerek rekabet edemezsiniz. Öbür türlü belki daha ucuza mal götüreceksiniz.  Bu amaçla yola çıkarak eğitim vermek istiyoruz. Türkiye’nin de buna çok ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.”

Özel sektör yatırım için bekliyor

Kurulduğu günden bu yana demiryolu yük taşımacılığında serbestleşmeye gidilmesi konusunda her fırsatta sesini duyurmaya çalışan dernek üyeleri yatırımlar için ‘serbestleşme kanunu’nun çıkmasını bekliyor. Demiryolu taşımacılığında en büyük sorunun serbestleşme konusunda gereken adımların atılmaması olduğunu söyleyen Öz, “Serbestleşme kanunu ertelene ertelene 2011’e atıldı. Seçimlerden önce de bu konuda bir gelişme beklemiyoruz. Oysaki kanun çıksa demiryolunun önü tamamen açılacak” dedi. 2023 hedeflerine ulaşmak için kanunun çıkmasının önemini vurgulayan Öz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Biz dernek olarak demiryolunda serbestleşmenin ve özelleştirmenin şart olduğunu savunuyoruz. Bunun için önümüzdeki en güzel örnek THY.  Orada yaptığınız serbestleşmeyi bize de yapın diyoruz. TCDD, Devlet Hava Meydanları gibi işletmeci olsun.  Biz aynı şeyin TCDD’de de olmasını istiyoruz. Serbestleşme olsun özel sektörün önü açılsın. Yatırım yapsın. İhalelere girsin. Devlet kalkıp 100-150 milyar dolar devlet demir yollarına para yatıramaz.  Ama bunu özel sektör yapabilir. TCDD daha hızlı ve daha ucuz hizmet alacak.  Neticede bu herkese yansıyacak. Biz dernek olarak bunun önemini de ispat ettik. Dernek olarak şu anda 1500 tane vagonumuz var. Türkiye’de demiryolu ile taşınan yükün yüzde 30’unu biz taşıyoruz.  TCDD’nin ise 17 bin vagonu var.  Biz şunu gösterdik, özel sektör bu işi TCDD’den daha iyi yapıyor. Çünkü özel sektörün zaten özelliği bu. Takip gücü daha yüksek. Devlet memuru mantığı ile çalışmıyor. Lojistik firmaları olarak biz 24 saat işimizi takip ediyoruz.  Ama TCDD tekel olduğu için kimseyi rakip görmüyor.  En kötüsü de kimse hesap sormuyor.  Bir vagonun normalde ayda 200 ton taşıması gerekirken 100-200 ton taşıyor ama kimse bu vagon iyi çalıştırılmıyor diye hesap soramıyor.  Neticede kamudur. Elimizde bir kanun olmadığı için hiç kimseye bir soru soramıyoruz ve hak iddia edemiyoruz, hesap soramıyoruz. Fakat kanun çıktığı zaman bir standard olacak ve herkes o standarda uyulması konusunda irade gösterecek.  Bu TCDD için de geçerli olacak. Bu nedenle biz dernek olarak talebimiz demiryolu kanunu çıksın, TCDD A.Ş olsun, bütün Türkiye’de demiryolu lojistiği yapan firmalar aynı şarlarda eşit koşullarda olsun ve eşit rekabet ortamı yaratılsın.”
Marmaray rekabet gücümüzü artıracak

Dünya ile rekabet edebilmek için ticaret yollarının geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Öz, Marmaray projesinin bu noktadaki önemine değinerek şunları söyledi: “Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar kesintisiz demiryolu bağlantısı sağlanacak. Burada 21 gidiş, 21 geliş olmak üzere 42 yük treni çalışabilecek. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Çin Demiryolu Bakanı  Liu Zhıjun arasında mutabakata varılan “Demiryolu İşbirliği Anlaşması”nın 8 Ekim’de iki ülkenin başbakanları arasında  imzalanması da Türkiye’nin küresel pazardaki önemini gösteriyor. Çin, ‘Kars-Tiflis-Bakü hattının devamında biz olalım’ diyor. Çünkü dünya artık küresel bir pazar haline geldi. Onlar da daha uygun yer arayışındalar. Daha çabuk ulaşabilecekleri güzergahlar arıyorlar.”

İngilizlerin gözü Türkiye’de

Türkiye’de demiryolundaki gelişmelerin farkında olan Avrupa ülkelerinin Türk pazarına ilgilerinin artığını belirten Öz, Almanlar ve İtalyanların ardından İngiliz demiryolu heyetinin de Türkiye’ye geldiğini söyledi. Öz, “İngilizler demiryolu altyapı çalışmaları için Türkiye’de partner arıyorlar. Bunlar, demiryolu inşaat alt yapı işleri yapan firmalar. Buradaki ihalelere girebilmeleri için Türkiye’de partner bulmaları gerekiyor.  Bununla ilgili Ankara’da ve burada sunumlar yaptılar.  Bu güzel bir gelişme, İngiltere gibi bir ülkenin Türkiye’ye gelip evet ben partner arıyorum demesi” diye konuştu.  

Yılsonu hedefi 50 üye

Geçtiğimiz haftalarda  Akport  ve Mersin limanları ile Kınay Grubu gibi yeni üyelerin derneğe katılması ile 37 üye sayısına ulaştıklarını ifade eden Öz, yılsonuna kadar 50 üyeye çıkmayı hedeflediklerini söyledi. Üye sayısının bir anda artışa geçtiğini kaydeden Öz, bunun nedenlerini ise şu sözlerle açıkladı: “Yeni yönetim yeni üyeler çalışmasını çok yoğun yapıyor.  Demiryolu lojistiği yapan firmaları tek tek ziyaret ediyoruz. Ve üyeliğe davet ediyoruz. Onlara ne yaptığımızı ve hedeflerimizi izah edince, onlar da bunlardan çok etkileniyor. Çoğunluğu da üye olmak için karar alıyor.  Ayrıca bir tanıtım dosyası hazırladık,  amaç ve hedeflerimizi içeren ve bunu Türkiye’nin 200 büyük kuruluşu ile paylaştık.”

 

Editör: TE Bilişim