"Turizm Anadolu yakasına kayar mı" tartışması

Haydarpaşa Garı ve çevresinin turizme kazandırılması bir kez daha masaya yatırıldı. Bazı danışma kurulu üyeleri bölgenin turizme açılabileceğini savunurken, easyhotels'in Türkiye partneri Murat Birecik, bölgede arazileri olmasına karşın, yolcu gemilerinin Haydarpaşa'ya yanaşamayacağını ve Anadolu yakasında turizm olamayacağını savundu.

İstanbul'un tarihi Haydarpaşa Garı, konteyner limanı ve çevresinin turizm alanına dönüştürülmesi tartışması, 22 Mayıs'ta yapılan son Danışma Kurulu ve STK toplantısında tekrar alevlendi.

Toplantıda, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü temsilcisi  Zafer Satıcı, Haydarpaşa'nın yolcu gemilerine yönelik bir liman haline getirilmesini sonuna kadar desteklediklerini, bölgede ulaşım sorunu olmayacağını, turistlerin yolcu motorları ile 10 dakikada denizden tarihi yarımadaya taşınılabileceğini savundu.

Denizcili Müsteşarlığı temsilcisi Ahmet Gücel da, İstanbul'un homeport haline getirilmesi durumunda, 6 milyon turizm gelmesinin beklendiğini, bunun en iyi örneklerinden birisi olan Miami'nin yılda 17 milyon turisti ağırladığını belirtti.

İstanbul Liman Başkanlığı temsilcisi İbrahim Gül ise limanın yolcu gemileri için kullanılmasında teknik sorunlar olduğunu vurgulayarak, "Zaten bu çözüm geçici olur. En iyisi bu limanı İstanbul'daki kaçak demirleyen yatların hizmetine sunalım. Bu arada gelecek yabancı mega yatlar için barınma olanağı sağlanır" görüşünü öne sürdü.

İstanbul Deniz Ticaret Odası temsilcisi Yılmaz Dağcı, toplantının muhalif seslerinden birisi oldu ve o bölgeye kruvaziyer gemi yanaştırılamayacağını, bir anda 7 bin kişinin şehir içine ulaşımının sağlanamayacağını vurguladı.

Mimarlar Odası temsilcisi Mücella Yapıcı, bu girişimin bölgede yoğun yapılaşmaya neden olacağını, tarihi doku ve yapıların korunması konusunda endişesi bulunduğunu belirtti.

YTUŞ. Planlama Bölümü temsilcisi Zeynep Enlil, İstanbul'un homeport (başlangıç noktası) olup olamayacağının tartışılması gerektiğini, homeport olmaması durumunda kruvaziyer gemilerin vergi dışında önemli para bırakmayacağını belirtti. Enlil, Yapıcı'ya katıldığını belirterek; homeport şeklinde düzenlenecek limanın, yoğun inşaata sahne olacağını, bunun da bölgenin tarihi dokusu açısından dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

BİRECİK'TEN İLGİNÇ ÇIKIŞ

En ilginç muhalefet ise Toplantıya Selimiye Mahallesi (Turizme açılması düşünülen bölge içinde kalıyor) STK temsilcisi olarak katılan gemi inşaatçısı ve easyjet'in de sahibi olan Stelios Haji-Ioannou'nun easyhotel grubunun Türkiye partneri Murat Birecik'ten geldi. Birecik, bölgede arazileri olduğunu, bu gelişmeden karlı çıkabileceğini, ancak Anadolu yakasında turizm olamayacağını savundu. Birecik, "Anadolu yakasındaki bir rıhtıma kruvaziyer gemi getirmeniz mümkün değildir. Haydarpaşa Limanına yanaştırılması kesinlikle mümkün değildir. Kruvaziyer gemilerdeki ticaret şirket turlarının ekstra satışı üzerine dayanmaktadır. Anadolu yakasından Eski İstanbul'a transferlerin yapılması mümkün değildir. Hayal aleminde yaşamamak lazımdır" görüşünü savundu.

İstanbul'da turizm yatırımı yapan ya da yapmayı planlayan girişimcilere, yakın gelecekle ilgili ışık tutacak bu toplantının tutanağını, özetleyerek Türk basınında ilk kez bilginize sunuyoruz:

Özdemir Sönmez (Oturum Başkanı): Bildiğiniz gibi 2007'nin sonlarında TCDD alanın planlanması ile ilgili İBB' ye yaptırmak üzere bir protokol imzalanmıştı. Bu protokol çerçevesinde İBB Şehir Planlama Müdürlüğü planlama çalışmalarını 2008 yılında başlattı. Meclis ve İBB Başkanı tarafından onaylandı. Aynı zamanda İBB bir karar aldı, bu alanın hassasiyeti itibari ile diğer alanlar gibi normal bir planlama süreci ile değil katılımın üst seviyede sağlayacağı bir planlama süreci ile planlanmasına karar verdiler ve bu vesile ile bir danışma kurulu oluşturdular.

Danışma kurulu ile birlikte planlamayı yapan ekip sürekli periyodik toplantılar yaparak gerek analitik gerek sentez çalışması sürecinde birlikte çalıştılar. Danışma kurulu olarak bizler de yapabileceğimiz katkıları yönlendirmeleri yapmaya çalıştık.

Alanın metropol içindeki yerini hepimiz biliyoruz. Alan aslında Beyoğlu ve TYA ile birlikte metropolün kalbinde olan bir yer. Ve yoğun olarak Üsküdar, Eminönü, Karaköy ve Kadıköy ile çok sıkı ilişkide olan bir yer. Alanın ulaşım bağlantılarının deniz, demir ve karayolu ulaşım bağlantıları analitik etüt olarak yapıldı. Altını çizmemiz gereken nokta; Haydarpaşa'nın Bağdat'a kadar uzanan bir demiryolu bağlantısının başlangıç noktasında olmasıdır. Ve yeni yapılan Marmaray bağlantısı ile Avrupa'ya kesintisiz ulaşımın olabileceği bir noktada olması nedeniyle önemlidir. Ama biliyoruz ki metropol için de çok ciddi bir ulaşım noktası ve transfer noktası her türlü ulaşım türü açısından.

Bir diğer önemli noktada 2006'da İstanbul'un onaylanan çevre düzeni planı'dır. Planlama Müdürlüğü yeni bir revizyon plan çalışması başlattı. Bu planlar Haydarpaşa'ya neler getiriyordu onlara kısaca bir göz atmak gerekir.

PLAN, HAYDARPAŞA YÜK LİMANININ TAŞINMASINI ÖNGÖRÜYOR

Plan raporunun Turizm ve Kültür başlığı altında;

"İstanbul'daki festivallerin, destekleyici aktiviteler (kafeler, restoranlar vb) ile yoğun ilişkisi ve tarihi mekânlarının cezp edici, atmosferi, gelecekteki kapalı festival mekânlarının yer seçiminde dikkate alınmalıdır.

Bu açıdan; Salı Pazarı, Haydarpaşa, Haliç kıyıları, Kâğıthane ve Alibeyköy'ün depolama ve sanayi işlevinden dönüşebilecek alanları potansiyel festival alanlarıdır." diye bir vurgusu vardı. Daha sonra "Haliç kıyıları (tersaneler bölgesi), Salıpazarı Limanı,Haydarpaşa Limanı gibi bölgeler merkezde yer alması gereken müzeler için ideal yerler olarak değerlendirilebilir." diye bir vurgusu vardı. Simgesel Değerler olarak Haydarpaşa Tren Garının ön plana çıkaran bir vurgusu vardı. Ulaşım sistemleri içinde gerek deniz gerekse demiryolu bağlantıları açısından bir düğüm noktası olmasının altını çiziyordu.

1 / 100.000 plan Haydarpaşa'nın kendi kullanımı ile ilgili ipuçları veriyordu. Haydarpaşa yük limanı kalkmalı ve yük limanı için başka yerler aranmalı denmektedir.

Bütün bu süreci hızlıca hatırladıktan sonra şimdi danışma kurulunun da katılımı ile tartışılan fakat fikir birliğiyle oluşan değil bir eğilim orta çıktı: arkadaşlar bizden fikirlerimizi istiyorlar. Gerek süreç ve plan oluşumu ile ilgili fikirlerimizi istiyorlar. Yapılan İlkesel şemaya bakacağız ve fikirlerimizi söyleyeceğiz.

Murat Birecik (Selimiye Mahallesi): İyi günler Selimiye Mahallesinden. 28 yıldan beri gemi inşaatı içindeyim. Selimiye Mahallesinde gayri menkullerim var. İstanbul'un Anadolu yakasında turizm olamaz. Önerilen yerlerde turizm yatırımları konusunda son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Bu işlerin yatırımında, parasal olarak yere basan bir değişimden ve kararlardan bahsetmemiz gerekir. Anadolu yakasındaki bir rıhtıma kruvaziyer gemi getirmeniz mümkün değildir. Zeytinburnu limanına yanaşması da mümkün değil. Haydarpaşa Limanına yanaştırılması kesinlikle mümkün değildir. Kruvaziyer gemilerdeki ticaret şirket turlarının ekstra satışı üzerine dayanmaktadır. Anadolu yakasından Eski İstanbul'a transferlerin yapılması mümkün değildir. Hayal aleminde yaşamamak lazımdır.

Zafer Satıcı (Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden): Şu an söyleyeceklerim turizme yönelik müsteşarlığın görüşü değil bir İstanbullu olarak benim görüşüm. Biraz önce Beyefendiyi dinledik özellikle çok iddialı şekilde kurvaziyer gemilerin Haydarpaşa tarafına yani Anadolu yakasında yanaşamayacağı bu turizminin olamayacağını söylediler. Sabahları işine Fındıklı istikametinden Beşiktaş'tan Taksim-Eminönü'ne giden (8.00-9.00 saatleri civarında) giden kişiler bazı günlerde muazzam trafikle karşılaşıyorlar. Bir bakıyorsunuz Karaköy'e turist getiren 4000 kişilik bir yolcu gemisi gelmiş. Her biri 40 kişilik 100 otobüs Karaköy'den kalkıyor Beşiktaş istikametine gidiyor oradan güzel sanatların oradan Fındıklı'dan geri dönüyor tekrar tarihi yarımadaya gidiyor. Ben turist olsam çok kızarım. Bütün gün gelmişim 8 ya da 12 saat kalacağım 3 saati trafikte geçiriyorum. bir şey daha söylemek istiyorum oraya en fazla üç gemi gelebilir. Çünkü artık bu gemilerin boyları 350 metre. Aslında biz boğazdan 300 metreden uzun olan tüm gemilerin geçişine engel koyuyoruz ama turist gemilerin gelmesini istiyoruz . Peki ne yapalım. Zeytinburnu'na taşıyalım. Keşke oraya uygun bir şey yapılabilse biz bu büyük gemileri İstanbul boğaz girişine alıp da herhangi bir sorun yaşamayalım.

Ancak bu gemilerin manevra kabiliyeti çok yüksek. Kendi kendilerine ve römorkörler yardımıyla dar alanlarda manevra yapabiliyorlar. Ne yaparız karşı yakadakileri (Anadolu yakası) 400-500 kişi taşıyan yolcu motorlarıyla 10 dakikada Ahırkapı'ya taşıyabiliriz.

Özdemir Sönmez (Oturum Başkanı): Zafer bey çok teşekkür ama netleştirmek adına soruyorum siz bey efendinin aksine Haydarpaşa limanı yolcu limanı olabilir mi diyorsunuz?

Zafer Satıcı (Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü): Ben şöyle düşünüyorum yük ve konteynır limanının oradan kalkmasını sonuna kadar destekliyorum ve biliyorum ki şehir içinde yolcu transfer limanı olabilmesi için arkada bir hinterlandın olması gerekiyor. Oranın yolculara yönelik bir liman olmasını destekliyorum ve belirli bir bölümünün de (en az 2-3 gemilik) turist gemilerine ayrılmasında büyük faydalar var diye düşünüyorum.

İbrahim Gül (İstanbul Liman Başkanlığı): Haydarpaşa'da teknik olarak birtakım sorunlarımız olacaktır. Öncelikle Haydarpaşa Salıpazarı gibi yekpare bir liman değil. Mollerden kuzeyde bulunanın uzunluğu yaklaşık 290 metredir. Dolayısıyla buraya yanaşacak gemilerin boyu 280 metreden fazla olamaz. Şu anda planlanan gemilerin boyu 330 metre civarında. Eğer buraya kurvaziyer gemiler gelecekse burayı planlamak gerekir. Bir başka sorun da diğer limanlar devam edecekse hiçbir acente ulaşım problemlerinden dolayı buraya turist gemisini getirmek istemez. Kurvaziyer gemilerin her yıl boylarında ve sayılarında artış var. Biz bu gemileri yanaştıracak yer bulamıyoruz. Haydarpaşa kısa vadede bir çözüm olabilir. Haydarpaşa bence başka türlü planlanmalı.

Özdemir Sönmez (Oturum Başkanı): Peki sizce burası liman olamayacaksa sizce başka nasıl değerlendirilebilir?

İbrahim Gül (İstanbul Liman Başkanlığı): Biliyorsunuz Boğazdaki yatlar kaçak olarak bağlanıyor ve bunlara gidin denildiğinde nereye diye soruyorlar. Belki burası bu şekilde değerlendirilebilir.

Yılmaz Dağcı (İstanbul Deniz Ticaret Odası): Kurvaziyer üzerine ihtisas yapmış bir kişiyim. Haydarpaşa'da kurvaziyer liman olmaz. Şu andaki gemiler mürettebatıyla birlikte 7000 kişi taşıyor. 3 gemi gelse 20.000 kişi eder ve siz bu kadar yolcuyu 8 saatte karşıya götüreceksiniz tekrar geri getireceksiniz, bu olamaz. Bence İstanbul'un en büyük ihtiyacı mega yat limanıdır. Boyları 45 metre civarında 12-20 yolcu kapasiteli son derece lüks ve büyük gelir getiren yatlardır. Mega yatlar için İstanbul son duraktır bu da çok önemlidir.

Pınar Özden (Şehir Plancıları Odası İst. Şubesi): Ben özellikle toplantı yöntemiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. İlk olarak burada konuşulan konular arama konferansında gruplara ayrılarak yapılan çalışmalarda dile getirilmişti. Bu konuşmalar tabiî ki devam edebilir çok iyi fikirlerde çıkabilir ancak bu görüşleri yazılı kurum görüşü olarak belirtmekte çok büyük faydalar görüyorum

Özdemir Sönmez (Oturum Başkanı): Çok doğru bir konuya vurgu yaptınız. Şunun duyurusunu da yapalım. Herkes (kişi-kurum) ne adına katılıyorsa katılsın fikirlerini yazılı olarak verirse çok iyi olur.

Pınar Özden (Şehir Plancıları Odası İst. Şubesi): Bir takım sayılardan bahsediliyor bunların teknik raporlar halinde verilmesi daha doğru olur.

Mücella Yapıcı (Mimarlar Odası): Öncelikle Pınar arkadaşıma katılıyorum. Elimizde veriler olursa daha doğru olur. Burada çok önemli bir kurul kararı var bu sadece birkaç yıl önce yapılan talihsiz bir çalışmaya ilişkin kararlar değil ayrıca kurulun burada aldığı çok önemli bir ilke kararı var. Bu kararda Haydarpaşa'nın endüstriyel miras olarak fonksiyonlarıyla birlikte korunmasından bahsediyor. Ayrıca hatırladığım kadarıyla arama konferansında da bu fonksiyondan vazgeçilemeyeceğinden bahsedildi. Ayrıca limanla alakalı olarak önemli olan orada kurvaziyer liman olması değil onun arkasına yapılacak olanlardır.

Aynur Artar (Kurul Üyesi): Haydarpaşa gar ve çevresi kentsel ve tarihi sit ilan edildi. Aynı zamanda son yapılan çalışmalar neticesinde bazı eserlerde tescillendi bunlara dikkat etmek lazım. Kimse bilmez Haydarpaşa garı orada olmadan önce muhacir misafirhanesi olarak bilinen yapı şimdiki gardan önce Kadıköy istasyonu olarak faaliyet gösteriyormuş. Bu yapıların dikkatlice fonksiyonlandırılıp kurulu sunulması gerekmektedir.

Ahmet Gücel (Denizcili Müsteşarlığı): Türkiye'nin kurvaziyer turizmine önem verilmesi ve İstanbul'a bir kurvaziyer liman yapılması gerekmektedir. Kurvaziyer taşımacılığı kapsamında Miami'de 175.000 kişiye iş olanağı ve 17 milyar $ kazanç elde edilmektedir. İstanbul Türkiye'de Kuşadası'ndan sonra ikinci sıradadır. Homeport olması açısından İstanbul çok önemlidir. Miami'ye bu yolla yılda 6 milyon turist gelmektedir belirtirim.

Hakan Himmetoğlu (TÜRSAB): Turizm odaklı bir planlama yaklaşımı için teşekkür ediyorum.

Hakan Özer (Üsküdar Planlama Müdürü): Geçen sene arama konferansı yapıldı. Orada somut bir şey göremedik. Taslak daa olsa göremedik. Onu burada görebilecek miyiz?

Özdemir Sönmez (Oturum Başkanı): Onu belki bu toplantıdan sonra yapılacak çalışmalarda görebiliriz. Ama Haydarpaşa çok hızlı hareket edilecek bir konumda değil tabiî ki.

Hakan Özer (Üsküdar Planlama Müdürü): Trafiğin yer altına alınmasıyla Üsküdar meydanı çok değişik bir havaya bürünecek. O yüzden Haydarpaşa projesini Üsküdar merkezle birlikte düşünmeliyiz. Sırf bu projeye odaklanmayın. Ulaşım bağlantıları, fonksiyonları vesaire birçok hususun birada düşünülmesi gerekmektedir. Ayrıca dikkatimi çekti sunumda gösterilen taslak çalışmasında öneri bir tramvay hattı var ama bu hat çok ciddi bir maliyet gerektiriyor.

ACELE ETMEYELİM, BALTIMORE LİMANI 25 YIL TARTIŞILDI...

Zeynep Enlil (YTU Ş.Planlama Bölümü): Planın yarı danışmanı olarak geç katılmış olmakla birlikte muhalif bir taraftayım. Yeri gelmişken kruvaziyer limana ilişkin düşüncelerimi paylaşmak istedim. Gerçekten burada acele edemeyiz. İstanbul bir defa dünyada benzeri olmayan bir şehir iki kıtanın birleşiminde konumlanmıştır. Daha önceki toplantılarda A.B.D'den Baltimore kentinden örnek vermiştim. 200 yıllık bir geçmişi olan Baltimore limanının gelişimi ile ilgili olarak 25 yıl tartışmışlar. Bir Baltimore bile 25 yıl tartışılıyorsa burada Haydarpaşa için acele karar vermeye hakkımız yoktur. Hem kendimize, hem ülkemize hem de dünyaya karşı hakkımız yok. Tabii ki ülkemizin kalkınması adına önemli bir yerdir, hem de yatırımcıların kaygılarını anlıyorum. Ama aceleye gerek yoktur. İstanbul'un kalbi olan bir yerden söz ediyoruz, bir odak noktasındayız. Belediyeye ve şehir planlama müdürlüğüne teşekkür ediyorum ev birkaç toplantı daha yaralı olacaktır diye düşünüyorum.

PORT HOME DEĞİLSENİZ PARA KAZANAMAZSINIZ

Kruvaziyer liman ile ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bunun uzmanı değiliz ama fikirlerimiz var. Kruvaziyer limanların aslında dünyadaki payı çok büyük değil. Kruvaziyer limanı ile ilgili olarak uzmanlar diyor ki; eğer home port olursanız yani başlangıç ve varış noktası olursanız yerel ekonomiye bir katkınız olur. Öteki türlü limana vergi ödüyor bu kadar. Eğer ki Home port olursanız; birkaç gün önceden geliyor otelinde kalıyor, alışveriş yapıyor vs. ekonomiyi canlandırıyor. Aslında İstanbul dünya kruvaziyer turizminde yer alacaksa, home port olmalı, diğer geçici çözümlerle boşa vakit harcamamalıdır. Makro ölçekte araştırmasının etüdünün yapılması gereklidir. Ona göre İstanbul gerçekten home port olabilir mi?Tabii İstanbul'un narin coğrafyasını, kültürel birikimini unutmayarak doğru yerin bulunması gereklidir. Ondan sonra Haydarpaşa bunun yeri midir öyle tartışmak gerekir diye düşünüyorum.

Mücella hanımın söylediği bir şey çok önemli, gerçekten kıyı yasasına takılmış bir madde vardır. Kruvaziyer liman yaptığınız anda arkasında kalan sahada kruvaziyerle ilintili olmayan birçok inşaat yapılması gereklidir. Biz buraya bu kadar inşaattı buraya yapmak istiyor muyuz? Bu çok önemli bir sorudur. Şöyle bir konseptten bakmalıyız. Biz burada Asya'dan Avrupa'ya bakıyoruz. Var mı böyle bir kent daha? Baktığınız nokta da çok eşsiz bir yer. Karşınızda Ayasofya, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı, Haliç'in girişi, Galata'ya bakıyorsunuz. Geçen gün bir örnek vermiştim, Portekiz'e gittiğiniz zaman, "Cape Roca Point" diye bir yer var, insanları oraya otobüslerle götürüyorlar, orası Avrupa'nın en batı ucu ve oraya geldiğinizi belgelemek için 30 Euro gibi bir para verip belge alıyorsunuz. Orada Avrupa'nın en batısındasınız burada Asya ve Avrupa'ya bakıyorsunuz. Böyle noktaları da kullanabiliriz, kısır tartışmalar yerine vizyonumuzu daha geniş tutabiliriz. Haydarpaşa'da söz konusu olan alan çok büyük bir alandır. Yaklaşık 9 ya da 10 hektarlık bir alan. Bu kadar büyük alanların çok iyi etüt edilmesi gerekir. Bu kent sadece turistler için değil, bu kent bu kentte yaşayanlar için, bu kent öncelikle bu ülkede yaşayanlar için ve dünyada yaşayan tüm insanlar için de aynı zamanda. Dolayısıyla buradaki o Kamusal alanları çok iyi belirlememiz gerekir diye düşünüyorum. Şimdilik bu konuda söyleyeceklerim bu kadardır.

HAYDARPAŞA HOME PORT OLABİLİR Mİ, BUNA BAKALIM

Murat Birecik (Selimiye Mahallesi): Bu bir konsültasyon süreci ve bütün kuruluşlar kavga dövüş bir beyin fırtınası yapıyoruz. Bölgenin sağlığı açısından Bir müzakere sürecidir. Burada bir başlık koymamız gerekir. TÜRSAB'tan arkadaşlarımız da buradayken; "Haydarpaşa'nın dünya üzerindeki kruvaziyer gemiler için Homeport olarak pazarlanabilirliği" gibi bir başlık koymalıyız. Haydarpaşa'nın Homeport olarak pazarlanabilirliği gerçekleşirse bunun üzerine derhal gidilmeli ve bunu sayın bakanımız Binali Yıldırım çok iyi yapar.

Özdemir Sönmez ( Oturum Başkanı): Bir saniye hocam bana müsaade eder misiniz? Küçük bir terslikten dolayı benim çıkmam gerekiyor. Onun için ben Ali Hocama devredeyim. Toplantıyı aynen devam ettirin. Bende ufak bir terslikten dolayı çıkmam gerekiyor. Bunun için çok özür diliyorum.

HAYDARPAŞA HOME PORT OLAMAZ

Zeynep Enlil (YTU Ş.Planlama Bölümü): Şöyle bir düzeltme yapmak lazım ben Home port derken Haydarpaşa'yı demek istemedim. Böyle bir yanlış anlaşılma lütfen olmasın. Zaten bu işin uzmanları Haydarpaşa'nın home port olamayacağını zaten söylediler. Böyle bir şey mümkün değil. Benim söylemek istediğim İstanbul'a ekonomik getirisi olabilecek şekilde home port için uygun bir yer neresidir ona bakabiliriz. Asla Haydarpaşa olsun demek istemiyorum. Haydarpaşa'nın bunun için uygun olmadığını zaten biliyoruz. Efendim Miami örneği verildi bunun gibi bir çok örnek var. Baktığınız zaman gerek Miami olsun gerek Venedik olsun gerek Barcelona olsun bu tür kentlerde hiç birinde Kurvaziyer Limanı ki bunlarda önemli Liman alanları home portlar aynı zamanda kentin ortasında değiller. Biz Haydarpaşa'yı asla home port olarak düşünemeyiz. Avrupa'dan Asyaya bakmak dedim ama Asya'dan da Avrupa'ya bakıyoruz. Onu da unutmayalım. Bir home port dediğimiz zaman beyefendilerden bir tanesi bu gemilerin boyutlarından bahsetti Galataport'un önüne yanaşan gemileri zaten görüyoruz. Herhalde bunlardan 10 tanesinin Haydarpaşa önüne yanaştığını ve arkasından hiçbir şey göremediğimizi düşünemeyiz. Zaten buradaki Liman fonksiyonu kalktığı zaman arka planda verdiğiniz Turizm, Kültür gibi fonksiyonlarla çelişir bu. Oraya nasıl otel yapabilirsiniz ki önünde 10 katlı ya da 5 katlı gemiyi koyduğunuz zaman. Toplantının öncesinden şunu söylemek lazımdır. Haydarpaşa Limanı nereye gidecek. Biz bunu biliyor muyuz? Bunu bilelim. Bunu tartışalım önce sonra bunları konuşalım.

Mücella Yapıcı (Mimarlar Odası İstanbul Şubesi): Bir mimar olarak Haydarpaşa Limanın yük limanı olarak kalmasının estetik açıdan uygun bulmakla beraber Türkiye'deki ekonomi içinde ihracat payının nerdeyse yarısını konteynır limanından karşılanmakta. Raporları incelediğimiz zaman gerçekten Limanın nereye taşınacağı belli değil acaba plancıların bu konudaki fikri nedir? Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerine baktığımız da esas gelirlerini konteynır limanından karşılanmakta. Ama bu konuda çıt çıkmıyor yöneticilerimizden. Bu kendi adıma bende merak ettim. Bende soruyorum o Limanı nereye taşımayı düşünüyorsunuz?

Ali Türel (ODTÜ Ş. Planlama Bölümü): Teşekkür ederim. Denizcilik Müsteşarlığından veya TCDD den bu konuda cevap vermek isteyen var mı?
Geçen sene dile getirdiğim sorulardan birisiydi bu. Ben buna kişisel görüşmelerimde bir cevap aldım. Ancak madem ki pek kişinin aklında var. O zaman birkaç kelimeyle bunun cevabını versinler. Zaten İstanbul içinde %10 gibi bir kapasite ile çalışıyor.

Sami Kabaş (Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı): Haydarpaşa Limanının kaldırılması konusu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 1/100000 ölçekli plan çalışmaları yapılırken böyle bir öneri yapılmış, karar alınmış. Bizde TCDD genel müdürlüğümüz madem İstanbul böyle bir talep içerisinde, gelişme içerisinde geri plandaki ihtiyaç alanımız dışındaki alanlar içinde göz önüne alarak takdir edersiniz 100 yıllık bir konumumuz var orada. Bunları gözden geçirip İstanbul'a daha faydalı olmanın yollarını alıyoruz. Bununla beraber Gebze Limanı ve İzmit bölgesindeki mevcut limanlarımızın konteynır kapasite artmıştır. Bu yöndeki özel yatırımlar da her geçen gün artmaktadır. Gebze de Dilovas'ında yeni büyük konteynır liman yatırımları devam etmektedir. Yine bu anlamda 1/100000 Planda lojistik alan olarak Gebze bölgesi ön görülmüştür. Ambarlı da konteynır kapasitesi arttırılmıştır. Burada Liman işletmesinden devletimizin belirli bir geliri vardır. Arkadaşlarımızın bahsettiği Liman kullanımları ve kapasitesinin korunması konularında teşekkür ederim. Ancak biz burada kurum olarak İstanbul'un kurvaziyer, yat, mega yat, yolcu limanı kapasitesinde geriye gitmemesi noktasında görüşümüz var. Bunu belirtmek istiyorum.

Ahmet Gücel (Deniz Müsteşarlığı): Yapılanma olarak zaten sayın genel müdürümüzün de ifade ettiği gibi İzmit ve ambarlı tarafında bu kapasiteler artmış bulunmakta. Bana göre şu anda Haydarpaşa'nın bu pozisyonu da hiç estetik değil bir vatandaş olarak. Özellikle iş saatinde Liman tarafına baktığımızda kamyonlar, tırlar, trafiğe giriş ve çıkışları estetikten çok uzak duruyor. Kruvaziyer terminalinden çokta korkmayalım. Kuşadası şu an İstanbul'un taşıdığı yolcudan çok daha fazlasını taşıyor. Evet Home port olmalı Haydarpaşa mı başka bir yer mi o tartışılabilir. Evet Haydarpaşa konuşmacıların dediği gibi önem arz eden bir yer. Tarihi dokuya hiçbir şeklide zarar vermemeliyiz.

Ali Türel (ODTÜ Ş. Planlama Bölümü): Aslında bir yıllık çalışmalarımızda şu ortaya çıktı ki ne TCDD ne de İstanbul'un planlamasından sorumlu arkadaşlarımız buranın yük limanı olarak işlevlendirilmesine sıcak bakmıyorlar. Tabi bu Anadolu yakasında mevut limanların kapasitelerinin arttırılması ile mümkün. Çok önemli bir husus her iki tarafta kapasitenin arttırılması ve köprülerdeki yükü azaltılması elzemdir. Ancak hem şimdi hem de bir senelik tartışmalar da edindiğim izlenim sonunda buranın işlevinin diğer limanlara nakledileceği. Burası için yük limansız bir senaryo düşünmemiz lazım. Ancak arama konferansında alınan kararların biri de şuydu. Buranın Liman işlevinin bir şekilde sürdürülmesi. En korumacı yaklaşımda buranın Liman işlevinin sürdürülmesi ile mümkün olacağını düşünüyorum. Mesela Hamburg limanındaki dönüşüm de tüm liman ofis ve konur olarak yapılaştırıldı. Dolayısıyla bu İstanbul için düşünülemez. Yük Limanını sürdürmeyecek ancak yolcu limanı gibi bir ilkeyi birçok katılımcını vurguladığını hatırlatmak istedim.

Pınar Özden (Şehir Plancıları Odası İst. Şubesi): Liman işlevinin sürmesi ve tarihi dokunun zarar görmemesi daha önce alınmış kararlardır. Şu noktayı biraz kaçırıyoruz. Tarihi dokunun zarar görmemesi derken sadece tescilli yapıları düşünmüyoruz. Yani eğer öyle olsaydı ilk Haydarpaşa projesi önümüze geldiğinde başka türlü bakabilirdik. Eğer öyle bakmadıysak Haydarpaşa projesine bir kuşkuyla yaklaştıysak bunun nedeni önümüze gelen o ilk projedir. Çünkü orda da Haydarpaşa Garı korunuyordu. Arkasındaki o korkunç yapılar kamuoyunda bir tepki yarattı. Bunu gözden kaçırmamak lazımdır. Şunu aslında çok iyi ortaya koymak gerekiyor. Kurvaziyer Liman tanımı yasayla girdi arkasında alışveriş merkezlerini konaklama alanlarını tanımladı, ofisleri tanımladı. Mücella hanımın dediği yasanın arkasına sığınmak deyimi çok önemlidir. Biz burada elimizden gelen her şeyi bu yasa maddesine sığınarak yapabiliriz. Ama bir de farklı bir yorum getirerek bunun iyi yönlerini ortaya çıkarak kullanabiliriz. Biz burada ne tür bir alışveriş getiriyoruz ofisler, ticaret neye hizmet edecek. Bunları çok doğru yorumlamak gerekiyor. Doğru yorumlanırsa çağdaş bir proje ortaya koyabiliriz. Neden burada Kruvaziyer üzerine ısrarcıyız başka bir liman alternatifi yok mudur?

Erol Özyurt (Kadıköy Plan Proje Müdürlüğü): Bu bölge de ulaşım açısından tekrar ele aldığımız zaman Marmaray'ın tam büyük bir noktasının yer aldığı bir bölgedir. Burayı çok yoğun bir hale getiren 2 istasyon bulunacak. Ayrıca Numune Hastanesinin arkasından 2 geliş 2 gidiş lastik tekerlikli tüp geçiş yapılacak. Ulaşım açısından çok yoğun bir merkez haline gelmesine neden olacak. Ayrıca çok büyük alışveriş merkezleri var. O açıdan buraları ele aldığımız zaman yapı yoğunluğunun fazla olmaması gerekir. Marmarayın bitmesi ile burada Kadıköy de bir meydan düzenlemesi gerekecek. Bu konuda da insan figürünün geri plana atılmaması gerekir. Kadıköy de bu proje yapılırken meydana akıcılığın sağlanarak insanlara hizmet etmeli. Ben önce burada yaşamak istiyorum yaşadıkça para kazanmak istiyorum. O yüzden buraya yapı yoğunluğunun fazla verilmemesi gerekir. Burada 2 tane koruma imar planı mevcuttur kentsel ve doğal sit alanlarının olduğu bir yer olarak eski eserlerinde korunabileceği bir alan olarak istiyorum.

Ali Türel (ODTÜ Ş. Planlama Bölümü): Bir konuya dikkatinizi çekeceğim. Bu kavramsal olarak çizilen planda esas olarak turizm ve kültür fonksiyonlarına ayrılmış durumda. Çok büyük bir liman alanı olarak öngörülmeyen yolcu limanı ve arkasında otel binaları olacak. Rekreasyon alanı ve tescilli binaların olduğu silo binalarında kültür ve konaklama, gar binası üst kat kültür kullanımları olarak öngörülmüş. Dolayısıyla burada sahil bandı ve limanın değişen fonksiyonu burayı kültür, turizm, rekreasyon ve konaklama işlevlerine ayrılmasını öngörüyor. Bu aslında kamuya en açık kullanımlardan biridir. Dolayısıyla bu yaklaşımı ve vurguyu dikkatlerinize sunarak tartışmayı sürdürelim derim. Ben sadece bu şemayı yorumladım. Başka bir alternatifi varsa buyurun.

Sami Kabaş (Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı): Şimdi Kruvaziyer Limanı mevzuatında bulunan tüm yapıları yapacağız diye bir durum yoktur. Bizim bunları kısıtlamamız mümkün. Yine moller büyük binalar alışveriş merkezleri ile donatılacak anlamına gelmiyor.

İsa Apaydın (TCDD Genel Müdür Yardımcısı): Bildiğiniz gibi Haydarpaşa Gar ve Liman alanı olarak 100 yıldan fazla bir geçmişimiz var. TCDD buna benzer 1856 yılları ile 1950 yılları arasında birçok tescilli tarihi binalara sahiptir. Elimizden geldiği kadar son 3 yıl içerisinde restore çalışmaları yaptık. Marmaray projesi ve ülkemizde yapılacak olan hızlı tren projemiz için çok miktar da kaynak oluşturmamız gerekiyor. Yani yılda nakit 1 milyar dolar nakit ihtiyacımız var. Bu yüzden biz yöneticiler olarak varlıklarımızı daha etkin daha verimli kaynaklar oluşturmamız lazım. Birçok arkadaşımız Avrupa şehirlerini gezdiklerinde görmüşlerdir ki Garlar şehirlerin 24 saat açık insanlara hizmet veren cazibe merkezleri haline dönüştürmüşlerdir. Geçmişteki tarihi dokuyu da koruyarak günümüze ulaştırmışlardır. Tüm hocalarımızın da ortak aklı bu bölge de tarihimize sahip çıkacak şekilde bir planın yapılması ama biz daha hızlı bir şekilde kaynak oluşturulacak ülke hizmetine sunulmasını istiyoruz.

Yılmaz Dağcı (Deniz Ticaret Odası): Home port hakkında bir bilgi vermek istiyorum. Buradaki limanı taşıyacaksınız ondan sonra Home port limanı yapalım diyeceksiniz. 5–6 yıldan evvel bir şey yapamazsınız. Home port her istediğiniz anda yapılan bir şey değildir. Teknik bir bilgi vermek istiyorum. 5 tane kurvaziyer gemisi yan yana geldiği zaman 5 km içinde cep telefonu kullanamazsınız radyonuzdan istediğiniz kanalları dinleyemezsiniz. Genel olarak elektromanyetik bir rahatsızlık ortaya çıkar. Bütün bunları bilmek lazımdır.

Nergis Başkaya (IMP): Bu yolcu limanın savunma stratejileri açısından bir değeri var mıdır? Bu fonksiyonu kaybetmesi askeri açıdan bir sakınca oluşturulur mu?

Ali Türel (ODTÜ Ş. Planlama Bölümü): Aslında 2 konu gündeme gelmişti. Depremde hem açık alan olarak hem de limandan lojistik anlamda faydalanma adına. 2. konu ise denizcilik müsteşarlığı yanaşma rıhtımının eksiğinin olduğunu ve şu andaki limanın tümüyle fonksiyonundan uzaklaştırılmaması gerektiğini vurguladılar.

Hidayet Uzsaz (Bayındırlık Bakanlığı TAU Daire Başkanı): Bu projeyi ilk başından beri bakanlık olarak içindeydik. Bahsettiğiniz gibi 3 kanun çıktı alanla ilgili olarak. Projeyi yapacak olan arkadaşların kanunları bir defa daha okumasında fayda vardır. Her iki kanunda da belirtildiği gibi bir planlama kurulu oluşturuldu ise ki bu konuda çalışmalar yapılmış. Bayındırlık ve İskan bakanlığında da bir temsilcinin bulunması gerekliği kanaati içerisindeyim. Burada kullanım kararları mevzuat kapsamında fonksiyonel olarak konulmuş. Baktığımızda en çok kullanımın deniz üzerindeki dolgu alanlarında olduğunu görüyoruz. Böyle olduğu için Kıyı kanununu irdelemek gerekiyor. Burada sentez ve değerlendirmeler kısmında şekil olarak belirtilmiş ancak buradan bir sonuca gitmek mümkün değildir. Hangi kullanım hangi şekilde hangi durum da fiziksel mekâna yansıyacak planlamaya ve uygulamaya esas olacak 5000 ve 1000'lik kararlarda gösterilmesi gerekiyor. Geri plandaki askeri alanın, sağlık ve eğitim alanının bu planlamaya etki edeceği kuşkusuzdur. Bu tür post modern tarzda planlanan alanlarda planlamanın çevresiyle beraber olması konusunda yargı kararları mevcuttur. Bu bölge de böyle bir planlama çalışması yapılmalı mıdır sorusuna cevabım yapılmalıdır. Bir tür kentsel dönüşüm projesidir. Bunu da yaparken planlama yapan kamu kurum ve STK'ların İstanbul'u da düşünerek ancak mevcudu da iyi bir şekilde değerlendirerek karar oluşturmaları gerektiği kanısındayım.

Uğur İnan (Şehir Planlama Müdürü): Alanın Kadıköy tarafında kalan kısım 2 yıl önce sit alanı ilan edildi. Kanunda belirtilen şekilde 2 sene içinde planlar tamamlanır. Kurulun inisiyatifinde bir sene daha bu süre uzatılabilinir. Bu olaya şu şekilde bakmak lazımdır. Biz burada Büyükşehir belediyesi olarak koruma planı çerçevesinde belirli çalışmaları yaptık. Bu çerçeve de plana eklenecek yönlendirecek katkılarınız varsa bunları yazılı olarak ta tarafımızda iletildiği takdirde plan çalışmaları kapsamında değerlendirilecektir. Ağustos ayında bu çalışmayı tamamlamamız gerekiyor.

Ali Türel (ODTÜ Ş. Planlama Bölümü): Aslında oldukça güzel bir tartışma yaptık sanıyorum. Geçenlerde Kentleşme şurasında sözü edilmişti. Koruma İmar planları ile ilgili olarak yasa gereği yapılası sadece Koruma planları ile ilgili kısımda var. Dolayısıyla bu konuyla ilgili yasal hakkı kullandık. Umarım bu yasal hak diğer konulardaki planlar için de genişletilir. Katkılarınız ve katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

 

 

Editör: TE Bilişim