Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca Mayıs 2007’de ihaleye çıkarılan İzmir Limanı’nı devralması beklenen ikinci talipli Çelebi Holding de 15 milyon dolarlık teminat bedeli ödemesine rağmen kiralamaktan vazgeçti.

Çelebi Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Çetin Özbey, “Çelebi Holding gerekli yasal işlemleri yaptı. Teminatın karşılığı olan 15 milyon doları da ödedi ve özür diledi” diye konuştu.

Özbey, ihalenin yapıldığı 2007 şartlarına göre limanı 49 yıllığına kiralamaya karar verdiklerini amancak sürecin çok uzadığını belirterek, “Özellikle bu kriz döneminden sonra, belirtilen bedelle bu işi almanın bir mantığı kalmadı” dedi.

Liman-İş Sendikası’nı sevindiren karar, iş dünyasında, “Kız yine evde kaldı” şeklinde yorumlandı. İşte görüşler...

Acil yatırım yapılmalı

Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, limana acil yatırım yapılması gerektiğini vurguladı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın sözlerini hatırlatan Yorgancılar, “Türkiye’nin birinci sıradaki konteyner limanı olan İzmir Limanı, özelleştirme sürecindeki bekleme döneminde üçüncü sıraya düştü. Söz verilen yatırımlar acilen yapılmalı. Eğer yapılmazsa değil üçüncülüğe, 13’üncülüğe bile gerileyebilir. Limana yolcu gemilerinin uğraması ve sayılarının artması da bir avantaj. Bunları kaçırırsak kaybımız büyük olur” değerlendirmesi yaptı.

Nişanlılar kızı istemedi

Daha önce de İzmir Limanı için “Kızımız güzelleştikçe talipleri artıyor” diyen Deniz Ticaret Odası Şube Başkanı Geza Dologh,  gelişmeler üzerine, “Bu kız evde kaldı. Evlendiremedik. İki nişanlısı vardı, ikisi de istemedi. Şimdi iş kızın anne ve babasına düşüyor. Bakanlığın söylediği 300 milyon dolarlık yatırımı yapmanın vakti keratı gelmiştir” dedi.

Dış ticaret aksamamalı

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu da limanın yaklaşık üç yıllık bekleme sürecinde yatırımların ve modernizasyon çalışmalarının eksik kaldığına dikkat çekti. Bakanlığın acil iyileştirme için ayıracağı kaynağı hatırlatan Türkmenoğlu, “Yatırımla beraber limanın işletimi de tekrar gözden geçirilerek revize edilmeli. Liman ancak bu şekilde işletilirse artacak ihracat-ithalata yeterli hale gelebilir. Bizim için önemli olan dış ticaretin aksamadan hızlı şekilde yürüyebilmesi” diye konuştu.
İhalenin iptali için dava açan Liman-İş Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Niyazi Tuncer ise gelişmelerin kendilerini sevindirdiğini söyledi. Tuncer, “İşçiler yerinde kalacak. İşletmemiz iyi kazanıyor. Geçen yıl 113 milyon dolarlık kazancı vardı. Yatırım yapılması durumunda kapasite oranı yüzde 50 artar. Bu yatırımlar da çok fazla bir miktar tutmayacak. 1990’lı yıllardan bu yana yeni silo alanı var. Atıl olarak duruyor. Oranın betonlanıp kullanıma açılması kapasitenin artmasını sağlar. Yeni makineler gelmesiyle de kazanç iyice artar” dedi.

‘Önce toparlayalım sonra özelleştirilsin’

Otonom sistem önerisi daha Özelleştirme İdaresi’nin tavrı belli olmadan, İzmir Kalkınma Ajansı’nda da tartışılmıştı. İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, odalar ve limanın büyük müşterilerinden oluşan kurumlardan hemen bir otonom yönetim oluşturulması talep ediliyor. Öneriyi  dile getiren İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, otonom yönetim için iki yıl gibi bir süre istiyor. Bu süreçte limana takviyeler yapılarak kan kazandırılacağını söyleyen Demirtaş, şöyle diyor: “İki yılda limanın yaralarını sararız. Yeter ki bu sürede gelirlerine karışılmasın. Bizler limanı toparladıktan sonra yeniden özeleştirme yapılabilir. Bunlar yapıldığı takdirde İzmir  Limanı’nı kaybetmeyiz. Tüm kurumların konsantrasyonu limana odaklanacağı için işlem hacmi de kısa sürede artar.”

Editör: TE Bilişim