Bu liman 11 yılda 900 imzayla açıldı

Türkiye'de yatırımların önündeki bürokrasi engeli, Ege'nin ilk özel konteyner limanı Nemport'un yatırım macerasında somutlandı.         

İZMİR - Türkiye bir yandan tek imzayla şirket kurdurma vaadiyle yabancı sermayeyi yatırıma davet ederken, içerde ise yatırımcıyı canından bezdiren uygulamalar gerçekleşiyor.

Bunun en çarpıcı örneğini Türkiye'nin önde gelen kimya firmalarından Akdeniz Kimya yaşadı. Firma, ithal ettiği hammadde ya da ihraç ettiği ürün Alsancak Limanı'ndaki operasyonel sorunlar yüzünden gecikmelere uğrayınca çıkışı kendi limanını kurmakta buldu. Ancak, liman kurmak için harekete geçince Türkiye'de bu işi yapmanın dünyanın en zor işlerinden biri olduğu gerçeğiyle karşılaştı. Kuracağı limanı ulusal ve uluslarası standartlara uygun yapmak isteyen firmanın Türkiye'nin istediği tüm prosedürleri tamamlaması için 30 ayrı devlet kuruluşundan 900 imzayı tamamlaması gerekti. Bir çoğu da üçlü kararname ile alınan bu imzaları tamamlamak

11 yıl sürdü. Akdeniz Kimya'nın zorlu bir bürokrasiyi aşarak ancak Şubat 2010 yılında resmi açılışını yaptığı Nemport Limanı'nın kuruluşu ilginç hikayeler de içeriyor. Liman, antik Kyme kentinin kalıntılarının bulunduğu Nemrut Koyu'na kurulacağı için denizde yapılacak çalışmalara arkeolog, devlet memuru ve dalgıç özelliklerini bir arada bulunduran birisinin eşlik etmesi isteniyor. Yetkililer, firmaya bu üç özelliğe de sahip olan bir bayan memur ismi veriliyor. Ancak, bayan memur çocuk sahibi olmak istediğini belirterek o anda dalmasının kendisi için sağlıklı olmayacağını ileri sürünce, iskelenin yapımına başlamak için 2.5 yıl dalgıç, arkeolog, memur bayanın çocuğunu doğurup yasal izin süresini tamamlaması bekleniyor.

Bürokraside harcanan zaman kaybı ve enerjinin tamamen Akdeniz Kimya'nın mevzuata uygun bir yatırım süreci izleyerek dünyadaki standartlara sahip bir liman kurma hedefinin sonucu olduğunu söyleyen Nemport Liman İşletme Müdürü Oğuz Tümiş, birçok şirketin gerekli bürokratik süreçleri izlemeden liman işlettiği bir ortamda mevzuatı takip etmek için mücadele ettiklerini belirterek, "Önce izinleri alalım yatırıma öyle başlayalım deyince 30 devlet kurumundan 900 imzayı toplamak gerekti. Bu süreç ancak 11 yılda tamamlanabildi.

Bir çok imzada ancak üçlü kararname ile alınabildi. Böyle bir bürokratik ortamda yatırım yapmak çok zor. Limanlarda prosedür böyle, işletme ruhsatı alana kadar bezdiriyor. Arıtma, yangın sistemi, yapı ruhsatı, uluslar arası güvenlik sistemi gibi her bir konu için ilgili kurumun onayını almak gerekiyor. Bir liman yapmak 11 yıl sürerse vay bu ülkenin haline" diye konuştu.

Tümiş, liman kurmak söz konusu olduğunda neredeyse muhatap alınmayan devlet kurumunun kalmadığını belirterek, Nemport'un kurulduğu Nemrut Koyu'nda Kyme antik kentine ait kalıntıların olmasının da yapım aşamasında zaman kaybına yol açtığını kaydetti. Tümiş, "İskele için denizde yapılacak çalışmaların arkeolog ve dalgıç özelliklerini bir arada bulunduran bir devlet memurunun denetiminde yapılması gerekti. Bize bu özellikleri taşıyan bir bayan memurun ismini verdiler. Memura gittiğimizde çocuk sahibi olmayı düşündüğünü bu nedenle istenilen tarihte denize dalamayacağını söyledi. O anda bu işi yapacak başka kimse olmadığı için koca yatırım 2.5 yıl bayan memuru bekledi" dedi.

3 ayda 100 kişiye istihdam

Aliağa Körfezi ve Nemrut Koyu'nda gemileri elleçleyen 11 iskeleden birisini işleten ve bölgedeki iki konteynır terminalinden biri olan Nemport Limanı için bürokrasiye karşı verilen mücadele geride kaldı. Liman, resmi açılışını 4 ay önce yapmış olmasına rağmen şimdiden hedeflediği kapasiteye ulaşmış durumda. Müdür Oğuz Tümiş, 40 çalışanla başladıklarını, şu anda 100 kişilik istihdama ulaştıklarını belirterek, bu sayının daha da artacağının altını çizdi.

Konteynır limancılığının spesifik bir iş olmasından dolayı teknolojiye yakın çalışmayı gerektirdiğini söyleyen Tümiş, Nemport'un da en son teknolojiye sahip ekipman ve yazılımla işletildiğini vurguladı. Tümiş, Nemport'da kendi yazılımlarını geliştirdiklerini belirterek, bunun önemli avantajlar getirdiğini ifade etti ve şunları söyldi:

"Dünyada konteynır terminalleri için geliştirilmiş yazılımlar var. Ancak, biz kısa vadede zor ama orta ve uzun vadede muhteşem avantajları olan kendi yazılımımızı geliştiriyoruz. Limanın ve çevrenin ihtiyaçlarına uygun ve konteynır limancılığı prensiplerine uygun olarak kendi yazılımımızı yapıyoruz. Türkçe olması en önemli avantajı. Yazılım kodlarının elimizde olması ve bu sayede istediğimiz gibi yazılıma müdahale edip istediğimiz süreçleri değiştirebilmemiz de çok önemli. Çünkü limancılıkta süreçler bir anda değişebilir. Biz devlete bağlı çalıştığımız için istenilen uygulamalar bir anda değişebilir. Değişim olduğunda da süratle uygulamanız lazım. Ancak uluslar arası yazılım seçildiğinde bu değişimlerin hızla yazılıma uyarlanması zaman kaybına neden olabilir. Akdeniz Kimya da ciddi bir IT desteği var. Süreçleri oldukça gelişmiş. Binlerce kimyasal malzemeyi birbiriyle katıp ürün haline getiriyorlar. Bu üretim safhasını yöneten yazılımı orada gerçekleştiren kadroyla çalışıyoruz. İş süreçleri olarak da güçlü bir kadro ile katkı sunuyoruz. Güzel bir birliktelikle şu anda limanımızı kendi yazılımımızla yönetebiliyoruz. Yazılım konusu bitmeyen senfonidir. Sürekli yeni istekler gelir ve yazılımın yeni versiyonu geliştirilir."

Yıl sonu hedefi 150 bin TEU

Nemport'da ilk geminin Ekim 2009'da yanaştığını, şu anda 4 uluslar arası hattın limanlarıyla çalıştığını söyleyen Tümiş, haftada 10-12 gemi elleçlediklerini belirtti. Tümiş, mayıs ayında 12 bin TEU konteynır elleçlediklerini, haziran ayı beklentisinin 15-20 bin TEU aralığında olduğunu, yıl sonu hedeflerinin ise 150 bin TEU'ya ulaşmak olduğunu dile getirdi.

Tümiş, temmuz ayından itibaren Arkas'ın dahili kabotaj hattını da Nemport'a yönlendireceğini belirterek, "Türkiye'nin gerçekten ihtiyaç duyduğu dahili kabotaja da destek veriyoruz. Önümüzdeki aydan itbaren Arkas'ın hattıyla dahili kabotaja başlıyoruz. Şu an için kapasitemizi zaten yeterince dolduruyoruz ama buna rağmen yeni hatlarla görüşmelerimiz sürüyor" dedi.

Limanlar da ÖTV'siz yakıt kullansın

Lojistik zincirinin bir halkası olan limanların demir yolu ile Anadolu'da denizi olmayan üretim merkezlerine bağlanmasının önemine işaret eden Tümiş, demiryolu bağlantısının olmayışının Türkiye limanlarını Avrupa'nın önemli liman kentlerinden ayıran en önemli unsur olduğunun altını çizdi.

"TCDD'ye bağlı olduğu için devletin bu konuyu mutlaka önemsemesi gerekiyor. İşletme maliyetini düşürecek olması, güvenli olması nedeniyle konteynır taşımacılığının mutlaka tren taşımacılığı ile güçlendirilmesi gerekiyor. Burada Biçerova istasyonun Nemrut Koyu'ndaki limanlara yakın olması önemli bir avantaj. Henüz istenen efektif bir taşımacılık sağlanamadı. Burasının ciddi olarak projelendirilmesi lazım" diye konuşan Tümiş, limanların işletme maliyetlerini düşürmek için denizde sağlandığı gibi limanlara da ÖTV'siz yakıt kullanma olanağının sağlanmasını istedi.

Nemport, Ege limanları arasında rekor hareketi gerçekleştirdi

Gelişmiş teknolojiye sahip ekipmanla çalışan Nemport Limanı'nın gemi tahliyesinde dünya ortalamasında hıza sahip olduğunu kaydeden Tümiş, "Biz burada tek gemide en hareketi yaparak Ege Bölgesi'ndeki limanlar arasında rekor kırdık.

Limanımıza yanaşan CMA-CGM gemisini 2 bin 717 hareketle gemiyi 52 saatte elleçleyerek bir gemide yapılmış en fazla hareketi gerçekleştirmiş olduk" dedi. Nemport'ta bugüne kadar gerçekleşen yatırımların 100 milyon doları bulduğunu söyleyen Oğuz Tümiş, 2 yıl içinde 30 milyon dolar daha harcayarak yeni rıhtım ve saha ekipmanları alacakları bilgisini verdi. Tümiş, insan kaynağına yatırıma dabüyük önem verdiklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yeni bir personelin konteynır limanına adapta olması 6 ay ile bir yıl sürüyor. Dolayısıyla biz kalifiye eleman yetiştirmeye önem veriyoruz. Türkiye'de konteynır limancılığının geçmişi fazla olmadığı için personel bulmak kolay olmuyor. Bizim personelimiz 40 kişiden 100 kişiye ulaştı. Bu zamanla daha da artacak. Buna taşeronların çalışanları da eklendiğinde ciddi miktarda istihdama ulaşıyoruz."

 

 

Editör: TE Bilişim