Ülkesi, emperyalist ruhlu güçler tarafından alçakça ve kalleşçe işgal edilmiş, orduları dağıtılmış, limanları abluka altına alınmış, bütün yolları tutulmuş,içerden ve dışardan her türlü ihanete uğramış bir ulusun yeniden varoluşunun, haykırışının simgesi,

Ülkesi, emperyalist ruhlu güçler tarafından alçakça ve kalleşçe işgal edilmiş, orduları dağıtılmış, limanları abluka altına alınmış, bütün yolları tutulmuş,içerden ve dışardan her türlü ihanete uğramış bir ulusun yeniden varoluşunun, haykırışının simgesi, umudu olmuştur yorgun gövdesiyle  "Bandırma Vapuru."

O,Türk ulusunun bağımsızlık inancıyla gerçekleştirdiği kurtuluş öyküsünün onurlu ve sessiz kahramanıdır. Büyük önder Atatürk 'ü 16 Mayıs 1919'da güvertesine alarak, yıllara meydan okuyan yaşlı bedeni ile Karadeniz'in hırçın ve azgın dalgalarına karşı koymuş,fırtınalara, düşman gemilerine ve Ferit Paşa hükümetine karşın,aldırış etmeden üç gün süren zorlu bir deniz yolculuğundan sonra 19 Mayıs 1919 sabahı şafak vaktinde Samsun'a ulaşmıştır. Karadeniz'de her an alabora olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan bu geminin kaptanı İsmail Hakkı Durusu ve kahraman denizci mürettebatı, üstlendikleri bu kutsal görevin ne kadar önemli olduğunu biliyorlardı. 41 yıllık eski bir gemi ile bundan 90 yıl önce Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 48 yurtseverin başlattığı bu Ulusal Kurtuluş Savaşı, Dünya denizcilik tarihinde de haklı olduğu yerini almıştır.

Zamanın Deniz Bakanı Rauf Bey 'in , Atatürk'ü "Öğrendiğime göre bineceğiniz vapur izlenecek, ya vapurun İstanbul'dan hareketine izin verilmeyecek yada Karadeniz'de batırılacaksınız" sözleriyle uyarmasına karşın Mustafa Kemal, "Gidersem tutuklayacaklar ya da batıracaklar. Gitmezsem ne olacak? Gene tutuklayacaklar. Kim bilir neler yapacaklar? Fakat yurt ve ulus ne olacak... Ben gideceğim. Senin de başın sıkışırsa hemen bana katıl" diyerek, vatanına ve ulusuna olan sevgisini korkusuzca ve canı pahasına dile getirmiştir.

Bandırma Vapuru'nu, kaptanı İsmail Hakkı Durusu 15 günde gemiyi hazırlayarak, daha işin  başlangıcında  önemli bir görevi yerine getirmiştir. Kömürcüsü Hasanoğlu Mehmet , kamarot yamağı Mustafa oğlu Hamit , ambarcısı Silivrili Hasan oğlu Ahmet ve diğer bütün vatansever denizci personeli bu onurlu gemide çok önemli bir tarihin izlerine tanıklık etmişlerdir. Kurtuluş savaşımızın bu şerefli, saygın,onurlu ve fedakar insanları elbette ki bir gün aramızdan sessizce ayrılıp gideceklerdi. Ama o anıların yaşadığı ve bir inancın simgesi olan bu gemi halen aramızda olabilirdi. Emperyalizme karşı onurlu bir kurtuluş savaşı veren Türk Ulusu'nun bu gözde ve cefakar gemisi, müze haline getirilip gelecek kuşaklara armağan edileceği yerde, Haliç'teki bir gemi söküm yerinde jilet yapılmak üzere parçalanmıştır. Zamanında yapılan bu utanç ve onur kırıcı yanlışlık karşısında Kurtuluş Savaşı şehitlerimizin kemikleri sızlamıştır. Bu acıyı biraz olsun azaltabilmek ve onurumuzu tekrar kurtarabilmek için 2001 yılında vapurun aslına sadık kalınarak yenisi yapılmıştır. Şimdi bu vapur layık olduğu yerde, Samsun'da Doğu Parkı sahilinde demirlemiş durumdadır. Müze olarak kullanılacak gemide Atatürk ve oradaki mücadele arkadaşlarının balmumundan yapılmış heykelleri yer almaktadır. 19 Mayıs 1919'da "Bandırma Vapuru" ile denizde başlayan kurtuluş savaşı, Türk Ulusu'nun geleceğinde aydınlık ve onurlu bir sayfayı aralamıştır.