Son dönemde yaygın kullanılan “Denizci Millet Denizci Ülke”sloganının hayata geçirilmesi nasıl mümkün olur? suali, beraberinde başka soruları akla getiriyor.

 

Bir ülkeyi ve milleti denizci olarak niteleyebilmek için kriter;

*Gemi adamlarının sayısı ve niteliği midir?

*Gemi inşa sanayiinde dünya sıralamasındaki yerimiz midir?

*Deniz turizmi veya balıkçılıktan elde edilen gelir miktarımıdır?

*Bayrağımızı taşıyan gemi sayısı ve tonajımıdır? Yaşımı veya işletme becerileri midir?

*Veya deniz taşımacılığının esasında küresel ticaret hareketlerinde belirleyici ve büyük pay sahibi olmak hepsinin önüne mi geçer?

 

Elbetteki tek başına hiç biri değildir. Belki bütününün oluşturduğu resimdir.

 

Ancak, hangisi diğerlerinden önce gelir ve ağır basar? Ve neyi çalışmalı ve öne çıkarmalıdır? Eğitim bunun neresindedir? Devlet politikaları bu öncelik madde konusunda nasıl belirlenmelidir? Mevzuat değişikliği mi etken olur veya yapısal değişiklik mi gerekir? Devlet teşviki mi gerekir? Öyleyse evvelki dönemlerde yapılan teşvikler hedeflerini ve adreslerini bulmuş mudur? Ve olacaksa yöntem ne olmalıdır? Denizcilik uğraşlarıhalka nasıl tanıtılabilir ve daha geniş kitlelerin istifadesine sunulabilir?

 

Zaman ve olaylar öncelikleri değiştirebilir. Zamanla kabuk değiştirmeyen sektörler ya geri kalır, varlık mücadelesi içinde debelenir durur veya yok olur. Denizcilik sektörü taşımacılık temelli bir yapıya sahiptir. Yük hareketlerine endekslidir. Üretim ve tüketim merkezlerinin ve taşıma konusu emtianın değişimi esas belirleyici sayılabilir. Bu konuda sektör ne ölçüde gelecek öngörüleriyle çalışmakta ve politika belirlemektedir.

 

Ama her ne olursa olsun dünya ticaretinin 5 de 4 ünden fazlası deniz yolu ile gerçekleşmekte ve bunun değişeceğine dair ciddi bir emare de bulunmamaktadır. Öyleyse bu sahada mutlaka etkin olmalı ve hakim olunmalıdır.

 

Çok sorulu bir yazının yazarının elbette cevaplarına dair fikirleri de var. Ancak sanırım ezber cümleler ve alışkanlıklar bir tarafa bırakılarak, bütün bunları uzun uzadıya konuşmalı, geç kalmadan yeni kararlar alınmalı, bir zamanların doğrularını günümüz doğrularıyla değiştirmeli ve yola devam edilmelidir.

 

Sessiz çoğunluk bu alanda da fazla olsa bile, denizcilik sektörü çok büyük bir camia sayılmaz. Dolayısıyla idare, sektör, sivil toplum kolay bir araya gelebilir ve parlak bir gelecek için plan ve proğramlar ortaya koyabilir.

 

Bu günün nesillerinin geleceğin altın nesillerine varlık ve kültür mirası yanı sıra uzun vadeli ve isabetli proje ve strateji mirasıbırakması taktire değer olacaktır.

 

Bir malumu ilam da bizden olsun.

(www.aktueldeniz.com sitesinde yayınlanmıştır)

Editör: TE Bilişim