DENİZ HAYDUTLUĞUNA KARŞI ŞİRKET VE GEMİ SEVİYESİNDE ALINABİLECEK KORUYUCU ÖNLEMLER


Deniz haydutluğu kavramı:

Deniz ve sahillerdeki yasadışı faaliyetler olan deniz haydutluğu (pirata) ve korsanlık (corsario) iki farklı kavramdır. Korsanlık bir bayrak altında, belirli bir birliğe ve otoriteye bağlı olarak faaliyetlerini sürdürme eylemi, deniz haydutluğu ise hiçbir birliğe tabi olmadan, düzenli bir siyasi teşkilata dahil bulunmayan, sadece yerel olarak ve küçük çaplı deniz yağmaları yapma eylemi olarak tarif edilebilir. Kısaca, korsanlık, arkasında bir devletin bulunduğu ve onun hoşgörüsüyle, başka bir devletin/devletlerin gemilerine karşı denizde yapılan haksız kazancı sağlayıcı eylemler için kullanılmalıdır. Deniz haydutluğu ise, devlet hoşgörüsünün olmadığı gemi kaçırma, esir alma olaylarıdır. Çoğunlukla ülkelerin hükümranlık alanları dışında kalan uluslararası sularda meydana gelmektedir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) deniz haydutluğunun (piracy) tanımında UNCLOS’un 101. maddesine atıf yapmıştır. IMO saldırılar için “gemilere yönelik silahlı soygun” terimini kullanmaktadır. Bugün UNCLOS ve IMO’nun tanımlarını kapsayan deniz haydutluğu “piracy” terimi kullanılmakta olup basında korsanlık olarak ifade edilmektedir1. Bu çalışmada gemilere yönelik olarak karada veya denizde hırsızlık, soygun, kaçırma şeklinde geniş bir bandı kapsayan eylemlerin tümü deniz haydutluğu kavramı altında değerlendirmiştir.


Önlemlerin prensip ve seviyeleri:

Deniz haydutluğuna karşı koruyucu önlemlerin belirlenmesine sistematik bir yaklaşımda bulunmak amacıyla önlemlerin belirlenme ve uygulama sürecinin incelenmesi ve belirli prensiplerin ortaya konması gerekir. Önlemlerin, uluslararası bir yapıda olan eylemler ve aynı karaktere sahip olan denizciliği ve gemileri ilgilendirmesi nedeniyle uluslararası seviyeden başlaması gerekmektedir. Deniz haydutluğu konusunda başta Birleşmiş Milletler ve onun bir organı olan Uluslararası Deniz Örgütü (IMO) tarafından yapılan girişimlerin son dönemde yoğunluğu kolluk kuvvetlerinin kullanımının artırılması yönündedir. 2008 yılının son altı ayında Somali açıklarında meydana gelen deniz haydutluğu olaylarının basına yansıması kamuoyunun ilgisine neden olmuş ve bu konudaki girişimler süratlenmiştir. Diğer taraftan IMO tarafından terörizm nedeniyle ortaya konan SUA, ISPS Kod ile ISM Kod gibi bazı yardımcı düzenlemeler, deniz haydutluğu ile mücadelede gemilere kısmen yol göstermekte ve önlemler açısından kısıtlı kalmaktadır. Uluslararası seviyede önlemler açısından ihtiyaç duyulan temel unsurlar; hukuki alt yapının tamamlanması, suç, suç unsurları, müdahale yetkileri, yargılama esaslarının belirlenmesidir. Uluslararası alanda mevcut diğer boşluklar ise istihbarat, takip, koordinasyon, bilgi dağıtımı gibi alanlarda yoğunlaşmakta ve bu hizmetler uluslararası özel kurumların girişimleri ile doldurulmaya çalışılmaktadır.

Ulusal seviyede ise; uluslararası alandaki yetki ve sorumluluk boşlukları, askeri kuvvet kullanmadaki çekinceler ve çıkar alanlarının farklı olması nedeniyle yeterli önlemler alınamamaktadır. Devletler kolluk kuvvetlerine ve askeri güce sahip olmalarının yanı sıra temel hukuk ilkeleri açısından da sorumluluğa sahiptir. Saldırı olaylarının ticari unsurlara karşı kendi egemenlik hakları alanları dışında olması, kendi bayraklarına karşı yapılan saldırı niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu bağlamda devletler, ulusal düzeyde önlemlerini, uluslararası önlemlerin yerine getirilmesine kolluk kuvveti uygulamaları dahil yardımcı olmak, düzen koyucu ve kontrol işlevini uygulamak, şirketleri ve akademik kurumları konuya ilişkin desteklemek şeklinde uygulayabilirler.

Şirketler veya armatörler ise üst seviyedeki yetersiz önlemler nedeniyle girişimlerini gemiler üzerinde yoğunlaştırmakta ve cepheye gemilerini sürmektedirler. Etik ve en azından ticari çıkarları açıdan şirketlerin de önlemler konusunda sorumluluğa sahip olduğu açıktır. Diğer taraftan donatan’ın sorumlulukları ile tehdidin bariz unsurları dikkate alındığında armatör veya şirketlerin hukuki sorumluluğu cezai kovuşturmaya neden bile olabilecek düzeye gelebilecektir.

Bu yaklaşım altında önlemlerin alınma sürecindeki seviyelerin; uluslararası, ulusal, şirket ve gemi olarak belirlenmesi uygun olacaktır. Değişik seviyedeki önlemlerin birbirleriyle en önemli ilişkisi ise her seviyedeki önlemin birbirlerini desteklemesi gerektiğidir. Ayrıca değişik seviyeleri de kapsayacak bir geri besleme sistemi oluşturulmalıdır.

Önlemlerin uygulanmasında ise bazı önemli ve ortak noktalar mevcuttur. Bunlardan birincisi, tek başına veya birbirlerini desteklemeyecek şekilde oluşturulmuş önlem paketinin etkisi çok az olacaktır. Önlemler her bir geminin özelliğine ve tehdide göre ayrı ayrı bir bütün halinde ele alınmalıdır. Gemilerin farklı özellikleri nedeniyle belirlenecek güvenlik önlemlerinin etkileri ve sonuçları da farklı olacaktır. Ayrıca deniz haydutlarının uyguladıkları taktikler ve beklentileri farklı olduğundan önlemler ve uygulama şekilleri de değişik olmalıdır. Örnek olarak güney doğu Asya’da yapılan saldırılar ile Somali açıklarında yapılan saldırılarda aynı önlemler ve kararlar alınırsa sonuçları da farklı olacaktır. Özellikle uygulamada tehdit dikkate alınmalıdır.

İkinci özellik ise önlemlerin deniz haydutlarının engellenmesini garanti etmemesidir. Uluslararası ve devlet seviyesi önlemler yetersiz kaldıkça ve klasik yaklaşımlar ile yeni sistemler önlemlere dahil edilmedikçe alt seviyedeki önlemler büyük bir oran ile sadece geciktirici olarak düşünülmelidir. 2007 ve 2008 yılında yapılan deniz haydutluğu saldırılarında gemilerin başarısı % 27 olmuştur2.

Üçüncü özellik, basit olmakla birlikte uygulaması ve belirlenmesi en güç olandır. Önlemler dizisi “gerçekçi olmalıdır”. Kağıt üzerinde önlemler çok uygun olarak değerlendirilebilir ancak denizde değişik şartlarda uygulaması ve sonuçları bir felakete yol açabilir. Önlemler değişik şartlarda denenmelidir.

Önlemlerin belirlenmesine etki eden etkenler:

Daha önce belirtildiği gibi geminin özellikleri ve mevcut cihazları, güvenlik önlemlerinin belirlenmesindeki ilk etkendir. Diğer en önemli etken ise tehdittir. Tehdit kapsamında; kim, nerede, ne zaman, nasıl, ne yapıyor sorularının cevapları bilinmeli ve buna göre alınacak önlemler dizisi belirlenmelidir. Bu bağlamda önlemler değişik tipteki tehditler için (bölgelerdeki tehdit genelde aynı easları kapsadığından bölgelere göre de olabilir) matris şeklinde önlem dizisi hazırlanabilir. Bu incelemede konu tehdit değerlendirmesi olmadığından detaya girilmeyecek olmakla birlikte deniz haydutlarının genel anlamda gerilla taktiklerini uyguladıkları söylenebilir. İstihbarat toplama, süpriz, aldatma, baskın, geri çekilme şeklindeki sistematik yaklaşım deniz haydutları tarafından da uygulanmaktadır. İkisi arasındaki fark ise hedef cinsleri ile amaçlarıdır. Deniz haydutları sivil hedefleri seçmekte ve şimdilik siyasi bir amaç uğruna değil kendi çıkarları için eylemlerini uygulamaktadır. Eger denizcilik toplumu bu çatışmayı kazanmak istiyorsa değişik önlemler uygulamayı ve gerekli donanımı tedarik etmeyi dikkate almalıdır.

Şirket seviyesi koruyucu önlemler:

Şirket seviyesindeki önlemler genelde, hazırlık safhasında yapılan işlemler ile saldırı sonrası yapılacak işlemleri kapsamaktadır.

Öncelikli olarak şirketin önemli yöneticileri deniz haydutluğu konusunda temel bilgiye sahip olmalıdır. Bu kapsamda şirket güvenlik zabiti deniz haydutluğunun tüm kapsamını (Tehdit bölgeleri, uygulanan taktikler, genel istatistikler, kullanılan araçlar, silahların cinsleri, uygulanabilecek önlemler, kolluk kuvvetleri uygulamaları, bölgelere göre irtibat esasları) detaylı bir şekilde bilmelidir. En iyi sonuç, deniz haydutluğu konusunda önlem belirleme sürecinde çalışan şirket veya gemi personelinin birer deniz haydudu gibi düşünmesi ile alınabilecektir. Deniz haydutlarının saldırı yapması sonucu ortaya çıkan durum, hergün karşılaşılan sıradan ve rutin bir işlem olmadığı gibi özellikle kaçırma eylemi gerçekleştiği takdirde yönetim açısından bir kriz yönetimidir. Böyle bir durum karşısında özellikle küçük veya yeterli tecrübe birikimi olmayan şirketler uzman personel yardımına ihtyaç duyabilirler.

Şirketler açısından diğer önemli bir faaliyet istihbaratın toplanmasıdır. İstihbarat süreci; haberlerin toplanması, güvenilirliklerinin incelenmesi, haberlerin değerlendirilerek yorumlanması ve diğer yorumlanmış haberlerle birlikte sonuçların çıkarılması şeklinde işlemektedir. Deniz haydutluğu konusunda istihbarat sağlamak için kullanılabilecek açık kaynakların başında IMO ve ICC gelmektedir. Bu kaynaklardaki bilgilerin özelliği kısmen değerlendirilmiş olmaları ve kısıtlı bazı sorulara cevap verecek nitelikte olmalarıdır. Özel bazı uluslararası kurumlar tarafından yapılan derlemelere ise ulaşmak ücret karşılığı mümkündür. Deniz haydutluğu konusunda verilmekte olan istihbarat kurslarına da raslanmaktadır. Her bir şirketin bu işlemleri yapması beklenemez. Ancak değerlendirilmiş istihbarat mutlaka şirketler tarafından takip edilmeli ve uygulama açısından sonuçlar çıkarılmalıdır.

Buna karşılık istihbarat elde etmeye çalışırken, karşı tarafın istihbarat toplamasına engel olmak, litaratürdeki tanımlamasıyla istihbarata karşı koyma süreci de dikkate alınmalıdır. Somalili deniz haydutlarının 14.11.2008’de kaçırdıkları 100 milyon dolarlık petrol taşıyan Suudi tankeri MV Sirius Star’ın rotası ile ilgili bilgi almak için 500 bin dolar ödediği belirtilmektedir3. Saldırganların denizde VHF muhabereyi dinledikleri ifade edilmektedir. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Ticari gizliliği sağlarken eskiden önem taşımayan seyir planının detayları gibi bazı basit bilgilerin de gizliliğini sağlama gereği ortaya çıkmıştır. Bu tür bilgilerin hangi makamlara verildiği dikkate alındığında ise gizliliğin sağlanmasının veya istihbarata karşı koymanın ne kadar zor olduğu da diğer bir gerçektir. Deniz haydutlarının eylemleri için gerekli bilgilerin başında geminin nereden giderek, nerede, ne zaman bulunacağı gelmektedir. Direkt olarak bu bilgiye ulaşılamadığı durumda kalkılan/varılan liman ile saati bilindiği durumda dolaylı olarak da saldırı için gerekli bilgi hesaplanabilir. Geminin hareketleri ile ilgili bilgilerin ilgisi olmayan kişilerin ellerine geçmemesi için dağıtımda kısıtlama yapılarak belirli kurallar uygulanmalı, şirket ve gemi personeli bu konuda uyarılmalıdır.

Diğer şirket veya gemiler tarafından elde edilen tecrübelerden faydalanmak bir adım ileri gitmek için en kolay yol olmakla birlikte, bu bilgilere ulaşmak da güç olabilmektedir. Deniz haydutluğunda “Eğer ben kaybettimse diğerleri de kaybetmelidir” şeklinde bir mantık ile düşünmek, hergün artmakta olan fidyeler ile daha da gelişen ve teknik yönden güçlenen haydutlar ve bu tür eylemlerin yayılma olasılığı ile terörizme dönüşme ihtimali düşünüldüğünde doğru değildir. Bilgi değişimi bu aşamada uluslararası alanda yapılamasa bile ulusal boyutlarda şirketler arasında yapılabilmeli ve bu maksatla bir sistem geliştirilmelidir. Bu bağlamda alınan dersler sürecinin kurulması ve işletilmesi arzu edilen sonuca ulaştırabilecektir. Bu tür bir sürecin nasıl işleyeceğinin incelenmesinden önce girdilerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Girdiler şirket personeli, gemi personeli, yapılan eğitimlerden alınan sonuçlar, gerçek olaylardan alınan dersler, simulatör eğitimlerinin sonuçları ve akademik çalışmalar olabilir.

İstihbarat elde edilmesi ve tecrübelerin değerlendirilmesi süreçlerinin birbirleri ile ilişkisi de dikkate alındığında, bu tür görevleri yapabilecek bir birime ihtiyaç olduğu görülmektedir. Böyle bir birimin gerektiğinde bazı acil görevleri de üstlenecek şekilde şirketlerin ortak katılımı ile kurulabileceği ve aşağıda belirtilen temel görevleri üstlenebileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca bu merkezin kısa sürede dünyadaki bu konudaki boşluğu doldurarak önemli bir konuma gelmesi hedef olarak alınmalıdır.

  • Hassas istihbarata ulaşmada kolaylık sağlayarak, değerlendirmeleri yaparak yayınlanmasını sağlamak,
  • Sisteme katılan gemileri takip ederek acil durumlarda iligli makamlar arasında koordine sağlamak,
  • Önlemlerin belirlenmesi sürecine katkı sağlamak,

  • Elde edilen tecrübeleri, alınan dersleri derlemek, değerlendirmek ve yaymak.


Kuvvet yönünden zayıf durumda bulunulduğu durumda bir tehditten kaçınma tarih boyunca en iyi önlemlerden birisi olmuştur. Bilindiği üzere seyir planlamasında ticari açıdan en iyi rota, en kısa rotadır. Ancak en kısa rota en az mesafeye sahip olan rota olmayıp, varılacak limana geminin emniyetle ve zamanında seyretmesine imkan verecek rotaların seçiminden oluşmaktadır. Deniz haydutluğu açısından da bu tür bölgelerden sakınılması şirketler tarafından dikkate alınmalıdır. Burada seçime etki eden temel unsurlar, böyle bir rota seçilmesi halinde uğranılacak zaman ve mali kayıplar ile potansiyel tehdidin risk analizinin yapılmasıdır. Şirketler durum değerlendirmelerini yaparak SOLAS gereği seyir planlama sorumluluğuna sahip Süvarilerine gerekli esnekliği sağlayacak talimatlarını vermelidirler.

Diğer taraftan çevresel faktörler de bir önlem olarak kullanılabilinir. Ağır hava şartları, yoğun sis gibi küçük ve teknik imkanları daha düşük düzeyde olan tekneleri etkileyen çevresel faktörlerden, deniz korsanlığı olan denizlerde sakınma maksadıyla faydalanılabilinir. Günümüzde beş gün sonrasının hava tahminlerinin yüzde 90’nın üzerinde doğrulukla yapıldığı dikkate alındığında tehdit olan sahalara yaklaşan gemiler süratlerini ayarlayarak veya bekleyerek herhangi bir saldırı ile karşılaşmadan geçiş yapabilirler. Şirketler, Süvarilerine açık yetki verebilir veya hava durumuna göre rotalama yapan unsurlarını bu şekilde yönlendirebilir.

Son dönemde ortaya çıkmaya başlayan diğer bir yöntem ise özel güvenlik şirketlerinden tehdit sahalardan geçiş süresince gemide bulunacak şekilde personel kiralanması yöntemidir. Özel güvenlik elemanı bulundurmanın maliyetleri ise günlük 20.000 ila 50.000 dolar arasında değişmektedir4. Bazı başarısız örnekleri olmakla birlikte çok çekici gelen bu yöntemin en önemli mahzuru, deniz haydutlarının böyle bir durumda gemiye çok daha fazla hasar verdirme yönüne gidebileceği ve durumu tırmandıracak olmasıdır. Basit bir örnek vermek gerekirse gemiye çıkmayı başaramamış ve kayıp vermiş bir deniz haydudu grubunun bölgeden ayrılırken bir roket atar ile gemiyi batırma olasılığı bile mevcuttur. Ayrıca bir çok ülkenin silahlı personel bulunan gemilerin karasularına girmesine izin vermediği veya güçlük çıkardığı da dikkate alınmalıdır. Silahlı güvenlik personeli kiralanmadan önce iyi bir risk analizine ihtiyaç duyulmaktadır. Bir devlet uygulaması olarak silahlı güvenlik personeli uygulamasına örnek olarak, İsrail ticaret gemilerinde özellikle tankerlerinde (teröristler tarafından hedef olma olasılığının yüksek olması nedeniyle) bulundurulan güvenlik timleri gösterilebilir.

Şirketlerin özellikle üzerinde durmaları gereken diğer bir dolaylı önlem ise uluslararası ve ulusal önlemlerin alınması maksadıyla girişimlerde bulunmak olmalıdır. Kamuoyu ilgisi, basının konu üzerine yoğunlaşması sadece gemilerin kaçırıldığı dönemlerde oluştuğu takdirde istenilen düzeyde önlemlerin alınma olasılığı azalacak veya gecikecektir. Sürekli ve yoğun bir gündemde tutma sürecinin en azından Ticaret Odaları vasıtasıyla yürütülmesi, basının sürekli olarak bilgilendirilmesi, bu maksatla kahraman denizcilere ödül verilmesi, saldırı girişimlerinin çeşitli çekincelere rağmen basına açıklanması, özel görüşmelerde konunun gündeme getirilmesi gibi faaliyetleri kapsayan bir eylem planının uygulanması faydalı olacaktır.

Şirketler açısından diğer bir önlem personelin motive edilmesidir. Şirketin prensipleri çerçevesinde bir tehdit sahasından saldırıya uğramadan bile başarıyla geçen bir geminin personelinin ödüllendirlmesi, gelecek seferde bu personelin ve şirketin diğer gemilerindeki personelin koruyucu önlemleri en iyi şekilde almasına yardımcı olacaktır. Personel açısından diğer bir konu ise günümüzde gemilerde az sayıda kişi çalıştırılmasının olumsuz sonuçlarıdır. Gemide ilave personelin çalıştırma maliyeti ile saldırı sonrası uğranılabilecek zarar karşılaştırılabilecek boyutta değildir. Tehdit bulunan bölgelere sefer yapan gemilerde, bu seferlerde görevlendirilecek ilave bir veya iki personel geminin savunmasına katkı sağlayacaktır.

Deniz haydutluğuna karşı koymaya yönelik eğitimlere önem verilmelidir. Kişisel eğitimden başlayarak takım halinde yapılan tim eğitimlerine geçiş ve bu eğitimlere verilecek önem, alınacak önlemlerin kuvvet çarpanı olacaktır. Eğitimler konusunda dikkat edilmesi gereken noktaların başında eğitimin nasıl yapıldığının, eksiklerinin ve hatalarının değerlendirilmesi gereğidir. Geri beslemesi yapılmayan bir eğitim hiç bir fayda sağlamayacak ve zaman kaybı olacaktır. Bu kapsamda mutlaka denetleme fonksiyonunu yapan bir kişi bulunmalı ve kontrol listeleri kullanılmalıdır. Şirketler prensiplerini açık olarak belirtmeli ve imkanlar dahilinde dışarıdan personel göndererek gemi eğitimlerinin kıymetlendirmesini ve düzeltici önlemlerin alınmasını sağlamalıdır.

Deniz haydutlarının bir kısmı gemiye sadece değerli yük veya para için gelmekte ve kısa sürede eylemini bitirerek gemiden ayrılmaktadır. Bu nedenle şirketler bu tür yük taşımanın doğurabileceği ilave riski dikkate almalı, nakit para bulundurmamak için kredi kartı veya çek uygulamasına geçmeyi incelemelidir. Aynı şekilde bu tür bölgelere çalışan şirketler sözleşmelerinde veya sigortalarında savaş şartlarını deniz haydutluğunu da kapsayacak şekilde düzenlemeyi düşünmelidirler.

Bir kaçırma ve fidye olayına kolluk kuvvetlerinin müdahalesi gerektiğinde müdahaleyi yapan kişilerin deniz ortamını ve müdahale yapılan geminin özelliklerini çok iyi bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle şirketler geminin planlarını, personel bilgi ve resimlerini yetkili makamlara vermeye hazır olmalıdırlar.

Deniz haydutluğunun gelişimine parallel olarak öldürücü olmayan silahların ve güvenlik teçhizatının da gemilerde kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu tür sistem ve cihazları iki kısıma ayırabiliriz. Bunlardan birincisi personelin koruyucu teçhizatıdır. Bu kapsamda; kurşun geçirmez yelek ve miğfer, gece görüş cihazları, göz yaşartıcı/sersemletici gaz ve şok verici cihazlar sayılabilir. İkinci grup ise genel kullanım için olan aşağıda belirtilen sistem ve cihazlardır: Bunlara ilave olarak gemide teknik olarak bazı değişiklikler de yapılabilmektedir. Köprüüstü camlarının kurşun geçirmez camlar ile kaplanması, tüm kaporta ve kapıların merkezi sistemle kapatılması veya kartlı sisteme geçilmesi, kritik olan köprüüstü ve makina dairesine ulaşımı zorlaştırmak için ilave kaporta konması, makinanın uzaktan kumanda ile devre dışı bırakılması gibi önlemler örnek olarak verilebilir.


Deniz haydutluğuna karşı kullanılabilecek sistemler ve öldürücü olmayan silahlar:

Bu kısımda deniz haydutluğuna karşı korunma maksadıyla kullanılması öngörülen yeni ve kullanılmakta olan sistemlerin açıklamaları yapılmıştır. Bu sistemlerin hepsinin bir gemide bulunması olanağı mevcut değildir. Ancak şirketlerin, gemilerinin taşıdığı riske göre uygun sistemleri/cihazları, geminin özellikleri ve diğer koruyucu önlemleri de dikkate alarak temin etmesi uygun olacaktır. Açıklamalarda üretici isimleri örnek olarak verilmiştir.


Personel Koruyucu Donanım:

Kişiyi koruyucu veya saldırılara karşı savunma amaçlı donanım her gün gelişmekte ve sivil amaçla kullanımı nedeniyle yaygınlaşmaktadır. Gemi personelinin koruyucu donanımının geliştirilmesi, uzun süre mücadele edilmesi olanağını artıracak, morali güçlendirecek, saldırganlar için caydırıcı bir önlem olacaktır.


Kurşun geçirmez yelek:

Anti balistik veya kurşun geçirmez olarak adlandırılan koruyucu donanımın değişik tipleri olmakla beraber, gemide kullanıma imkan veren, rahat hareket olanağı olan hafif tipleri (Kevlar, fiber gibi) ile can yeleği gibi yüzdürücü özelliği olanlar tercih edilmelidir. Aynı şekilde kurşun geçirmez, hafif maddelerden yapılmış miğferler de savunma gücüne katkı sağlayacaktır.


Gözyaşartıcı gaz:

Günlük yaşamda savunmaya yönelik bir çok çeşidi bulunmaktadır. “Lachrymator” (Latince lacrima gözyaşı anlamındadır) veya günlük konuşmada göz yaşartıcı gaz, biber gazı olarak bilinen kimyasal ajanlar, kornea sinirleri ile göz, burun ve ağızdaki mukosa hücrelerini etkileyerek gözyaşı, öksürük, acı ve zaman zaman geçici körlük yaratmaktadır. Bu tür savunma araçları açık güvertede görev yapan ve saldırganlar ile temasa geçme olasılığı bulunan personel için geçici olarak saldırganı etkisiz hale getirme maksadıyla kullanılabilir.


Elektro şok cihazları:

Bu tür korunma araçları yüksek voltaj, alçak akımın çok kısa bir süre ile kişiye uygulanması esasına göre çalışır. Etkisi, kaslara kumanda eden sinir sistemindeki akımının etkisiz hale getirilmesiyle ortaya çıkmaktadır. Uygulanan kişi acı duyar ve geçici olarak paralize olur, hareket edemez hale gelir. Elektrik akımı uygulanan yerin hassasiyeti (koltuk altı, apış arası gibi) acıyı ve etkiyi arttırır. Uygulanan elektrik akımın düşük olması nedeniyle kişiye ölümcül etkisinin olması beklenmemekle birlikte, saldırganın genel sağlık duruma bağlı olarak ağır hasarlar bırakabilir ve ölüme neden olabilir.


Genel korunma araçları:


Dikenli tel:

Paslanmaz materyalden yapılmış, deniz etkilerine dayanıklı, dikenleri veya jilet benzeri kesici çıkıntıları olan teldir. Günlük yaşamda güvenliği sağlamak maksadıyla kullanılmakla birlikte, deniz haydutlarının saldırıları nedeniyle denizdeki yerini de almıştır. Gemi çevresine sabit veya geçici olarak veya demir loçası gibi yerlere monte edilerek, gemiye çıkılmasını daha zor hale getirmek amacıyla kullanılmaktadır.


Elektrikli dikenli tel/bariyer:

Gemi etrafına yapılan koruyucu çite, yüksek voltajlı, düşük amperli, bazı sistemlerde darbe (pulse) şeklinde elektrik akımı verilmesi ile etkinliği arttıran bir sistemdir. Aynı zamanda temas olduğunda alarm veren, bordaları aydınlatan ve çok yüksek sesli siren çalan sistemin tel örgüsüne saldırganlardan biri değidiği taktirde elektrik akımı öldürücü olmayan ancak acı ve rahatsızlık veren bir etki yapmakta ve saldırganı caydırmayı amaçlamaktadır. Patlayıcı, yanıcı yük taşıyan gemiler tarafından kullanılamaktadır. Daha fazla bilgi www.secure-marine.com adresinden temin edilebilir.


Su topları:

Yangın hortumları ile basınçlı su fışkırtmanın sağladığı başarılar üzerine personel açısından daha az tehlikeli olmaları da dikkate alınarak su toplarının deniz haydutlarına karşı kullanılan versiyonları geliştirilmeye başlanmıştır. 150 psi üzerinde basınca sahip bu sistemler, dakikada 5000 litre su atabilmekte ve 90 metreye kadar etkili olmaktadır. Atılan su miktarı saldırı teknesini kısa sürede su ile dolmasını ve harekattan sakıt kalmasını sağlayabilir. Ayrıca saldırganlara karşı etkinlikle kullanılabilir. Deniz haydutları için geliştirilen versiyonlarında otomatik programlama ile insansız kullanım, otomatik patern uygulama, video kamera aracılığıyla uzaktan kumanda ve gözetleme, yönlendirme, 360 derece dönüş imkanı ve diğer özellikler bulunmaktadır. (örnek olarak bkz. www.unifire.com.) Su topları yangın söndürmek maksadıyla da kullanıldığından ticari amaca da yöneliktir. Su topu bulunan veya monte edilecek bir gemide kapsanan sektörlerler haricinde kalan bölgeler için yangın hortumu kullanılması, ilave önlemler alınması, yeni monte edilecek gemilerde en fazla sektörün kapsanacak şekilde planlama yapılması önem taşımaktadır. Bu bağlamda gemilerde anbar temizlemek amacıyla kullanılan ve hava basıncı ile suyun basıncını artıran veya kendi pompası ile su fışkırtan sistemler de gerektiği takdirde saldırganları caydırmak maksadıyla kullanılabilir.


Direkt enerji silahları:

Bu tür silahlar enerjinin bir bim şeklinde saldırgan üzerinde yoğunlaştırılması prensibine göre çalışmaktadır. Etki seviyesi ayarlanabilir veya dizayn aşamasında belirli bir etkiye göre planlanırlar. Kullanılan enerji tipleri elektro-manyetik (Laser gibi), partiküler ve akustik (sonik) olabilir.


Akustik silahlar:

Yüksek yoğunluklu sesler iç kulaktaki sinirlerin ses sinyali üretmesine neden olur. Iç kulağın aynı zamanda vucudun dengesini düzenleyen sinyalleri üretmesi nedeniyle yüksek yoğunluklu ses ile doyuma ulaşması halinde denge bozulmaya başlar örneğin 1990 yılında Manual Norriega Panama’da saklandığı Vatikan Büyükelçiliğinden ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından yüksek sesli müzik kullanılarak çıkmak zorunda bırakılmıştır. Yüksek yoğunluklu ve düşük frekanslı ses ise iç organların rezonansa gelmesine ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Long-Range Audio Device (L-RAD) and Magnetic Acoustic Device (MAD) gibi cihazlar gemilerde kullanılmaktadır. Bim şeklinde üretilen ses sinyali uzak mesafelere ulaşabilmekte ve etkisi artmakta ve özellikle yolcu gemilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Siren modu, konuşma modu, rahatsız edici ses üreten modu gibi değişik kullanım şekilleri vardır.


Laser optik göz kamaştırıcılar:

Dalga boyu görünür spekturumda olan laser kullanılarak imal edilen bu tür cihazların amacı, saldırganın gözlerini kamaştırmak ve yoğun ışık hüzmesi ile çevreyi görmesini engellemektir. Normal bir ışık kaynağı da aynı görevi yapmasına rağmen laser kullanılması ile ışık yogunluğu artırılabilmekte ve dağılma çok az seviyede tutulabilmektedir. Bu nedenle uzak mesafelerde etkin olmakta ve daha az güç kullanılmaktadır. Batılı ülkelerde yapılan deneyimlerde insan sağlığına zararlı etkisi olmadığı gözlenmiştir. Güvenlik amacıyla kara tesislerinde yoğun olarak kullanılmaktadır5. Gemilerde kullanılmaya uygun araçlardan birisidir.

Laser mesafe bulucular:

Laser mesafe bulucuların ilk anda deniz haydutlarına bir etkisi olmayacağı düşünülse de, mesafe bulmak amacıyla laser kullanan ve askeri sistemlerin, özellikle gözde hasar yaratan etkisi mevcuttur. Etki mesafesi laserin gücü ve hava şartlarına bağlıdır. Karşı tedbir olarak özel gözlük kullanılması gerekmektedir. Süpriz bir silah olarak kullanılabilir.

Şok silahları :

Işık ve ses üreten kimyasallardan imal edilen şok silahlarının, öldürücü ve parça tesiri yoktur. Amacı saldırganları nötralize etmek ve geçici olarak düşünme sistemlerini bozmaktır. Yaratılan ani etki ile ilk saldırıda başarı olasılığı artırılabilir ve saldırgana azami hasar verdirilebilir. Kolluk kuvvetleri tarafından rehinelerin kurtarılmasında, suçlu veya teröristlerin yakalanmasında kullanılmaktadır. Öldürücü olmaması nedeniyle kullananlara rahat hareket olanağı yaratır. Bu tür silahların patlayıcı gaz ve yanıcı kimyasal ortamlarda kullanılması ikincil patlamalara neden olabileceğinden tehlikelidir. Kullanıcıların işitme koruyucu donanım bulundurması gerekir. Bu tür silahların patlayıcı-tehlikeli yük taşıyan gemilerde ve tehlikeleri nedeniyle saldırıya uğrama riski az gemilerde kullanılması tavsiye edilmez.


Kalabalık dağıtma bombası :

İçinde bulunan çok sayıda plastik saçmayı saldırganların üzerine aynı anda atmak maksadıyla imal edilmiştir. ABD yapımı M5 tipinin 60 derecelik sektörü kaplayan, 5 ila 30 metre etki mesafesi vardır6. Deniz haydutlarına karşı kullanım zamanının gemiye çıkma esnasında olduğu değerlendirlmektedir. Saldırganların gemiye çıkmasından sonra kullanılması tavsiye edilmez.

Gemi takip sistemleri :

Piyasada gemilerin takibi ve haberleşme yapılması maksadıyla değişik sistemler bulunmaktadır7.ISPS Kod kapsamında bulundurulması gerekli cihazların yanı sıra geminin sürekli olarak takibini yapacak sistemlerin deniz haydutluğuna karşı korunmak maksadına ilave olarak ticari açıdan ve acil durumların tespit edilmesi yönünden faydası bulunmaktadır. IMO tarafından gelecek yıllarda zorunlu olarak gemilere monte edilmesi öngörülen LRIT sisteminin de dikkate alınması uygun olacaktır. Bu tür sistemlerde dikkat edilecek konuların başında ise yetkisiz kişilerin bilgiye ulaşmalarının önlenmesi gelmektedir.

Hareket önleyici sistemler:

Kişilerin hareket etmesi öldürücü olmayan yöntemlerle önlenmesidir. Deniz haydutluğu kamuoyunun gündemine gelmeden önce 1990 ların sonundan itibaren ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından özellikle sivil direnmelerin önlenmesi/engellenmesi kapsamında yapılan çalışmalar ile geliştirilmeye başlanmıştır. Bu kapsamda bazı yöntemler geliştirilmiş ancak yaygın uygulama alanı bulamamıştır. Geliştirilen yöntemlerden birisi de kaygan yüzey çamurudur. Belirtilen çamur, “ıslak buz” kadar kaygan bir zemini çeşitli bileşenlerin karışımıyla oluşturmakta ve saldırganların hareket imkanını kısıtlamaktadır. Aynı şekilde yapışkan zeminler de kullanılmaktadır.


Sensörler:

Sensör tanımı çok geniş bir alanı kapsamakla birlikte bu çalışmada gemilerde pasif veya aktif olarak denizde çevremizde bulunanlara ilişkin farkındalık sağlayan sistemler esas alınmıştır. Sensörlerin deniz haydutlarına karşı koymadaki önemi taktik farkındalık kısmında açıklanmıştır. Gemilerde bulunan Radar, AIS ile manuel bir sensör olan dürbün gibi araçlar bilinmeleri nedeniyle bu kısımda açıklanmamıştır.

Gece görüş cihazları:

Elektro-manyetik band (spektrum) içinde gama ışını, X ışını, ulturaviyole ışını, görünür ışın, infrared, mikrodalga ve radyo dalgaları bulunmakta ve görünür ışın yani gözle görülebilen ışın bandın küçük bir bölümünü kapsamaktadır. Gece görüş teknolojisi iki ana başlık altında toplanabilir. Bunlar, ışığın yükseltilmesi ve termel (ınfrared) teknolojilerdir. Işığın yükseltilmesi ve yoğunlaştırılması teknolojisinde, çevre şartlarında bulunan ışık (ki bu çok az bir ışık da olabilir), çeşitli sayısal görüntü oluşturma veya elektronik süreçten geçirilerek yükseltilir ve görünür duruma getirilir. IR Sistemleri ise genelde uzun dalga ınfrared ve orta dalga olarak ikiye ayırmak mümkündür. Uzun dalga ınfrared sistemler 8 ila 12 mikrometre dalga boyunda çalışan, bir kaç mile kadar insan vücut ısısını ve daha yüksek ısıları tespit edebilen sistemlerdir. Infrared dalga boyunda ışınlar hava ve nem tarafından emilir, dağıtılır ve kırılır. Bu nedenle çevre şartlarına karşı duyarlıdırlar. 3 ila 5 mikrometre dalga boyundaki ışınlar ise çevre şartlarından daha az etkilenmektedir ancak sensörleri daha pahalıdır.

Uzaktan kumandalı araçlar:

Denizde veya havada gidebilen, insansız, uzaktan kumandalı, sensörleri bulunan silahlı veya silahsız araçlardır. Bir ticaret gemi tarafından kullanılması dikkate alındığında silahsız olanların uygun olduğu değerlendirilmektedir. Ana kullanım amacı hızı ve havada ise yüksek sensör mesafelerinden faydalanılarak saldırganların çok uzak mesafeden tespit edilmesine yardımcı olmaktır. Sensör cinsleri, tespit mesafeleri, çevre koşullarından etkilenme oranları, kullanım süreleri, kumanda ve bilgi iletim menzilleri, gerçek zamanlı bilgi iletim esasları, manevra yetenekleri, ilk hareket ve gemiye geri alınma kolaylıkları seçimlerinde esas alınacak etkenlerin başında gelmektedir. Belirtilen hususlar belirgin özellikler olmakla beraber sensör cins ve özellikleri en önemli unsurdur. Elektro optik, FLIR, alçak görüş kamerası gibi sensörlerin bulunması kullanım amacına uygun bir donanım olacaktır. Uzaktan kumandalı araçlardan denizde kullanılan botlar, liman gibi sabit tesisler için etkin olabilmekle birlikte, düşük hızları ve anten yükseklikleri nedeniyle kaplama sahaları az olduğu için uygun araçlar değildir. Hava araçları ise hava şartlarından etkilenmekle birlikte deniz haydutlarının da ağır havalarda saldıramayacakları gözönüne alındığında kullanılması en uygun sensörler arasına girmektedir. Günümüzde bu tür araçlar gemiler için geliştirilmiş ve kolaylıkla kullanılabilir duruma gelmiştir. (Bakınız örneğin Superfly)

Belirtilen sistemlerin temin edilmesinin deniz haydutluğuna karşı koymada yardımcı olacağı açıktır. Ancak bir geminin özellikle denizde güvenliğinin nasıl sağlanabileceği ve alınacak önlemlerinin tamamının tespiti ile ihtiyaç duyulan yeni donanımın temini dikkate alınmalıdır. Burada belirtilen sistemlerin dışında en önemli koruyucu sistemin ise sensörler ve bunların etkilerini artıran sistemler olduğunun altının çizilmesinde fayda mütalaa edilmektedir.

Bu safhada belirlenmesi gereken en önemli husus ise süvari’ye verilecek angajman yetkisidir. Saldırganlara hangi şartlarda, ne kadar karşı konulacağı açık olarak belirtilmelidir. İlk akla gelen husus bir saldırıya karşı konulmayacağı bir durumun kabul edilemez olabileceğidir. Ancak bazı şartlar direnmeden teslim olmayı da öngörebilir. Bu nedenle özellikle saldırganların sayıları, imkanları ve silahları dikkate alınarak belirli bir aşamadan sonra direnmenin sona erdirilmesi istenebilir.


Hazırlık safhası olarak adlandırabileceğimiz safhada yukarıda belirtilen önlemleri alan şirketlere en önemli yük, geminin kaçırılma aşamasından sonra deniz haydutları ile yapılan görüşmelerde düşmektedir.


Görüşme safhası:

Deniz haydutları ile rehin aldıkları gemiyi, yükü ve en önemlisi personeli kurtarmak amacıyla yapılacak görüşmeler, psikoloji, sosyoloji ve krimonoloji gibi değişik disiplinleri de kapsayan derin ve yoğun profesyonel bilgiyi gerektirmektedir.

Bir geminin deniz haydutları tarafından fidye almak maksadıyla rehin tutlması ile günümüzde değişik nedenlerle kişileri rehin alınması fiilleri benzer olmakla birlikte çok farklı yönlere sahiptir. Bunların başında deniz haydutlarının bir kurtarma harekatı yapılma olasılığının çok düşük olduğunu bilmeleri gelmekte ve bu nedenle kolluk kuvveti veya yakalanma korkusu bulunmamaktadır. Diğer taraftan günümüzdeki deniz haydutları gruplar şeklinde çalıştıkları ve bunların başlarında bir liderlerinin bulunduğu bilinmektetir. Klasik rehin alma olaylarının tamamına yakınında lider olayın geçtiği yerde bulunmasına ragmen deniz haydutlarının rehin alma olaylarında lider başka bir yerde genellikle sahilde bir yerde bulunabilir. Diğer taraftan başka gruplar, gemiyi kaçıranların kendilerinin olduğunu beyan ederek fidye talebinde de bulunabilmektedir. Bu nedenlerden dolayı klasik rehin alma fiillerinden ayrılan deniz haydutluğu, değişik yaklaşımlarda bulunmayı gerektirir.

Kaçırılma safhasının başında ilk olarak belirlenmesi gereken, gemiyi kimin ve neden kaçırdığı sorusunun cevaplandırılmasıdır. Bu maksatla gemi süvarisi haydutlardan bilgi alarak şirkete diğer kaynaklardan gelen bilgileri kontrol etmelidir.

Bir rehin alma olayında en önemli iki oyuncu, şirket dahilinde konuya müdahil olacak kişilerden oluşturulacak kriz yönetim timinin başında ve tüm yetkilere sahip (Bu kişi Armatör veya Şirket Müdür olabilir) kişi ile haydutlar ile görüşmeleri yapacak aracı kişidir. Buradaki kritik husus, krizi yönetecek kişi ile görüşmeleri yapacak kişinin aynı kişi olmamasıdır ve hayati öneme sahiptir. Görüşmeci, objektif olmalı ve sakin kalmalıdır. Aynı kişinin kriz yönetimini de idare etmesi halinde aynı süreçte kararlar alması da gerektiğinden sakin kalması ve dengeli davranması güç olacaktır. Aynı zamanda görüşmeciler tarafından zaman kazanmak amacıyla en fazla uygulananan bir taktik de yapılan tekliflerin karar alıcılara iletilmesi ve kararın beklenmesi şeklindedir. Görüşmeci en yetkili makam olduğu taktirde veya her iki kişi aynı olduğu zaman böyle bir taktiğin uygulanmasına imkan olmayacaktır. Diğer taraftan görüşmecinin deniz haydutlarının lideri ile direkt olarak görüşmesi öneme haizdir ve bu konuda ısrar edilmeli, gerekirse blöf yapılmalıdır.

Görüşmecinin ilk yapması gereken, rehin alanlarla arasında bir bağ ve karşılıklı anlayış ortamı oluşturması ve haydutları barışcı bir çözüm için ikna etmesidir. Görüşmeler süresince dikkat edilmesi gereken basit kurallar mevcuttur. Bunların başında her zaman sakin olmak ve sinirli olduğunuzu göstermemek gelir. Konuşurken ses tonunuz, (Yüz yüze yapılan bir görüşmede vucut diliniz) ruh halinizi karşı tarafa yansıttır. Bu nedenle her zaman sakin ve tonlama, vurgulama yapmadan konuşmak gerekir. Eğer görüşme yüz yüze veya video konferans sistemleri kullanarak yapılıyor ise yüz ifadesi de aynı şekilde ve daha fazlasıyla ruh halinizi yansıtır. Yüz kaslarınıza hakim olmak, düşünmeye ve karar alma yerine sadece konuşmanın gidişatına odaklanmak bu sorunu çözebilir.

 

SAKİN OL

YALVARMA VE EMİR VERME

PAZARLIK YAP

Görüşmeler süresince hiç bir zaman ses tonunuz veya kullanılan ifadeler yalvarma veya emir verme şeklinde olmamalıdır. Bu şekildeki ifadeler karşı tarafın söylenenler altında saklı bir diğer durum olduğunu düşünmesine neden olabileceği gibi size olan güveni sarsacak, kurulmaya çalışılan ilgiyi azaltacak ve kişilik yapısını tanımadığınız bir kişinin bilinemeyecek tepkilerine neden olabilecektir.

En iyi çözümler karşı tarafın kazandığını düşündüğü zaman elde edilir. Bir kazanç uğruna riske girmiş bir insanın beklentilerini karşılamamak durumunda isteklerinizi elde etmenin ancak güç kullanmak yoluyla olabileceği, tatlı dil kullanmanın bir sonuç getirmesinin çok güç olacağı aşikardır. Karşı tarafın kazanç elde etmesi demek sizin bir kaybınız olarak düşünülmemeli, en iyi durumun karşı tarafın kazanç elde ettiğini “düşünmesini” sağlamak olduğu dikkate alınmalıdır. Bu nedenle aşırıya kaçmadan kendi tekliflerinizin kabul edilmesi durumunda kazançlı çıkacakları yönünde karşı tarafın ikna edilmesi gerekmektedir.

Görüşmecilerin bir tim halinde birinci ve ikinci görüşmeci olarak çalışması daha uygun olabilecektir. İkinci görüşmeci, yapılan her konuşmayı dinlemeli, notlarını almalı ve birinci görüşmeciyi desteklemelidir. Bazı anlarda birinci görüşmecinin takıldığı, doğru cevabı düşünemediği durumlarda ikinci görüşmeci birinciye yardımcı olacaktır.

Değişik şartlar görüşmecilerin önüne değişik hedefleri getirebilir. Ana hedef veya hedefler zamana ve duruma bağlı olarak değiştirilerek krizi yöneten kişi tarafından belirlenmelidir. Durum ne olursa olsun bu hedefler ve sizin bunlara ulaşmak için kullanacağınız taktikler hayal ve düşünce gücünüze bağlı olacaktır. Aşağıda görüşme yöntemlerine ilişkin temel prensipler verilmiştir.

Rehinelerin emniyetinin sağlanması :

Bunun anlamı deniz haydutlarını, gemi personelini öldürmemeleri veya yaralamamaları, hasta veya yaralı personelin tedavi olmalarına izin vermeleri için ikna etmektir. Ayrıca belirli bir aşamadan sonra bir silahlı müdahale düşünülüyorsa, bir kısım rehinenin serbest bırakılması da istenebilir. Bu amaca ulaşmak için görüşmeci, bulunulan aşamadan sonra rehinelere bir zarar gelmesi durumunda saldırganların isteklerinin sağlanmasının güç olacağını, istekler sağlansa bile kanunlar gereğince kolluk kuvvetlerinin veya bayrak hükümetinin peşlerini bırakmayacağını ve şirket olarak bu duruma müdahale hakkının olmadığını, rehinelerin korsanlarla bir ilgisi olmadığını ve isteklerin tamamiyle armatörün talimatıyla yerine getirileceğini karşı tarafa hisettirmelidir.


Durumun sakin kalmasını sağlamak:

İlk saldırının ardından ilk saatlerde saldırganlar aşırı heyacanlı, dengesiz, tahmin edilemeyen hareketler yapan, sinirli, sert, kırıcı ve zaman zaman öldürücü olabilirler. Bu durum saldırı ardından kanlarındaki adrelaninin yüksekliğinden olduğu kadar, içinde bulundukları durumun emniyetini tam olarak sağlamadıklarından dolayıdır. Sinirli veya heyacanlı deniz haydutları mürettabat için olumsuz bir ortamdır. Görüşmeci hiç bir zaman rehin alan kişilerle tartışmamalı ve isteklerine hayır dememelidir. Bunun yerine görüşmeci geciktirici taktikler uygulamalı, sorular sormalı veya karşı tekliflerde bulunmalıdır. Bunların da ötesinde görüşmeci devamlı olarak dengeli bir karakter sergileyerek, ne olursa olsun sonucun kimse zarar görmeden olumlu olarak biteceği izlenimi vermelidir.


Görüşmeci ile rehin alanlar arasındaki ilişkinin geliştirilmesi:

Rehin alan kişiler görüşmeciye saygı duymalıdır veya en azından öyle algılamalıdır. Bunun oluşturulması için en temel faktör, görüşmecinin deniz haydutlarının durumunu ve giriştikleri eylemin nedenlerini anlıyormuş gibi ancak yine de karşı koyma gücü varmış gibi davranmasıdır.


Sürenin uzatılması :

Rehin kalma durumu ne kadar uzar ise barışçı bir şekilde bitme olasılığının o kadar artacağı krimonoloji litaratüründe belirtilmektedir. Ancak deniz haydutlarının gemiyi rehin alması durumunda sürenin kısa olması ticari açıdan çok büyük önem taşımaktadır. İşletme masraflarının artması, yük alamamak ve seyir yapamamak nedeniyle uğranılan büyük kayıplar verilmesi muhtemel fidye miktarının da üzerinde olmaktadır. Bu nedenle rehin alınma durumunun en kısa süre içinde tamamlanması arzu edilmelidir. Ancak başlangıçta istenen fidye miktarlarının zaman içinde yapılan pazarlığın da etkisiyle çok düşüyor olması da dikkate alınmalıdır. Ayrıca ilk günlerde deniz haydutlarının duruma tam olarak hakim olamama sonucu baskı altında bulunmaları nedeniyle belirli bir süre beklenmesi tavsiye olunur. Diğer taraftan bir anlaşmaya varılmasında sorun var ise, zaman kazanılmak isteniyorsa veya bir operasyon düşünülüyor ise süre uzatması istenebilir. Böyle bir durumda uygulanacak taktiklerin başında “yetkili kişi ile görüşme” uygulaması gelmektedir. Bir istek veya soru karşısında yetkili kişi ile görüşüleceği ve cevabın daha sonra verileceği belirtilebilir. Ayrıca sorulara ucu açık sorularla cevap verilerek dikkati başka yönlere çekmek, tarafımızdan sorulan soruların şeklinin evet-hayır olarak cevap alacak şekilde olmaması, verilmiş olan sürelerin uzatılmasını istemek sürenin uzatılmasına yardımcı olacaktır. Gemi personelinin uzun süre deniz haydutları ile birlikte kalmasının doğurması muhtemel bir başka sorun ise Stockholm sendromudur. Stockholm sendromu; rehin alınan kişilerin eylemcilerle çok uzun süreler beraber kalması sonucu kişinin kendini sorunlardan koruma içgüdüsü ile rehin alan kişilere sempati duyması ve eylemcinin rehinelere bir şey yapmamasından dolayı duyulan içgüdüsel yakınlık sonucu, duygusal bağ kurması olarak tanımlanmaktadır. İsveç’te bir banka soygununda altı gün rehin kalan banka görevlilerinin soyguncuya yardım etmesi nedeniyle bu şekilde adlandırılmıştır. Aynı şekilde kolluk kuvvetlerinin ateşi sonucu rehine yaralanması olduğu takdirde rehineler eylemci lehine dönebilmektedir. Bu nedenle rehin kalınan süre içerisinde mürettebatın deniz haydutları ile yakınlaşmasının önlenmesi, personelin hareketlerinin gözlenmesi, şirket tarafından aktarılan bilgilerin veya gemide yapılacak önemli işlemlerin “bilmesi gereken” prensibi dikkate alınarak duyurulması önem taşımaktadır.

Görüşmelerin ana amacı, personelin ve geminin rehin olma durumundan kurtarılması olmakla birlikte bilgi alınması da doğasında bulunmaktadır. Deniz haydutları ile yapılan görüşmelerde ve gemi süvarisinden/personelinden, görüşmelerin temelini oluşturacak, basın ile iletişimi sağlayacak ve bir operasyon için ihtiyaç duyulan bilgiler temin edilmelidir. Bu tür bilgilerin deniz haydutlarından temini üstü kapalı bir biçimde olabilir. Ancak karşı tarafa bir operasyon yapılabileceği ima edilmek isteniyor, blöf yapmak isteniyorsa bazı sorular doğrudan sorularak akıllarına bir operasyon ihtimali getirilebilir.

TOPLANMASI GEREKEN

HASSAS BİLGİ

-Ne oldu ?

-Ne zaman ve nerede oldu ?

-Şimdi ne yapılıyor? Niyetleri nedir?

-Personelin sağlığı nasıl?


ŞARTLARA GÖRE TEMİN EDİLMESİ GEREKEN BİLGİLER8


Haydutlar kimdir? (Ülke, Bölge, Din, Grup)

Ana liderleri kimdir? Nerededir?

Ana niyet nedir? (Kargonun satılması, fidye için rehin alma, gemi satımı gibi)

Korsanlarla nasıl irtibat sağlanacak?

*Gemide kaç deniz haydudu var?

*Silahları nedir?Kaçar tanedir?

*Genellikle nerede duruyorlar? Nöbet yerleri nerelerdir?

*Gemi personeli nerede bulunuyor?

*Ellerinde rehin tutuyorlar mı? Tutuyorlarsa nerede?

Personele nasıl davranıyorlar?

*Muhabere cihazları nedir? Başka cihazları var mı?

*Muhabere cihazlarını hangi sıklıkta kullanıyorlar?

*Bulunulan yerde kıyı coğrafyası nedir?

*Kıyı ile irtibatları nedir? Kaç botları var?


Muhabere:

Rehin kalma durumunda muhabere; gemi, korsanlar ve gemi personelinin aileleri ile görüşmelerini sağlamak maksadıyla ön plana çıkacaktır. Rehin alınma durumunda uydu üzerinden yapılan ses ve data iletişimin kullanımı ağırlık kazanmakta, teknik olanaklara göre mobil telefonlar da kullanılabilmektedir. Krizin başlangıcında deniz haydutlarının aşırı stresli olmaları, gemiyi gizlice kendilerine göre emniyetli bölgeye götürmek istemeleri, bu aşamada iletişim kurmak istememeleri nedenleriyle bilgi almada zorluklar meydana gelebilir. Ayrıca deniz haydutlarının tercih edebilecekleri bir diğer yöntem olarak sadece kendilerinin tek taraflı arama yapabilecek şekilde bir uygulama da beklenebilir. Kaçırılma ve rehin alma safhasında iletişim aşağıdaki şekilde belirtildiği gibi gerçekleşebilecektir.



Muhabere konusunda diğer bir sıkıntı ise deniz haydutlarının liderinin sahnede yani gemide olmama olasılığıdır. İletişim açısından sıkıntı yaratmaktan öte gemide yaşanan psikolojik durumun içinde olmayan bir kişi ile görüşme yapmak bir çok olumsuz etkiyi de beraberinde getirmektedir. Bunların başında süvarinin ve personelinin, lider üzerinde etki yapamamasıdır. Diğer haydutlar üzerine aynı yöntem ile gidilse bile bu durumu liderlerine yansıtma yüzdesi düşük olacaktır. Liderin gemide bulunmaması kendisinin hayati açıdan baskı altında olmaması ve bu nedenlede kararlarını uzun vadeye yayarak ve risklere girerek alması sonucunu da doğuracaktır.


Anlaşmanın yapılması:

Rehine krizinin başlangıcında deniz haydutlarının istekleri genellikle kabul edilemez düzeydedir. Çok fazla miktarda para ve aşırı isteklerde bulunabilirler. Doğal olarak görüşmecinin her isteneni, rehinelerin emniyeti pahasına bile olsa vermesi söz konusu olamaz. Bu konuda karar makamı krizi yöneten kişidir. Diğer taraftan rehin alan kişilerin isteklerinin hemen yerine getirilmesi halinde dünya her gün yeni bir gemi kaçırma eylemi ile güne başlardı. Böyle durumlarda görüşmeci durumu faklı yöne kaydırarak, düşük düzeyli tekliflerde bulunarak, tekliflerin detaylarını sorgulayarak görüşmecilerin konumlarını düşürmeye çalışmalıdır.

Bu süreç içinde gemi personelinin de tutumları önem taşımaktadır. Bıkkınlık göstermeleri ve yakınmaları deniz haydutlarına moral kaynağı olacaktır. Gemi içi dayanışma ile özellikle süvari durumu yakından takip etmeli ve yapılan görüşmeleri destekleyen bir tutum içinde bulunmalıdır.


Basınla ilişkiler :

Basınla ilişkiler deniz haydutluğu sonucu rehin alınan gemilerin kamuoyunun ilgisini korsanlık adı altında çekmesi nedeniyle önem kazanmaya başlamıştır. Bu noktada ilişkilerin yönetiminde yapılacak bir hatanın etkisi normal yaşamdakine göre çok daha olumsuz olabilecektir.

Basın ile ilişkilerde ilk karar verilmesi gereken konu nasıl bir politika uygulanacağı olmalıdır. Açık bir politika uygulamak, iyi hazırlanmaya ve ilave personele ihtiyaç gösterirken saldırganlara karşı uygulanacak işlemler konusunda kısıtlamaya neden olabilir. Faydası ise hükümet üzerinde tedbir alınması yönünde baskı aracı olarak kullanılabilmesidir. Sadece bir saldırı kamuoyunun ilgisini çekmezken, bir gemi kaçırma olayı da uzun süre kamuoyunun dikkatinden kaçırılamaz.

Olayların başlangıcında bilgiler toplanarak durum açık olarak görülmeli, anlaşılmalı ve basın açıklaması ana soruları kapsayacak şekilde kısa olarak yapılmalıdır. Ana sorular ise deniz haydutlarının nerede, ne zaman, ne yaptığı ile personelin durumudur. Özellikle açıklamaktan kaçınılması gereken durum ise gelecekte ne yapılmasının planlandığıdır. Planlamanın açıklanması veya ima edilmesi deniz haydutları için bir anlam ifade etmese bile açıklanan plan uygulanamadığı durumda size olan güven duygusu zedelenebilecektir. Açıklama yapmaya hazırlık süresi yok ise basın toplantısı düzenlemek yerine yazılı basın açıklaması yapılması uygun olabilir. Böylece sorulardan kaçınmak imkanı ortaya çıkacaktır. Basın toplantısındaki sorulara kaçamak cevap vermek veya vermemek uygun bir çözüm yöntemi değilidir.

Basın, görevleri gereği bilgi almak maksadıyla her türlü girişimde bulunacaktır. Bu kapsamda şirketin çalışanlarına, gemi personeline ve bunların ailelerine ulaşmaya çalışacak, kendi görüşleri ve bulunulan ortama göre alınan bilgileri kullanacaktır. Basının gemi personeline ulaşması ve onların iyi olduğu yönünde haberler alması kamuoyunu rahatlatacağından uygun olabilir. Bu konuda gemi personeline yol gösterici direktifler verilebilir. Basının şirkette sizin dışınızdan bilgi alması, yapılan çalışmaları olumsuz etkileyeceğinden uygun değildir. Bilgi sızıntısını engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Gemi personelinin aileleri ile basının görüşmesi ise iki ucu keskin kılıç gibidir. Başlangıçta olumlu demeçler verilirken rehin kalınan sürenin uzaması durumunda televizyonlarda sık sık ağlayan anne ve yakınan babaların konuşmalarının yayınlanması, bir anlaşma sağlanması yönünde sizin üzerinizde bir baskı kuracaktır. Alınabilecek tedbirler “Ailelerle ilişkiler” kısmında açıklanmıştır.

Basın ile ilişkilerde uygulanacak genel prensipler aşağıdadır.


Ailelerle ilişkiler:

Geminin kaçırılmasından sonra personel aileleri ile ilişkiler bir şirketin güvenilirliğinin göstergesi olabilecek bir yönetim felsefesidir. Aileler ile ilişkilerin temelinde sadece basın, kamuoyu gibi dış etkiler değil, personelin kendini şirkete ait hissetmesine neden olabilecek ve hayat boyu size güvenmesini sağlayacak önemli bir motivasyon aracıdır.

Gemiye saldırı veya kaçırılma durumunda aileler durumu ilk önce sizden duymak isteyecektir. Basından durumu öğrenen ailelerin psikolojisini ve olaya yaklaşımını düzeltmek çok daha zordur. Şirket yetkililerinden (daima aynı kişi olması uygun olur) tefrik edilecek, sesi güven veren bir kişinin aileleri tek tek arayarak bilgi vermesi, sağlık duruma ilişkin olarak açıklamalar yapması, kendisi ile 24 saat irtibat kurulabilecek telefon numaralarını vermesi uygun olacaktır. Daha sonra gelişmeleri aktarmaya devam etmelidir. Ayrıca periyodik aralıklarla, her hangi bir gelişme olmasa dahi aileleri arayarak bir ihtiyaçları olup olmadığını sorması ve ihtiyaçlarla ilgilenmesi uygun olacaktır. Personelin bu süre içinde maaşlarını ailelerine yönlendirme imkanı olmayacağından, personelin rızası alınarak maaşlarını veya arzu edilen kısmın istenen kişilere gönderilmesi sağlanmalıdır. Gerekirse maaş haricinde de maddi yardım yapılmalıdır. Personelin arasında eğer yaralı veya ölüm olayı var ise bu durumda telefon ile aramak yerine evlerine kadar gidilerek durum açıklanmalıdır. Gidilen ortamda karşılaşılacak duruma hazırlıklı olmak maksadıyla doktor ve psikologun bulunması faydalı olacaktır.


Geminin kurtulmasından sonra yapılacak işlemler:

Geminiz kurtulmuş, varış limanına doğru gitmekte ve artık siz ilgilenemediğiniz başka işlerle yakından ilgilenebilirsiniz. İşte bu tutum yanlış tutumdur. Gelecek sefer aynı durum gerçekleştiğinde aynı sıkıntıları çekeceksiniz demektir. Bir daha olmaz mantığı yanlıştır. Artık rahat olabilirsiniz, ama yapılacak işler de sizi beklemektedir. Bunların başında geminin olayları detayları ile anlatan bir rapor hazırlaması gelmektedir. Bu raporun detayları gemi tedbirleri kısmında açıklanacaktır. Şirkete düşen görev bu raporun takibini yapmak ve uluslararası kurumlar nezdinde girişimlerde bulunmak ve devletlerin deniz haydutlarını yakalamak maksadıyla girişimlerde bulunmasını sağlamaktır. İlgili devlet kurumlarının konuya ilişkin girişimleri için isteyeceği belgeleri sağlamak, onlara destek olmak bir görev olarak kabul edilmelidir.

Diğer bir konu ise gemi ve şirket seviyesinde alınan dersleri belirlemek olmalıdır. Nerede hata yapıldığını sorduğunuz taktirde, belki çok az sonuca ulaşabileceksiniz, idareciler bunları kendilerine saklayacak ve belkide düzeltici önlem almadan bırakacaktır. Ancak alınan dersler sorusuna cevap vermek daha kolaydır. Alınan dersleri belirledikten sonra bunları düzeltici işlemleri yapmaya başlamak gerekir. Eğer şirketinizde personel ailelerinin bilgileri düzenli değilse, gemiye verdiğiniz direktifler anlaşılmamışsa, malzeme yetersizlikleri varsa, bunların tekrar karşınıza çıkması yöneticileri daha fazla rahatsız edecektir.

Ayrıca gemi personelinin tamamı sağsalim kurtulmuş olsa bile geçirdikleri travma nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyor olabilir. Bu tür personelin sözleşmeleri bitmemiş olsa bile değiştirilmeleri, gemi personelinin takım halinde çalışmasına devam etmesine yardımcı olacaktır. Bu tür personelin tedavilerinin yaptırılması hukuki açıdan mümkün değilse bile şirket tarafından üstlenilmesi iyi bir motivasyon örneği olacaktır.


Gemi seviyesi önlemler

Gemi seviyesi önlemler genelde konu başlıklarına göre incelenmekle birlikte bu çalışmada bir mantık sırası dahilinde gidebilmek ve işlemleri açıklayabilmek amacıyla zaman sırasına göre belirtilmiştir. Önlemler bulunulan mevkiye göre; denizde, demirde, limanda gibi de sıralanabilir. Gemide alınabilecek önlemlerle ilgili olarak dikkat edilmesi gereken husus da, önlemlerin biribirini tamamlayan bir paket olarak düşünülmesi ve bu paketin içine konacak önlemlerin gemi özelliklerine uygun ve birbirini tamamlayıcı, destekleyici olmasını sağlamaktır. Gemi seviyesi önlemler yedi safhaya ayrılabilir. Bunlar;

-Hazırlık,

-Tehdit bulunan sahaya intikal,

-Tehdit bulunan sahadan geçiş,

-Saldırı öncesi,

-Saldırı,

-Haydutlar gemide,

-Haydutların gemiden ayrılmasıdır.


Hazırlık safhası:

Bu safha alınması önerilen önlemlerin çoğu tekrarlıyan bir süreç değildir. Safha için hazırlıklar bir defa yapıldıktan sonra gerek olduğu taktirde değişmeler, düzeltmeler ile güncel tutulmalıdır. Safhanın ana amacı; tehdidin belirlenmesi, gerekli önlemlerin ve planların hazırlanması, donanımın temin edilmesi, eğitimlerin yapılmasıdır.

Öncelikle geminin bir deniz haydutluğuna karşı planı olmalıdır. Gemi güvenlik planı uygulaması ISPS kapsamında bazı tedbirleri öngörmekle birlikte denizde saldırılara karşı koymanın kendine özel niteliklerinin yansıtılmasında yetersiz kalmaktadır. Deniz haydutluğuna karşı yapılacak plan, gemi güvenlik planının bir eki de olabilir ama ayrıca düzenlenmesi; konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacak ve tedbirlerin sıralı olarak belirlenmesini ve düzenlenmesini kolaylaştıracaktır. Bu planın kapsamında; tehdit unsurlarının özellikleri bölgelere göre belirtilmeli, uyguladıkları taktikler açıklanmalı, alınacak tedbirler, bu maksatla uygulanacak roleler, gözetleme esasları, kullanılacak cihazlar ve özellikleri, standart karşı koyma işlemleri ve kod kelimeleri bulunmalıdır. Bu plan deniz haydutlarının uyguladığı taktiklere göre, yeni alınan cihazlara veya envanterden çıkan cihazlara göre güncellenmelidir. Ayrıca arızalı cihazlar da dikkate alınmalıdır.

Gemi güvenlik planlarına göre emniyetli bölgeler yaratılması tavsiye edilmektedir. Emniyetli bölgeler bir saldırıda gemiye deniz haydutlarının çıkmayı başarmasını takiben, personelin emniyetle barınabileceği alanı tanımlamakta ve gemilerin dizaynları gereği köprüüstü, makina dairesi, yeke ve yaşam yerlerinden oluşmaktadır. Ancak gemilerde örneğin lumbarağzından köprüüstünün içine ulaşmayı engelleyen tek bir kaporta olduğu, yine makina dairesine biri yangın kaportası olmak üzere iki kaporta olduğu dikkate alındığında emniyetli bölgelerde uzun süreyle barınmanın mümkün olmadığı görülecektir. Dizayn değişiklikleri yapılmadığı sürece emniyetli bölge uygulaması gerçekçi olmayacaktır. Ancak personelin böyle bir durumda bir arada olması süvari tarafından kontrol edilebilmeleri ve bu aşamada istenmeyen girişimlerde bulunmaları yönünden faydalı bir uygulama olarak görülmektedir.


Gemi tarafından hazırlık safhasında seyir planlamasına deniz haydutluğu açısından esas teşkil etmesi gereken hususlar aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. Bölgede deniz kuvvetleri unsurları var ise ve bir koruma sağlıyorlarsa mutlaka bu durumdan faydalanılmalıdır. Demir yerlerinin ve sığınma limanlarının tehdit bölgesi dışından seçilmesi dikkate alınmalıdır.

Tehdit sahası/limanları neresidir?

Bu sahalardan nasıl sakınılır?

En uzak hangi rotalar kullanılabilir?

En kısa sürede geçiş nasıl

tamamlanabilir.

Deniz Kuvvetlerinin rota direktifi ve

koruması var mı?

Demirlemeye ihtiyaç var mı?

Sığınma limanı neresi olabilir?

Hava şartları kullanılabilir mi?


Eğitim:

Hazırlık safhasında belirtilmesine rağmen eğitimin sürekli devam etmesi gereken bir süreç olduğu denizde çalışan herkes tarafından bilinmektedir. Rutin olmayan ancak zaman zaman tekrarlanabilecek emercensi olaylar, reaksiyon açısından kısa sürelere ihtiyaç duymaları nedeniyle, belirli bir sıraya göre doğru kararların kısa sürede alınmasıyla gereken önlemler zincirinin icrasını gerektirmektedir. Bu beklentinin karşılanması ise eğitimin daha sık, gerçekçi ve değişik şartlarda yapılmasıyla sağlanabilecektir. Değişken şartlara sahip ve değişik girdileri olabilecek emercensi olaylara yönelik eğitimlerde, (örneğin bir yangın eğitimi) değişik girdilerin yoğunluğu ve farklılığına bağlı olarak kişilerin alması gereken kararlar da değişeceğinden bu tür eğitimler daha yaratıcı olmakta ve çeşitlendirilerek daha sık yapılması gerekmektedir.

Kişisel eğitim tim (takım) halinde yapılan eğitimlerin dayanak noktasıdır. Kişisel eğitim seviyesi yeterli seviyeye ulaşmamış bir timin görev karşısında özellikle değişken durum karşısında güçlükler çekmesi kaçınılmazdır. Öncelikle kişisel eğitim tamamlanmalıdır.

Bir takım halinde yapılan tim eğitimlerinde, aynı bir futbol takımında olduğu gibi bir liderin timi yönetmesi ve timin üyelerinin kendilerine düşen görevlerini beklemeden, emir almadan yapması beklenmektedir. Rutin bir olay karşısında tim görevini her zaman iyi bir şekilde yapabilir. Emercensi ve değişen durumlarda veya timden bir veya bir kaç kişinin eksik olması durumunda görevin icrası liderin öngörüsü ile timi oluşturan bireylerin kişisel eğitimlerine bağlı kalmaktadır. Belirtilen nedenlerden dolayı icra edilen eğitim cinsi ne olursa olsun, mutlaka dışarıdan kontrol edilmeli ve timi oluşturan bireylere geri besleme yapılmalıdır. Bu işlem iki seviyeli yapılabilir. Bunlardan birincisi eğitim süresince yapılan hataların anında gösterilerek, anlatılarak düzeltilmesidir. Bu uygulama, kişisel eğitim seviyesi düşük olan veya tim olarak beraber çalışmaya alışmamış gruplara uygulanmaktadır. Bu şekildeki bir eğitim kişisel eğitim seviyesini artırmakla birlikte, akıcılığı bozduğu için timin eğitim seviyesini yüksek düzeye çıkarılmasına olanak vermez. Personel değişiminin fazla olduğu periyotlarda veya yeni bir koruyucu önlemin denenmesi maksadıyla uygulanabilir. İkinci yöntem ise eğitimin bütünlüğünü bozmadan baştan sona icra edilmesi ve daha sonra topluca görülen eksiklik ve yanlışlıkların personele iletilmesi şeklinde yapılır. Bu şekilde yapılan eğitimler, başı boş ve sadece zaman geçirmeye yarayan eğitimlere göre çok daha verimli olacaktır. Buradaki soru kontrol işlemini gemide kimin yapacağıdır ? Personel açısından ancak ve zorlukla kendine kadar yetecek kadar personel bulunduran gemilerde eğitimin de bütünlüğünü bozmadan personel tasarruf ederek kontrol işlemini yaptırmanın zor olduğu açıktır. Ancak başlangıçta süvari bu görevi üstlenebilir. Eğitimler ilerledikçe ve personeli tanıdıkça ikinci zabit bu görevi üstlenerek, eğitim yaptırılan grubun liderliği ve diğer görevler bir kademe aşağıya kaydırılarak personelin bir üst makamın görevini yapmasıyla sağlanabilir. Bu şekilde yapılan eğitimlerin bir diğer faydası da personelin bir üst göreve hazırlanması, diğer görevleri öğrenmesi ve personel değişimlerinde zaafiyetin azaltılmasıdır. Ayrıca eğitimlerde değişik durumlara nasıl reaksiyon gösterildiği de denenmeli ve değerlendirilmelidir.


Gizlilik:

Deniz haydutlarının günün teknolojik olanaklarından yararlanarak internet üzerinden uzak mesafe iletişimi sağladıkları ve bazı limanlarda en azından gözlemlerde bulunarak bilgi topladıkları bilinmektedir. Bu kapsamda gizliliğin sağlanması önem kazanmakta ve önemli bilginin yetkisiz kişilere geçmesi bir saldırıya uğrama olasılığını artıran bir neden olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle geminin seyir planlamasıyla ilgili varış limanı, varış zamanı, kargo cinsi (özellikle küçük çaplı fakat değerli kargonun), gemideki yeri, konteyner numarası, yükleme planı sadece bilmesi gereken personel tarafından, bu tür bilgiler gemide uygun yerlerde kontrol altında saklı tutulmalıdır. Ayrıca Deniz Haydutlarının gemiyi ele geçirmesi halinde yük ile ilgili bilgileri ele geçirmesinin önlenmesi maksadıyla saklanması faydalı olacaktır. Bunlara ilave olarak geminin fotoğraflarının çekilmesine izin verilmemesi, yapılan değişiklikleri ve zayıf taraflarının belirlenmesini önlemek maksadıyla uygun olacaktır.

Gizlilik kapsamında, süpriz etkisi yaratması ve karşı önlem alınmasının engellenmesi maksadıyla yeni temin edilen ve deniz haydutluğuna karşı kullanılabilecek sistem veya cihazlar ile özelliklerinin gizli tutulması uygun olacaktır. Aynı şekilde uygulanması düşünülen yeni önlemlerin de gemi personeli hariç gizli tutulması faydalı olacaktır.

Tehdit:

Hazırlık safhasında tehdit ile ilgili sabit bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve bölge bölge alınmış sonuçlara göre tasnif edilerek tehdite göre uygun koruyucu önlemlerin tespiti için hazırlanması gerekmektedir. Belirtilen işlemlerin devlet, şirket veya şirket tarafından belirlenmiş kurumlar tarafından yapılması profesyonel bir yaklaşım olacaktır. Tehdit ve meydana gelen değişimler dikkate alınmadan yapılacak bir önlem paketinin olumlu sonuçlanması beklenmemelidir.

Personelin tehdit konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Az sayıda personel bulunduğundan dolayı, personel tek başına karar vermek zorunda olabilir. Karar vermesine yardımcı olmak maksadıyla seyir yapılan bölgeleri kapsayacak şekilde tehdit sınıflandırılarak, özellikleri personele ögretilmeli, saldırganların uyguladıkları belli taktikler izah edilmelidir.

Tehdit ile ilgili bilgi kaynakları aşağıda belirtilmiştir. Bazı özel güvenlik şirketlerinin ve şirketlerin oluşturduğu birliklerin kendine özel çalışmaları olmakla birlikte bu tür çalışmalar ücrete tabidir. Deniz haydutluğu ile ilgili olarak yoğun bilgi IMO’nun internet sayfalarından bulunabilir (http://www.imo.org). Ayrıca IMO tarafından alınmış kararlar, MSC sirkülerleri de (http://www.imo.org/Circulars/) önemli bir kaynak teşkil etmektedir. IMO tarafından deniz haydutluğuna ilişkin kaynakların bir listesi de yayınlanmaktadır. (http://www.imo.org/includes/blastDataOnly.asp/ data_id%3D24423/Piracy_21January2009_.pdf) Yapılan saldırıların yeri, cinsi, sonucu konusundaki en önemli kaynak ise International Chamber of Commerce (ICC)’nin http://www.iccwbo.org sitesidir. Bu sitede ve IMO’nun sitesinde haftalık olarak saldırıların kısmen detayları verilmektedir. Üç aylık ve yıllık olarak oluşturulmuş raporlar için üye olmanız gerekmektedir. İngiliz Ulaştırma Bakanlığı’nın kaynakları özellikle Marine Shipping Notice (MSN) gibi yayınları teorik açıdan faydalı bilgileri içermektedir. (http://www.dft.gov.uk). Avrupa Birliğinin Aden Körfezi, Somali bölgesinde yaptığı askeri harekata ilişkin gelişmeler;

http://www.consilium.europa.eu/showPage.aspx?id=1518&lang=en,

NATO harekatları http://www.shipping.nato.int/, CTF 150 hakkındaki biligi http://www.cusnc.navy.mil/command/ctf150.html, The Maritime Security Centre – Horn of Africa (MSCHOA) faaliyetleri ise http://www.mschoa.eu/ adresinden temin edilebilir. Diğer kaynaklar ise aşağıdadır.


Baltic and International Maritime Council (BIMCO) http://www.bimco.dk

Comité Maritime International (CMI) http://www.comitemaritime.org

Federation of americanscientists (FAS) http://www.fas.org/irp/world/para/pirates.htm

ICC International Maritime Bureau - ICC Commercial Crime Services

http://www.icc-ccs.org/imb/overview.php

The International Institute for Asian Studies http://iias.leidenuniv.nl/

The Law Offices of Countryman & mcdaniel –The serious problem of modern high Seas Piracy http://www.cargolaw.com/presentations_pirates.html

National Union of Marine, Aviation and Shipping Transport Officers (NUMAST)

http://www.numast.org

Oil Companies International Marine Forum (OCIMF) http://www.ocimf.com

Regional Cooperation Agreement on Combating Piracy and Armed Robbery against Ships in Asia (RECAAP) http://www.recaap.org/publish/recaap/index.html

Çalışanları temsil eden ITF’in deniz haydutları ve yapılan saldırılarla ilişkin görüşleri ise http://www.itfglobal.org/files/extranet/-1/447/piracypolicy.pdf adresinden temin edilebilir.

Tehdit sahasına yaklaşma:

Bu safhanın amacı, son hazırlıkların ve kontrolların yapılması, tespit edilen eksik veya arızaların uygulanacak önlemlere yansıtılmasıdır.

Yapılması gereken ilk işlem limandan ayrılmadan ve ayrıldıktan sonra kaçak araması yapılmasıdır. Bu işlemin yapılmasına bilinen nedenlere ilave olarak bir diğer neden de gemiye saklanmış olabilecek deniz haydutlarının yakalanması eklenmelidir.

Diğer taraftan tehdit sahasının sınırlarının tanımlaması tam olarak belirlenemeyecek ama bir o kadar da önemli faktördür. Örneğin Somali açıklarında şimdiye kadar kıyıdan 200 mil açığa kadar mesafelerde deniz haydutluğu eylemi yapılırken, M/V Sirius Star isimli tanker Kenya kıyısından 450 mil açıkta saldırıya uğramış ve kaçırılmıştır. Alınan istihbaratın değerlendirlmesi sonucu tehdit sahası sınırları ilave kaloma vererek belirlenmelidir.

Deniz haydutluğuna karşı hazırlanan plan güncellenmeli ve bir talim ile denenmelidir. Bu sayede personele son uyarılar yapılabilecek, motive edilecek ve yapılan değişiklikler denenecektir. Ayrıca muhaberede kullanılacak kod kelimeleri bu kapsamda uygulanarak personele hatırlatılmalıdır. Özellikle sensörlerin performansları ölçülmeli düşük performanslı cihazların bakımları yapılmalı, arıza giderilemiyorsa bu durum başka önlemler alınarak giderilmeye veya etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır.

Personele aşağıdaki konularda bilgi verilmelidir.

-Tehdidin yapısı ve taktikleri,

-Tehdit dikkate alınarak planlarda yapılan değişiklikler,

-Muhabere ve kod kelimeleri.


Personel daima ve özellikle vardiyalarında dikkatli olması konusunda motive edilmelidir. Normal şartlardaki bir seyirde dikkatin odaklandığı noktalar, deniz haydutlarına karşı alınan önlemler açısından farklı olduğundan dolayı (Çatışma rotasındaki bir gemi gibi) alışılmış dikkat noktalarının ihtiyaç duyulan alanlara kaydırılması ve aynı zamanda geleneksel uygulamaya da devam edilmesi gereklidir. Bu nedenle dikkatin değişik alanlara da kaydırılması konusunda personel uyarılmalıdır.

Hiç bir personelin bir tehdit karşısında uzun süreli olarak dikkatini dağıtmadan kalması fiziksel ve ruhsal açıdan beklenemez. Bu süre kişilerin fiziksel ve ruhsal açıdan yeterlilikleri ile birlikte çevre koşullarına da bağlıdır. Sakin bir havada başüstünde görevlendirdiğiniz bir usta denizcinin yağmurlu veya rüzgarlı havada aynı yerde kalma süresine göre çok daha fazla vardiyada kalması normaldir. Bir risk ile karşı karşıya olunduğunda ise personelin dikkatini sürekli olarak toplaması ve tehdidin yarattığı risk nedeniyle bu süreler daha da kısalacaktır. Personel sayısının kısıtlı olduğu ve geçiş sürelerinin uzun olması nedenlerini de dikkate aldığımızda, tehdit sahasının boyutlarını belirlemenin önemi ortaya çıkmaktadır.

Tehdit sahasına varıldığında hava durumu nasıl olacaktır? Hava ve deniz şartlarını sakınmada pasif bir silah olarak kullanılması planlanmış ise tehdit bulunan sahaya girmeden once hava raporlarının alınıp değerlendirlmesi ve buna bağlı olarak sürat ayarlması yapmak gerekir.

Deniz haydutlarının seyir halindeki bir gemiye zor kullanarak çıkmaları, kancalı halat, ince, bambu sopa gibi araçlarla yapılmaktadır. Freebordu yüksek gemilere çıkma işleminin daha uzun ve zahmetli olacağı açıktır. Eğer imkan var ise balastı freebord yüksek olacak şekilde ayarlamak saldırganların gemiye çıkmasını zorlaştıracaktır.

Bir diğer araştırılması gereken durum ise eğer varsa bölgedeki deniz kuvvetlerinin en son durumunun, sizin intikaliniz ile ilgili isteklerinin ne olduğunu öğrenilmesidir. Bölgedeki deniz kuvvetinin kuvvet yapısı ve mevcut planları gereği, konvoy uygulaması veya eskort tahsis edilmesi gibi nedenlerle geminin belirli bir saatte istenen bir mevkide bulunmasını isteyebilir. Bu durumda istenen mevkiye daha önceden gitmek, ki bu tehdit sahasına girmek veya çok yaklaşmak demektir, gemi için gereksiz yere risk almak olacaktır. .

Tehdit bulunan sahada intikal:

Bu safhada ana maksat deniz haydutlarının saldırı yapmadan once tespit edilmesi ve ellerindeki en önemli gücün “süpriz” ve “baskın” araçlarının alınmasıdır. Bu nedenle sensörler (Yeni temin edilenler de dahil) ve bunların kullanım şekilleri çok büyük önem taşımaktadır. Saldırıdan önce yapılan tespit sonucunda çok daha fazla miktarda koruyucu önlem uygulanabilecek ve deniz haydutlarını caydırma ve yardım gelme olasılığı artacaktır. Saldırının yapılmadan önce tespit yapılabilmesi için özellikle köprüüstünde görevli personelin “taktik farkındalığı” bilmesi ve uygulaması gerekmektedir. Taktik farkındalık sahasında, (tespit edilen bir mesafe içindeki) tüm temaslara ilişkin kim, nerede, ne yapıyor sorularına cevap verebilmek, bunlarda meydana gelen değişiklikleri anında görebilmek ve yorumlayabilmektir.

Taktik farkındalık tarifinin içinde belirtilen konuları birer birer incelenirse, bunlardan birincisi “tespit edilen bir mesafe” dir. Bu mesafenin belirlenmesi geminin tespit amacıyla kullanılacak sensörlerinin (Radar, AIS, Göz, FLIR, Gece görüş dürbünü vs) yeteneğine bağlı olduğu gibi, tehdidin size yaklaşma hızına yani sizin tarafınızdan önlem almak maksadıyla ihtiyaç duyulan süreye bağlıdır. Sensörlerin menzili ile imkan kabiliyetleri en dış sınırı belirlerken, radar ile bir ekoyu görebileceğiniz, rota sürat AYN hesaplayabileceğiniz ama hedefin kim olduğu hakkında bir fikriniz olmayacağı dikkate alınmalıdır. Radarın bilgilerine AIS bilgisi eklenirse kimlik sorunu da çözülecektir.(böyle durumlarda AIS deki rota ve süratin yanlış olabileceği dikkate alınmalıdır.) Göz ve bir kamera ile temasın tipi ile bu bilgilerin teyit edilmesi ise sizin pozitif olarak hedefi teşhis ettiğiniz ve diğer bilgileri doğruladığınız anlamına gelmektedir. Diğer taraftan gemiye tanınan reaksiyon süresi için süratli bir bot, tekne kullanan deniz haydutlarının 25 Kts. ile 10 Kts sürat yapan bir gemiye pruvadan 6 milden yaklaşmaları 10.2 dakika, pupadan yaklaşmaları için ise 24 dakika sürecektir. 6 mil uzaklıktaki ufak bir teknenin tespitinin ve tanımlamasının yapılmasındaki teknik ve fiziki güçlükler dikkate alındığında 3 ila 4 milden ancak tanımlanabileceği söylenebilir.

Reaksiyon sürelerine gemi sürati sıfır alınarak hazırlanan örnek bir cetvel aşağıda verilmiştir.

REAKSİYON SÜRESİ

(DK.)

SALDIRGANIN SÜRATİ (Kts)

10

15

20

25

30

35

3

1000/0.5

1500/0,75

2000/1

2500/1,75

3000/1,5

3500/1,75

6

2000/1

3000/1,5

4000/2

5000/2,5

6000/3

7000/3,5

9

3000/1,5

4500/2,25

6000/3

7500/3,75

9000/4,5

10500/5.25

12

4000/2

6000/3

8000/4

10000/5

12000/6

14000/7

15

5000/2,5

7500/3,75

10000/5

12500/6,25

15000/7,5

17500/8,75

Hedefin tespit edilmesi için gereken mesafe9 (Yarda/Mil)

Burada görüldüğü gibi sürat ve reaksiyon süresi arttığı zaman tespit ve tanımlama mesafesi çok artmaktadır. Ticaret gemilerinde kullanılan klasik bir seyir radarı ele alınırsa, maksimum menzili hedef yüksekliği deniz seviyesi alınarak antenin bulunduğu yüksekliğe göre olacaktır. Menzile etki eden diğer bir husus ise hedefin elektro-manyatik dalgaları yansıtma özelliği olacaktır. Tecrübeler, iyi ayarlanmış bir radarın metal olmayan ufak bir tekneyi deniz şartlarına bağlı olarak- bu durumda 4 deniz durumundan fazla havalarda seyre çıkmayacağı kabul edilmelidir- iyi bir radar operatörü tarafından 6 ile 7 milden tespit edilebileceğini göstermektedir. Bu süreyi arttırmak, sensörleri değiştirmeye imkan olmadığına göre yaklaşan tekne ile nispi hareket hattını mesafe ve zaman açısından büyütmekte yani açasıya rota ve sürat değiştirmek ile mümkün olabilir.

Daha önce hedeflerin radar veya AIS ile tespitinden sonra göz ile pozitif tanımlama yapılması gerektiği belirtilmişti. Mevcut kalsik sensör olarak dürbün ile pozitif tanımlama, dürbünün yüksekliğine, (böyle bir durumda tespit mesafesini artırmak için gözcü açık köprüüstünde bulundurulmalıdır) atmosferik ve meteorolojik faktörlere bağlı kalmaktadır. Gece ise ancak FLIR, gece görüş dürbünü, LLTV gibi cihazlarla görüş ve pozitif tanımlama yapılabilir. Belirtilen bu araçların kullanılmasıyla elde edilen bilgilere pozitif kriterler denebilir. Pozitif kriterler, hedef geminin şeklinin, boyutlarının, sonuç olarak fiziki durumunun görülmesidir.

Buraya kadar belirtilen hususlara göre taktik farkındalığın tesis edilmesi gereken sahayı, hedeflerin tespit edildiği mesafe ve pozitif olarak tanımlamanın yapıldığı sahalar olarak ikiye ayırabiliriz. Hedeflerin tespit edildiği mesafe normal çevre şartlarında orta büyüklükteki bir ticaret gemisi için 11 ila 6 mil arasında değişmekte, pozitif tanımlama (teşhis) ise 5 ila 0 mil arasında olabilmektedir. Gece ise uygun sistem ve araçları olmayan bir geminin pozitif tanımlama işlemini yapması imkansız hale gelmektedir.

Gemi için kabul edilebilir bir reaksiyon süresi sağlamak maksadıyla bir hayati saha da tespit edilerek, içine giren unsurların tümüne karşı reaksiyon gösterilmesi, pozitif tanımlama yapılmasa bile gereklidir.

Tanımlamanın önemi gereğince başka unsurların da kullanılmasının gereği bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bunların başında hedefin hareketleri, özellikleri gelmektedir. Bir ticaret gemisi belirli bir rotada ve süratte ilerler ve belirli noktalarda rota değiştirir. Bundan farklı hareketleri izleyen bir gemi balıkçı olabileceği gibi savaş gemisi veya deniz haydutlarının gemisi de olabilir. Bu tür tanımlayıcı kriterlere pozitif kriter yerine soyut kriterler denilebilir. Pozitif kriter algılama mesafelerinin düşük olması nedeniyle soyut kriterler deniz haydutlarının tanımlanmasında yoğun olarak kullanılmalıdır. Soyut kriterlerin neler olabileceğine daha sonra değinilecektir.

Özellikle Somali bölgesinde deniz haydutları açık denizde saldırı yapmak maksadıyla bir ana gemi kullanmakta ve bu gemi bir balıkçı gemisi olabileceği gibi ticari gemi de olabilmektedir. Bu nedenle deniz haydutlarının kullanmakta olduğu ana gemiyi tespit etmek taktik farkındalığın önemli bir safhasını oluşturur. Somali bölgesinde karadan 420 mil açıkta yapılan saldırılarla gemi kaçırılmıştır. Denizci olan herkesin değerlendirebileceği gibi bu tür saldırılar karaya dayalı olarak küçük tekneler veya sürat botları ile yapılamaz. Deniz haydutlarının kendilerine üs olarak kullandığı bir gemi olmalıdır. Bu gemi bir ticaret gemisi olabileceği gibi denize dayanıklı bir balıkçı teknesi de olabilir. Böyle bir gemiyi tanımak için faydalanılabilecek soyut kriterler aşağıdadır.

  • Rota ve süratini sık değiştiren gemiler,

  • Klasik intikal rotaları veya avlanma bölgesi dışındaki gemiler,

  • Uygun fener veya alametleri göstermeyen gemiler,

  • AIS çalıştırmayan veya yanlış bilgi gönderen gemiler,

  • Balık avlama donanımı olmayan balıkçı tekneleri,

  • VHF’den çağrılara cevap vermeyen temaslar.

Saldırı botları için ise doğal olarak en belirgin özellik boyutları ve süratleridir. Özellikle kıyıdan açık seyrediliyorsa bu tür bir botun deniz haydutları tarafından kullanıldığını söylemek zor olmayacak ve ayrım kolayca yapılacaktır. Bu tür botların ayrımında kullanılabilecek soyut kriterler ise;

- Gemi ile paralel ve aynı süratte giden botlar,

- AYN’si sıfır olan botlar,

- Gemiye pupadan yaklaşan temaslar,

- Radarda kısa mesafelerde beliren temaslar,

- Küçük eko veren temaslar, (100 metre boyundaki bir gemi ile 10 metrelik teknenin eko büyüklükleri farklıdır.)

- Bir hedeften ayrılan temaslar,

- Süratli temaslar,

Soyut kriterlerle alakalı olarak birden fazla kriteri sağlayan bir temasın pozitif kriterleri sağladığını ve pozitif tanımlama yapıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bir temas, yukarıda belirtilen kriterlerin 3 veya 4’ünü sağlıyorsa ve Somali açıklarında seyrediyorsanız, bu temasın deniz haydutlarını taşıması çok büyük bir ihtimaldir. Marmara denizinde aynı kriterleri sağlayan bir temas ise ne yaptığını bilmeyen bir yelkenli veya sarhoş bir reis’in teknesi olabilir.

Küçük boyutlu temaslar, kriterlere uysun veya uymasın, şüpheyle karşılanmalı ve aldatma maksadıyla kullanılabilecekleri dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda resmi görünüşlü botlar da aldatma amacıyla kullanılabilinir. Sahil Güvenlik, Sağlık, Gümrük, Polis, Kılavuz botları da dikkatle incelenmeli ve alışılmamış davranışları (Kılavuz Botunun deniz örf ve adetlerine aykırı hareketi, çağrılara cevap alınamaması vs.), uygun olmayan boya ve şekiller, elbiselerin üniforma ile bağdaşmaması gibi gözlemler soyut kriter olarak kabul edilerek hedefin sınıflandırması saldırgan olarak değiştirilmelidir.

Taktik farkındalık sahasındaki temaslar, yukarıda belirtilen esaslar dahilinde sınıflandırılmalıdır. Sınıflandırmaya esas olacak tanımlar ise tespit edilen bir temas tanımlanamamış ise “tanımlanamamış”, pozitif ve soyut kriterlere göre temas tanımlanmış ise “dost” veya “saldırgan” şeklinde belirlenebilir.

Tehdit bulunan sahada intikalde sensörlerin kulanımının önemine daha önce değinilmişti. Böyle bir sahada sensörlerin önemi açısından ilk başta radar gelmektedir. Ancak radarlar nasıl kullanılmalıdır? sorusunun cevabı verilmelidir. Her iki radar da transmisyon yapacak-şekilde çalıştırılmalı, daha yüksek frekensa sahip olan radar; deniz haydutlarını tespit amacıyla kısa mesafe skalasında (12 veya 6 mil veya tespit edilen taktik farkındalık sahasının dış sınırlarına olan mesafeye uygun bir skalada) gain’i yüksek, yağmur ve deniz clutter’ları düşük seviyede kullanılmalıdır. Diğer radar ise seyir emniyeti amacıyla kullanılmalı ve taktik farkındalığın tespitine yardımcı olmalıdır., ECDİS’de çıkan radar ekolarının deniz haydutlarını tespit maksadıyla kullanılması, ekoların zayıflaması, harita işaretleri altında zor gözükme olasılığı ve dikkat dağıtması nedeniyle kullanılmaması uygun olur. Tanımlamayan temaslar şüpheli olarak kabul edilerek sürekli izlenmeli, gemiye yaklaşacak şekilde rota/sürat değiştirmeleri halinde saldırı öncesi safhada belirtilen önlemler alınmaya başlanmalıdır. Tanımlamaya yardımcı olmak maksadıyla dürbün, gece görüş sistemleri (FLIR, LLTV gibi) sistemler mutlaka kullanılmalıdır. Eğer radarların kör sektörü var ise (Özellikle kıç sektörde olabilir) bu sektörler gözcü, ilave radar veya kameralar ile gözetleme yapacak şekilde önlem alınmalıdır.

Gemi aydınlatılması, ışıkların kullanılması Süvarinin kararına bağlıdır. Bazı zamanlarda geminin tamamen karartılması deniz haydutlarının görüş ve hedef belirlemesini güçleştireceğinden uygun olabilir. Böyel bir durum için çevre şartlarının da uygun olması, ay ışığının olmaması, havanın bulutlu olması gibi yan faktörler de vardır. Ayrıca geminin teknik özellikleri nedeniyle tamamen karartma imkanı olmayabilir, lumbuz ve kapota gibi yerlerden olan ışık sızıntıları karartma işlemini bozabilir. Bir diğer husus ise deniz haydutlarının AIS ve bazı bölgelerde radar bile bulundurdukları dikkate alınırsa karartma işlemi tam olarak fayda sağlamayacak olsa bile küçük çaplı hırsızlar için önleyici olacaktır. Karartma işlemi yapılsın veya yapılmasın gemi belirli bir uzaklığa kadar (50 metre) çevresini tam olarak aydınlatma imkanına sahip olmalı veya bu amaçla tedbir almalıdır. Çevre aydınlatması normal şartlarda yakılmamalı, bir saldırı öncesinde tanımlama, caydırma ve şaşırtma amacıyla yakılmalıdır. Ayrıca saldırganları aydınlatmak için ışıldakların kullanılması da düşünülmelidir.

Gemilere limanlarda veya denizde yapılan saldırıların çoğunluğu gece yapılmaktadır. Bunun nedeni kontrol ve denetleme fonksiyonunun geceleri azalması ve kolluk kuvvetlerinin reaksiyon süresinin artması ve gizlenme imkanının olmasıdır. Deniz haydutlarının ayrıca vardiya değişim saatlerinden önce veya hemen sonra saldırılar düzenlediği görülmektedir. Bu nedenle geceleri gösterilen dikkatin gündüze göre daha fazla olması gerekmektedir.


10.


Bu safhada alınabilecek bir diğer önlem ise sahada seyreden gemilere yakın veya beraber seyretmektir. Bu sayede, tespit ve tanımlama için kapsanan alan iki misli sensör ile kapsanacak ve böylece bindirme yapılarak karşılıklı destek verilecektir. Diğer gemi ile anlaşma sağlandığı takdirde gözetleme işlemi kuzey-güney, doğu-batı gibi sektörlere ayrılarak da yapılabilir.

Tehdit bulunan bir sahada intikalde Süvariler, saldırganların VHF ile yapılan muhabereyi monite etme olasılığının yüksek olduğunu daima dikkate almalıdır. Özellikle sahil ile yapılan muhaberenin ingilizce olması nedeniyle tespiti ve anlaşılması kolay olacaktır. Bu bilgilerden faydalanarak sizin intikal limanı, rotalarınız, varış zamanlarını gibi önlemede (saldırı yapmak için mülaki olmakta) kullanılabileceği düşünülmelidir. Gemi içi, örneğin kıç üstü veya baş üstü ile VHF kanallar kullanılarak yapılan muhabere geminin ne tedbirler aldığını karşı tarafa belirtmesi açısından önemlidir. Eğer bu muhabere Türkçe yapılıyorsa karşı taraf anlamayacağı için bir sorun olmayacaktır.

Deniz haydutlarının AIS cihazına da sahip oldukları bilinmektedir. Bu nedenle AIS ile gönderilen bilgiler kısıtlanmalı, önlemede kullanılacak varış limanı, rota, sürat bilgileri hiç veya aldatmak maksadıyla farklı gönderilmelidir. Bu noktada AIS’in uygun olmamasına rağmen çatışmayı önleme aracıyla bazı gemiler tarafından kullanıldığını dikkate almakta fayda vardır.

Muhabere konusunda bilgi alışının sürekli olması maksadıyla uygun sahil makamları ile emniyet devreleri ile yetkili sahil ve/veya deniz kuvvetleri unsurları ile temas idame edilmelidir.

Saldırı öncesi

Bir saldırının gerçekleşmesinin hemen öncesinde bunun bir saldırı olduğunun değerlendirme sorumluluğu Süvari’dedir. Acil bir durumda Vardiya Zabiti de gerekli işlemleri başlatmalıdır. Böyle bir durumu değerlendirmek için en iyi yardımcı unsurlar daha once belirtilen pozitif ve soyut kriterlerdir. Bir hedef deniz haydutları (düşman, saldırgan) olarak değerlendirildiği taktirde ve bu hedef size yaklaşmaya başlamışsa, saldırı öncesi durum oluşmuş demektir. Saldırı öncesi durumun iki önemli sonucu vardır. Bunlardan birincisi geminin son önlemleri alması için fırsat olmasıdır. Ikincisi ise bölgede deniz kuvvetleri unsurları var ise yardıma gelmek için zaman tanınmış olur.

Saldırı öncesi durumun ana hedefi yukarıda da belirtildiği gibi önlemleri almak ve yardımcı olabilecek unsurlara haber vermektir. Saldırı öncesi duruma gelindiğinin değerlendirmesinde yanlışlık yapılması, “false alarm” verilmesi özellikle bölgedeki kolluk kuvvetleri açısından gayret israfına neden olacaktır. Ancak bu hata, aksine bir hata yapılmasından her zaman iyidir.

Saldırı öncesi durumun oluştuğuna karar verildiğinde genel alarmın ve gemi düdük/düdüklerinin çalınması, hem personeli ikaz edecek ve görev yerlerine gitmelerini sağlayacak, saldırganlara farkında olduğunuzu gösterecektir. Bu durum bir kararlılık göstergesidir ve önlem alındığının bir işareti olduğundan caydırılıcık sağlayabilir. İşaret projektörü tanımlama ve saldırganlar üzerinde geçici görme kaybı yaratmak maksadıyla kullanılabilir.

Muhtemel saldırı tespit veya değerlendirme zamanı yeterli sakınma imkanı sağlıyor ise saldırganlardan açasıya ve açık denize doğru sürat arttırılarak seyredilmelidir. Eğer saldırının kısa süre içinde gerçekleşeceği değerlendiriliyorsa dalga geliş yönüne doğru seyredilmelidir. Bu durum küçük botların süratini azaltacağı gibi gemiye aborda olmalarını da zorlaştıracaktır.

Açık güvertede görevlendirlmek zorunda olan personel sürekli olarak köprüüstü ile muhabere irtibatında kalmalı, emniyetli bölgelere kaçmak için değişik yolları daha önceden çalışmış ve biliyor olmalıdır. Saldırı nedeniyle korkmaya başlayan personelin beklenmedik reaksiyonlar verebileceği de dikkate alınarak, kaçış imkanı bulamasalar bile saklanmak için uygun bir yere gidebilmeleri konusunda eğitim verilmelidir. Eğer gemi ele geçirilirse bu şekilde saklanan personelin bulundukları yerlerden toplanması, personelin bir araya getirilmesi için saldırganlar ile görüşme yapılmalıdır.

Gemilerde genelde kompartmanların hepsini açan master anahtarlar belirli kişilerde bulunmaktadır. Örneğin Reis tarafından güverte üzerinde bulunan kompartmanların kilitlerini açan master anahtar kullanılmaktadır. Bu tür anahtarları taşıyan kişiler anahtarların saldırganların eline geçmemesi için önlem almaları gerekmektedir.

VHF muhaberede aldatma taktikleri uygulanabilir. Bir kişi gemiyi, diğeri ise kolluk kuvvetlerine benzetim yaparak, deniz haydutlarının dinledikleri değerlendirilen Kanal 16 veya gemi içi muhabereye tahsis edilen kanallardan ingilizce olarak yapacakları konuşmalarla kolluk kuvvetlerinin kısa süre içinde bölgeye intikal edeceğini sanal olarak simüle edebilir. Böyle bir muhaberede inandırıcı olması maksadıyla geminin 25 watt çıkış gücü kullanırken, karşı tarafı simüle eden kişinin düşük çıkış gücü seçilmiş farklı bir cihaz kullanması, geri plan seslerinin ayırtedici olmamasının sağlanması, muhabere usüllerine uyulması faydalı olacaktır. Benzer bir yöntem ise karşı tarafın muhaberesini karıştırmak şeklinde uygulanabilir. Özellikle açık denizde, muhabere kanallarının sık sık otomatik olarak taranmasıyla karşı deniz haydutlarının yerel lisanla yaptıkları muhabere tespit edilebildiği taktirde, bir ses kaynağı kulanılarak (düdük, elektrikli traş makinası gibi) gürültü karıştırması icra edilebilir. Bu tür uygulamalarda muhabere yapan unsurlardan sadece bir tarafa karıştırma uygulamak, karşı tarafın ne olduğunu anlamasını güçleştirecek ve kanal değiştirmek gibi önlemleri almasını geciktirecektir.


Saldırı:

Sürat arttırılarak sakınma manevrasına başlanmalıdır. Sakınma manevrasında alabanda dümen açılarıyla dönüşler yapılarak dümen suyu ve dalgaları yaklaşmaya çalışan tekneleri önlemek amacıyla kullanılmalıdır. Deniz haydutlarının teknesine çarpmak da bir önlem olarak düşünülebilir ancak bu teknelerin süratleri düşünüldüğünde bunun olasılığının çok düşük olacağı açıktır.

Bölgede bulunan gemiler ve ilgili makamlara durum bildirilmelidir. Aynı zamanda distress flareler de bu amaçla kullanılabilir ancak bu ve diğer poyroteknik malzemenin bir silah gibi saldırganlara karşı kullanılması da dikkate alınabilir. Bu tür malzeme yakıcı etkisinin yanısıra verdiği ışık nedeniyle geçici körlük yaratabilir.

Gemilerde kullanılan veya kullanılması uygun olabilecek öldürücü olmayan silahlar daha önce belirtilmişti. Bunlar var ise bu aşamada veya daha önceki aşamalarda kullanılabilecektir. Bu noktada önemli bir prensibin belirtilmesinde fayda vardır. Kullanılan ne ise gerçek silaha benzememelidir. Saldırganın karşısındaki tehdit unsurunu silah olarak algıladığı anda kendi silahını kullanmaya karar verecek ve kullanacaktır. Örnek olarak plastik mermi atan bir tüfek öldürücü bir silah olarak algılanacak ve silah kabul edilerek tereddüt etmeden ateşle karşılık verilecektir. Bu ise personel kaybına neden olabilecek istenmeyen bir durumdur.

Yangın hortumları ile basınçlı su sıkmak saldırganların gemiye yanaşması veya çıkmasını önleyebilecek veya geciktirecek eylemlerden birisidir. 80 psi’lık su basıncı kişinin karşı koyma sınırlarının üzerindeki basınçtır. Hortum ucuna takılan nozul ile bu basınç miktarının etkili mesafesi uzatılabilirse de etkili mesafe, saldırganların dayanak platformlarının sabit olmadığı dikkate alınarak 12 ila 14 metre civarında olmaktadır. basınçlı deniz suyu kullanılabilmesi için güverte üzerinde hortumların hazırlanmış olması ve deniz suyunun basılmış veya çok kısa süre içerisinde basılacak şekilde hazırlık yapılmış olması gerekmektedir. Eger su topu var ise etkili mesafesi hortuma göre daha fazla olduğu için uzak mesafeden itibaren kullanılabilmekle birlikte yerinin sabit olması nedeniyle belirli bölgelerde etkin olabilecektir. Planlamada su topu ve hortumların etki sahaları belirlenerek birlikte kullanımı dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda eski savaşlarda kullanılan sıcak su ile saldırganları etkisiz hale getirme yöntemi akla gelen diğer bir araçtır.

Deniz haydutları tarafından güverteye çıkmak maksadıyla kullanılan kancaların ve sopaların personel tehlikeye atılmadan kesilmesi denenebilir. Bu maksatla kullanılabilecek araçlar gemici çakısından, baltaya kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir. Kesme işlemini en kısa sürede yapan araçlardan elektrikli el aletleri dikkate alınmalıdır.

Gemide imal edilmiş molotof kokteyleri saldırganlara karşı kullanılacak en etkili ancak basit silahların başında gelmektedir. Molotof kokteyli, cam bir şişe içine yanıcı madelerin konması ve bir fitil ile bunun patlatılması esasına göre çalışır. Gemi şartlarında benzin içerisine %25 civarında fuel oil veya dizel yakıtı veya yağlama yağı konması yeterli olabilecektir. Etkisinin yanmadan çok öldürücü olması isteniyorsa cam şişenin etrafına band ile küçük metal parçaların sarılması ile şarapnel etkisi yaratılabilecektir. Ancak bu durumun saldırganları silah kullanmaya zorlayacağı ve şartları zorlaştıracağı kesindir.


Şartlara bağlı olarak süvarinin zor kararlarından biri olan saldırının önlenemediği kararı, ne yeteri kadar gayret göstermeden, ne de şartları zorlayacak şekilde geç verilmelidir. Burada her zaman olduğu gibi personelin hayatı en önemli etkendir. Böyle bir karar öncesi, açık güvertelerde bulunan personel iç mahallerde güvenli Alana çekilmeli, tek başına saldırganların elinde kalarak diğerlerinin teslim olması için rehin kalmasına izin verilmemelidir.

Gemide ateşli silah bulundurmak deniz haydutlarının çoğunluğunu silah bulundurmaya teşvik edecek olması ve personele değişik tehlikeler yaratacağından uygun değildir. Halen saldırganların çoğunluğu silah bulundurmamaktadır. Eğer gemilerde silah bulundurulması serbest bırakıldığı veya zorunlu hale getirildiği taktirde, deniz haydutları da saldırılarını durdurmak yerine silah bulundurmaya başlayacak ve bu durum her olayı bir küçük çaplı çatışma haline getirecek, ülkelerin değişik hukuk uygulamaları nedeniyle personel olumsuz yaptırımlarla karşılaşabilecek, gemiler uzun sürelerle limanlarda kalmak zorunda bırakılacaktır. Diğer taraftan personelin silah kullanmayı öğrenmesi çok iyi bir eğitim sonucu olabilir. Bu eğitimin sertifikaya bağlanması ile sorun kıyıdaki eğitim kurumları üzerine bırakılsa bile daha sonra yapılması zorunlu olan idame eğitimlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu eğitimlerin gemide yapılma olağı bulunsa da yeteri kadar verim alınamadığı bilinmektedir. Gemilerde silah bulundurmanın diğer zararları ise, bu silahların değişik amaçlarla kullanılma olasılığının bulunması, kaza riskinin yüksek olması, bakım için zaman ayrıma zorunluğudur. Sonuç olarak yetersiz eğitimli bir personelin silah kullanması, kendini bilerek ölüme atması demektir.


Deniz haydutları gemide

En zor ve stres dolu bu safhada ana amaç, personelin emniyetini sağlamak, seyir emniyetini gemi personeli kontrolünde idame etmek ve deniz haydutlarının en kısa sürede gemiden ayrılması için gayret göstermektir. Süvariler, ilk önce personellerinin sağlıklarından emin olmalıdır. Yaralı olan var ise tüm imkanlar kullanılarak tedavi edilmeli veya sahile gönderilmeleri için girişimde bulunulmalıdır.

Deniz haydutlarının köprüüstünün kontrolünü ellerine geçirmeleri halinde sakin kalmalı ve öncelikle seyir emniyeti sağlanmalı, saldırganlarla görüşmelerde bulunarak isteklerini karşılayarak fiziksel çatışmalardan kaçınılmalıdır.

Önceden planlanmış ve iyi organize olmuş personel tarafından karşı saldırıda bulunmak ve saldırganları gemiden atmak, geçmişte uygulanmış ve zaman zaman başarılı olmuştur. Böyle bir saldırı yapılmasına karar vermek için saldırganların hareketlerinin çok iyi izlenmesine, nerede bulunduklarının bilinmesine, personelin saldırıya istekli ve bilenmiş olmasına, saldırgan sayısının personelin baş edebileceği kadar olmasına bağlıdır.

Böyle bir saldırı öncesi veya saldırganlıkları azaltmak veya zararsız bir şekilde haydutları ele geçirmek maksadıyla yemeklerine, sularına uyuşturucu ilaçlar veya uyutucular konması dikkate alınabilir.

Deniz haydutları ele geçirdikleri gemiyi genelde müdahalenin zor olacaklarını düşündükleri karasuları içinde bir mevkiye götürmekte ve burada emniyetlerini sağlamaktadır. Karasuları içinde bir operasyon hukuki açıdan belirli bir sürecin izlenmesini gerektirmektedir. Ancak açık denizde kalmak özellikle olayın olduğu mevkide kalmak yardım gelmesinden çok deniz haydutlarının kendilerini güvende olmadıklarına inanmalarına ve belki de gemiden ayrılmalarına neden olabilecektir. Açık denizde kalmak için sahte bir makina veya dümen arızası yapılabilir. Bu sahnenin ve haberleşme sisteminin önceden planlanmış olması gerekmektedir.

Saldırganların her isteğiin sağlanması daha doğrusu böyle algılamaları, kendilerinden hiç bir şeyin saklanmadığına inanmaları bu safhada uygulanması gereken bir diğer prensiptir. Bu uygulama sonucunda saldırganlar gemi personeline güvenmeye başlayacaktır. Hatta bazı durumlarda haydutların istediklerini almış olmanın inancıyla gemiden ayrılmaları bile mümkündür.

Haydutların gemide kaldıkları sürece dikkat edilecek bir nokta da kültürlerine dikkat etmek ve insani ölçülerde saygı göstermektir. Kültür farklılıklarına saygısızlık size olan güveni yok edecektir. Bazı kültür benzerlikleri de örneğin din gibi olumlu yönde kullanılabilir.

Deniz haydutları ile uzun süre beraber kalınması halinde personelin saldırganlar ile samimi olması ve aynı yerde yaşamaları önlenmelidir. Bu şekilde davranışlar başlangıçta olumlu sonuçları verecekmiş gibi gözükse de sonradan iletişim bozukluklarına ve karşılıklı saygı eksikliği nedeniyle kırıcı ve zarar verici davranışlara dönüşebilir. Diğer bir tehlike ise daha önce belirtildiği gibi Stocholm sendromudur.

Eger kolluk kuvvetlerinin bir operasyon yapmasına karar verilirse; operasyonun en kritik anının gemiye ilk çıkış olduğu dikkate alınarak, deniz haydutlarının rutin faaliyetleri gözlenerek hassas oldukları zamanlar belirlenmeli ve bu bilgiler ilgili makamlara gizlice iletilmelidir. Deniz haydutlarının hassas oldukları zaman açısından toplu olarak bulundukları (yemek yemek, ibadet etmek, uyumak gibi) zamanların belirlenmesi gerekmektedir. Haydutların hassas oldukları diğer bir süreç ise fidyenin ödendiği andır. Modern sistemlerle izlerinin sürülmesini istemeyen haydutların bir kısmı fidye parasının nakit olarak ve belirli değerdeki (20, 50 dolar gibi) banknotlarla ödenmesini talep etmekte, hatta iz sürmeyi zorlaştırmak maksadıyla yeni basılmış para yerine eski basım tarihi olan paraları talep etmektedir. Gelen parayı bankalarda kullanılan para sayma makinasını kullanarak sayan haydutlar parayı, sahile bile çıkmadan kendi aralarında paylaşmak istemekte ve diğerlerinin payından fazlasını almaması için toplu halde bulunmayı veya diğerlerini kontrol edecek şekilde bulunmayı arzu etmektedir. Bir eylemin disiplinine yakışmayan bu hareket nedeniyle zayıf bir durum yaratmaktadırlar.

Kaçırılmış bir gemiye kolluk kuvvetlerinin operasyon planlamasında ana etken bir baskın şeklinde olması ve süpriz tesirinden faydalanmaktır. Bu nedenle helikopter ile fast rope (helikopter gemiye inmeden halat ile personelin gemiye inmesi), sualtından gelen yüzücülerin gizlice gemiye gelmesi, aldatma taktikleri uygulayarak gemiye çıkılması (Örneğin yiyecek getiren tekne ile), bunlar uygulanırken dikkatin başka bir noktaya (bir savaş gemisinin yakına gelmesi, çağrı yapması gibi) çekilmesidir. Eğitimli kolluk kuvvetleri bu tür harekatı değişik yönlerden koordineli olarak uygulayabildiği taktirde başarı şansı da artacaktır. Böyle bir harekat öncesi gemi personeli uygun bir mahalde toplanmalı, gereksiz yere çatışmanın ortasında kalmaları veya rehin olarak kullanılmaları önlenmelidir.


Deniz haydutlarının gemiden ayrılması:

Bu safhanın ana amacı durumun normal hale getirilmesdir. Bu kapsamda öncelikle personel sağlık durumuna dikkat edilmelidir. Fiziksel sağlık problemlerinden daha tehlikeli olan durum psikolojik hasarlardır. Bu nedenle personel en azından belirli bir süre takip ve kontrol altında gözlenmelidir.

Deniz haydutluğuna ilişkin önlemlerin eksiksiz olarak alınamamasının bir nedeni de kamuoyunun bu saldırılara ilişkin bilgilendirilmesindeki eksikliğinin yanı sıra olayların bildirilmesinde, ilgili makamların zaman kaybını önlemek, sigorta primlerini artırmamak gibi kaygılarıyla çekimser bir tutum izlemesidir. Değişik kaynaklar, bilinen saldırı olaylarından daha fazla miktarda saldırı olduğunu, ancak bu saldırıların bildirilmediğini belirtmektedir. Saldırı olaylarının araştırılmaması ve saldırganların yakalanması için bile bir gayret gösterilmemesi, deniz haydutlarına cesaret vermekte, saldırıların artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle saldırı olaylarının bildirilmesi özel bir önem taşımaktadır.

Saldırı sonrası hazırlanacak bir rapor, suçluların yakalanmasına yardımcı olmasının yanında alınacak önlemler açısından da en önemli kaynak olacaktır. Bu tür bir raporda, kriminal hususların yanı sıra (saldırganların sayısı, silahları, isimleri, ülkeleri, fiziksel tarifleri, yara izi gibi ayırt edici özellikleri, kamera kayıtları, kullandıkları bardak gibi eşyalardaki parmak izleri, bıraktıkları eşyalar) ayrıldıkları yön, kullandıkları teknenin özellikleri ve tarifi, saldırı şekli, taktikleri, ruhsal durumları, davranışları, alınan önlemler ve sonuçları, gemide hasar alan yerlerin resimleri, video kayıtları gibi hususlara yer verilmeli, çalınan gemiye ait veya özel malzemenin cins, miktar ve var ise seri numaraları, saldırganlar ile temas eden personelin ifadeleri alınmalı ve zaman açısından önem taşıyan kısımların önceden ayrı olarak gönderilmesi uygun olacaktır.


Sonuç :

Saldırılara karşı alınan önlemlerin başarı şansını yükseltmek amacıyla her geminin özellikleri dikkate alınarak bir bütün halinde ve tehdit bölgesine göre ayrı ayrı paketler hazırlanması ile uygun yeni sistemlerin tedariki en önemli hususların başında gelmektedir.

Deniz haydutluğunun; bölgesel, sosyo-ekonomik sorunlar ve siyasi dengesizlikler nedenleriyle ortaya çıktığı dikkate alındığında denizcilere yönelik saldırıların devam edeceğini öngörmek yanlış olmayacaktır. Belirtilen şartlar altında deniz haydutluğuna karşı en etkin önlemin karada alınabileceği değerlendirilmektedir.

1 Dr. Jale Nur Ece, Stratejik Sularda Deniz Haydutluğu ve Korsanlık (DenizHaber)

2 ICC 2007 ve 2008 (Son üç aylık hariç) raporlarından derlenmiştir.

3 cnnturk.com

4 http://www.homelandsecurityresearch.net/2008/11/24/piracy-at-high-seas-security-challenges-and-market-opportunities/

7www.shiploc.com

8 Yanında * işareti olan bilgilere bir silahlı müdahalede/operasyonda ihtiyaç duyulabilecektir.

9 Mesafeler, hedef teknenin AYN’yi hesaplayarak ve nispi hareket hattını en küçük tutacak şekilde hareket ettiği ve saldırı yapılan teknenin sakınma yapmadığı durumda belirlenmiştir.

10  ICC 2007 ve 2008 (Son üç aylık hariç) raporlarından derlenmiştir.

Editör: TE Bilişim