1995 yılında Ro/Pax arabalı yolcu feribotu MS Estonya'nın trajik batışı iyi bilinmektedir ve denizcilik eğitim programlarında yaygın olarak bir vaka çalışması olarak kullanılmaktadır.

Uzun zamandır kazanın nedeni olarak bilinen; MS Estonya'nın pruva kapı siperliğinin kötü hava koşullarında yerinden çıktığı ve araç güvertesine hızlı bir şekilde su alarak battığıydı.

Ancak, bir belgesel ekibinin ortaya çıkardığı yeni kanıtlar, resmi raporun olayların gerçek gidişatını yansıtmayabileceğini gösteriyor.

Ekibin ROV(Su Altı) video görüntüleri, Estonya'nın sancak tarafındaki gövdesinde 3 buçuk metreye 1 metrelik bir deliğin varlığına işaret ediyor. Bu daha önce hiç bildirilmeyen ciddi büyüklükte bir açıklık. Kurtulan yolcuların duyduklarını iddia ettikleri patlama ve batıştan bir yıl sonra, sekiz ülkenin enkazın daha fazla incelenmesini yasaklayan bir anlaşma imzalayarak kaza mahalini korumalı bir su altı mezarı ilan etmesi ise soru işaretleri uyandırıyor.

Gemideki yaklaşık 1.000 kişiden yalnızca 137'si hayatta kalmıştı!

27 Eylül 1994 gecesi, Estonya feribotu Tallinn'den Stockholm'e planlanmış bir seferle yola çıktı.Gemi 40 deniz miline yükselen kadar rüzgarlar ve 6 metrelik dev dalgalar arasında seyretti. Ertesi sabah yolcular yüksek bir patlama sesiyle uyandı. 15 dakika sonra, geminin pruva siperliği gevşedi ve araç güvertesinde su girmesine neden oldu. Hızla sancak tarafına kayan gemi sonraki 15 dakika içinde 60 dereceye ulaştı. 1 saat sonunda ise gemi 90 derece yan yatarak ve kıç tarafından batarak hızla suyun altında kaybolmaya başladı. Gemideki yaklaşık 1.000 kişiden yalnızca 137'si hayatta kaldı.

Video'da resmi olarak yayınlanan ortak bir kaza sonrası raporunda, araştırmacılar baş kapak kapatma mekanizmasına odaklandılar. Kilitleme pimi sisteminin MS Estonya yol aldıkça çarpma hareketiyle yerinden kurtulduğu ve kapağın gevşeyererek suyun hızla güverteye girmesine neden olduğu sonucuna vardılar. (yukarıdaki resmi video resmi).

Bu rapor, belgeselin yeni ROV görüntülerinin öne sürdüğü gibi sancak tarafında büyük bir delik içermiyor.

"Sadece gerçekleri masaya koyuyoruz. Ancak bulduklarımızın var olmadığını söylüyorlar." dedi belgesel film yapımcısı Henrik Evertsson. The Guardian'a konuşan Evertsson; "İfadeleri raporda yer almayan hayatta kalan tanıkların hepsi batışın patlama ile başladığını belirtiyor. Bu patlama insanların sadece duydukları değil, hissettiği bir patlamaydı ve gemi olağandışı derecede hızlı battı." ifadelerini kullandı.

Evertsson'ın ekibi, araştırmayı yasaklayan ortak bir anlaşmaya rağmen enkaz alanını ziyaret etti. Batıştan bir yıl sonra, sekiz ülke enkazın daha fazla incelenmesini yasaklayan bir anlaşma imzaladı ve burayı korumalı bir su altı mezarı ilan etti. İsveç Demokrat partisi, batığın yeniden incelenebilmesi için bu yasağın kaldırılması çağrısında bulundu.

Editör: TE Bilişim