UN RO-RO genel müdürü Cemil Bayülgen: “destekler, kabotaj denizciliğine henüz yansımadı" diyor. Bayülgen Perşembe Rotası’na kabotajla ilgili şunları söyledi:Destek gerekiyorBiz uluslararası ro-ro taşımacılığı yaptığımız için kabotaj konusunda şu ana kadar fazla bir çalışma yapmadık. Kabotaj taşımacılığının geliştirilmesi kesinlikle elzem, bu konudaki müteşebbislerin desteklenmesi lazım.ÖTV indirimi yeterli olmadıBunların desteklenmesi için hükümet birtakım gayretler gösterdi; liman ücretlerinde indirim sağladı, yakıtta özel tüketim vergisi'ni (ÖTV) almamak gibi önlemler aldı. Ancak gördüğümüz kadarı ile bunlar pek yeterli olmadı. Yani iyi önlemlerdi, iyi bir çalışmaydı fakat bir seneye yakın bir zaman geçti, bunlara rağmen kabotaj denizciliğinde fazla bir gelişme olmadı. Şu an için sahil boyu yapılan bir yük taşımacılığı, yolcu taşımacılığı gibi bir gelişmeyi görmüyoruz. Yolcuyu denize çekmek zor; yük taşımacılığı yapmak lazım.Bu faaliyete girecek kişilerin, bu yatınım yapmadan önce birçok fizibilite yapması lazım. Yolcuyu karadan denize almak çok zordur. Özellikle bir körfezi derinlemesine birleştiriyorsanız veya bir ada ile kıtayı birleştirmiyorsanız yapacağınız yolcu taşımacılığı hizmetinde çok ekonomik sorunlar yaşarsınız. Kabotaj taşımacılığı bizde daha çok yük taşımacılığı veya kamyonların karadan denizde taşınması şeklinde olması lazım. En müsait kabotaj taşımacılığının yapılacağı yer Marmara denizi'dir. Avrupa'dan gelen araçların Anadolu’ya giderken karayolunu kullanmak yerine Tekirdağ veya o bölgelerden karşı limanlara; Bandırma'ya, Erdek’e, Mudanya’ya ve civardaki limanlara kısa yoldan ro-ro gemileri ile taşınması en fizibıl olanıdır. Onun dışında İstanbul'dan İzmir'e bir yolcu gemiciliği veya feribot taşımacılığı yapmak gerçek-ten cesaret işi. Bunu yapacak olan firmalar var ve hazırlanıyorlar. Özellikle Deniz Ticaret Odası'nın TDİ'den almış olduğu iki gemi var, onları hazırlıyorlar. İnşallah başarılı olurlar. Ben çok destekliyorum. Yolcu taşımacılığı konsorsiyumla yapılabilir; vatandaşın ilgi göstermesi lazım. Fakat kolay bir iş değil. Biz bu konuya pek zaman ayıramadık, çok çalışmadık üzerinde. Bir zamanlar iyi fizibiliteler yaptık; İstanbul-Trabzon, İstanbul-Mersin gibi... Onlardan aldığımız sonuçlar da çok verimli değildi. Ama bu demek değildir ki, bu olmaz. Olması için bir takım konsorsiyumlar meydana getirmek, birlikte çalışmak lazım. Tek başına bir müteşebbisin çıkıp "ben bu işi yapıyorum" demesi bana biraz zor gözüküyor. Limanlar revize edilmeden basan sağlanamaz limanlarımız genellikle uluslararası taşımalar için düzenlenmiş. Yani limanlar, dahili taşıma için çok müsait limanlar değil. Bunun için belli bir kısmın ayrılması lazım. Çünkü limana getirdiğiniz aracı veya yükü limandan çok çabuk bir şekilde iç noktalara aktarmanız lazım. Gelip orada bekleyecek, aktarma işlemleri çok uzun sürecek ve altyapı tesisi buna çok müsait değilse, limanın hinterlant ile bağlantısı zayıfsa netice alamazsınız. Artık hız çağındayız; stokların kullanılmadığı, stoksuz çalışma çağındayız. Demek ki, yükü limandan çok kısa bir sürede aktaracaksınız. Limanlarımızın şuandaki altyapısı buna çok da müsait değil. Bu konuda da bir çalışma yapmak lazım. Bu is kombine taşımacılıkla cazip hale getirilebilir mesela İstanbul'dan mersin'e bir yük götüreceğiz. Bu yük Mersin limanı'nda iner inmez hemen oradan Adana’ya gidecekse, Antep’e gidecekse çok çabuk aktarılması lazım. Yani aktarma sisteminin kurulması lazım. Çünkü götüreceğiniz yük sadece Mersin bölgesi için değil; içerilere gidecek. İçerilere gitmesi için de sistemin çok hızlı ve iyi çalışması lazım. Bu bir kombine taşımacılık işi.Sadece deniz yoluyla mal götürüp, oraya yıkmakla olmaz. Siz müşteriye paket servisi vereceksiniz. Diyeceksiniz ki, ben sizin yükünüzü İstanbul'dan alıyorum, Adana’nın şu bölgesine, şu kadar fiyatla ve şu kadar zamanda götüreceğim. O zaman İşi cazip hale getirir, bu şekilde pazara sunabilirsiniz.(Haber: Dünya Gazetesi Perşembe Rotası)