Yaşar Üniversitesi Denizcilik Topluluğunun Denizcilik Haftası nedeniyle düzenlediği konferansa katılan İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, bölgedeki limanları İzmir Limanları olarak bir bütün olarak değerlendirdiklerini belirterek, “Liman demek medeniyet demektir. İzmir hep limanı ile var oldu. Bugünün değil, Türkiye’nin geleceğinin projesi olarak değerlendirdiğimiz Çandarlı, konteyner aktarma limanının yanı sıra gemi bakım-onarım, akaryakıt ikmal, gemi tedarik ve serbest bölge konseptiyle üretim ve taşımanın birleştirildiği yeni işlevlerle zenginleştirilmeli” dedi.

Yaşar Üniversitesi Deniz ve Liman İşletmeciliği ile Marina ve Yat İşletmeciliği programları öğrencilerinden oluşan Denizcilik Topluluğu tarafından düzenlenen 3. Denizcilik Haftası etkinlikleri, denizcilik sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirdi. Marinalardan limanlara ve denizcilik şirketlerinden deniz insanlarına kadar, denizciliğin her yönüyle ele alındığı konferanslarda, İzmir limanlarının bugünü ve yarını da tartışıldı. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Can Karaosmanoğlu’nun moderatörlüğünde yapılan konferansta, İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Nemport Operasyon Yöneticisi Sertaç Ercan ve Kaptan Murat Yılmazel, “İzmir limanlarının güncel değerlendirmelere göre yapılanması” hakkında görüşlerini dile getirdi.

Kuzey Ege Çandarlı Limanıyla ilgili sunum yapan Öztürk, Kuzey Ege Çandarlı Limanı projesinin Türkiye’nin gündeminde 25 yıla yakın süredir yer aldığını söyledi. Öztürk, “Limanın dalgakıran inşaatı 2011 yılında başlayıp 2014 yılında tamamlandı. Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak limanın, 12 milyon TEU’luk nihai kapasiteye ulaşacağı öngörülüyordu. Ancak dünya ekonomisinde ve denizcilikte yaşanan sıkıntılar nedeniyle 6 firmanın şartname aldığı ihaleye yeterli teklif olmadığı için iptal edildi” dedi.

“Çandarlı’nın cazibesi arttırılmalı”

İzmir’deki konteyner limanlarının 2016 yılı konteyner elleçleme kapasitesinin, Petlim Limanı’nın da hizmete girmesiyle birlikte 3 milyon 950 bin TEU seviyesine çıktığını hatırlatan Öztürk, buna karşın 2016’da İzmir Alsancak ile Aliağa’daki limanlarda elleçlenen konteyner miktarının 1 milyon 323 bin TEU’da kaldığını, arzın talebin 3 katına ulaştığını kaydetti. Marmara Bölgesinde yapılan yeni liman yatırımları, Pire Limanı gibi rakip limanlar nedeniyle konteyner taşımacılığındaki rekabetin daha da keskinleşeceğini belirten Öztürk, Çandarlı Limanı’nın konteyner aktarma limanı işlevi yanında farklı alternatiflerle değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“Geleceğin projesi”

Öztürk, “Limanın cazibesini yeni birtakım şeylerle artırmamız lazım. Kapasite belli, talep belli. Çandarlı’ya 300 milyon lira yatırım yapıldı. Ne yapılabilir, çok iyi değerlendirmek zorundayız. Biz Çandarlı’yı bugünün değil Türkiye’nin geleceğinin projesi olarak değerlendiriyoruz. Özellikle Çin’in Doğu Asya’yı deniz ve karadan Batı Avrupa’ya bağlayacak Yeni İpekyolu Projesinde Çandarlı Limanı, Türkiye’nin en büyük fırsatlarından biri olacaktır. Bu nedenle Çandarlı’yı gemi bakım-onarım, akaryakıt ikmal, gemi tedarik ve serbest bölge konseptiyle üretim ve taşımanın birleştirildiği yeni işlevlerle zenginleştirilmeliyiz. Öngörülen kapasite de daha gerçekçi bir planlama halinde küçük etaplar halinde gerçekleştirilmeli. Çandarlı projesinin, Aliağa’daki limanlarla ve Alsancak Limanı ile koordineli şekilde ele alınması bölgenin liman gücünü hep beraber harekete geçirmek açısından önemli” diye konuştu.

“Boğazlardan önceki son dönemeç”

Çandarlı’nın, Çanakkale ve İstanbul boğazlarından önceki son dönemeçte yer aldığını belirten Öztürk, şöyle devam etti: “Enerji üretim ve depolama merkezi haline gelen Aliağa’daki rafineri, doğalgaz terminalleri ve akaryakıt yatırımlarını dikkate alarak, Çandarlı akaryakıt ikmal merkezi olarak da planlanmalı. Çanakkale’den İskenderun’a kadar gemi bakım ve onarım tesisi bulunmuyor. Projeye bu işlevin eklenmesi bölgedeki ihtiyaç açısından son derece değerli. 76 kilometrelik Çandarlı Limanı Otoyol Projesi’nin de temeli atıldı. Otoyolun tamamlanmasıyla beraber liman, Aliağa bölgesine ve Menemen üzerinden İzmir’in sanayi bölgelerine bağlanmış¸ olacak. Demiryolu ağının kuzeye doğru ilerlemesi de projeyi daha değerli kılacaktır. Oyunun dışında kalmamamız gerekiyor. İzmir limanlarının birbiriyle koordineli çalışması, ihtisaslaşarak büyümesi ve hizmet vermesi kentin ve ülkenin kazanımına olacaktır.”
Kaynak: iha