AB, Karadeniz bölgesinde daha etkili olmak istiyor

Uzmanlar 15-16 Şubat’ta Paris’te Avrupa Bölgeler Birliği’nin (AER) düzenlediği konferansta AB’nin Karadeniz’le ilgili modelini genişletmesi ve bölgenin daha yüksek çevre standartlarına kavuşmasına yardımcı olması gerektiğini söylediler.

Örneğin bölgede yer altı sularının sebep olduğu kirlilikle mücadelede AB’nin sürdürülebilir ve birleştirilmiş su idaresini teşvik ediyor. Karadeniz ticari gemi trafiği ve özellikle tankerler tarafından kirletiliyor.

Konferansa katılan yetkililer, Avrupa kurumları temsilcileri ve Akdeniz ile Tuna yöresindeki ülkelerin karar yapıcıları da enerjinin Karadeniz bölgesinde işbirliği artırmak için ortak payda olduğuna dikkat çektiler.

Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Komisyonu (BSC) Başkanı Ahmet Kideys “Karadeniz’den 2010’da 211 milyon küsur ton petrol taşınacak” derken birliğin temizleme çalışmalarına katılmaya hazırlanmakta olduğunu belirtti.

AB uzmanları da bu hedefe ulaşılabilmesi için uygun enstrümanların mevcut olduğunu kaydettiler. Uzmanlar örneğin 2008’de kurulan Karadeniz Eurobölgesi’nde söz ederek buna benzer birkaç programlar aracılığıyla fon sağlanabileceğini ileri sürdüler.

Eleştiriler

Ancak bazı bölgesel aktörler Avrupa’nın bölgedeki stratejisinin yeterli olmadığı görüşünde. Kimileri AB’nin müdahale anlayışının zayıf olduğunu belirterek Karadeniz Sinerjisi’nin faaliyete geçmesinden bu yana endişelerin giderilemediğine dikkat çektiler.

Ukrayna’daki Odessa Üniversitesi Profesörü Sergi Glebov “Her şeye aynı programlarda cevap verilse daha iyi olur çünkü Karadeniz bölgesinde AB üyesi ve AB üyesi olmayan ülkeler yer alıyor. Neredeyse her ülkeye farklı ilkeler uygulanıyor” dedi.

Ancak Glebov AB’nin uzmanlığının “çok önemli” olduğunun altını çizerek fon bulmanın ötesinde birliğin Karadeniz’deki ülkelerine kirlilikle mücadele için işbirliği ve yardım sağlayabileceğini kaydetti. Bu bağlamda Glebov Baltık Denizi Stratejisi ile Baltık Deniz Eurobölgesi programlarının başarılı örneklerini anımsattı.

İstanbul İl Konseyi Başkan Yardımcısı Hande Özsan Bozatlı, Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Bölgeler Birliği gibi bölgeyle ilgili ortak hedefleri bulunan kuruluşlara çağırıda bulunarak eylemlerini birlikte koordine etmelerini istedi.

Bozatlı “Tek bir muhatabımız olmalı yoksa işler karışıyor” dedi.

Eşgüdüm sorunu


Ancak konuşmacılar yerel olarak daha iyi koordinasyonun gereği üzerinde durdular. Bölgesel politika karar yapıcılarının Karadeniz Havzası’nda kararlı çabaları olmadan AB’nin desteğinin istenen etkiyi göstermeyeceği kaydedildi.

Bu bağlamda AER bölgesel aktörlere farklı jeopolitik çıkarları bir kenara bırakarak bütünleştirilmiş ve uzun soluklu bir yaklaşımı benimsemelerini tavsiye etti.

AER Genel Sekreteri Klaus Klipp “Stratejik sorunu Avrupalı ya da ulusal politikalar tanımlamalı ama bölgelerin rolünün çok güçlü olduğunun farkında olarak” diye konuştu.

Kideys “Çoğumuz ilk kez bir araya geliyoruz” dedi.

Avrupa Yatırım Bankası Proje Yöneticisi Stefan Harte, Klipp’in sözlerine katılarak bölge liderlerinin 2013 sonrası AB bütçesiyle ilgili devam etmekte olan tartışmalarda yer almaları gerektiğini belirtti.

Katılımcılar “Şu anda Karadeniz için bütçe yok ama 2013’ten sonra her şey açık” şeklinde konuştular.

Odessa Eyalet Başkanı Mykola Serdyuk “Bütünleştirilmiş bir yönetime doğru ilerlemek bölgemizde kamu hizmetlerinin yeniden düzenlenmesi ve birçok kurumsal reform yapılmasını gerektiriyor” dedi. Serdyuk’a göre yönetim becerisindeki yetersizlik bölgesel işbirliğinin önündeki en büyük engel.

Karadeniz bölgesi Avrupa ve dünya piyasalarına petrol ve gaz transferlerinin emniyetinde kilit rol yonuyor.

Son 15 yılda hayata geçirilen birçok bölgesel girişim Karadeniz bölgesindeki ülkeleri bir araya getiriyor. Nisan 2007’de AB bu çalışmaları Karadeniz Sinerjisi adı altında bir program haline getirdi. Karadeniz Sinerjisi 14 Şubat 2008’de Kiev’de toplanan AB-Karadeniz Ülkeleri toplantısında faaliyete geçti.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği ise 1992’de Türkiye’nin girişimiyle kuruldu. Programa Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Karadağ, Romanya, Rusya, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna katılıyor.

2001’de kurulan Demokrasi ve Ekonomik Gelişme Örgütü (GUAM) Sovyet dönemi sonrasında bölgedeki dört ülkenin (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova) oluşturduğu bölgesel bir örgüt.

2001’de ise Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan’ın katılımıyla Blackseafor oluşturuldu. Kuruluş mayın temizleme, arama, kurtarma, çevrenin korunumu ve iyi niyet ziyaretlerinin düzenlenmesi gibi konularda faaliyette bulunuyor.

“Bakü Girişimi” ise AB ile Karadeniz ve Hazar Havzası arasında 2004’te başlatılan bir politika diyalogu.

Karadeniz Forumu ise 2006’da Romanya’nın başkenti Bükreş’te kuruldu. Romanya’nın ön-ayak olduğu foruma Ermenistan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Türkiye, Romanya ve Ukrayna katılıyor.

Ve son olarak AB Mayıs 2009’da Doğu Ortaklığı programını onayladı. Bununla altı eski Sovyet ülkesi ve AB arasında daha yakın siyasi ve ekonomik bağların kurulması hedefleniyor. Doğu Ortaklığı’na Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Moldova ve Ukrayna katılıyor. Moldova, Ukrayna ve Gürcistan’ın Karadeniz’e sınırı bulunuyor.
Editör: TE Bilişim