Nükleerde Tarihi İmza

Türkiye'nin yaklaşık 50 yıllık nükleer santral macerasında tarihi bir viraj dönüldü.

Türkiye ile Rusya arasında uzun süredir devam eden nükleer santral görüşmeleri sonuçlandı.

İki ülke arasında 20 milyar dolarlık "Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması" imzalandı.

Anlaşmaya Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya adına Başbakan Yardımcısı Igor Seçin imza koydu.

Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Samsun-Ceyhan hampetrol boru hattının yapımı ve rafinerinin kurulması adımlarının büyük önem ifade ettiğini vurguladı.

Erdoğan, "Bu adımların atılması ile birlikte doğalgazda özelikle transit bir üst olması hasebiyle Türkiye, buradaki önemini çok daha farklı bir konuma taşımış olacaktır. Buradaki dayanışmamız çok büyük önem kazanıyor" dedi. Erdoğan şunları söyledi:

"Türkiye doğalgazda ve petrolde ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya Federasyonu'ndan sağlıyor, burası da çok anlamlıdır. Ve doğalgazda Mavi Akım projemizi bizler çok daha geliştirmekten yanayız. Bunun çalışmalarını arkadaşlarımız yapıyorlar, adımlarını da atacağız. Hampetrolde Samsun-Ceyhan büyük önem arz ediyor çünkü proje aynı zamanda bir çevrecilik projesidir, zira

boğazları kurtarıyor. Ciddi manada tankerlerin geçişi sebebiyle boğazlar her an tehdit altında. Bu tehditten kurtarmamız gerekiyor. Eğer Samsun-Ceyhan'ı gerçekleştirirsek, ki kararlıyız, dünyaya Ceyhan'dan açılma fırsatımız olacak; aynı zamanda bir rafineriyi Ceyhan'da kurma imkanı olacak... Bunun getireceği farklı yatırımlar da arkasından gelecektir."

Akkuyu nükleer santraline ilişkin hükümetler arası anlaşmayı parlamentodan geçirdikten sonra, inşaatın başlamış olacağını da belirten Erdoğan, santralin yedi yılda biteceğini belirtti. Erdoğan, beş yıl içinde 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini anlattığı konuşmasında, bu iradenin her iki tarafta da mevcut olduğunu ifade etti. İki ülke arasında 17 anlaşmanın imzalandığını, vizelerin kaldırılması için atılan imzaların halkların kaynaşması için önemli olduğunu belirten Erdoğan, vizesiz geçiş için tanınacak bir aylık sürenin, ileride başarılı olunması halinde genişleyeceği bilgisini verdi.

İki ülke yetkilileri arasında tarım, turizm, enerji, ulaştırma alanlarında anlaşmalar imzalandı. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin kurulmasına ilişkin anlaşmaya ise Erdoğan ve Medvedev imza attı.

Medvedev: İki ülke sözde değil gerçek stratejik ortak

Basın toplantısındaki açıklamasında Medvedev ise, Konsey'in kurulmasının önemine dikkat çekti ve bununla her alandaki hedeflere daha kolay ulaşmış olacaklarını söyledi. Çok sayıda anlaşma imzalandığını, böylece 25 milyar dolarlık bir ilave hacimden bahsetmenin mümkün olduğunu kaydeden Medvedev, "Bu son derece kayda değer bir rakam. Gelecekte temel (ticaret hacmi) hedefimiz 100, belki daha fazla, 100 milyarın üstüne çıkmak olacaktır. Bu son derece ilham verici bir sonuç olsa gerek" dedi.

Nükleer santral anlaşmasının iki ülke işbirliğinde yeni bir sayfa açtığı değerlendirmesinde bulunan Medvedev, "Neticesinde yeni fırsatlar karşımıza çıkacaktır. En önemlisi enerji güvenliğinin sağlanmasıdır" diye konuştu.

Medvedev şöyle devam etti: "Başka büyük projelerimiz de var; Mavi Akım, Güney Akım var. Bu projeler ülkelerimizin enerji güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Bunlar yeni enerji koridorlarının açılmasına imkan veriyor. Diğer önemli bir proje Samsun- Ceyhan hampetrol boru hattıdır. Bu projeyi aktif geliştirme konusunda mutabakata vardık. Ceyhan'da rafineri kurulması... Bunun neticesinde ürünü müşterek pazarlayabiliriz."

Medvedev, Türkiye ile Rusya Federasyonu'nun sözde değil, gerçek birer stratejik partner olduğunu da sözlerine ekledi.

Pamir: bağımlılığı daha da artacak

Nükleerdeki anlaşmayı değerlendiren Enerji Uzmanı Necdet Pamir şunları söyledi: "İki ülke arasındaki ilişkilere bakınca karşılıklı yarar sözcüğünün kilit sözcük olması gerekir. Rusya'yla dış ticaret hacmimiz 38 milyar dolar. Bunun dökümünü yapınca bizim ihracatımız 6.5 milyar dolar. Doğalgazda yüzde 65, petrolde yüzde 33 Rusya'ya bağımlıyken, buna bir de ihalesiz nükleer bağımlılığı getirdiğinizde kaygı duymamamız mümkün değil. Rusya'nın önerdiği modelin denenip sıkıntıları görülmemiş bir reaktör olduğunu da söylemek gerekir. Bizim bağımlılığımız artıyor."

İhale yapıldı ama

Mersin-Akkuyu'ya yapılacak nükleer santralde daha önce ihale yapılmış ancak sadece Türk-Rus ortaklığının teklif verip kazandığı ihale iptal edilmişti. Daha sonra hükümet ihalesiz nükleer enerji modelini seçmiş, Rusya ile pazarlıklar yürütülmüştü.

Editör: TE Bilişim