Minerallerin Sırrı

Doğal şekilde oluşan ve belirli bir kristal öz yapıya sahip, inorganik, kristalleşmiş katı cisimler olarak tarif edilebilecek olan mineraller, vücudumuzun vazgeçilmez ihtiyaçları arasındadır. Mineraller, vücudun kendi kendine üretemediği maddeler olduğundan, besinlerle ya da cilde nüfus ettirilerek alınması gerekiyor. Bir çok hayati fonksiyon ve metabolizma için gerekli olan minerallerin eksikliği, yapısal ve fonksiyonel bozukluklara neden olduğundan, yaşamımızda oldukça önemli bir rol oynuyorlar.

Vitaminlerden farklı olarak ısı veya besin işleme sırasında kayba uğramayan mineraller "makro" ve "eser" olmak üzere ikiye ayrılıyor. Sodyum, potasyum, klor, kalsiyum, magnezyum ve fosfor “makro”; krom, bakır, flor, iyot, demir, manganez, molibden, selenyum ve çinko ise “eser” ya da “mikro” denilen gruptadır. Organizmada yüksek düzeyde bulunan minerallere makro element, eser düzeyde bulunanlara da mikro element adı verilir.

Besin yoluyla almanın yanı sıra minerallerle şifa bulmanın bir diğer yolu da onlarla temas kurmaktır. Ülkemiz şifalı suların zenginliği açısından dünyadaki ilk yedi ülke içinde yer alıyor. Yüzyıllardır Azerbaycan'da kullanılan ve günümüzde de yaygınlaşmış bir teknik olan çamur banyoları,ülkemizde de şifa dağıtıyor. Kozmetik amaçlı olarak da kullanılan çamur, güneşin yol açtığı ya da hamilelik sonrasında ve yaşlılıkta oluşan lekelerin giderilmesinde ve akne, sivilce tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca kan dolaşımını düzenleme etkisi sebebiyle selüloit, kemik, kas, bağ dokusu hastalıklarında, kireçlenme, sinüzit ve migren tedavisinde de etkili bir yöntem olarak kullanılıyor.

Hem ruhumuzu, hem vücudumuzu dinlendirip iyileştiren ve etkileriyle güzelliğimize katkıda bulunan tüm bu kaynaklar, içlerinde barındırdıkları yüksek minerallerle şifa kaynağı özelliği taşıyor.

Çamur cilde nasıl iyi geliyor?

Çamur banyoları ile yapılan vücut bakımı, cilt altındaki toksinleri emerek dışarı alıyor ve doğal detoks sağlıyor. Vücudu kaplayan çamur, gözenekleri açarak, kollajen (hareket sisteminin yapı taşlarını, özellikle kemik, kıkırdak, lif ve eklemleri oluşturan protein) dokularını geriyor. Krem özelliğindeki çamur, vücutta kuruduğunda içerdiği mineralleri ve maddeleri cilde veriyor, böylece cildi nemlendiren çamur, cildi geriyor, kırışıklık ve çizgilerin azalmasına destek olurken, cildin nefes almasını sağlıyor.

Deniz suyu da mineral kaynaklarından...

Tuzlu suda da altın, iyot, kalsiyum, magnezyum, potasyum, nikel ve sodyum gibi çeşitli mineraller bulunuyor. Deniz suyu, ciltteki hücre alışverişini hızlandırarak, sivilce ve yaraları hızla iyileştiriyor ayrıca sıkılaştırıcı etkisi ile cildin ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.

Minerallerin Tedaviye Destek Olduğu Hastalıklar
• Bel ve boyun fıtıkları
• Kireçleme
• Romatizmal hastalıklar
• Yumuşak doku romatizması (fibromyalji)
• Kırık ve çıkık sonrası rehabilitasyon
• Spor yaralanmaları ve ortopedik ameliyatlar sonrası rehabilitasyon
• Felç ve omurilik yaralanmaları sonrası rehabilitasyon
• Nörolojik hastalıklar
• Stres ve yorgunluk
• Sedef, egzama gibi deri hastalıkları

Besinlerle alabileceğimiz şifa veren 9 mineral!

Kalsiyum: Daha çok kemiklerde bulunur. Eksikliği yüksek oranlara vardığında kemiklerde zayıflama, diş ve sırtta ağrılar görülür. Bu mineral, en çok süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyve, fındık, narenciye ve balıkta bulunur.

Krom: Vücuttaki basit şekerin parçalanmasını ve kullanımını düzenler, kandan hücrelere glikoz transferi sağlar. İnsülin oluşumuna, kolesterol düzeyi kontrolüne yardım eder. Vücuttaki enzim ve hormonlar için oldukça önemlidir. Yumurta sarısı, istiridye, yer fıstığı, üzüm suyu, peynir, buğday ve mayada bulunur.

Demir: Kırmızı kan hücresi, kas pigmenti ve enzim üretimi için gereklidir. Vücuttaki demirin sadece yüzde 8'i kan damarlarından gelir. Vücutta büyümeye yardım eder, yorgunluğa karşı ve hastalıklardan korunmada kullanılır. Yumurta sarısı, et, balık, ciğer, yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, fındık ve dalakta bulunur.

Magnezyum: Kandaki şekerin enerjiye dönüştürülmesinde önemli rol oynar. Sinir sisteminin ve kasların gevşemesini sağlayan magnezyum, sağlıklı dişler ve sindirim sisteminin rahatlığı için de gereklidir. Süt, balık, soya fasulyesi, fındık, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllarda bulunur.

Potasyum: Beyne oksijen gönderilmesinde rol oynar. Vücuttaki su dengesinin sağlanmasına destek olurken, gıdaların hücre içine geçişini sağlar ve sinir sistemindeki mesajları iletir. Bu mineral vücutta her gün kullanılır ve tekrar yeri doldurulur. Et, süt, sebze, meyveler ve kuru baklagillerde bulunur.

Çinko: Proteinlerin enerjiye dönüştürülmesinde oldukça önemli bir role sahiptir. Zihinsel fonksiyonlarda, vücudun kendini iyileştirmesi ve yenilemesi gereken durumlarda, bağışıklık sisteminin gelişmesinde, hormonal dengede önemli yere sahiptir. Süt, ay çekirdeği, fındık, yumurta, et ve deniz ürünlerinde bulunur.

İyot: Tiroid ve tiroid kontrol mekanizmasında, zihinsel fonksiyonlarda, enerji ve kilo almada önemli rol oynar.

Fosfor: Sadece fizyolojik kimyasal reaksiyonlarda yer almakla kalmaz, aynı zamanda vücuttaki bütün hücrelerde bulunur. Normal kemik ve diş yapısı, kalp düzeni ve normal böbrek fonksiyonları için gereklidir. Süt ürünleri, sakatatlar, et ve kuru baklagillerde bulunur.

Sodyum: Bu mineral sinir ve kas fonksiyonlarının devamı için çok önemlidir. Asıl görevi sıvı pompalanmasını ve gıdaların hücre zarından geçişini sağlamaktır. Bol miktarda sodyum, yüksek kan basıncını artırır. Tuz, füme etler, süt ve süt ürünlerinde bulunur.
Editör: TE Bilişim