İMEAK DTO toplantısında KANAL İSTANBUL gerginliği!

IMEAK DTO ocak ayı meclis toplantısına Kanal İstanbul damga vurdu.  Son günlerin en önemli konularının başında gelen KANAL İSTANBUL, IMEAK DTO meclisine de damga vurdu.

Tamer Kıran:"Kanal İstanbul bizi  Deniz Ticareti Açısından ilgilendirir"

 Kanal İstanbul konusunda IMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran şu değerlendirmelerde bulundu: “Kanal İstanbul bir devlet projesi. Kişilerin, şahısların problemi değil, devlet projesi. İki üç ay öncesine kadar bu kadar tartışma yoktu. Hemen hemen her kanalda onlarca kişi, sosyal medyada belki milyonlarca kişi bu konu hakkında yazıyor, çiziyor. Doğru bulan var, yanlış bulan var. Devletimizin resmi açıklamaları var. Bu konu sosyal medyanın gazına gelip de bu doğrudur, yanlıştır denecek bir konu değil. Bizi ilgilendiren tarafı deniz ticaretini ilgilendiren tarafıdır. Burası meslek örgütü. Ülkenin gelişmesi için faaliyetler sivil toplum örgütlerinde derneklerde daha rahat yapılır. Böyle bir ciddi konuda çıkıp da böyle düşünüyorum, şöyle düşünüyorum diye açıklama yapmam yanlış olur. Deniz ticareti açısından tartışıyoruz. Hayatını ilime bilime adamış profesörlerin bile farklı bir şey söylediği konuda görüş ortaya koymak istemiyoruz. Yönetim Kurulumuzun ilk iki saatlik gündem maddesi buydu. Nasıl hareket etmemiz gerektiğine karar vermeye çalıştık. Şu an itibariyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”



Salih Zeki Çakır:" Sabırlı Olmalıyız."

Ülkede demokrasi var. Ağır aksak da olsa var... Bu işe olumlu bakan, bakmayan var. Kişisel görüşler var. Armatörlerin görüşleri var. Biraz sabredelim. Süreci görelim. Devlet, iyi olanı ortaya çıkaracaktır. Karşı görüşü olanlara da saygım var. Ak diyen var, kara diyen var. Kara diyenlere de saygılıyız ak diyene de... Ama bunun altında işleyen bir süreç var. Bu bir süreç devam ediyor. ÇED Raporu var. O süreçte ÇED raporuna olumlu oy veren bütün o çalışmaları yapanlara ‘Hiçbir şeyden anlamıyorsunuz’ mu diyeceğiz? Bunları sabırla gözleyelim, süreci bekleyelim ama konuşulsun da. Çok marjinal bir görüş varsa o da konuşulsun. Meslek odalarının, üyelerinin ali menfaatleri yönünde çalışmaları var. Bu işe olumlu bakan var, bakmayan var. Bunu bir ortak karar haline nasıl getirebiliriz mecliste? Bence mümkün değil... Kişisel görüşler ve yaklaşımlar var, armatörlerin bakışı var, kılavuz kaptanların bakışı var. Konuşulmayan tartışılmayan bir şey yok. Sabredelim, süreci görelim. Uzun bir süreç. Devlet muhakkak iyisini buradan çıkartacaktır. İnşallah ülkemiz ve denizciliğimiz için hayırlısı olur.

Levent Karaçelik: "Kanal İstanbul Konusunda Odanın Görüşü var m?"

Gündemin en üst maddesi Kanal İstanbul olmasına rağmen odamızda bu konuyla ilgili bir tane açıklama yapılmış değil. Kanal İstanbul hakkında odamızın görüşü nedir? Bilen var mı? Hiçbir yerde görüş beyan edilmemiş durumda. Biz, armatörüz. Biz armatörler olarak o kanaldan nasıl geçeceğiz? Bu kanal tehlikeli mi, güvenli mi? Bu ve bezeri konularda görüş bildirmeye de hakkımız olsun değil mi? DTO’da bir meclis toplantısı yaparak bunu ele almalı ve oda olarak bir karara varmalıyız. Ereğli demir çelikte bunun örneğini vermiştik. Yine yapabiliriz.

Yunus Can:" DTO, bu camianın tepe noktasıdır."

Kanal İstanbul hakkında odamızın susması, çok kirli bilgilerin özellikle sosyal medyada dolaşmasına neden oluyor. DTO, bu camianın tepe noktasıdır. En yetkili, yetkin kuruluş olan DTO’nun suskun kalması akıl işi değildir. Ben, belediye meclis üyesyken bu konuda 540 sayfalık bir ÇED raporu karşımıza gelmişti. O zaman bu proje reddedildi. Ama şimdi bakıyorsunuz bu işin sözde tarafları, hocalar, akademisyenler akıl tutulması içende. Her işin bir matematiği var. Matematiği inkar edecek şekilde insanlar Kanal İstanbul’u savunuyorlar. Kılavuz Kaptanları Derneği’nin Uzakyol Kaptanlar Derneği’nin bu konuda dernek olarak açıklamalarda bulunması gerekiyor. Hiçbir kayguya kapılmadan ülkemizin ali menfaatleri baz alınarak açık, samimi açıklamalar yapılması şart. Ben, esef duyuyorum, utanıyorum. DTO’nun korkmadan, çekinmeden görüş bildirmesi gerekiyor. İçim yanıyor. Meslek erbaplarının meslekleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunması şart.

Saim Oğuzülgen. "Kanal İstanbul konusunda en çok ben konuşuyorum."

Kanal İstanbul konusunda en çok ben konuşuyorum. Aslında kimse konuşmayınca ben en çok konuşan olarak görülüyorum. Bu projenin artıların ve eksileriyle değerlendrilmesi ve siyasete kurban edilmemesi gerekiyor. Görüş bildirmekten korkmamak gerek. Bu konuda kaptanların görüşleri alınmalıdır. Sonuçta milyon dolarlık gemileri biz kaptanlar kullanıyoruz. İstanbul boğazında her türlü emniyet alınmıştır. Bir iki alınacak emniyetle bu konu minimalize edilebilir. İstanbul Boğazı’nın tehlikeli olduğu söyleniyor. Peki, Kanal İstanbul en azından 10 yılda yapılacak. Bu tehlike 10 yıl boyunca devam mı edecek?


AHMET DOĞAN-DENİZHABER

Editör: TE Bilişim