Gül'den Demokrasi Vurgusu

TBMM - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Milletimizden gelen demokratik taleplerin doyurucu bir biçimde karşılanması devletin varoluş sebebidir. Anadolu'nun tüm tarihi mirasını korumak devletin anayasal görevidir" dedi.

TBMM Genel Kurulu, 23. Dönem 4. Yasama Yılının başlaması dolayısıyla Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in başkanlığında özel gündemle toplandı.

Gül, yeni yasama yılının başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada, demokratik rejimlerin, birbirinden farklı düşünen ve yaşayan bireyleri kucaklayan, çoğunluktan farklı düşünenlerin de hak ve özgürlüklerini teminat altına alan bir siyasi, kültürel ve hukuki düzen sunabildiği takdirde başarılı sayıldığını vurguladı.
Gül, şöyle konuştu:

"Demokratik devlet, millet olmanın esası olan ‘birlik’ fikrini ve düzenini güçlü bir biçimde geleceğe taşırken, sosyal ve kültürel farklılıkları ortadan kaldıran değil, onları zenginlik olarak kabul edip geliştirilmesine imkan sağlayan devlettir. Demokratik devlet, farklı olanı tek bir kalıp içerisinde eritmez ve ötekileştirmez; her bir bireyi varolan değerleriyle birlikte koruması altına alır.
ImageÇağdaş devlet, toplumsal ve siyasal çeşitliliği korumak için dünya görüşleri ve siyasi ideolojiler karşısında aynı mesafede durmayı başarabilen devlettir. Nihayet demokratik devlet, herkesin serbestçe kendi doğrularını oluşturabileceği ve başkalarına zarar vermeden huzur ve refah içerisinde yaşayabileceği bir siyasi düzeni kurabilen devlettir.
Ülkemize, milletimize,devletimize tarihi tecrübemizin ışığında 'biz'den bir gözle bakarsak varolan farklılıklarımızın birer zenginlik; “yabancılaşmış” bir göz ile bakarsak tehdit olduğunu düşünürüz. Yüzlerce yıllık bir tarihin ve devlet geleneğinin varisi olan bizler, farklılıklarımızın birlikte yaşadığımız uzun asırlar içerisinde birbirimize sağladığımız katkılar ve milli birliğimizi pekiştiren unsurlar olduğunu düşünmeliyiz."

SAYDAM VE KATILIMCI TUTUM
Son dönemde, siyaset ve toplum hayatının tartışma konularının başında, devlet ve kültürel farklılıklar ilişkisinin geldiğini belirten Gül, şöyle devam etti:
"Bugün devlet ve kültürel farklılıkları, çağın ruhuna uygun bir biçimde düzenleme arayışlarında, özellikle yöntem düzeyinde, saydam ve katılımcı bir tutum sergilenmelidir.
Unutmayalım ki, büyük devletler, temel niteliklerinden taviz vermeden çağa ayak uydurma yeteneği olan devletlerdir. Büyük milletler, devlet ve kültürel farklılıklar ilişkisini tarihin çeşitli dönemlerinde tazeleyerek ve güncelleyerek yollarına devam etme yeteneği gösterenlerdir. Bugün, devletimizin temel nitelikleri ve üniter yapısı korunarak, devlet ve çeşitlilik arzeden etnik, dini, kültürel gruplar arasındaki ilişkilerin çağın ruhuna uygun bir biçimde geliştirilmesi amacına dönük bir tartışma sürecinden geçiyoruz. Bu süreç, millet olma bilincimizin güçlenmesine hizmet edecektir. Milletimizden gelen demokratik taleplerin doyurucu bir biçimde karşılanması devletin varoluş sebebidir. Anadolu’nun tüm tarihi mirasını korumak devletin anayasal görevidir. Siyasi açıdan da birliğimizi ve dirliğimizi güçlendirecek bir yenilenmedir."

Image

DEMOKRASİNİN YETERSİZ UYGULANMASI
Türkiye'de bugün tartışılan sorunların büyük bir bölümünün, demokrasinin yetersiz uygulanmasından kaynaklanmış sorunlar olduğunu ifade eden Gül, şunları kaydetti:
"Etnisite ya da din adına kamplaşarak birlik fikrinden uzaklaşan toplumlar da büyük acılarla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Bunu görmek için fazla uzaklara da bakmaya gerek yoktur. Sınırlarımızın hemen ötesinde yaşananlar herkes için ibret vesilesi olmalıdır.
Türkiye çağdaş bir ülke olarak farklılıklara saygı temelinde kendi sorunlarını kendisi çözebilecek sağlam bir siyasi kültüre ve engin bir devlet tecrübesine sahiptir."

TOPLUMSAL MUTABAKATA ZARAR VERİRLER
Gül, meclis genel kuruluna hitap ettiği konuşmada, özetle şunları vurguladı:
"Hiç kimse, farklılıkların varlığını, millet içinde yeni millet adacıkları oluşturmak şeklinde anlamamalıdır. Böyle anlayanlar, toplum içinde derin fay kırıkları oluşturarak toplumsal mutabakata zarar verirler.
Herkesi ilgilendiren siyasi meselelerde 'partili' olmakla 'partizan' olmak arasındaki çizgi, kalın bir şekilde çizilmelidir.
Sorunları kabul edilebilir demokratik yöntemlerle çözmek yerine, sorunları görmezden gelmek ve milli birliği korumak adına siyaset, demokrasi dışı alanlara kayarak aşırılıklara yol açmak, çıkmaz sokağa sapmaktır.
Hiç kimse, devleti ve rejimi korumak bahanesiyle hukuk dışına çıkamaz.
Devletin, bir yüzeyde görünen bir de derin ve görünmeyen yüzü olamaz.
Yargı reformu, partizanca yaklaşımların konusu olmamalıdır.
Başkalarının bizi raydan çıkartmak için zaman zaman sabrımızı zorlayan yaklaşımlarını kaydetmeli ama bu nedenle çabalarımızı azaltmamalıyız.
Üniversiteler, farklı kimliklerle barış ve diyalog içinde bir arada yaşama kültürünü öğrencilerine yaşatırlar.
Üniversiteler, inanıyorum ki, birlik duygumuzu güçlendireceği gibi farklılıklara olan hoşgörüyü de yaygınlaştıracaktır.
Artan ve derin bir sosyal sorun haline dönüşme riski bulunan işsizlik,hükümetlerin ivedilikle çözüm üretmeleri gereken bir alandır.
Türkiye pek çok ülkeden önce, krizden çıkış stratejisini açıklamıştır.
Millet iradesinin en üst düzeyde temsil edildiği yüce meclisin, ihtiyaç duyduğumuz reformların en geniş katılımla ve en kısa sürede gerçekleştirilmesinde üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getireceğine inancım tamdır.
Çevre koşullarını sağlıklı kılmaya, şehirleri daha planlı hale getirmeye, doğal afetlere karşı önceden hazırlıklı olmaya da sınırlarımızı korumak kadar önem vermeliyiz."
Gül, tüm kamu yöneticileri başta olmak üzere, ilgili herkesi ve tek tek her vatandaşı, yaşanabilir çevre koşulları oluşturulması ve korunması konusunda seferberliğe davet etti. 

TBMM BAŞKANI ŞAHİN: SORUNLARLA YÜZLEŞMELİYİZ
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de ''Başta terör olmak üzere ülkemizin gelişmesine engel olan, milletimize büyük acılar yaşatan sorunlarımızla cesaretle yüzleşmeliyiz'' dedi.
Şahin'in sunuş konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
Artık Türkiye'nin sorun biriktiren, erteleyen ve çözüm konusunda irade göstermekten kaçınan bir ülke olma lüksü yoktur.
Savaş ve yokluklar içerisindeki milletimizi tarihin en çetin sınavından başarıyla çıkararak bağımsızlığa taşıyan, şekil ve özü cumhuriyet olan devlet yapısına kavuşturan meclisimizin çözemeyeceği  sorun, aşamayacağı engel yoktur.
Sorunlarımızın demokratik bir olgunluk içerisinde çözüleceği zemin, milletimizin iradesinin hayat bulduğu bu yüce çatıdır.
Milli iradenin rehberliğinde milletimizi zafere taşıyan, cumhuriyetimizi ilan eden meclisimizin alacağı kararlardan kuşku duymak demokrasiyle bağdaşır bir durum değildir.
TBMM'de, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile kuvvet komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Ankara Valisi Kemal Önal, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Türk Parlamenter Birliği Genel Başkanı Hasan Korkmazcan, eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, yeni yasama yılının açılışında yer alan isimler arasında yer aldı.

Editör: TE Bilişim