Erdoğan: Kriz Duasına Çıktılar

Seçim mitinglerine devam eden ve bugün Aksaray’da konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefinde muhalefet ve medya vardı. Mitingde Erdoğan’ın medyaya yönelik eleştirileri sırasında, meydanda bulunan bazı vatandaşlar mitingi izleyen basın mensuplarına tepki göstererek el, kol hareketi yaptı. Erdoğan, bunun üzerine vatandaşları uyararak, “Oradaki medya mensubu arkadaşlarım medya görevlisi. Onun için oralara el, kol hareketi yapmaya gerek yok. Ben sizinle konuşuyorum” dedi.

Yerel seçimlere 37 gün kaldığını hatırlatan ve muhalefet partilerini meydanlara davet eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu ülkenin herhangi bir şehrinde bir tek dikili ağacı olmayanlar, milletle yüz yüze gelmekten kaçınıyor. Çünkü onların millete bakacak yüzü yok. Onların milletle yüzleşmeye takati yok, mecali yok. Ankara’da koltuklarına kurulurlar, Türkiye’yi sadece televizyon ekranlarından, sadece yandaş gazetelerin sayfalarından izlerler. Onlar halkımızla Babıali’nin diliyle, İkitelli’deki yandaş medyalarının diliyle konuşurlar. Bizim farkımız burada. Biz siyaseti gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından, Babıali’den, İkitelli’den yapmayız. Biz siyaseti milletimizle birlikte, milletin içinden yaparız. Bunun için bizi arayan Kocaeli’de, Kastamonu’da, Sivas’ta, Sinop’ta, Amasya’da, Merzifon’da, Samsun’da, Aksaray’da bulur. Biz, milletimizle medya üzerinden değil, burada, meydanlarda iletişim kuruyoruz. Beyefendiler hala halkın içine inebilmiş değiller. Çünkü bunlar muhalefet etmeyi de artık taşeron medyaya verdiler. Kapalı salonlardan çıkamadılar, yandaş meydanın çırpınışlarını görüyorsunuz değil mi? Haftalardır, aylardır partimize attıkları çamur, iftira kalmadı. Bu iftira sağanağını görünce merak ettik, ‘Yandaş medya niçin hükümeti bu denli baskı altına almaya çalışıyor, sindirmeye çalışıyor’ diye? Bu saldırganlıklarının altında ne yatıyor, neyi engellemeye çalışıyorlar diye? Alışmışlar medya gücünü kullanarak başka şeylerin kavgasını vermeye, basın üzerinden menfaat devşirmeye. Durum şimdi daha iyi anlaşılıyor, meğer bir dertleri varmış da onu engellemeye çalışıyorlar. Devletin bir kurumu, yasal bir işlem yapıyor, hemen hükümete yüklenmeye başlıyorlar. Bu sizin ilk kez düştüğünüz bir durum mu? Başınıza ne gelse hükümetten biliyorsunuz, AK Parti’den biliyorsunuz. Hükümete iftara atmak yerine hukuka uygun davranmayı öğrenseniz daha doğru olmaz mı? Bunlar iftira atma konusunda ne yazık ki uzmanlaşmışlar. Vatandaşlarla ilgili yalan yanlış haber yapmada, hükümetle ilgili, devletin saygın kurumları hakkında, TSK, polisimiz hakkında yalan yanlış haberler yapmada gayet başarılı. Şu veya bu demiyorum, ayırt etmiyorum, kim yazıyorsa hepsi için söylüyorum. Böyle bir basın özgürlüğü olmaz, böyle bir basın ahlakı olmaz. Basın özgürlüğünden dem vurup, patronunun sesi olan, menfaatlerini kollamayı özgürlük mücadelesi sananların durumu da ibret vericidir. Basın özgürlüğünden dem vurarak, yalan yanlışı, iftirayı, çamur atmayı normal gösteremezsiniz. Medya gücünü kullanarak, haksızlığa, hukuksuzluğa, menfaat devşirmeye kalkışamazsınız. Bizim iktidarımızda bu olamaz.”

20’den fazla belediye başkanını partiden attık

Erdoğan, ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ın da “Bu olay bir rejim sorunudur” dediğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Allah, Allah... Biliyorsunuz Sayın Baykal’ın mesleği avukatlık. ‘Ben Ergenekon’un avukatıyım’ dedi. Mesleği bu, hakikaten başarılı bir avukat. Ama millet haklıyı, mazlumu savunan avukatların yanında yer alıyor, bunların yanında değil. Yandaş medyanın yandaş partisinin durumu içler acısı. Seçime 37 gün kalmış, hala tek bir proje yok, tek bir plan yok, sadece iftira kampanyası var, işi gücü iftira. Şimdi çıkmış bakıyorsunuz, kendi içlerinde birbirlerine girdiler, daha da çok gireceksiniz. Diyor ki bugün gazetede, ‘AK Partili şuranın belediye başkanı ile ilçe başkanı şunu şunu yapmış’. Biz bundan 6-7 kadar önce bu olumsuz duyumları aldığımızda daha hakkında dava açılmamış olduğu halde partimizden ihraç ettik, ilçe başkanını da belediye başkanını da bunun yanında bazılarını da. buna benzer bugüne kadar 20’yi aşkın belediye başkanı ve meclis üyesini partimizden ihraç ettik. Ama beyefendiler, acaba şu ana kadar kaç kişiyi ihraç ettiniz? Biz bu noktada elimize, masamıza belge geldiği anda partimizden ilişiğini keseriz. Beraber yürümeyiz. Yine bunların gazetelerinin sağında solunda birçok şey yazılır, çizilir. Kendimiz inceleriz. Onların yazması bizim için geçerli değildir. Araştırırız, bakarız, doğruysa o zaman onun da gereğini yaparız. Onun da gereğini birçok kez yapmışızdır. Bunu da kendileri çok iyi bilir.”

Yeni bir dua şekli

Erdoğan, muhalefetin ne yapacağını söylemediğini, Aksaray için ne yapacaklarını merak ettiğini anlatarak, şunları söyledi:

“Bütün yaptıkları AK Parti’yi karalamak, hakaret etmek. Görüyorsunuz küresel finans krizinin ipine sımsıkı sarılmış durumdalar, altı yıldır kriz lafını ağızlarına sakız ettiler, ‘bir kriz çıksa da şu AK Parti’yi bir eleştirsek, yerden yere vursak, bir yıpratsak’ diye... Yeni bir dua şekli söyleyeyim size, ‘kriz duasına’ çıkmışlar. Yeter ki AK Parti kaybetsin. Türkiye’de ne olursa olsun, bunların siyaset anlayışı işte bu. Biz bu siyasete asla prim vermeyiz. Bu millet bu siyasete prim vermez. Biz diyoruz ki Türkiye kazansın, bu millet kazansın ama biz kaybedelim. Bizim farkımız bu.”

İisizlikte sıkıntı var kabul ediyorum

AK Parti göreve geldiğinde yüzde 63 olan devlet borçlanma faiz oranının şimdi yüzde 14 olduğunu ifade eden Erdoğan, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin arttığını, GSYİH’ya oranla kamu net borç stokunun ve enflasyonun düştüğünü, ihracatın arttığını anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu iktidar yan gelip yatmadı. Bütün bu çalışmalarımız aynı kararlılıkla devam ediyor. Sıkıntı yok mu? Var tabii, yok diyemem. Her tarafı güllük, gülistanlık göstermiyorum. İşsizlikte sıkıntımız var, bunu kabul ediyorum. Göreve geldiğimizde bu sıkıntı yüzde 10.9 civarındaydı, şimdi maalesef bu gelişmelerle biraz daha artış göstermiş vaziyette. Ama bu sadece Türkiye’de değil ki? Dünya devi Amerikasında da var, Almanya’da, İngiltere’de, Japonya’da, her yerde var. Buna yönelik kanunlar çıkardık. İşverene diyoruz ki ‘Bak çıkarma, biz sana burada prim ödeyelim’ Prim ödeme suretiyle 6 ay dayan’. Bazılarına süreyi daha da uzatma durumumuz olacak. Diyoruz ki ‘yeter ki işveren olarak sen şu işçini çıkarma’.
Bununla ilgili yasayı da Meclis’ten geçirdik. Derdimiz, gayretimiz bu.”

Bahçeli önce borçların hesabını versin

Başbakan Erdoğan’ın eleştirdiği isimler arasında “Türkiye’yi borçlandırdılar” açıklamasını yapan MHP lideri Devlet Bahçeli de vardı. Erdoğan, şunları söyledi:

“Bakıyorsunuz Sayın Bahçeli çıkmış diyor ki ‘Türkiye’yi borçlandırdınız’. Siz önce, iktidar ortağı olduğunuz zaman 71 milyar TL olan borcu 215 milyar TL’ye çıkarmanın hesabını verin. 71’den aldınız 215’e çıkardınız. Siz devlet olarak borçlanırken yüzde 63 faiz veriyordunuz. Bu yüzde 63 faizin hesabını verin. Siz 30 milyar dolar IMF’ye borçlandınız. Bunun hesabını verin. Bize 23.5 milyar dolar borçla IMF’yi devrettiniz. Şimdi bizim IMF’ye borcumuz ne oldu biliyor musunuz? 23.5 milyar dolardan devraldık, şimdi 8 milyar dolara indirdik. Biz buyuz. Sayın Bahçeli, bunu gör be. Bunu görmezsen olmaz be. Haksızlık olur be. Bunu gör. Ben rakamlarla konuşuyorum, belgelerle konuşuyorum. Ama yanlış kılavuzlar seçmişsin kendine. Önce bu kılavuzları değiştir. 3.5 yıllık iktidarınızda yaptıklarınız ortada. Size millet 5 yıllığına görev verdi. ’5 yıllığına ülkeyi yönetin’ dedi. Ne yaptınız? 3.5 yıl dayandınız. 3.5 yıl sonra, ‘biz bu ülkeyi yönetemiyoruz” dediniz ve bırakıp gittiniz. Kimse size ‘bırakıp gidin’ demedi. Niye bırakıp gittiniz? Neden? Kolay değil bu iş. Bu millet her şeyin çetelesini tutuyor. Tuttuğu için de ne yaptı? Sandığa gömüverdi. Millet en iyisini bilir. Demokrasinin güzelliği de burada zaten. Milletim şunu iyi bilsin: AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye aslına dönüyor. O asil ruhuna tekrar kavuştu. Hani Mehmet Akif Ersoy diyor ya ‘yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım’. Türkiye artık o eski Türkiye değil. Türkiye artık 6 yıl öncesinin Türkiyesi değil. Kafayı kuma gömerek dünyada var olunmuyor. Dışarıda liderlerin karşısında el pençe divan durarak bu işler olmuyor. Masalardan kaçarak, köşe bucak kaçarak bu işler yürümüyor. Masaya oturarak, Türkiye’nin tezlerini, Türkiye’nin haklı mücadelesini savunarak, bu davayı savunarak oluyor.”

Aksaray’a havaalamı sözü veremiyorum

Aksaraylıların havaalanı isteği üzerine Erdoğan, “Ne aldatan olacağız, ne aldanan” diyerek, gerçekleştiremeyeceği sözü vermeyeceğini söyledi. Erdoğan, “İnşallah ekonomide daha da güçleneceğiz. Güçlendiğimizde onlar da olacak. Biraz daha sabır” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim