Davutoğlu Yeni Bir Dünya Düzeni İstedi

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bugün uluslararası siyasal, ekonomik, kültürel düzenin yeniden inşa edilmesi ve kapsayıcı olması gerektiğini ifade etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin adım adım ilerleyerek Tahran anlaşmasının zeminini oluşturduğunu belirterek, "17 Mayısta Tahran anlaşması sağlandı. Bu anlaşmanın zeminini hazırlayan şey de Sayın Obama ile son olarak Nisan ayında yapılan görüşme ve Sayın Obama tarafından bize yazılan mektuptur" dedi.

Davutoğlu, Türkiye'ye gönderilen mektubun Brezilya'ya gönderilen mektupla aynı olduğunu ve burada kendilerinden talep edilen ana unsurların Tahran anlaşmasıyla sağlandığını ifade etti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kanal 24'te katıldığı bir programda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin nükleer silahlar konusunda ilkesel olarak bir tutum içinde bulunduğunu ve çok uzun zamandır bunu her zeminde vurguladığını bildiren Davutoğlu, Türkiye'nin nükleer silahlara karşı olduğunu ve nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge istediğini söyledi.

Türkiye'nin, barışçıl nükleer enerjinin herkesin hakkı olduğuna inandığını ifade eden Davutoğlu, nükleer tekel oluşmasının doğru olmadığını ve bu durumun bazı ülkelere ekonomik rekabette fayda sağladığını kaydetti.

Türkiye'nin her iki konuda da çıkacak ihtilaflarda çözüm yolu olarak diplomasiyi benimsediğini vurgulayan Davutoğlu, askeri yönteme kesinlikle karşı olduklarının altını çizdi.

"Biz bölgemizde nükleer silah istemiyoruz" diyen Davutoğlu, İran'ın nükleer programıyla ilgili bu süreçte şeffaf davranması ve UAEK ile işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini kaydederek, geçen yıl yürütülen müzakerelerin koptuğunu, ancak daha sonra müzakerelerin Türkiye'nin girişimleri sonucunda tekrar başladığını hatırlattı.

"Türkiye'nin bu sürece müdahil olması da yeni değildir" ifadesini kullanan Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin, İran'a ilk yaptırımın uygulanmaya başladığı 2006 yılından bu yana sürecin içinde bulunduğuna dikkati çekti.

Davutoğlu, "Biz BM Güvenlik Konseyi'ndeki herhangi bir üye değiliz. Biz İran'a komşu olan yegane BMGK üyesi ülkeyiz" dedi.

İran'a uygulanacak yaptırımların Türkiye'ye maliyetinin olacağını ifade eden Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yaptırımlar, bugünkü geçen haliyle yumuşatılmış bir hali ve bunda Türkiye'nin çabalarının, Tahran anlaşmasının etkisi olmuştur. Hazırlanan taslakta, gayrı resmi olarak paylaşılan taslakta, özellikle enerji ticaret, ulaştırma, sigortacılık, bankacılık gibi alanlarda ciddi müeyyideler geliyordu. İsrail'in istediği yaptırımlar, İran'ı felç kılacak yaptırımlardı."

Diplomasiyle ciddi bir mesafe aldıklarını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin dünyada yalnızlaşması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.

Türkiye'nin BMGK'nın yaptırım kararlarına uyup uymayacağı sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, şu ana kadar İran'a yönelik 6 yaptırım kararı çıktığını hatırlatarak, Türkiye'nin de bu konuda geçmişteki uygulamalarını sürdüreceğini bildirdi.

Türkiye'nin İran'a yönelik var olan yaptırımların da kaldırılmasını istediğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolar civarında olduğunu, yaptırımların kalkması durumunda bu rakamın 30 milyar dolara çıkacağını ifade etti.

Türkiye'nin batı karşısında doğuyu tercih ettiği yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten Davutoğlu, şöyle dedi:

"Bizim tercihimiz çok açık. İlk olarak insani bir tercihimiz var; nükleer silahlara karşıyız. İkinci olarak da ulusal çıkarlarımız var. Nükleer silahların mevcudiyeti ister İran'da olsun, ister İsrail'de olsun, ister başka bir ülkede, Türkiye'nin ulusal menfaatlerine aykırıdır."

Davutoğlu, yarın yapılacak Türk-Arap Forumu'nda, Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında serbest ticaret anlaşmasını duyuracaklarını açıkladı.

"Yeni uluslararası düzene ihtiyaç var"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bugün uluslararası siyasal, ekonomik, kültürel düzenin yeniden inşa edilmesi ve kapsayıcı olması gerektiğini ifade etti.

Halen BM reformunun yapılmadığını ve 5 ülkenin çok ayrıcalıklı bir yapıya oturtulduğunu belirten Davutoğlu, uluslararası sistemin çok daha katılımcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini bildirdi.

"Biz birilerinin görüşünün mikrofonu ya da hoparlörü olacak değiliz" diyen Davutoğlu, hiyerarşik yapı içinde Türkiye'ye şu kadar bir pay düşer diyerek hareket etmeyeceklerini belirtti ve Türkiye'nin özgüvenle hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Kıbrıs'ta adaletsizlik yapıldı"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin sırtını Avrupa'ya döndüğü yönündeki eleştirilere de yanıt verirken, Türkiye'nin Kıbrıs'ta Annan Planından sonra ambargoyu kaldırmış, her zaman Türkiye'nin AB'ye imtiyazlı ortaklığından bahsetmeyen bir Avrupa'ya sırtını dönmüş ve Doğuya yönelmiş olması halinde bu eleştirilerin haklı olabileceğini kaydetti.

"AB Kıbrıs konusunda büyük bir adaletsizlik yapmıştır" diyen Davutoğlu, Kıbrıs'ta yapılanların yanı sıra Türkiye'nin AB sürecinde 7 faslın Kıbrıs konusu nedeniyle engellendiğini bildirdi.

Davutoğlu, bütün bunlara rağmen Türk liderlerin AB'den vazgeçildiği yönünde bir beyanatı bulunmadığını ve tüm AB toplantılarına katıldıklarını ifade etti.

Eksen kayması tartışması

Türkiye'nin eksen kaymasıyla karşı karşıya kalıp kalmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye'nin ekseninin insanlığın vicdanı olduğunu belirterek, Türkiye'nin her zaman insani değerleri savunduğunu söyledi ve "AB içinde de bu değerleri savunmaya devam edeceğiz. AB'ye girmiş olsak da Kudüs'ün kaderi bizim kaderimiz olacaktı. Bağdat'ın kaderi bizim kaderimiz olacaktı. Brüksel'in kaderi de bizim kaderimiz olacaktı" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim