Baykal: O İnsanların Yüzünü Güldürüver

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Baykal Başbakan Erdoğan'a, " Tekel işçilerinin yüzlerini güldürüverin, ailelerini öyle bırakmayın. Onları yenilmiş ezilmiş insanlar haline bir de siz dönüştürmeyin" diye seslendi.

İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:

-Türkiyemizde çalışan kesimlerin sorunları şikayetleri rahatsızlıkları bir türlü kurallara uygun bir biçimde çözülemiyor. Hala anlamsız kavgaların içinden geçiyoruz. Yıllardır tarımla yaşayan insanlar için değişimler yapılmıştır. Çiftçilerin borçlarını ödemelerine imkan verecek yasal düzenlemeler getirilmiştir. Ama kökten çözücü bir düzenleme yapılmamıştır. 

VATANDAŞIN SIKINTISI VİCDANLARI SARSACAK DÜZEYDE

-Bunun yeterli olmadığı, konuyu çözecek çözümün ne olması gerektiğini söylemişlerdir. Geldiğimiz noktada hala çiftçilerimizin bir kısmı perişan hale gelmiştir. İcralar, hapis tehditleri, ödenemeyen borçlarla ilişkin ağır sıkıntılara maruz kalmaktadırlar. Her hafta anadolu’dan çiftçi vatandaşlarımız, bize belgelerle sıkıntılarını gönderiyorlar. Bunların bir kısmı gerçekten insanın vicdanını sarsacak düzeyde haksızlıklar.

-Elimde yüzlerce borçlarla ilgili hapis tehdidiyle, hacizle tehdit edilen vatandaşlarımızın sorunu var. Bir tanesini söyleyeyim.

-8 milyarlık bir borç için, 41 milyar ödemesi geliyor. Ödenemez hale gelmiş. Bunların hepsinin adresi elimizde. Ne olduğu, kim olduğu bilinen bir çiftçi kardeşimiz. Aynı şekilde yüzlerce belge elimizde.

-Başka bir vatandaşın 7500 lira borcu var, 15 bin ödemiş, kalan borç 27 bin. Bunu şimdiye kadar kime uyguladınız? Borcunu ödemeyen hangi hortumcuya bunun tatbik ettiniz?

YAPILAN ZULÜMDÜR

-Bu zulümdür, haksızlıktır, yazıktır. Bu insanlar borçlarına sadık olmadıkları için gelmiş değillerdir. Borcunu ödeyemediği için en büyük acıyı onlar çekiyor. Mazotun gübrenin ilacın fiyatı iki katına çıkmış, ürün fiyatı hala 2002 seviyesinde. Çiftçi perişan olmuş, büyük kentlere gelenler iş bulamamışlar. Bunu bir an önce toparlamak lazım. Bu haksızlığı bir kez daha iktidarın dikkatine sunuyorum.

-Öğretmenlerle ilgili şikayet önümüzde. Eğitim her işin özü temeli. Türkiye’de eğitime yapılacak harcama, en helal harcamadır.

-Çocukları okutmuşuz, aileler binbir zorlukla okutmuş. 2004 yılından beri atanmayı bekleyen binlerce öğretmen var. Bunları yetiştirmişiz, öğretmen yapmışız. Öğrencilerimiz öğretmen bekliyor, öğretmenler görev bekliyor. Bize görev verin yapalım diyorlar. Ama iki yüz bine yakın gencimiz tayin bekliyor. Şubat atamasını kaldırdılar, binlerce insan büyük bir üzüntünün içine girdiler.

-Yapılan haksızlıklar, yüksek puan aldığı halde atamasının yapılmadığı durumu. Mezun olduğu okulu göre, okul türüne göre, öğretmen olma şansını elde eden edemeyen öğretmenler ayrımı. Bunlar acı olaylar. Türkiye’nin gerçek gündemi.

İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ

-Türkiye’de yaşanan tablonun daha doğru anlaşılmasına yardımcı olacak bir görünümü, geride bıraktığımız birkaç gün içinde elde ettik.

-İstanbul Avrupa Kültür başkentlerinden birisi olarak ilan edildi, ilk kez ilan edildi. Bu olay Türkiye’de İstanbul’da çok büyük bir heyecanla karşılandı, çok kapsamlı törenler düzenlendi, trilyonlarca lira harcandı. İstanbul gece ışıklarla havai fişeklerle bir büyük şenlik yaşadı. Olağanüstü yüksek bir heyecan. İstanbul’un yedi tepesinde şarkılar türküler.

-Bir yanda İstanbul’da Avrupa Kültür Başkenti sevinci, öte yanda Ankara’nın göbeğinde, işini kazanabilmek için büyük bir mücadeleye girmiş olan Tekel işçilerinin vermekte oldukları ekmek kavgası.

-Bir yanda binlerce Tekel işçisi, onların yürekleri kanatan görüntüleri, öte yanda da bir büyük şenlik, coşku ve trilyonlarca lira harcanarak yapılan kutlama törenleri.

-Bu olağanüstü sevince yol açan, Türkiye’nin on trilyonlarca lira harcamasına neden olan bu olay nedir? Bunun altında ne yatıyor? Biz böyle sevinçleri böyle yaşadık. 2004’te Kızılay meydanında, AB’ye girdik diye gündüz havai fişekleri atılmıştı. Şimdi neyse ki havai fişekler gece atıldı.

-1985’ten bu yana Avrupa’da kültür başkenti olmuş, Avrupa kentlerinin listesi önümüzde. Her yıl bir tane, bazı yıllar iki tane bazı yıllar daha fazla kent, Avrupa kenti kültür başkenti olmuş.

MİLLETİN SIKINTILARI UNUTTURULMAK İSTENİYOR

-O kutlamalara harcadığın paraların içinde tekel işçilerinin de paraları var. Fransa’da bir firmaya havale edip, gelin bize gece İstanbul’u ışıklandıracak bir düzenleme getirin, bilgisayarla İstanbul’un dört bir köşesinden havai fişek atılsın, trilyonlar harcansın, yeter ki millet gerçekleri görmesin, sıkıntıları unutsun deniyor.

-Tekel işçileri 32 gündür çok çarpıcı bir mücadele veriyorlar. Bu mücadeleyi doğru anlamak lazımdır. Bu mücadelenin altında ne yatıyor bunu çok iyi değerlendirmek lazımdır. Bunu görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Böyle bir facianın orada yaşanıyor olmasını, ne halleri varsa görsünler diye, sırtımızı dönerek, vicdanımızı susturarak unutmaya hakkımız yoktur.

-Türkiye Cumhuriyeti İstanbul’da havai fişek gösterisini yapabilen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, işçilerin statüsünü koruma altına alacak bir düzenlemeden aciz midir?

-Her gün orada insanlar hastaneye kaldırılıyor. Revire kaldırılıyor. Hastalık yaygınlaşıyor. Buna değer mi? Bir toplumun vicdanı bu manzaraya sessiz kalabilir mi? Yazıktır günahtır ayıptır.

-Devlete kendi vatandaşıyla kavga etmek yakışmaz. İnatlaşmak yakışmaz. Böyle bir olaya şefkat gösterecek, merhamet gösterecek gelin çocuklar deyip elini uzatacak iktidar, toplumun vicdanına sahip çıkmış bir iktidar olarak değerlendirilir. O insanların yüzlerini güldürüverin, ailelerini öyle bırakmayın. Onları yenilmiş ezilmiş insanlar haline bir de siz dönüştürmeyin. Şimdi bir kez daha kabadayılık yapıp, onların burunlarını sürtmenin kimseye bir yararı yoktur.

-12 bin kişiyle ilgili bir sorun. Onu bunu veriyorum, verme kardeşim. İş ver iş. Yan gelip yatmak istemiyor o, ekmeğini kazanmak istiyor. “Bana ne kardeşim ne halin varsa gör” deme. İşi bu hale sen getirdin.

-Bunu ekonominin icabı diye kabul ettiremezsin. 298 milyon dolara satmışsın, kısa süre sonra 900 milyon dolara bir başkasına devredilmiş. İşte bütün Tekel dediğin bu. Bu yanlış işleri yapan sensin. Tütün üreticisini, sigara ithalatını artırmışsın, tütün ihracatını azaltmışsın. Şimdi onların bedelini orada çalıştıran insanlara niye ödettiriyorsun?

İLAÇ DEPODA VAR ECZANEDE YOK

-İlaç var ama yok. Depoda var ama eczanede yok. Şimdi yavaş yavaş sağlık hizmetlerini paralı hale dönüştürmek için, hastanedeki paranın bir kısmını eczaneden tahsis edebilmek için bin bir cambazlık yapılıyor.

REFERANDUM KARARI

-Türkiye’nin yaşadığı temel sorunu biliyoruz. Kurumlar arası huzursuzluk konusu. Bazıları bunu kurumların çatışması gibi takdim etmeye yönelmişti. Sonra bakıldı ki bu çatışma, iktidarın kurumlarla çatışmasıdır. Bu tabloda birden bire bazı değişiklikler ortaya çıkmaya başladı. Hükümetin birden bire referandum yasasıyla ilgili düzenleme kararını gördük. 45 güne indirilmek isteniyor. Bunun arkasında da anayasa değişikliği projesinin yattığı anlaşıldı. Konu anayasa değişikliği konusudur.

-Anayasa değişikliği projesi, Türkiye’de iktidarın kurumlarla hesaplaşma konusundaki uygulamalarının yeni bir düzeyde anayasa düzeyinde sürdürülmesi anlamına gelmektedir.

-Albay Çiçek’in hazırlık yaptığı iddia edildi, Albay çiçek serbest. Sivil mahkeme, Ergenekon mahkemesi, baktılar bunlar boş laflar der gibi geri çevirdi. Adli Tıp Kurumu orijinal imzadır diyor kanaatinden sonra bu karar çıktı.

Editör: TE Bilişim